Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/89 E. 2019/762 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/89
KARAR NO : 2019/762

DAVA : Alacak (Uçak Bakım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2018
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tespit, Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin… menşeli bir havayolu şirketi olduğunu, müvekkilinin sahip olduğu uçağın 05/11/2014 tarihinde İstanbul Atatürk havalimanına iniş yaptığını, bilaharede iniş tarihinde yetkili bakım kuruluşu olan davalı … (…) tarafından RAT testi yapılacağı bahanesiyle hileli bir şekilde bakıma alındığını, ancak müvekkilinin sözlü ve yazılı taleplerine rağmen uçağın kendilerine teslim edilmediğini, davalının amacının uçağa bakım yapmak olmayıp, müvekkilini zor durumda bırakarak alacağı olmamasına rağmen haksız bedeller tahsil etmek olduğunu, davalıya verilen uçağa bakım yetkisinin 23/11/2014 tarihinde sona erdiğini, müvekkilinin bakım anlaşmasının sona erdiğini aynı tarihte davalıya bildirildiğini, ve yeni bir bakım şirketinin… Hava kurumunca yetkilendirildiğini, davalının sone eren bakım sözleşmesine istinaden müvekkili şirkete ait uçağa bakım yapmasının hukuken mümkün bulunmadığını, müvekkilinin uçağına bakım yapması için yeni yetkilendirilen bakım şirketinden talepte bulunduğunu, ancak uçağın teslim alınıp götürülmesinin davalı personellerince engellendiğini, müvekkilinin haksız el koymaya karşı ilgili yerlere başvuru yaptığını, ancak bir sonuç alınamadığını, davalının 507.045,74 USD alacaklı olduğu iddiasıyla Bakırköy … ATM’ye ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, ancak ret edildiğini, davalının benzer taleple Bakırköy…. . ve …. ATM’ye de başvurduğunu ve talebinin yine ret edildiğini, müvekkiline ait uçak ve evrakının davalıda olduğu hususunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, müvekkilinin uçağına davalı tarafından el konması üzerine uçak kiralamak suretiyle yükümlülüklerini ve faaliyetlerini yerine getirmeye devam etmek zorunda kaldığını, davalının müvekkiline ait uçağa müvekkilinden olan 507.705,74 USD alacaklı olduğu iddiasıyla TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkını kullandığı gerekçesiyle el koyduğunu iddia ettiğini, bu madde hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığını, müvekkilinin davalıya muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığını, mevcut olmayan bir borç için hapis hakkının kullanılamayacağını ileri sürerek ihtiyati tedbir ile davalının özelliklerini bildirdiği müvekkiline ait uçak ile bakım evrak ve kayıtlarına el koymasına yönelik hapis hakkı koşullarının oluşmadığının tespitine karar verilmesi istemiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşme ile İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, HMK 17. maddesi gereğince mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, açılan davanın menfi tespit davası olduğunu ve harcın tamamlanması gerektiğini, yargılama işlemlerinde usulsüz işlemler tespit edildiğini, talep edilmemesine rağmen mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davacının Bakırköy … . ATM’ye tedbir talepli başvurduğunu ve talebin duruşmalı incelenmesine karar verilmesi üzerine iş bu davayı açtığını ve kötüniyetli olduğunu, ihtiyati tedbir kararının hukuka aykırı bulunduğunu ve uçağın…’a kaçırılmasına fırsatı verdiğini, müvekkilinin davacıdan olan alacağının 2.308.424,74 USD olup teminat miktarının artırılması gerektiğini, müvekkilinin davacıya ait uçağa teknik bakım hizmeti verdiğini ve bu hizmetlere ilişkin fatura tanzim ederek davacı şirkete gönderdiğini, müvekkilinin söz konusu faturalardan kaynaklanan alacağının 507.945,74 USD olduğunu, uyarılara ve hesap teyidine rağmen ödenmediğini, ödememekte de ısrar ettiğini, dava dışı …şirketinin davacıdan olan 1.800,479 USD alacağını da müvekkiline temlik ettiğini, bu temlikle birlikte müvekkilinin davacıdan olan toplam alacağının 2.308.424,74 USD olduğunu ve bu hususun davacıya bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre Türk hukukunun uygulanmasının kararlaştırıldığını, 04/11/2014 tarihinde bakım için davacının rızasıyla davacı tarafından kendisine teslim edilen uçak üzerinde yapılan incelemede uçağın gövde ve bazı parçalarında arıza tespit edildiğini ve bu durumun bildirilerek bakım yapılabilmesi için geçmiş döneme ait borçların ödenmesinin istendiğini, ödeme yapılmayınca da müvekkilinin TMK 950. madde kapsamında hapis hakkını kullanarak uçağa el koyduğunu ve bu hususun da davacıya 12/12/2014 tarihli yazıyla bildirildiğini, Bakırköy C. Savcılığınca da hapis hakkının yasal gerekçeye dayandığının tespit edildiğini, … Sivil … Kurumları nezdinde bir takım girişimlerde bulunulduğunu ileri sürerek ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, alınan teminatın müvekkilinin bildirdiği alacak miktarına yükseltilmesine ve davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen Bakırköy …. ATM’nin … E sayılı dosyası yönünden davacı vekili, müvekkilinin… Ulaştırma Bakanlığı tarafından …. yılında verilen Hava İşletme Ruhsatı altında tarifeli seferler yapan havayolu şirketi olduğunu, müvekkili şirketi hisselerinin %51’nin …’ya, %49’nun … … A.