Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/395 E. 2018/216 K. 26.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/395
KARAR NO : 2018/216

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2016
KARAR TARİHİ : 26/02/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2018

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalılar arasında imzalanan sözleşme gereğince; davalıların müvekkilinden kayıp kaçak, sayaç okuma, parekende satış bedeli ve iletim hakkı kullanım bedeli ile dağıtım sistemi kullanım bedeli tahsil ettiğini, müvekkilinin söz konusu alacak kalemlerinden sorumlu tutulması ve bunların tahsil edilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, haksız olarak ödemek zorunda kaldığı kayıp kaçak bedeli, parekende satış hizmet bedelleri, sayaç okuma bedeli, iletim hakkı kullanım bedeli, dağıtım sistemi kullanım bedellerinin tespiti ile tespit tarihine kadar fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL haksız ve hukuksuz tahsilatın ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; Davanın İdare Mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın hukuki yarar şartının bulunmadığını, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, söz konusu kalemlerin idari bir kararla davacıya yansıtıldığını, yasal düzenleme ile gelen idari tasarrufların İdari Yargı düzeyinde iptalinin gerektiği, söz konusu bedellerin yasadan kaynaklandığını, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Bedaş vekili cevap dilekçesinde; Zamanaşımı, huzumet, yetki ve yargı yolu itirazında bulunduğu, huzurdaki davanın muhattabının … olduğunu, … mevzuatı ve kurul kararları gereğince tarifelere göre faturaların tahakkuk ettirildiğini, davacının … aleyhine iptal davası açması gerektiğini, 6719 sayılı yasa uyarınca geçerli … kararı iptal edilmedikçe tüm tüketicileri bağlayacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde; Son yargıtay kararları ışığında, açılan davaya konu alacak hesaplanabilir olduğundan kısmi davanın konusu yapılamayacağını, davacının gerek gelen faturalar, gerekse yapılan ödemeler nezdinde iade talep ettiği bedelleri belirlemesi mümkün olduğundan, davanın kısmi dava olarak açılmasında hukuki yararı olmadığını, anılan dava şartının sonradan davacıya süre verilerek düzeltilemeyeceğini, bu sebeple davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, elektrik faturalarındaki kayıp/kaçak bedeli, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedeli iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı arasında iş yerine ilişkin elektrik abonelik sözleşmesi bulunduğu, davacının davalı tarafından abonelik sözleşmesine istinaden kullandıkları elektrik enerjisi için düzenlediği faturaları ödediğini, ancak davalının düzenlediği faturalarda tahakkuk ettirdiği alacak kalemlerinin içinde k.k. bedeli, p.s.h. bedeli, i.s.k. bedeli gibi alacakların hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirildiği iddiasıyla iş bu davayı açtığı anlaşılmaktadır
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda eldeki davanın 28/04/2016 tarihinde açıldığı ve mahkememizce bilirkişiden alınan raporunda;
6719 sayılı yasa sonrasında yapılan değerlendirmeye göre Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi için Davalı tarafından davacıya yüklenen kayıp-kaçak bedellerinin EPDK tarafından belirlenen sınırlan (Hedef Kayıp oranlannı) geçmediği, dava konusu yapılan hizmet bedellerinin EPDK’nun düzenleyici işlemlerine UYGUN OLDUĞU Faturalara yansıtılan kayıp/kaçak,dağıtım, iletim, PSH bedelleri birim fiyatlarının, EPDK tarafından belirlenen … BİRİM FİYAT TARİFESİNE UYGUN OLDUĞU, Ticarethane tarifesinde yer alan birim fiyatların hesaplamalarda dikkate alındığı tespit edilmiş olup FATURALARDA YER ALAN kayrp kaçak, Dağıtım, iletim, PSH bedellerinde davalr tarafça faturalandınlmış FAZLADAN TAHAKKUK BULUNMADIĞI yönünde tespitte bulunmuştur.
