Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/102 E. 2018/269 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/102 Esas
KARAR NO : 2018/269

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 04/02/2016
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/03/2018
Davacı vekili tarafından açılan İtirazın İptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi lie; Davacı …. ile davalı …A.Ş. arasında 10,06,2007 tarihinde imzalanan sözleşme gereği davacının ana yüklenici olarak anahtar teslim yapımını üstlendiği işin ahşap doğranın işleri, imalat ve verinde montajı dahil davalı firmaya alt yüklenici olarak verilmiştir 03.12,2007 tarihinde davalı alt işveren bünyesinde çalışan işçilerden … halise konu şantiyede asansör boşluğuna düşmek sureliyle bir iş kazasına maruz kalıp 10,12,2007 tarihinde hastanede hayatım yitirmiştir. Hayatını kaybeden işçinin mirasçıları tarafından Bakırköy …. îş Mahkemesi’nde davacı ve davalı şirket aleyhine açılan tazminat davasında, mirasçılara tazminat ödenmesine hükmedilmiş olup: gerekçeli kararda da bahsi geçen bilirkişi raporuna göre söz. konusu kazada kusurun %30 oranında işverende. %50 oranında alt işverende, %20 oranında da kazaya maruz kalan işçide olduğu belirtilmiştir. Hükmedilen tazminatın tutarından ötürü karar, Yargıtay tarafından önce bozulmuş yerel mahkemenin kararında direnmesi sonucunda yüksek mahkeme direnme kararını onaylamıştır. Karara yönelik Kartal …. İcra Müdürlüğü’ ne e başlatılan icra takibinde davacı tarafından icra dosyasına önce teminat mektubu sunulmuş, Yargıtay onama kararma müteakip mektubun nakde çevrilip ticari itibar kaybına uğrama kaygısı sebebiyle davacı tarafça icra dosyasına 384.61:5*00 TL ödeme yapılmış ancak sonrasında bu ödemenin 11.947,87 TL si İcra Müdürlüğü’ncc yapılan hesap hatası sebebiyle davacıya iade edilmiştir. Davacı taraf, iddia ettiğine göre davalıdan eklediği tüm tazminatın kusur oranı rica kendisine karşılık gelen kısmını lalep elmiş olmasına karşılık, talebine yanıt alamadığından 04,03.2015 tarihinde alacağına karşılık icra takibi başlatmıştır. Davalının 07,04.2015 tarihinde Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nc verdiği itiraz dilekçesine karşılık. 09,04.2015 tarihinde itirazın yasal süre içerisinde olduğunun tespiti halinde icra takibinin durdurulması yönünde karar vermiş olup, bunun üzerine davacı vekili 04.02.2016 tarihinde Bakırköy …, Asliye Ticaret Mahkemesi ne sunmuş olduğu dava dilekçesi ile İcra Müdürlüğünce verilen telkihin durdurulmasına yönelik itirazın iptali ve %20‘deıı az olmamak üzere icra İnkar tazminatı talebiyle işbu davayı açtığını, Bakırköy ..İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasına davalı borçlunun yaptığı haksız itirazlarının iptaline, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin davalı borçlu tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; alacaklı tarafın 385.848,97 TL takip çıkışlı olmak üzere ödeme emrinde yapılan son hesabı 424.867,25 TL alacak için ilamsız icra takibi yaptığını, davacı tarafın haksız icra takibine taraflarınca itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, Bakırköy ….