Ş.ye ait olduğunu, … isimli uçağın 05.11.2014 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanı’na iniş yaptığını, iniş tarihinde yetkili bakım kuruluşu … (…) tarafından RAT test yapılacağı bahanesiyle hileli bir şekilde bakıma alındığını, ancak müvekkili şirketin sözlü ve yazılı taleplerine rağmen uçağın bugüne kadar müvekkiline teslim edilmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafından Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile uçağın, bakım kayıtlarının ve uçağa ait tüm parçaların kendisine teslimine yönelik dava açtığını, mahkemece uçağın, bakım kayıtlarını ve uçağa ait tüm parçaların müvekkiline teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalıların ihtiyati tedbir kararına rağmen uçağın bakım kayıtlarını ve parçalarını müvekkile teslim etmediğini, davalıların amacının uçağın bakım kayıtlarını ve parçalarını ihtiyati tedbir kararına rağmen haksız alıkoymak, müvekkilini zor durumda bırakarak müvekkilinden alacaklı olmamasına rağmen haksız bedeller tahsil etmek olduğunu, mezkur tedbir kararı üzerine Bakırköy…. . İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası ile Atatürk Havalimanı’na gidildiğini ve uçağın teslim alındığını, ancak teslim sırasında re’sen seçilen bilirkişiler tarafından yapılan ilk tespitlerde müvekkil şirkete ait uçaktan uçağın en değerli parçaların sökülmüş olduğunun tespit edildiğini, uçak eksik parçalardan dolayı çalışır durumda olmadığından gerekli ekipmanlarla çekilerek yetkili bakım kuruluşuna götürüldüğünü, davalıların aynı zamanda uçağın çalışır vaziyette olan bütün parçalarını değiştirerek yerine uçağa eski ve kullanılmaz halde muhtelif parçalar taktığını, davalı şirket yöneticisi ile yapılan telefon görüşmesinde uçağa ait bakım kayıtlarının ve parçaların davalı …tarafından diğer davalı …’a teslim edildiğinin belirtildiğini, uçağın bakım kayıt evraklarının olmaması ve gerekse parçaların sökülmesi sebebiyle müvekkilin mülkiyetinde bulunan uçağın seyrü seferde kullanılmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirketin uçağa ait parçaların ve bakım kayıtlarının ihtiyati tedbir kararı gereğince teslim edilmesi yönünde davalılara ihtarname gönderdiklerini verilen cevapta uçağın parçalarının ve bakım kayıtlarının …nin sahibi olan diğer davalı …’a teslim edildiğini belirtildiğini, müvekkilinin kendi uçağına el konulmuş olması nedeniyle … Taşımacılık A.Ş.’den uçak ve personel kiralayarak günlük uçak kiralama bedeli ve diğer masrafları ödemek zorunda bırakıldığını, kendi uçuş ekibini kaybetmek istemeyen müvekkilinin kendi uçuş mürettebatının maaşlarını ve SSK’larını ödemeye devam ettiğini, bunun yanında uçağın sefere çıkamadığını ve Devlet Havayolları Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne park ücreti ödediklerini, müvekkilin uçağı tekrar uçabilecek hale getirebilmesi için öncelikli olarak bakım kayıtları mevcut olmadığından uçağa kapsamlı bir inceleme yaptırması akabinde uçağın davalılar tarafından el konulan parçalarını satın alıp uçağa monte etmesi ve hurda halde uçağa davalılar tarafından takılan parçaları söküp yerine yeni parçaların takılması gerektiğini, müvekkilin yapacağı bu işlemin oldukça yüksek maliyetli olduğunu, bu zarar kaleminin ise uçağın tekrar uçabilmesi için müvekkil tarafından ödenmesi gereken masraflardan oluştuğunu, müvekkilin bu zarar kalemleri haricinde yargılama sırasında tespit edilebilecek sair zararlarının da bulunduğunu, zararların da yargılama sürecinde tespitini talep ettiğini, dava konusu uçağa, uçağın bakım kayıtlarına davalılar tarafından haksız olarak el konulması nedeni ile müvekkilin uğramış olduğu zararların tespitine; müvekkilinin uğramış olduğu zararların her türlü talep ve dava hakları saklı tutularak, müvekkilinin … … A.Ş.’den kiralamış olduğu uçağa ödediği kiralama bedelleri nedeniyle şimdilik 500.000 USD’nin ; müvekkilin … Taşımacılık A.Ş.’nin personeline ödemiş olduğu maaş, harcırah, otel ve iaşe masrafı bedelleri nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; … Taşımacılık A.