Davanın mahkememizde yapılan yargılaması sırasında 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda değişiklik yapılmıştır. 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri ve anılan yasal düzenlemeler incelendiğinde dava tarihi yasadan önce veya sonra olmasının önemi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, tedarikçi dağıtım (perakende satış) şirketlerinin Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli gibi isimler altında muhtelif ücretleri elektrik hizmet bedeline ilave olarak faturalara yansıtabileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluk olduğu sabittir. 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un özellikle 15., 21. ve 26. Maddelerinde, dava konusu kayıp kaçak bedelleri ile ilgili düzenlemelere yer verilmiştir. Özellikle, 6719 sayılı yasanın 21. maddesi ile; 6446 sy. Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinde tanımlanan Kurul’ca belirlenecek tarife türlerine ilişkin 6. bendin a, ç, d ve f bentlerinde bağlantı tarifeleri, dağıtım tarifeleri, perakende satış tarifeleri ve son kaynak tedarik tarifeleri mevcut tanımlama şeklindeki hükümleri ayrıntılı olarak tanımlanmış, kayıp-kaçak bedeline ilişkin EPDK tarafından hedef oranı geçmemek üzere kaydı düşülerek dağıtım tarifelerine konu tüm maliyet unsurlarının tüketicilere yansıtılması hüküm altına alınmış ve bu husustaki yetki Kurul’a (EPDK) verilmiştir. Söz konusu talep edilen kalemler yasal düzenleme sonucu oluşan kalemler olup söz konusu Tarifelerin uygulanması 4628 sayılı Kanunun 4. ve 5. maddeleri ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesine göre lisans sahibi şirketler bakımından yasal bir zorunluluktur. Gelen bilirkişi ek raporunda da ve toplanan belgelere yürürlüğe giren ve hali hazırda geçerli olan yasaya göre 07.06.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15. Maddesinin ise elektrik faturalarına dava konusu Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli yansıtılmasına kanuni bir dayanak oluşturduğu anlaşılmış olup dava sırasında yürürlüğe giren 6719 sayılı değişik 6446 sayılı kanunun 17. ve geçici 20 maddesi hükümleri dikkate alındığında davalı tarafından tahakkuk ve fatura edilen bedellerin tahakkuk tarihindeki kurumun düzenleyici işlemlerine uygun olduğu yönündeki ek rapora göre davacının fazladan bir ödemesi bulunmadığı anlaşıldığından işbu kanun kapsamında davalı şirketçe davacı adına tahakkuk ettirilen fatura bedellerinin EPDK tebliğlerine uygun olduğu anlaşıldığından yerinde görülmeyen talebin reddine karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı 6719 sayılı kanun ile 6446 sayılı kanunda yapılan değişikliğin anayasaya aykırılığı iddiasıyla dava açıldığı ve sonucunun beklenmesi gerektiğini talep etmiş ise de mahkememizce bu talep yerinde görülmemiştir.
Öte yandan davaya konu talepleri 6719 sayılı yasa öncesinde istenebilir nitelikte olduğu Yargıtay uygulamaları ve mevzuat uyarınca mümkün olmasına rağmen davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği ile talep edilmesi mümkün bulunmadığı ve mahkemelerin yetkisinin söz konusu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu yönündeki değişiklik de dikkate alındığında davanı açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinin değerlendirilmesi gerekmiş nitekim 28.11.1956 tarih ve 15/15 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı’nda, “her davada açıldığı tarihte tespit edilen vaziyet hükme ittihaz olunması iktiza eylemesine…” gerekçesine yer verilerek bu hususa vurgu yapmış sonuç olarak iş bu davanın açılmasından sonra yapılan yasa değişikliği mahkememiz red gerekçesini oluşturmuş olup dava açıldığı tarihteki davacının haklılık durumu ve sonradan yürürlüğe gire yasa değişikliği karşısında davacı tarafın yargılama giderleri vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması ve davacının yaptığı yargılama giderlerinin davalıdan tahsili kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılış tarihine göre, Davacı tarafından yapılan 94,10 TL harç ve 740,20 TL tebligat bilirkişi ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine
3-Davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
4-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davalılardan alınmasına
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 1.000 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili, davalı … vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/02/2018

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır