Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1144 E. 2018/121 K. 05.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1144 Esas
KARAR NO : 2018/121

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2016
KARAR TARİHİ : 05/02/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 01/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı şirket vekili tarafından verilen 30.12.2016 tarihli harç ikmal makbuzlu dava dilekçesinde özetle ve mealen; borçlu firmanın işletmesindeki pozisyon açıklarını değerlendirebilmek amacıyla müvekkilin yayıncısı olduğu internet sitesine belirli şartlarla abone olduğunu ancak müvekkil tarafından verilen hizmetin karşılığı olan edimlerini yani borcunu ödemediğini, müvekkil firmanın davalı borçluya kesmiş olduğu faturaların toplam bedelinin 7.611,00 TL olup, yapılan tüm görüşmelere rağmen ödenmediğinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız nedensiz ve anlaşılmaz bir sebeple takibe itiraz ettiğini belirterek, davalının yaptığı haksız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP:Davalı şirket vekili tarafından verilen 07.02.2017 havale tarihli dilekçesinde özetle ve mealen; davacının dava dilekçesinde alacaklı olduğunu iddia ettiği miktarlara ilişkin yeterli delil ibraz etmediğini, hizmetin varlığı iddiasından yola çıkılarak bu işlemlerin gerçekten yapılıp yapılmadığına dair öncelikle müvekkil şirkete gerçekten bu hizmetin alınıp alınmadığına dair hesap ekstrelerinin, sevk irsaliyelerinin mahkemeye sunulması ve bu evraklarda yer alan tarafların müvekkil şirketi temsile yetkili çalışanlar olup olmadıklarının kontrolü gerektiğini, satıldığı iddia edilen hizmetin böylesine bir ücrete tabi olup olmadığının araştırılması gerektiğini belirterek, mesnetsiz ve usulü aykırı davanın reddi ile lehine % 20 haksız ilamsız takip tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalının cevap dilekçesi vermediği görüldü.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava Fatura ve ticari ilişkiden kaynaklı davalı aleyhine başlatılan icra takibine konu alacağın ödenmemesi sebebiyle alacağın ve ferilerine yönelik İİK 67.madde uyarınca açılmış itirazın iptali talebine ilişkindir.
Takibe konu İcra dosyası, Vergi dairesi BA formu kayıtları, cari hesap eksteri Faturalar ve Ticari defter kayıtları dosya arasına alınmış ve iddia savunma kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı hususunda HMK 222. Maddesi uyarınca defter incelemesi yapılmıştr.
Davacının hakkındaki soruşturma sebebiyle kayyum olarak TMSF’nin atanması sebebiyle yeni yönetim kurulundan yetki belgesi sunularak davaya devam edildiği görülmüştür.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket vekili tarafından T.C. Bakırköy …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ile 7.611,00 asıl alacağı için 27.10.2016 tarihinde davalı şirket aleyhine takip başlatılmıştır. Davalı şirket yetkilisi tarafından verilen 07.11.2016 havale tarihli dilekçe ile, sözleşmeye, imzaya, borca, yetkiye, faiz oranına, işlemiş faize itiraz edilmiştir. İtiraz üzerine T.C. Bakırköy …. İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Takip tarihi itibariyle cari hesap alacağından kaynaklanan alacağı için haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile defterler üzerinde inceleme yaptırılmış buna göre,
Yapılan mali inceleme neticesinde davacı şirketin ticari defterlerinde davalı şirketin 7.611,00 TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı şirket vekili tarafından sunulan 29.09.2017 havale tarihli dilekçesi ekinde taraflar arasında düzenlenmiş sözleşme sunulmuştur. Söz konusu sözleşmenin 4. Maddesinde sözleşme bedelinin 6.450,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Bu tutarda dava konusu alacağa denk gelmektedir. Aynı sözleşmede ödeme tarihleri de belirtilmiş olup, davalı şirketin bu tarihlerde ödeme yapmadığı görülmüştür. Bu açıklamalara ilave olarak davalı şirketin incelemeye iştirak etmeyerek ticari defter kayıt ve belgelerini sunmamış olması nedenleriyle davacı şirkete karşı 7.611,00 TL borçtan sorumlu olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
MAhkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği davacının sözleşme kapsamında faturadan kaynaklı alacağının olup olmadığı noktasındadır.
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelere göre, davacı ile davalı arasında ’06/10/2015 tarihli “Sınırsız İlan ve Özgeçmiş Bankası Üyelik Sözleşmesi” n” bulunduğundan, ticari ilişkinin yazılı anlaşmaya dayandığı kanaati edinilmiştir. Fatura ticari ilişkilerde ispat vasıtalarından birisidir. Bir faturanın borç doğurabilmesi için öncelikle faturanın karşı tarafa tebliğ ve teslim edilmesinin ispatı ile ispat edilememesi durumunda ise davaya konu malların davalıya teslim edildiğinin ve / veya işin yapıldığının muteber deliller ile ispatı gereklidir.

Ticari defterler de ayrıca ispat vasıtalarından birisidir. Ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına, uyuşmazlığın her iki tarafın da defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına, tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabi defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak İspat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.
Davalı talebi ve davayı inkar ettiğinden alacağı olduğunu ve reklam hizmetinin yayın sözleşmesi kapsamında davalıya hizmet verdiğini iddia eden davacı ispat yükü altında olup Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; delilleri ile iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmıştır.
Davalı taraf icra dosyasına borcunun bulunmadığı itiraz beyanında bulunmasına karşın, davacı taraf inceleme gününde ticari defterlerini ibraz edip, davaya konu olan faturaların davacı ticari defterlerinde kayıtlı olduğu görülmüş olup söz konusu faturanın bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi usulüne uygun tutulan taraf defterlerinin lehlerine delil vasfına haiz oldukları anlaşılmakla davalı taraf defterlerini sunmamış ancak Diğer yandan davalı tarafa dayanak ilan sözleşmesindeki imzayı inkar etmediğinden davalı vekilin itirazları yerinde görülmeyerek davaya konu ilan sözleşmesindeki hizmetin davalıya verildiği edildiğinin ve sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olduğu davalının dava konusu asıl alacak yönünden alacağı kabul ettiği yönünde kanaat oluşmuş böylece davanın kabulü gerekmiştir. Hal böyle olunca tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan belge ve bilgilere, alacak yönünden tüm dosya kapsamına göre davacının sunduğu sözleşme kayıtlarına göre davalıya ait işlerin yayınlandığı gibi hizmet içeriğinin davalıya sunulduğu hususu bilirkişi raporunda da tespit edilmiş olup internet ilan yayın sözleşmesine göre imzanın şirket yetkilisine ait olduğu ve buradaki rakam üzeriden davalının isticvap davetiyesine rağmen beyanda bulunmadığı dikkate alınarak fatura içeriğindeki alacağa hak kazandığından davanın kabulüne takip tarihinde itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı itirazının iptaline ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranında 3095 sayılı Yasa uyarınca avans faizi uygulanmasına,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20 si oranında davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
5-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 519,90 TL nispi karar harcından peşin alınan 91,93 TL+icrada yatan 38,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 389,92 TL nispi ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,

6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 29,20 başvurma harcı 4,60 TL vekalet harcı ve peşin harç olmak üzere 91,93 toplam 125,43 TL harç nedeniyle yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 630,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
10-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2018

Katip… Hakim …
e-imzalıdır e-imzalıdır