Ş. ile akdedilen Teknik Destek Anlaşması çerçevesinde … tescil işaretli uçak için ödenen bakım ve sair giderler nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; Devlet Havayolları Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ödenen park ücreti nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; yeniden uçabilmesi için yapılması gereken masraflar ve sökülen parçaların yerine yenisinin takılması için ödenmesi gereken 450.000 USD’nin; davalıların müvekkile ait uçağın parçalarını hurda uçak parçalarıyla değiştirmiş olmaları nedeniyle müvekkilin uğradığı zararların şimdilik 10.000 USD’nin 3095 sayılı kanun 4 a maddesi uyarınca dava tarihinden fiili ödeme tarihine kadar devlet bankalarının USD ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkile ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında 31/12/2012 tarihli Teknik bakım ve servis hizmetleri sözleşmesi bulunduğunu, mahkeme nezdinde görülmekte olan ihtilafın bu sözleşmeden ve ayrıca alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklandığını, taraflar arasındaki sözleşmenin 17. maddesinde İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, müvekkilinin davacı şirkete ait uçağa bakım teknik hizmet desteği verdiğini, davacının 04/11/2014 tarihinde teknik bakım için dava konusu uçağı rızasıyla müvekkili şirkete teslim ettiğini, müvekkilinin uçak üzerinde yaptığı teknik incelemeler sonucunda uçağın gövde kısmında hasar ve bazı parçalarda da arıza tespit ettiğini, bu durumu davacıya bildirerek onarım yapılabileceği, ancak geçmiş döneme ait borçların ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili şirketin davacıya ait uçağa yaptığı bakım hizmetlerinden dolayı 21 adet fatura karşılığı 507.945,74 USD alacaklı bulunduğunu, bu faturaların da davacı tarafından tebliğ alındığını, ayrıca müvekkili ile dava dışı …arasında 01/12/2014 tarihli alacağın temliki sözleşmesinin yapıldığını, bu sözleşme ile dava dışı … şirketinin davacıdan olan 1.800.479,00 USD alacağının müvekkili şirkete temlik edildiğini,bu temlik ile müvekkilinin davacıdan olan toplam alacağının 2.308.424,74 USD olduğunu, temlik işleminin de davacı borçluya bildirildiğini, müvekkilinin davacıdan olan ve muaccel olmuş alacaklarının ödenmesini istemesine rağmen ödenmemesi üzerine kendisine rızaen teslim edilen davacıya ait uçak üzerinde TMK 950. maddesi gereğince hapis hakkını kullandığını, davacı uçağa ait bazı parçaların kaçırıldığını iddia etmiş ise de icra dosyasındaki beyanlarında da görüleceği üzere söz konusu parçaların davacı şirketin başkan yardımcısı sıfatıyla diğer davalıya 18/11/2014 tarihinde teslim edildiğini, Bakırköy …. ATM tarafından verilen ihtiyati tedbir kararı gereğince uçağın müvekkilince hapis hakkının kullanılmaya başlandığı tarih itibariyle ve mevcut haliyle teslim edildiğini ve müvekkilinde herhangi bir parça olmadığını, müvekkilinin hapis hakkını yasal çerçevede kullandığını ve kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, davacının zararı doğmuş ise bu zarar ile müvekkilinin arasında illiyet bağı kurulamayacağını, Bakırköy …. ATM’nin … E sayılı dosyasının bekletici mesele sayılması gerektiğini savunarak davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen İstanbul ….. ATM’nin … E sayılı dava dosyasında davacı vekili, taraflar arasında 31.12.2012 tarihli sözleşmenin bulunduğunu, bu sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirkete ait uçak için bakım ve teknik destek hizmeti verdiğini, sözleşmeye dair hesapların dahil edildiği cari hesap ilişkisinden müvekkilinin davalıdan 2.308.425,37 USD alacaklı olduğunu, bu miktarın 1.800.479,00 USD’lik kısmının dava dışı … … A.Ş’nin alacağı olduğunu ve bu alacağın …tarafından müvekkiline temlik edildiğini, temlike konu bu bedelin İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında takip konusu yapıldığını, huzurdaki bu davada ise icra takibine konu edilmeyen 507.946,37 USD’nin talep edildiğini, davalı tarafından hiçbir ödeme yapılmadığını, 04.11.2014 tarihinde davalı tarafından teknik bakım için müvekkiline teslim edilen uçağın gövde kısmında hasar ve bazı parçalarda arıza tespit edildiğini, başka bir deyişle uçağın müvekkiline davalının rızasıyla bakım için teslim edildiğinin açık olduğunu, müvekkilinin alacaklarının ödenmemesi nedeniyle TMK. 950. maddesinde düzenlenen hapis hakkının kullanıldığını ve bu hususun davalıya bildirildiğini, davalı tarafından müvekkiline karşı Bakırköy …. ATM’nin … E. sayılı dosyasıyla hapis hakkının kullanılmasının mümkün olmadığının tespitine ilişkin açılan davanın derdest olduğunu, TMK. 950. maddesine dayalı olarak kullanılan hapis hakkının yasal olduğunu, zira müvekkilinin davalıdan alacaklarının