İş Mahkemesi … esas, … karar sayılı ilamı-ödeme dekontu şeklinde takip dayanağı gösterdiğini, davacı ödediğini iddia ettiği miktarın dekontundan ödeme emrinde zikretmiş ise de ödeme emrine eklenemediğini, İİK 58 ve 60. maddeleri uyarınca takip bir belgeye dayanıyorsa belgenin aslı ya da onaylı örneği taraf sayısından bir fazla eklenmeli ve tebliğ edilmesi gerektiğini, ancak davacı alacaklı zikretmiş olduğu dekontu eklemediğini, bu nedenle de ödeme emrinin usulsüz olduğundan itiraz ettiklerini, davacı alacaklının 384.615,00 TL asıl alacak ve 1.233,97 TL işlemiş faiz ve toplam borç 424.867,25 TL borç olduğunu usulsüz ödeme emrinde bildirdiğini, iş bu mahkeme kararında tarafların kusur oranları tespit edilmiş ve mahkeme kararı kesinleştiğini, alacaklının bu miktarı müvekkili şirketten talep etmesinin haksız olduğunu, bu nedenle borca itiraz ettiklerini, davacı tarafın 384.615,00 TL ödeme yapmış olduğuna dair dekontu icra dosyasına değil işbu davaya sunduğunu, davacının 23.02.2015 tarihli bu dekontu esas alarak icra takibi yaptığını tarafların sorumluluklarını gözetmek ve buna göre hesap yapmak bir kenara icra dairesi tarafından fazla ödeme nedeniyle iade edilen 11.947,87.TL’ yi dahi iddia etmiş olduğu alacaktan düşmediğini ve 384.615,00.TL asıl alacaktan icra takibi başlattığını, davacının itirazın iptalini istediği dava tutarı ile icra takip tutarı birbirinden farklı olduğunu, bu bile davacı alacağının gerçek ve likit bir alacak olmadığını gösterdiğini, davacı tarafın kusur oranı uyarınca müvekkil şirketin dava konusu tutardan sorumlu olduğunu iddia ettiğini, icra takibinde hiçbir kusur oranına bakmaksızın hatta icra dairesinden iade edilen meblağı da mahsup etmeksizin, takip dayanağı olan belgeyi de eklemeden icra takibi başlattıklarını, davacı tarafın tüm bu işlemleri ilamsız takiplere ilişkin İ.İ.K. 58. Ve 60. Maddeleri ile itirazın iptali davasına ilişkin usullere aykırı olduğunu, davacı taraf haksız olarak talep etmiş olduğu tutarlar için haksız olarak faiz işlettiğini, davacı tarafın bir alacağı ve bu alacağın miktarı ile, hangi tarihte ne kadar miktarda faiz işletileceği muhakemeye muhtaç olduğunu, Bakırköy … İş mahkemesinde dava konusu olan iş kazasının meydana gelmesinde asli kusurlu davacı şirket oldğunu, zira Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi …Esas sayılı dosyasından yapılan yargılamada davacı şirket yetkilisi asli kusurlu bulunduğunu, davacı tarafın haksız ve hukuka aykırı taleplerini içeren davanın reddi gerektiğini, iptali talebi ile icra inkar tazminatı talebini içeren haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile dava masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine, karar verilmesini beyan etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 384.615,00 TL asıl alacak, 1.233,97 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 385.848,97 TL ödeme dekontundan dolayı alacak için icra takibinde bulunduğu, davalının ( borçlunun ) yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durmuş olduğu, davacı vekilinin yasal süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın dava konusu alacağın davalı tarafından davacıya ödenmesinin gerekip gerekmediği hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra iş güvenliği uzmanı bilirkişi ile inceleme yaptırılmış, bilirkişinin 09/01/2018 havale tarihli raporunda; ……..Davaya yönelik kusur durumunu inceleyebilmek adına dava dosyası içeriğinde bulunan Bakırköy .., İş Mahkemesi’ne ait …Esas ve … Esas numaralı dosyalar ve Bakırköy … İcra Daircsi’rıe ait … Esas numaralı dosya incelenmiş olup; … Lsas ve… Esas numaralı dosyaların davaya konu olay İle alakalı olmadıkları görülmüştür, Bu bağlamda davaya konu iş kazası ile ilgili olarak en kesin bilgilerin edinilebileceği Bakırköy …. İş Mahkemesi’ne 03,03,201 i tarihinde sunulmuş olan ve Sayın Mahkeme’nin gerekçeli kararında aliña bulunulan bilirkişi raporu detaylıca incelenmiştir, Buna