Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/245 E. 2018/594 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/245 Esas
KARAR NO : 2018/594

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2014
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/06/2018
Davacı vekili tarafından açılan menfi tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesi ile; davalı tarafından müvekkili davacıya karşı Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası kapsamında kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibe konu bononun davalı tarafından doldurulduğunu, düzenlenme tarihinin 01.01.2001, vadesinin 01.12.2008, değerinin ise 12.000,00 Alman Markı olduğunu, dava konusu bono senedinin tanzim tarihi olan 01.01.2001 tarihinden önce müvekkili tarafından davalı kardeşine verildiğini, Küçükçekmece İlçe Emniyet Müdürlüğünden alınan müvekkilinin yurtdışına giriş çıkış belgesinden de müvekkilinin Türkiye’ ye Atatürk Havalimanından 10.12.2000 tarihinde girdiğini, yine 26.12.2000 tarihinde Atatürk havalimanından Almanya’ ya çıkış yaptığını, Türkiye’ ye tekrar giriş tarihinin ise 15.11.2001 tarihi olduğunu, takibe konu olan senedin düzenlenme tarihi olan 01.01.2001 tarihinde müvekkilinin yurt dışında bulunduğunu, senet metnindeki borçlu ismin, adresin ve rakamla 12.000.00-DM yazısı dışındaki bütün yazılar ve tarihlerin davalı tarafından sonradan doldurulmuş veya doldurtturulmuş olduğunu bunların senet metnindeki yazı tonlamalarından da açıkça anlaşılmakta olduğunu, davalının kendince de senet Alman Markı olarak düzenlendiği için vade tarihini alman markının yürürlükte olduğu 2001 yılını tanzim tarihini senetteki 3 yıllık zamanaşımından da kurtulmak için vade tarihini 01.12.2008 olarak düzenlediğini, davalı kardeşin kötü niyetinin açıkça ortada olduğunu, davacının, davalıya takip konusu bononun karşılığı olarak 10.200,00 Alman Markını … Bankası … Şubesinden 11.01.2001 tarihinde ödediğini, davacının geriye kalan 1.800,00 Alman Markını da elden ödemek, sureti ile bonodan doğan borcun tamamını ödediğini, yapılan bu ödemelerin erken ifa olarak görülmekteyse de ödemelerin davalı tarafından kabul edilmeleri ve davalının bonoyu sonradan doldurması karşısında ifanın kötü ifa olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacının davalı ile kardeş olmasına dayanarak bonodan doğan borçları ödemesine rağmen bonoyu davalıdan geri almadığını, ancak daha sonradan davalı ve davacı arasında husumet oluştuğunu, bu husumet nedeni ile davalının, davacı kardeşine karşı haksız olarak icra takibi başlattığını, davalı tarafından haksız bir şekilde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından davacı adına kayıtlı taşınmazın satışının talep edilmiş olduğunu, sunulan makbuz da gözetilerek tedbiren teminatsız olarak takibin durdurulmasına karar verilmesini istemek zaruretinin hasıl olduğunu, öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E sayılı icra takip dosyasının teminatsız olarak durdurulmasına, davacının davalıya ilgili icra takibine konu olan senetten dolayı herhangi bir borcu olmadığının tespitine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü …E. sayılı icra takibinin iptaline, takip bedelinin en az %20′ si oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, mahkeme masrafları ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve etmiş olup, dava dilekçesinden de anlaşıldığı üzere davacı ile davalı arasında bir ticari ilişki olmadığı, davacı ile davalının tacir olmadıkları, davanın TTK 4 ve 5.maddesinde sayılan davalardan olmadığı, davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, HMK 114/c maddesi gereği mahkemenin görevli olmasının dava şartı olduğu, HMK 115 maddesi gereği dava şartlarının mevcut olup olmadığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılması gerektiği anlaşılmakla, davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı üzerine Yargıtay ….Hukuk Dairesi …- … karar sayılı kararı ile mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş ise de, yargılama esnasında iş yoğunluğu nedeniyle dosya kapağına iliştirilmiş Yargtay ….Hukuk Dairesinin … – … karar sayılı içtihatına bakılarak sehven yeniden görevsizlik kararı verilmiş, ancak mahkememizce karar verilerek dosyadan el çekildiğinden bu yanlış karardan dönülemeyeceğinden görevsizlik kararı verilmiş.
Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı 10/02/2016 tarihli ilamı ile Bakırköy …. Asliye Hukuk mahkemesi ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemelerince karşılıklı görevsizlik kararı verildiği bunun üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 09/07/2014 tarihli …Esas … Karar sayılı ilamı ile Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiştir.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Genel Sekreterliğinin 26/08/2014 tarih ve 1876 sayılı karar ile Asliye Ticaret Mahkemelerinin heyetli mahkeme olarak görev yapmalarına, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi 15/09/2014 tarihinde faaliyetine son verilmesine, 09/09/2014 tarihinde yayınlanan karar ile Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi ile birleşmesine karar verilmiş, Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesinde … esas numarasını almıştır.