bulunduğunu belirterek 507.946,37 USD’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iddia ettiği alacağın gerçeğe aykırı olduğundan kabul etmediklerini, dayandığı faturaların müvekkiline tebliğ edilmediğini, e- mail yazışmalarında müvekkilinin imzasının bulunmadığını, ayrıca faturalara konu hizmetin gerçekten verildiğine ilişkin delil de sunulmadığını, ihtiyati haciz talebinin reddi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Asıl dava, TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkının hapis hakkı koşullarının oluşmadığının tespiti, birleşen dava haksız elkoymadan kaynaklanan tazminat, birleşen diğer dava ise Uçak bakım sözleşmesinden doğan alacak talebine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı şirket ile davalı şirket arasında 31/12/2012 tarihli teknik bakım ve servis hizmetleri sözleşmesi bulunduğu, davacı şirkete ait uçağın 04/11/2014 tarihinde İstanbul Atatürk Havalimanına iniş yaptığı, bilaharede iniş tarihinde yetkili bakım kuruluşu olan davalı … (…) tarafından RAT testi yapılacağı beyanı ile bakıma alındığı, bakım için teslim edilen uçak üzerinde davalı şirket tarafından yapılan incelemede uçağın gövde ve bazı parçalarında arıza tespit edildiği bildirilerek bakım yapılabilmesi için geçmiş döneme ait borçların ödenmesinin istendiği, ödeme yapılmayınca da davalı şirketin TMK 950. madde kapsamında uçak üzerinde hapis hakkını kullandığını bildirerek uçağa el koyduğu ve bu hususun da davacıya 12/12/2014 tarihli yazıyla bildirildiği anlaşılmaktadır.
Asıl davada davacı; davalının, davacı şirkete ait uçağa davacı şirketten 507.705,74 USD alacaklı olduğu ve ödenmediği iddiasıyla TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkını kullandığı gerekçesiyle el koyduğu, bu madde hükümlerinin uygulama koşullarının bulunmadığı, davacının davalıya muaccel olmuş bir borcunun bulunmadığı, mevcut olmayan bir borç için hapis hakkının kullanılamayacağını ileri sürerek el koymanın TMK 950. maddesine dayalı hapis hakkı kapsamında bulunmadığının tespitini istemiştir.
Somut davalarda davacı şirketin… uyruğunda bulunması nedeniyle yabancılık unsuru bulunduğundan MÖHUK hükümlerinin uygulanması gerekir. Taraflar arasındaki sözleşmede uyuşmazlık halinde Türk Hukukunun uygulanması karalaştırıldığından somut davalara Türk Hukuku uygulanmıştır.
Asıl davada davalı vekili yetki ilk itirazında bulunmuş ve taraflar arasındaki sözleşmede İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığını bildirmiş ise de yetki ilk itirazı ön inceleme duruşmasında “Davalının taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve iddiasına aykırı olacak şekilde daha önce davacı hakkında Bakırköy …., …. ve …. . ATM’ler de ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden değil TMK 950. maddesinde düzenlenen hapis hakkından kaynaklandığı, üzerinde hapis hakkı kullanılan uçağın mahkememiz yargı alanında iken el konulduğu ve bulunduğu gibi davalının yerleşim yerinin de mahkememiz yargı alanında bulunduğu anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen yetki ilk itirazının REDDİNE,” gerekçesi ile ret edilmiştir.
Birleşen davada davalılar vekilleri yetki ilk itirazında bulunmuş iseler de yetki ilk itirazı ön inceleme duruşmasında ” Taraflar arasındaki uyuşmazlığın sözleşmeden değil TMK 950. maddesinde düzenlenen hapis hakkından ve ihtiyati tedbir kararına aykırı davranmadan kaynaklandığı, üzerinde hapis hakkı kullanılan uçağın mahkememiz yargı alanında iken el konulduğu ve bulunduğu gibi, ihtiyati tedbir kararının da Bakırköy … ATM tarafından verildiği, davalı şirketin yerleşim yerinin ve haksız fiilin meydana geldiği yerin de mahkememiz yargı alanında bulunduğu anlaşıldığından davalıların yerinde görülmeyen yetki ilk itirazının REDDİNE” gerekçesi ile ret edilmiştir.
Birleşen davada davalı şirket vekili tahkim ilk itirazında bulunmuş ise de birleşen davadaki uyuşmazlığın, mahkemece verilmiş ihtiyati tedbir kararına aykırılık nedeniyle meydana gelen zarar iddiasından kaynaklandığı ve bu iddianın haksız fiil niteliğinde bulunduğu, uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmadığı sonucuna varıldığından tahkim ilk itirazının reddine,” gerekçesiyle ret edilmiştir.
Asıl dava TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkı kullanma koşullarının oluşmadığının tespiti talebine ilişkin olduğundan öncelikle hapis hakkı üzerinde durulması gerekir.
Bilindiği üzere TMK 950. maddesinde “Alacaklı, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantısı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebilir.
Zilyetlik ve alacak ticari ilişkiden doğmuşsa, tacirler arasında bu bağlantı var sayılır.
Alacaklı, borçluya ait olmayan taşınırlar üzerinde de zilyetliğin iyiniyetle kazanılmasının korunduğu ölçüde hapis hakkına sahip olur.” hükmü yer almıştır. Hükümden de anlaşılacağı üzere TMK 950. maddesine göre hapis hakkının kullanılabilmesi için bir takım koşulların varlığı gerekir.
Dava konusu uçağın davacı şirkete ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlıklı değildir. Yine dosyadaki bilgi ve belgelerden davacı şirketin davalıya verdiği uçak bakım hizmetinden dolayı muaccel alacağının bulunduğu da anlaşılmaktadır. Yine alacağın dayanağının davalı tarafından hapis hakkına konu uçağa yapılan daha önceki bakım hizmetlerinden kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Diğer yandan davalının üzerinde hapis hakkı kullanmak suretiyle el koyduğu davacıya ait uçağın bakım hizmeti yapılması için bizzat davacı çalışanlarınca davalı şirkete verildiği ve dolayısıyla dava konusu uçağa davalının davacının rızası ile zilyet bulunduğu saptanmıştır. Son olarak niteliği itibarıyla hapis hakkına konu eşyanın alacak ile bağlantısının bulunması da şarttır. Davalı şirketin alacağının davacıya ait uçağa verilen bakım hizmetinden kaynaklandığından kanunen aranan bağlantının bulunduğunun kabulü gerekeceği gibi her iki taraf da tacir olduğundan aynı madde gereğince bağlantının var sayılması gerekecektir. Her ne kadar davalı şirket, bakım alacağı dışında dava dışı şirketten temliken aldığı alacağının varlığını da savunmuş ise de bu alacağın hapis hakkına konu eşya ile bağlantısı bulunduğunun kabulü mümkün değildir. Saptanan bu durum karşısında hapis hakkına konu uçağın borçlu davacıya ait olduğu ve onun rızasıyla davalı şirketin zilyetliğine verildiği, davalının davacıdan muaccel alacağı bulunduğu ve ödenmediği, alacak ile eşya arasında bağlantı bulunması nedeniyle davalının dava konusu uçağa TMK 950. maddesi kapsamında tanınan “hapis hakkına” istinaden el koyduğu sonucuna varıldığından aksine olan tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Birleşen Bakırköy … ATM’nin … E. sayılı dava dosyasına gelince; davacı bu dava ile davacıya ait uçağın hileli şekilde bakıma alındığı, davacı şirketin sözlü ve yazılı taleplerine rağmen uçağın teslim edilmediği, Bakırköy…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E sayılı dosyası ile uçağın, bakım kayıtlarının ve uçağa ait tüm parçaların kendisine teslimine yönelik ihtiyati tedbir kararına rağmen uçağın bakım kayıtlarını ve parçalarını teslim etmediği, dava konusu uçağa, uçağın bakım kayıtlarına davalılar tarafından haksız olarak el konulması nedeniyle davacının uğramış olduğu zararların tespitine; her türlü talep ve dava hakları saklı tutularak,davacının … … A.Ş.’den kiralamış olduğu uçağa ödediği kiralama bedelleri nedeniyle şimdilik 500.000 USD’nin ; … Taşımacılık A.Ş.’nin personeline ödemiş olduğu maaş, harcırah, otel ve iaşe masrafı bedelleri nedeniyle ğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; … Taşımacılık A.Ş. ile akdedilen Teknik Destek Anlaşması çerçevesinde … tescil işaretli uçak için ödenen bakım ve sair giderler nedeniyle uğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; Devlet Havayolları Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne ödenen park ücreti nedeniyle müvekkilin uğramış olduğu zararların şimdilik 10.000 USD’sinin; yeniden uçabilmesi için yapılması gereken masraflar ve sökülen parçaların yerine yenisinin takılması için ödenmesi gereken 450.000 USD’nin; davalıların davacıya ait uçağın parçalarını hurda uçak parçalarıyla değiştirmiş olmaları nedeniyle müvekkilin uğradığı zararların şimdilik 10.000 USD’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen bu dava nedeniyle uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporlarında özetle:”Davacı şirket ile davalı şirket arasında 31/12/2012 tarihli teknik bakım ve servis hizmetleri sözleşmesi bulunduğu, davalının iddia ettiği alacağın da bu sözleşmeden kaynaklandığı, 04/11/2014 tarihinde davalı tarafından davacıya ait uçak üzerinde yapılan incelemede uçağın bazı parçalarında arıza tespit edildiğinin davacı şirkete bildirildiği, davalının