göre davaya konu kazanın davacının ana yüklenicisi olduğu şantiyede, davalı alt işveren bünyesinde montaj elemanı olarak çalışan …’ın havanın karardığı ve mesainin sora ermesi gerektiği saatlerde şantiyede çalışmaya devam etmesi, işinin bitmesine müteakip binadan ayrılırken merdiven sahanlığındaki korunaksız asansör boşluğuna düşmesi sonucu meydana geldiği anlaşılmaktadır. Buna göre mevzubahis kaza bugün yürürlükte olan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık. Sigortası Kanunu’nun 13. maddesi, a bendi gereğince; kaza günü yürürlükle olan 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 11. maddesi gereğince iş kazasıdır. Davalı ile davacı arasında 19,06.2007 tarihinde İmzalanmış olan ve bir kopyası duva dosyasında da bulunan sözleşmeye göre hahse konu iş ilişkisinde davalının alt işveren, davacının ise işveren olduğu, davaya konu kazanın sözleşme süresi içerisinde meydana geldiği görülmekledir Her ne kadar aralarında akdedilen sözleşmenin 12, maddesinde işveren, alt İşverenin hatasından kaynaklı iş kazalarında tüm zarar ve ziyandan bizzat alt işverenin sorumlu olduğunu bildirmiş olsa da; 4587 Sayılı İş KanuniMum 2. maddesi, işverenin alt işverenin işçilerine karşı da kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin tara i’ olduğu toplu İş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren İle birlikte sorumlu olduğunu belirtmektedir. Bununla birlikte 03.03.2011 tarihli bilirkişi raporunda kazaya maruz kalan işçiye herhangi bir iş güvenliği eğitimi verilmediği* işçinin doğrudan bağlı olduğu işvereni davalı olmasına rağmen şantiyenin ana sorumlusu olan davacının da yine davalı kadar bu durumdan sorumlu olduğu aşikardır. Kazaya maruz kalan işçinin mesai saatleri bitlikten, hatta bitmemiş olsa bile mevsimden dolayı karanlık havada ve yeterince aydınlatılmamış ortamda çalışma yapması da iş güvenliği açısından kusurlu olduğundan, bağlı olduğu işveren olan davalı firma bu durumda hem kusurlu hem de sorumludur, Buruı karşılık yitıe söz konusu bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere asansör boşluğunun açık durumda olması ve önünde korkuluk bulunmaması iş güvenliği bakımından ciddi bir eksik vc kusurdur. Söz konusu alanın kontrolü ve sorumluluğu davalı alt işverende değil davacı işverende olduğundan ötürü bu kusurdan doğrudan davacı işveren sorumlu durumdadır. Bununla birlikte yine bahse konu bilirkişi raporunda bahsedildiği üzere, tanık beyanlarına göre mesai bitimine rağmen iş arkadaşlarının davetine icabet etmeyerek şantiye sahasında kalmayı ve çalışmaya devam etmeyi tercih eden kazaya maruz kalan işçinin de bu “kusurda ısrar’4 davranışından ölürü davaya konu iş kazasında ikinci dereceden kusurlu olduğu kanaatine varılın ıştır. Bu vesileyle tarafımca da 03.03.2011 tarihli bilirkişi raporunda yapılan kusur dağılımı Tutarlı ve doğru bulunarak onaylanmış olup: %50 davalı ati işveren, %W davacı işveren. %20 kazaya maruz katim işçi oranına aynen sadık kalınmıştır. Davaya konu kazanın; kaza tarihinde yürüklükle olan 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 11. maddesi gereğince de, bugün yürüklükte olan 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Cienel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13, Maddesi gereğince de iş kazası olduğu, Davaya konu iş ilişkisinde davalının alt işveren, davacının ise işveren olduğu, davaya konu kazanın sözleşme süresi içerisinde meydana geldiği, her ne kadar aralarında akdedilen sözleşmenin 12, maddesinde işveren, ali işverenin hatasından kaynaklı iş kazalarında