Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1130 E. 2018/59 K. 22.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1130 Esas
KARAR NO : 2018/59

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2016
KARAR TARİHİ : 22/01/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIM
TARİHİ : 23/01/2018
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının müvekkil şirket ile yapmış olduğu iş akdi sözleşmesinde yer alan rekabet yasağı ilkesine aykırı davrandığını, davalının 10 gün içerisinde davalı müvekkil iş yerinden istifa ettiğini, sonrasında müvekkil 10 yıllık müşterisini kaybettiğini ardında davalı müvekkil ile birebir aynı işi yapan rakip şirket … firmasına sigortalı çalışan olarak giriş yaptığını, davalının daha sonra … Hotel de işe girdiğini ve … A.Ş. İle … yeni bir hizmet sözleşmesi kurulmasına aracılık ettiğini, böylece müvekkilinin 10 yıldır ifa etmiş olduğu işi kaybettiğini ve büyük maddi kayıp yaşadığını, davalı işçinin hizmet akdi sonlandıktan sonra rekabet yasağını ihlal ettiğini, bu nedenle de 5000 TL maddi tazminatın akdin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek olan reeskont avans faiziyle birlikte tahsil edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili davalı şirketten davacı tarafın iddia ettiği gibi başka bir şirkette çalışmak için ayrılmadığını, müvekkil davalı, şirketten; fazla mesai ücretleri ödenmediğini, asgari geçim indirimi hakkı ödemediğini ve yıllık izin hakkı olan 14 günden sadece 7 günü kullandırıldığı halde kalan izin hakkı kullandırılmadığını buna rağmen ücreti de ödemediği için haklı nedenlerle ayrıldığını, müvekkilinin ödenmeyen yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve asgari geçim indirimi alacağı ve kıdem tazminatı alacağı için Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dosyasında dava açtığını ve davanın derdest olduğunu, davacı şirket ile dava dışı … A.Ş. arasındaki teknik bakım sözleşmesinin fesh edilmiş olmasının müvekkili ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının davasının reddini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller ve Yargılamanın ÖZeti
Dava TTK 56.maddesi uyarınca açılmış Haksız rekabete hükümleri uyarınca açılmış tazminat davasıdır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,
Tarafların gösterdikleri tanıklar dinlenmişlerdir. Davacının hizmet cetveli celp edilmiş, davacıya ait iş yerinden 21/01/2015 tarihinde işten ayrıldığı,daha sonra 01/01/2016 tarihinde dava dışı …LTD: ŞTİ”de işe başladığı görülmüştür. Taraflar arasında 09.12.2013 tarihli yazılı iş sözleşmesinin 9. maddesinde ” İşçi, … Bilgisayar … Ltd Şti. ‘de çalıştığı süre içerisinde veya işten ayrılmasından itibaren 2 yıl süresince …’ in herhangi bir müşterisine yönelik Hizmet, Ürün, Mal satamaz bağlı iş yapamaz, ücretli ya da ücretsiz olarak çalışamaz. Sözleşmenin 11. Maddesi: Sözleşmeye aykırılık: Bu sözleşme şartlarına aykırı davranıldığı taktirde işçinin 2 yıllık brüt maaş tutarı zarar gören tarafa hukuki tazminat olarak ödenir hukuka ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalır. ” hükümlerinin mevcut olduğunu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalıların iddia edilen eylemlerinin haksız rekabet olup olmadığı ve haksız rekabet ise bu nedenle davacının zarara uğrayıp uğramadığı, uğramış ise ne miktar maddi, ne miktar manevi zarara uğradığı hususundadır.
Somut olaya dava ve olay tarihi itibariyle 6102 sayı TTK hükümlerinin uygulanması gerekir.
Bilindiği üzere haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı 6102 sayılı TTK’nın 54/1. maddesinde “dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak açıklanmış ve 54/2. fıkrasında ise “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” demek suretiyle genel olarak haksız rakabet teşkil eden durumlar belirtilmiştir. Yine 55. maddesinde ise dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar örnekleme yöntemi ile sayılmıştır.