davacıdan 507.945,74 USD tutarında taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan alacağı bulunduğunu ve ayrıca dava dışı … şirketinin davacıdan olan 1.800,479,00 USD alacağını temlik aldığı iddiasında bulunduğu, daha sonra davalının 12/12/2014 tarihindeki yazı ile davacıya ait uçak üzerinde TMK 950 madde kapsamında hapis hakkını kullandığını davacıya bildirdiği, davacının ihtiyati tedbir talebinin mahkemece kabul edilerek uçağın teminatla davacıya teslimine ilişkin ihtiyati tedbir kararı verildiği, ihtiyati tedbir kararının infazı sırasında bir kısım uçak parçalarının ve uçağa ait evrakın davalı …’a teslim edildiğinden davacıya verilemediğinin tutanakta yazılı olduğu, davacının davalılara çektiği ihtarnamelere de aynı cevabın verildiği, davacının uçuramadığı kendi uçağına yönelik taleplerinden uçağın kayıp olan veya davalı tarafından teslim edilmeyen eksik parçaları nedeniyle uçağın uçulabilir hale getirilmesi için servis bedeli dahil 3.487.037,00 USD gerektiği, uçurulamayan uçak nedeniyle davacının DHMİ’ye 122.704,00 USD park ücreti ödemek durumunda kaldığı, uçurulamayan uçak için uçak personeline ödenmek zorunda kalınan ücretlerin 212.322 USD olduğu, davacının uçurulamayan uçak nedeniyle kiralamak zorunda kaldığı uçak için 7.450.722,33 TL kira bedeli ödemek zorunda kaldığı,244.589,00 USD sigorta bedeli ödediği, uçak iç ve dış tasarım konfigürasyon işlemi için kabin konfigürasyonu için 41.000,00 USD, dış görsel için 16.000,00 USD, koltuk başlıkları ve kılıf değişimi için 48.432,80 USD harcadığı, davacının el konan ve uçurulamayan uçağın bakım masrafları talebinin zaten uçağın periyodik bakımlarının davacı tarafından yaptırılması gerekeceğinden yerinde bulunmadığı, davacının ekstra yakıt harcaması ve sınır geçiş ücretlerine ilişkin taleplerinin davacının başka tercih yapması nedeniyle ödenemeyecek olması nedeniyle yerinde bulunmadığı, uçuş ekibi yatı bedeline yönelik talebin de davacının ilave harcaması niteliğinde bulunmadığından yerine görülmediği, bu yöndeki kiralanan uçak için istenen otel masraflarına ilişkin talebinin de yerinde görülmediği, davalı …’un davacı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı, uçağa ait parça ve evrakı yetkisiz elinde bulundurduğu ve zararın oluşmasına neden olduğu, davalı şirketin de uçağa ait parçaları ve evrakı mevzuata aykırı olarak yetkisi bulunmayan kişeye teslim ettiği ve zararın oluşmasına neden olduğu, davacının sahip olduğu uçağın uçurulamaması sebebiyle katlandığı maliyet ve uğradığı zararalar toplamının 14.057.237,00 USD olduğu, bu zararın 3.822.063,00 USD’sinin davacının sahip olduğu uçak dolayısı ile bakiyesinin ise kiraladığı yeni uçak dolayısı ile oluştuğu” bildirilmiştir. Bilirkişi raporuna itiraz üzerine ek rapor alınmış ve bilirkişiler ek raporlarında kök rapordaki görüşlerini tekrar etmişlerdir.
Davacı vekili ise alınan bilirkişi raporuna dayanarak 30/07/2018 tarihihinde davasını bilirkişi raporunda belirtilen miktarlara yükseltmiş ve harcını da yatırmıştır.
Davalılar vekili, davacı vekilince dava miktarının artırılması talebine karşı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Davalılar vekilinin zamanaşımı itirazı 17/07/2019 tarihli oturumda” Davalı- birleşen dava davalısı- birleşen dava davacısı vekili birleşen dava yönünden davacı tarafça yapılan ıslaha karşı zamanaşımı savunmasında bulunmuş ise de davanın netiliği ve belirsiz alacak davası olarak açılmış olması dikkate alındığında dava, ıslah ve bilirkişi rapor tebliğ tarihi itibariyle zamanaşımı gerçekleşmediğinden bu yöndeki savunmasının reddine” gerekçesiyle yerinde bulunmadığından ret edilmiştir. Zira davacı vekilince verilen dilekçede ıslah tabiri kullanılmış ise de bedelin artırılması belirsiz alacak hakkında açılan belirsiz alacak davasında harcın tamamlanması niteliğinde olup, teknik anlamda ıslah olarak kabul edilemez.
Davacı tarafın talepleri iki gruba ayrılmaktadır. birinci olarak kendine ait uçağa el konulmasından kaynaklanan alacaklar; ikincisi ise teslim edilmeyen dava konusu uçak yerine kiralamak zorunda kaldığı uçağa yönelik alacaklardır.