Mahkememizde yargılamasına devam edilen dava dosyasında;
Davalı vekili mahkememize ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesi ile dava dilekçesinde müvekkilinin yurt dışında olduğunu senedin tanzim tarihleri itibariyle Türkiye’de olmasının mümkün olmadığını bu bakımdan senedin kambiyo vasfına haiz olmadığını ayrıca senet borcunun erkenden ödendiğini iddia ederek hem bedelsizliğie hemde hükümsüzlüğe dayalı menfi tespit davası ikame ettiğini, takip konus senet kambiyo vasfına haiz olduğunu senedin kambiyo niteliğini etkileyen ortadan kaldıran hiçbir durumun söz konusu olmadığını, davacı tanzim tarihinde müvekkilinin yurt dışında olduğunu iddia ettiğini, senedin tanzim tarihinde davacının yurt dışında olması senet vasfını ortadan kaldırmadığını, önemli olanın imza olduğunu, davacının imzaya ilişkin bir itirazı söz konusu olmadığını, davacının senedi borcuna karşılık veridğini, davacının da dava dilekçesinde bu beyanla müvekkilinin alacaklı olduğunun tartışmasız olduğunu senedin tanzim tarihinde davacının yurt dışında olması senedin geçerliliğini etkileyemeyeceğini, illaki tanzim tarihi düzenleme tarihi olmadığını, tarafların kararlaştırdıkları tarihi de düzenleme tarihi olarak yazabileceklerini ayrıca senedin düzenlenmesini de alacaklıya bırakmış kabul edileceğini, önemli olan açığa imza ile verilen senetteki alacak ve düzenlemelerin rıza hilafına olup olmadığı konusu olduğunu, eğer borçlu senedin rıza hilafına doldurduğunu iddia ediyor ise ancak bu durumda sonuçlarına katlanancağını dolayıs ile senet altındaki imza ile davacı senet üzerinde borcu ikrar ettiğini, ayrıaca davacının takibe konu senedin kambiyo vasfı taşımadığına senedin kambiyo ilişkin Bakırköy … İcra Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile açtığı dosyada takibe konu senedin kambiyo vasfı taşıdığı tespit edilerek açılan davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin bu senedi kendi aralarındaki miras paylaşımıyla taşınmazdaki hisselerini davacıya devrettiğini bunun karşılığında da davacının müvekkiline senet verdiğini, kalan bakiyeyi ödeme sözü verdiğini ve müvekkilinin hisselerin kendisine devrettiği taşınmazını satmasına rağmen borcu ödemediğini, senedi de ödememek için bu davayı açtığını, davalının bu senede ilişkin hiçbir ödemesi mevcut olmadığını varsa bu senede ilişkin ödeme yaptım diyerek önceki tarihli bir makbuzu ibraz ettiğini, taraflar arasında mirastan kaynaklanan başka hak ve alacaklarda bulunmakta olup müvekkilinin yaptığı şifai anlaşma ile davacıya devredilen miras payı ile ilgili 20.000 EURO daha alacaklı olduğunu davacının senetle ilgisi olmayaban bu makbuzu dosyaya ibraz ettiği, müvekkilinin karşı tarafın kendisini kandırdığı ve müvekkiline hala borcu olduğunun açıkça anlaşılacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davası olup, dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 22/12/2017 havale tarihli raporunda ……. 01/01/2001 düzenleme tarihli 01/12/2008 vade tarihli alacaklısının …, borçlusunun … olan 12.000 DM bedelli arkasında T.C. Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün 2011 kaşe ibaresi bulunan senet aslı üzerinde yapılan incelemede senet üzerinde bulunan yazılardan borçlu ismi ve alacaklı ismi yazılarının aynı kalem ile yazıldığı, Hululii vade de yazan tarihi ile iltilaf vukuunda yazan Bakırköy ile altındaki tarihin farklı kalemle yazıldığı ve yoğun ışık altında ve dijital ortamda fakedilecek şekilde kalem mürekkep renginin farklılıklar gösterdiğini, yazıdaki konstrüksiyon teşkil yapısının yazı ve rakamlardaki konum, ritm, hız alışkanlıklar yönünden senet üzerinde bulunan yazı ve rakamların farklı mürekkep içeren kalemlerle farklı zamanlarda ve üzerinden geçilerek doldurulduğu kanaatine varıldığı, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere, davaya konu senet üzerinde bulunan yazı ve rakamların farklı mürekkep içeren kalemlerle farklı zamanlarda ve üzerinden geçilerek doldurulduğu anlaşıldığından davacı taraf yemin delilinden de vazgeçtiğinden subut bulmayan davanın ve İİK 72 maddesi gereğince koşulları bulunmayan tazminat talebinin reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin talep etmiş olduğu icra inkar tazminatı talebinin koşulları bulunmadığından reddine,
3-Davalı lehine takdir edilen 2.180,00-TL.vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
4-Alınması gereken 31,40.-TL karar harcından peşin alınan 269,35-TL harcın mahsubu ile bakiye 237,95-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafça sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2018

Katip …

Hakim …