Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/454 E. 2018/460 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/454 Esas
KARAR NO : 2018/460

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/05/2016
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 25/04/2018
Davacı vekili tarafından açılan Alacak davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında Elektrik Enerjisi Satışına İlişkin Sözleşme (“Sözleşme”) mevcut olup, müvekkil şirket, davalı şirketin … numaralı abonesi olduğunu, Sözleşme’nin ikamesi sürecinde meydana gelen bazı haksız tahsilatlar sonucu işbu davayı açma zarureti hâsıl olduğunu, Davalı şirket tarafından müvekkil şirkete bu abonmanlığına ilişkin olarak elektrik faturalarına yansıtılan ve müvekkil şirket tarafından ödenen elektrik faturalarında “’kayip enerji bedeli, perakende satiş bedeli, perakende hizmet bedeli, psh sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanim bedeli ve dağitim bedeli” ada. altında haksız tahsilatlar yapıldığını, Müvekkil şirkete faturalarda yansıtılan bu alacak kalemleri haksız ve hukuka aykırı olup iadesi gerektiğini, Bu haksız ve hukuka aykırı tahsilatlara ilişkin olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarih 2013/7-2454 E. 2014/679 K. saydı kararında (EK-2), Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 15/09/2014 tarih 2014/4592 E. 2014/11826 K. sayılı kararında (EK-3), Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2014 tarih 2014/12810 E. 2014/12352 K. sayılı kararında (EK-4), Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 01/07/2014 tarih 2014/3055 E. 2014/10723 K. sayılı kararında (EK-5), Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02/07/2014 tarih 2014/1994 E. 2014/10861 K. saydı kararında (EK-6) ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2014 tarih 2014/7-11884 E. 2014/1045 K. sayılı kararlarında söz konusu alacak kalemlerinin haksız olduğu ve tüketiciden tahsil edilemeyeceğinin açıkça belirtildiğini, Elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp bedellerinin, elektrik faturalarına uyan ve ödemesini yapan müvekkil şirketten tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, nitekim bu durum, parasını her halükarda tahsil eden davalının çağın teknik gelişmelerine ayak uydurmasına engel olmakta, yani teknik alt ve üst yapışım yemleme ihtiyacı duymasına mani olmakta, elektriği hırsızlamak suretiyle kullanan kişdere karşı önlem almak ve takip etmek için gerekli girişimlerde bulunmasını engellemekte olduğunu, oysa elektrik kaybım önleme ve hırsızlıklan engelleme, hırsızı bularak bedeli ondan tahsil etme görevinin davalıya ait olduğunu, müvekkili şirketin, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp enerji bedeli, perakende satış, perakende hizmet, psh sayaç okuma, iletim sistemi kullanım ve dağıtım bedellerinin hangi miktarda olduğunu denetleyebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödediğini bilmesi, şeffaflık ve hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından olduğunu, Bu şeffaflığı müvekkil şirkete temin etmeyen davalı, dava konusu alacaklarımızı iade etmek durumunda olduğunu, Bu hususlar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21/05/2014 tarih 2013/7-2454 E. 2014/679 K. sayılı karan ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 17/12/2014 tarih 2014/7-11884 E. 2014/1045 K. sayılı kararlarında açıkça ortaya konulduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini, Yukanda arz ve izah edden nedenlerle, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, (i) kayıp enerji bedeli, perakende satış bedeli, perakende hizmet bedeli, psh sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli ve dağıtım bedeli olmak üzere şimdilik 1.000,00TL’nin faturalara yansıtddığı tarihlerden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faizi de birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri de vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; davanın belirsiz alacak davası açılmasına uygun mahiyette olmadığını, davacının kayıp kaçak bedeli ödediğine dair herhangi bir delil sunmadığını, müvekkili şirketin elektrik dağıtım şirketi olmayıp özel sektör mensubu elektrik satış şirketi olduğunu, bu nedenle kendi adına tahsil etmediği kayıp, dağıtım, iletim bedellerinin müvekkilinden talep ve tahsil edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin sadece üretim yapmakta olduğunu, kayıp ve kaçaktan sorumluluğunun bulunmadığını, elektrik faturalarına yansıtılan kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedellerinin mevzuat gereğince tahsil edilmekte olup keyfi bir uygulama olmadığını, davacının tacir olup süresi içerisinde faturalara itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul ettiğini ve aldığı hizmetlerin bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, davanın reddine, davaya katılması amacıyla Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş ye davanın ihbar olunmasına, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle alacak davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 07/03/2018 havale tarihli raporunda; ………………….Dosyada mevcut belge-bilgiler ve mevcut yasal düzenlemeler kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda; Dosya kapsamına sunulan Sözleşme örneğinden Davacı … A.