Davacının uçağına el konulmasına ve teslim edilmeyen ve eksik olduğu tespit edilen parçaları 450.000,00 USD talep etmiş; bilirkişilerce dava konusu uçağın teslim edilmeyen ve eksik olduğu tespit edilen parçaları için rayiç piyasa değerlerinin 2.487.037,00 USD, işçilik giderinin ise 1.000.000,00 USD olmak üzere toplam 3.487.037,00 USD olarak belirlenmiş, davacı vekili de talebini bu kısım alacak için belirtilen bu miktara yükseltmiştir. Mahkememizce bilirkişilerin talep edilen bu alacak kısmına ilişkin görüşleri kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Yine davacı vekili dava konusu uçağa yönelik olarak ödenmek zorunda kalınan personel giderleri için 10.000,00 USD talep etmiş; bilirkişilerce bu talebe yönelik alacak 212.322,00 USD alacak belirlenmiş; davacı vekili de talebini bu kısım alacak için belirtilen bu miktara yükseltmiştir. Mahkememizce bilirkişilerin talep edilen bu alacak kısmına ilişkin görüşleri kısmen kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır. Zira talep edilen personel giderlerinden 30.700,00 USD’si Kasım 2014 ayına; 38.122,00 USD’si Aralık 2014 ayına; 39.500,00 USD’si ise Ocak 2015 ayına ait olup, bu aylara ilişkin personel giderleri davalı tarafça dava konusu uçağa TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkına dayalı olarak el konulma süresi kapsamında kaldığından davacının bu aylara ait toplam 108.322,00 USD gideri talep edemeyeceği kabul edilerek 2015 yılı Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ilişkin toplam 104.000,00 USD alacağı bulunduğunun tespiti ile bilirkişi raporundaki bu kalem alacak için belirlenen miktarlar kısmen kabul edilmiştir.
Yine davacı dava konusu uçak için ödemek zorunda kaldığı park giderleri için 10.000,00 USD talep etmiş; bilirkişilerce bu kalem için 122.704,00 USD alacak belirlenmiş; davacı vekili de talebini bu kısım alacak için belirtilen bu miktara yükseltmiştir. Mahkememizce bilirkişilerin talep edilen bu alacak kısmına ilişkin görüşleri davacının bu kalem için ödediği park giderleri talebi dava konusu uçağın ihtiyati tedbir yolu ile davacıya teslimine ilişkin kararın infazından sonrasına 2015 yılına ait olması nedeniyle kabule şayan bulunarak hükme esas alınmıştır.
Yine davacı vekili, dava konusu uçak için istediği teknik bakım ücreti talebine ilişkin olarak bilirkişi raporundaki görüş kabul edilerek bu yöndeki talep yerinde bulunmamıştır.
Davacının kiraladığı uçağa yönelik taleplerine gelince;
Davacı vekili, kendi uçağına el konulması nedeniyle kiralama zorunda kaldığı uçak için 500.000,00 USD tazminat istemiş; bilirkişilerce bu kalem için 7.450.722,33 USD alacak belirlenmiş; davacı vekili de talebini bu kısım alacak için belirtilen bu miktara yükseltmiştir. Mahkememizce bilirkişilerin talep edilen bu alacak kısmına ilişkin görüşleri kısmen yerinde bulunmuştur. Zira, davacının kiralamak zorunda kaldığı uçak için ödediği kira paraları Kasın 2014 ila Temmuz 2015 aylarına ilişkin olup; mahkememizce ihtiyati tedbir kararının infaz edildiği 13/02/2015 tarihi esas alındığında bu tarihe kadar davalı tarafça dava konusu uçağa TMK 950. maddesi kapsamında hapis hakkına dayalı olarak el konulduğundan davacının bu aylara ait toplam 3.480.068,79 USD (Şubat ayı kiralama bedelinin 15 günlük kısmı hariç) kiralama giderini talep edemeyeceği kabul edilerek 2015 yılı Şubat ayı için 15 gün, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ve Temmuz aylarına ilişkin toplam 6.350.653,54 USD alacağı bulunduğunun tespiti ile bilirkişi raporundaki bu kalem alacak için belirlenen miktarlar kısmen kabul edilmiştir.
Yine davacı, kiralanan uçak için ödemek zorunda kaldığı sigorta bedeli için 10.000,00 USD talep etmiş; bilirkişilerce bu kalem için 244.589,00 USD alacak belirlenmiş; davacı vekili de talebini bu kısım alacak için belirtilen bu miktara yükseltmiştir. Mahkememizce bilirkişilerin talep edilen bu alacak kısmına ilişkin görüşleri davacının bu kalem için ödediği sigorta giderlerinin dava konusu uçağın ihtiyati tedbir yolu ile davacıya teslimine ilişkin kararın infazından öncesine ait olması nedeniyle yerinde görülmeyerek ret edilmiştir.
Yine davacı, kiralamak zorunda kaldığı uçakta yapmak durumunda kaldığı uçak kabin konfigürasyon değiştirme bedeli, göresel değişiklik bedeli, koltuk kılıf değiştirme bedeli vs giderleri, kısmen bilirkişilerce hesap edilip belirlenmiş ise de dava konusu uçağın ihtiyati tedbir yolu ile davacıya teslimine ilişkin kararın infazından öncesine ait olması nedeniyle yerinde görülmeyerek ret edilmiştir.
Bilirkişi raporunda 14.057.237,00 USD olarak belirlenen toplam miktardan davacının isteyebileceği dava konusu uçağın yeniden uçurulabilir hale getirilmesi için gereken işçilik ve parça bedelleri dahil 3.487.037,00 USD; park gideri 122.704,00 USD; personel gideri 104.000,00, USD ve kiralanan uçağa yönelik giderler için 6.350653,54 USD olmak üzere toplam 10.064.394,54 USD talep edebileceği resen hesaplanarak kabulüne karar verilmiş; bakiye 3.992.842,46 USD’nin ise dava konusu uçağın ihtiyati tedbir yolu ile davacıya teslimine ilişkin kararın infazından öncesine ait olması veya zaten davacı tarafından yapılacak giderlere ilişkin bulunması nedeniyle yerinde görülmeyerek ret edilmiştir.