Gerek haksız rekabete ilişkin TTK, gerekse Türk Medeni Kanun’un 2. maddesinde belirtilen herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorunda olduğu yönündeki tüm özel hukuk ilişkilerinde uygulama alanı bulunan temel hüküm uyarınca bir ticari işletmeye, şirkete yönelik olarak yapılan eylemlerin haksız rekabet oluşturması için bu eylemleri yapanların tacir olmaları veya haksız rekabete maruz kalan şahıs, şirket veya işletme ile aynı konularda iştigal etmeleri gerekmemektedir. Haksız eylemin özel bir türü olan haksız rekabeti oluşturan eylemin kim tarafından, hangi şekilde, hangi yolla meydana getirilmiş olduğunun bu eylemin sübutu açısından bir önemi bulunmayıp, yapılan eylemin haksız olarak bir ticari işletmeye, ticari faaliyete zarar verip vermediği, güven içinde devam etmesi, işlemesi gerekli ticari rekabet ortamını bozup bozmadığı önemlidir.
Somut olaya gelindiğinde davalı her ne kadar sözleşme süresi içinde başka bir şirkette çalışmaya başlamış ise de eylemlerinin davacının ticari faaliyetine zarar verici nitelikte bir eylem boyutuna ulaşmadığı, davacının bu eylem nedeniyle zarar gördüğünü ispat edemediği sonucuna varılmıştır.
Davacıya ait iş yerinde bir yıl boyunca çalışması nedeni ile edindiği mesleki bilgilerin ve tecrübelerin sır kapsamında değerlendirilmediği. bu durumun hayatın normal akışı içinde gerçekleştiği, davalının davacıyla aynı alanda faaliyet gösteren … şirketinde yıldan sonraki bir sürede çalışmaya başlamasının çalışma hürriyetinin bir gereği olduğu, iş verenin hizmetinde çalışan bir işçinin çalışma süresince doğal olarak edinmiş olduğu bilgi birikimini ve teknik gelişmesini yeni çalıştığı şirkette veya kendi adına kuracağı bir işletmede kullanması bu bilgi ve tecrübelerden faydalanması kişisel gelişim kapsamında değerlendirilmiş, bunun aksinin değerlendirilmesinin ise işçinin yılların getirdiği tecrübe ve birikimi geri kalan ömrü süresince kullanamayacağı sonucunu doğuracağı gibi söz konusu sözleşme incelendiğinde yer bakımından bir sınırlamanın getirilmediği anlaşılmış olup bu hükmün davalı işçinin çalışma hürriyetini kısıtlayıcı olduğu kanaatine varılmış olup ayrıca dava tarihinde yürürlükte olan TBK 420. maddesine göre hizmet sözleşmesinde sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağı, düzenlemesi de nazara alındığında , bir işletmede çalışan işçilerin, o işletme ile olan iş ilişkileri sona erdikten sonra çalıştıkları aynı sektörde olan başka bir işletmede çalışmaya başlamalarında veya işverenin bu işçileri işe almasında TTK 54 ve İş Kanunu 23. Maddesi göre hukuka aykırılık, dürüstlük kuralına aykırılık, iktisadi rekabetin su istimaline yol açan bir durum olmadığı, davacının 26/04/2013 tarihli sözleşmesinin 1 yıllık süresi dolduktan sonra coğrafi bölge sınırlamasının tam olarak tespit edilemediği böyle bir bölge sınırlamasının rekabet anlamında sayılmayıp çalışma hürriyetini engellediği gibi davacı şirkette bir yılı aşkın süre sonunda olduğu gibi işçinin işi gereği tecrübe edinip gelişimini sağladığı işçinin özel ve teknik bir mesleki bilgi verildiğine dair delil olmadığı söz konusu yeniden aynı aynı konuda iştigal eden bir şirkette işe başlamasının TTK 54.madde anlamında davalının davacı şirketin bilgilerini davacı şirket aleyhine kullanmadığını ispat edemediği gibi davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu cezai şart davasında dinlenen tanık beyanlarında davalının davacı şirketten ayrıldıktan sonra davacı şirket aleyhine hareket ettiği iddiası haksız rekabete neden olabilecek bir durum olmadığı hakkaniyet ve dürüstlük kuralları bakımından değerlendirildiğinde davacının iddiaları subut bulmadığından davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
G.D.:Gerekçesi gerekçeli kararda açıklanacağı üzere;
1-Davanın esastan REDDİNE,
2-492 sayılı harçlar yasası uyarınca Alınması gereken 35,90 TL başvuru harcı ve 31,40 TL toplam 4,50 TL peşin harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
5-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
6-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiklerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 2.180 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/01/2018

Katip …
E- imzalıdır.

Hakim …
E- imzalıdır.f