Ş. ile davalı tedarikçi şirket arasında dava konusu … abonelik numarası için imzalanmış Elektrik Enerjisi satış sözleşmesi bulunduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun konuya ilişkin 21/05/2014 günlü ve 2013/7- 2454 Esas, 2014/679 Karar sayılı emsal ilamındaki “kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye iadesine” yönelik kararı bulunduğu, Ayrıca Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’ nin, 30/09/2014, 2014/6150, 2014/12754 sayılı emsal ilamında “dağıtım – iletim – PSH bedellerinin de tüketiciye iadesine” yönelik kararları bulunduğu, Ancak, 6719 sayılı Kanun ile 6446 sayılı Kanunda yapılan değişiktik He kavıp-kacak elektrik bedeline açıkça vasat dayanak sağlanmıştır, Mevcut düzenlemeler kapsamında; 6719 sayılı Kanun ile 17 nci maddeye 10.) bent eklenmiş, açılan davalarda; mahkemelerin yetkisinin, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmıştır. Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi için yapılan incelemelerde; Yukarıdaki çizelge 2 de her bir fatura için yapılan birim fiyat analizlerinde Davalı tedarikçi şirket tarafından davacı şirkete tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırları geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’ nun düzenleyici işlemlerine UYGUN OLDUĞU. Faturalara yansıtılan kayıp/kaçak, dağıtım, iletim bedellerine ait birim fiyatların, “Ticarethane” tarifesinde fatura dönemleri itibariyle yürürlükte olan EPDK ca belirlenen (onaylı) TEDAŞ birim fiyatları ile bire bir uyuştuğu (çizelge 2), Faturalarda davacı tarafça dava konusu edilen bu kalemler için FAZLADAN TAHAKKUK BULUNMADIĞI, EPDK nın 07.12.2011 tarihli Kayıp/Kaçak bedeline ilişkin duyurusunda dava konusu fatura dönemleri itibariyle kavıp-kacak bedelinin ayrıştırılarak serbest tüketiciler de dahil tüm dağıtım sistemi kullanıcılarına yansıtılması uygulamasına geçildiği açıkça belirtilmiştir. Elektrik Piyasası Kanununa eklenen Geçici 20. madde nedeniyle kanunda yapılan değişikliğin derdest davalara da uygulanacağı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3. Dairesinin kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsili uygulamasını hukuka aykırı bulduğu kararlarından sonra Elektrik Piyasası Kanununda yapılan değişiklikler sonucu kayıp/kaçak, dağıtım , iletim maliyetlerini tarifeler üzerinden tüketicilere yansıtmasının mevcut mevzuata uygun olduğu, 6719 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin Anayasaya aykırılığı iddiası ile Anayasa Mahkemesine götürüldüğü, Anayasa Mahkemesi’nin E.2016/150 ; K.2017/179 ; 28.12.2017 Tarihli Kararı ile yapılan itirazların Anayasa aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle İPTAL talebin REDDİNE karar verildiği, açıklanmıştır.
Dava, Elektrik aboneliğinden kaynaklanan ve kayıp kaçak bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli ve sayaç okuma bedeli olarak tahsil edilen miktarların tahsili isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.
Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında mahkememizce sadece davacı için tahakkuk ettirilmiş bulunan bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olup olmadığının denetimi mümkündür.
Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açıldığı ve sonucunun beklenmesi gerektiğini talep etmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Hal böyle olunca dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından tahakkuk ve fatura edilen bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu, davacının fazladan bir ödemesi bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu alacak davasının REDDİNE
2-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı lehine takdir edilen 12.897,36.-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından peşin alınan 29,20.-TL ile 2.150,00.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.179,20.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.143,30.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak)Davacı vekili Av…. , Davalı vekili Av. …. yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/04/2018

Katip …

Hakim ….