tüm zarar ve ziyandan bizzat alt yüklenicinin sorumlu olduğunu bildirmiş olsa da; 45X7 Sayılı İş Kanunu’nun 2. maddesi, işverenin alt işverenin işçilerine karşı da kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunu belirttiği, bu sebeple kazadan dolayı sadece davalının soıumhı (utulmasının mümkün olmadığı, işverenin sorumlu ve yükümlü olduğu. Kazaya maruz kalan işçiye herhangi bir iş güvenliği eğilimi verilmediği, işçinin doğrudan bağlı olduğu işvereni davalı olmasına rağmen şantiyenin ana sorumlusu olan davacının da yitıe davalı kadar bu durumdan sorumlu olduğu. Kazaya maruz kalan işçinin mesai saatleri bittikten, hatta bitmemiş olsa bile mevsimden dolayı karanlık havada ve yeterince aydınlatılmamış ortamda çalışma yapınası iş güvenliği açısından kusurlu olduğundan, bağlı olduğu işveren olan davalı firmanın bu durumda hem kusurlu hem de sorumlu olduğu, kazanın gerçekleştiği asansör boşluğunun açık durumda olması ve önünde korkuluk bulunmamasının iş güvenliği bakımından ciddi bir eksik ve kusur olduğu, söz konusu alanın kontrolü ve sorumluluğunun davalı alt işverende değil davacı işverende olduğundan ölürü bu kusurdan doğrudan davacı işverenin sorumlu olduğu, Mesai saallerinin bilmesine rağmen şanliye sahasında kalmayı ve çalışmaya devam etmeyi tercih eden kazaya maruz kalan işçinin dc bu “kusurda ısrar4′ davranışından ötürü davaya konu iş kazasında ikinci dereceden kusurlu olduğu. Davaya konu iş kazasında kusur dağılımının %50 davalı alt işveren. %30 davacı işveren. %20 kazaya maruz kalan işçi şeklinde olduğu, Kazaya maruz kalıp hayalını kaybeden işçiye lamamı işveren tarafından ödenen 372,667,13 TL bedelin kusur oranına göre 139.750,17 Tl/sinin davacı işveren sorumluluğunda, 232.916.96 TL’sinin davalı alt işveren sorumluluğunda olduğu, davalı sorumluluğunda olan tutarın davacı tarafından ödemenin yapıldığı tarihien icra takibinin başlatıldığı güne kadarki 11 günlük süreçle yıllık %10,5 faiz oranı üzerinden hesaplanan işlemiş faizinin 745,33 TL olacağı açıklanmış, bilirkişi raporu denetime ve hükme elverişli bulunduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; …….davaya konu iş kazasında kusur dağılımının %50 davaılı alt işveren, %30 davacı işveren, %20 kazaya maruz kalan işçi olduğundan ve davacı tarafından işçiye ödenen 372.667,13 TL nin 139.750,17 TL si davacı işveren sorumluluğunda olduğundan bu miktarın mahsubu ile 232.916,96 TL nin davalı alt işveren sorumluluğunda olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin ön inceleme duruşmasındaki talebi de göz önüne alınarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu itirazın iptali davasının KABULÜ ile, davalı borçlunun Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, takibin 232.916,96 TL asıl alacak üzerinden devamına,
2-3095 sayılı kanuna göre değişen oranlarda asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına,
3-Asıl alacak üzerinden % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı lehine takdir edilen 19.925,02.-TL.vekalet ücreti ile davacının yaptığı 4.724,14.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 15.910,55.-TL karar harcından peşin alınan 3.977,64.-TL harcın mahsubu ile bakiye 11.932,91.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına.,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av…. , Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2018

Katip …

Hakim …

Davacı Yargılama Giderleri
4.011,14.-TL İlk masraf
600,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 113,00.-TL Yargılama gideri
4.724,14.-TL