Belirlenen zararlardan davalıların sorumlu tutulup tutulmayacağına gelince; her ne kadar davacıya ait uçağa başlangıçta TMK 950 m.addesinde belirlenen hapis hakkına istinaden el konulması hukuka uygun ve bu nedenle bu el koymadan kaynaklanan zararın tazmin talebinde bulunulması yerinde değilse de mahkememizce uçağın teminatla davacıya teslimine ilişkin ihtiyati tedbir kararının infazından sonra durum değişmiştir. Mahkememizin bu yöndeki ihtiyati tedbir kararı 13/02/2015 tarihinde davalı şirket çalışanları huzurunda infaz edilmiş olup, uçak önemli parçaları sökülmüş ve önemli belgeleri eksik olarak teslim edilmiştir. Artık bu tarihten sonra hapis hakkına dayalı hukuki el koyma bu tarihten sonra hukuka aykırı el koyma niteliğine dönüşmüştür. Her ne kadar davalı şirket yönünden uçaktan sökülen parçaların ve önemli belgelerin ihtiyati tedbir kararından daha önce davacı şirket ortağına teslim edildiği;onun tarafından da tahkime verildiği ve bu nedenle sorumluluklarının bulunmadığı savunulmuş ise de uçağa ait önemli parça ve belgelerin bunları teslim almaya yetkili olmayan davacı şirket ortağına teslim edilmiş olması, bu ortağın aynı zamanda davalı şirketin de yetkilisi bulunması nedeniyle davalı şirketi sorumluluktan kurtarmayacağı; aynı şekilde davalı ortağın da yetkisi olmadığı halde bu parça ve belgeleri kabul edip alması ve davacı şirkete teslim etmemesi nedeniyle doğan zarardan sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı … vekili aracılığı ile mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararından haberdar olmadığını savunmuş ise de ihtiyati tedbir kararının kendisinin yetkilisi olduğu davalı şirket çalışanlarının huzurunda infaz edildiğinden haberdar olmaması mümkün görülmediği gibi, zaten uçağa ait uçaktan sökülen parçaların ve önemli belgeleri yetkisi olmadığı halde bu parça ve belgeleri kabul edip alması ve istenmesine rağmen davacı şirkete teslim etmemesi sözkonusu olduğundan bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir.
Birleştirilen İstanbul …. . ATM’nin …. E sayılı dava dosyasında davalı vekili davayı kabul ettiğini bildirdiğinden davalının kabulü nedeniyle kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hal böyle olunca, tarafların iddia ve savunmalarına, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgelere; kısmen kabul edilen bilirkişi raporu ve gerekçesi ile tüm dosya kapsamına göre asıl ve birleşen davalar yönünden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava yönünden:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,

B-Birleşen Bakırköy …. ATM’nin …. E. sayılı dava dosyası yönünden:
1- Davanın kısmen kabulü ile 10.064.394,54 USD alacağın davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline; iş bu miktar alacağın 970.000,00 USD’lik kısmına birleşen dava tarihinden, bakiyesine ise 30/07/2018 ıslah tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsinden bir yıllık mevduata ödediği faiz oranında faiz yürütülmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2-Alınması gereken 1.897.496,66 TL karar harcından daha önce yatırılan 47.133,90 TL peşin harç ve 1.201.889,00 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 342.977,29 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 175.402,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı ile 47.133,90 TL peşin harç ve 1.201.889,00 TL ıslah harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
C-Birleşen İstanbul … ATM’nin …E sayılı dava dosyası yönünden:
1-Davanın davalının kabulü gereğince kabulü ile 507.946,37 USD alacağın davalıdan tahsiline;iş bu miktar alacağa dava tarihinden itibaren 3095 sayılı kanun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının USD cinsinden bir yıllık mevduata ödediği faiz oranında faiz yürütülmesine,
2- Kabulün gerçekleştiği dava aşamasına göre alınması gereken 2/3 oranandaki 107.563,23 TL karar harcının peşin alınan 40.336,22 TL harçtan mahsubu ile bakiye 67.227,01 TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 85.629,26 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ile 40.336,22 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
D-Birleşen Bakırköy … ATM dava dosyası yönünden yapılan yargılama giderinin red-kabul oranına göre hesap edilen 7.717,00 TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen İstanbul …. .ATM dava dosyası yönünden yapılan 52,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
E-Asıl ve birleşen davalar yönünden kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/09/2019 11:04

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.

YARGILAMA MASRAFLARI
BİRLEŞEN DAVA DAVACISI BİRLEŞEN DAVA DAVACISI
20 Tebligat – 350,00 TL 5 Tebligat – 52,50 TL
3 Müzekkere – 20,00 TL
Bilirkişi Ücreti – 10.500,00 TL
Toplam = 10.870,40 TL