Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/804 E. 2019/808 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESASA İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/804
KARAR NO : 2019/808

DAVA : Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle), Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/11/2016
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan Sebepsiz İktisab Nedeniyle), Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili, … ve …’un resmi sahibi ve yetkilisi olduğu, davalı …’ında gayri resmi ve gizli ortağı ve sahibi olduğu … Şirketi hakkında ödenmeyen senet alacağı nedeniyle İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, takibe borçlu şirketin ve davalı … ‘ın itiraz etmediğini, ancak İstanbul … . İcra Hukuk Mahkemesinde … E Sayılı dosyasında takibe müstenit senetteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığı kaşenin sahte olduğu iddiasıyla takibin iptaline dair dava açtıklarını. davanın derdest olduğunu, davalı- borçlu şirket yetkilisinin müvekkili şirket yetkilisi ve şirket aleyhine sahte senet düzenlendiği ve dolandırıcılık yaptıkları iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …. ve …. sayılı dosyalarıyla şikâyetçi olduğunu, davalı şirketle geçmişte aralarında ticari iş ve ilişki kurulduğunu, halen de şirketten alacakları olduğunu, davalıların sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasının kesinlikle doğru olmadığını, bu nedenlerle, İstanbul …. . İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasında alacaklı oldukları 500.000 USD değerli senedin tümü üzerinden talep ve dava hakkımız saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 USD. alacağın takip tarihinden itibaren yasal ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile taraflarına ödenmesine, davalı ile davalı şirketin taşınır ve taşınmaz mal varlığı ile banka hesapları üzerine ihtiyati tedbir/haciz konulmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacı tarafın dava dilekçesinde sunmuş olduğu iddiaların haksız, mesnetsiz ve hatta büyük bir kısmının hayal ürünü olup ilgili davalardaki haksızlığını gizlemeye çalışmak gibi bir kötüniyet barındırdığını, davacı … …. ile müvekkili şirketin geçmişte ticari ilişkide bulunduğunu, iş bu ilişki sebebiyle bu davanın aksine davacı tarafın müvekkili şirkete borcunun olduğunu. bu borç sebebiyle icra takibi başlatıldığını, borçlunun itiraz ettiğini, taraflarınca dava açıldığını, bu takipten borçlu çıkacağını anlayan davacı tarafın asılsız iddialarda bulunarak çeşitli davalar açtığını, hatta daha ileri giderek sırf müvekkiline olan borcunu ödemesin diye ve başkaca paralar kopartabilmek için müvekkili şirket adına sahte bir kaşe bastırarak …adlı eski ortağı tarafından kendisine verilen bir senet üzerinde kendileriyle hiç ilgisi olmamasına rağmen oynama yapdığını, sahte imza attığını ve senette müvekkili firmayı borçlu gösterdiğini, bu hususla müvekkilinin kaşe ve imzanın kendisine ait olmadığının ispatı için …. ve …. aleyhinde suç duyurusunda bulunduğunu ve soruşturma başlatıldığını, bu esnada …’ın da evvelce aynı senedin ilk hali için sonradan … tarafından doldurulduğu iddiası ile savcılıkta suç duyrusunda bulunduğunu savcılığa verdiği ifadesinden anlaşıldığını, davacı tarafın 500,000,00 USD’ lik bir borç iddiası ile dava açtığını, talep miktarının açık belirlenebilir ve kesin göründüğü halde açtığı davada 10.000,00 TL üzerinden harç ödendiğini, davacının talep ettiği alacak kısmı talep edilecek bir alacak olmadığını, bu durumda yasaya göre davacının talebi belirsiz alacak değil ise harcın tamamı üzerinden yatırılmasının dava şartı olduğunu, önce davacının eksik harcını yatırması gerektiğini, bu nedenlerle haksız ve hukuka aykırı, mesnetsiz olarak açılan iş bu davanın REDDİNE, yasanın aradığı gerekçe ve dayanakları bulunmayan tedbir talebinin REDDİNE, haksız mesnetsiz açılan bu dava nedeniyle müvekkilinin madden manen uğratıldığı zararlara ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletümesi karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, davanın tüm delillerinin Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dosyası içerisinde olup toplanmaya devam ettiğini, bu dosyanın davalı şirketi ile birleştirme talep edilen dosyanın davalısının … şirketi olduğunu, ortaklarının ve yetkilisinin dahi aynı kişilerden oluştuğunu,sonuç olarak Bakırköy ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine, ileride müddeabihi ıslah suretiyle artırma hakkı saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL maddi tazminatın yasal en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalılardan ve birleştirilecek dosya davalılarından %20 den az olmamak üzere inkar tazminatı ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davacının müvekkillerine yöneltmiş olduğu davanın tamamen kurmaca olup, hukuki temelden yoksun olduğunu, müvekkili şirket … Ticaret Ltd. Şti.’nin borçlu olmadığını, asıl borçlunun müvekkil şirketle hiçbir bağlantısı olmayan … olduğunu, davacı asıl borçludan tahsilat yapamayacağını anlayınca müvekkili şirketi borçlu gibi göstermek için senede sahte kaşe bastığını, dava konusu senedin keşidecisinin … olduğunu, davacının birleşen davada talep ettiği maddi tazminata ilişkin de hiçbir beyanı görülmediğini, maddi tazminat talebinin dayanağının ne olduğuna ilişkin dilekçesinde hiçbir açıklama olmadığını, maddi tazminat talep edilecek bir zarar oluşmadığını, dilekçe de zaten böyle bir zararın varlığından bahsedilmediğini, bu nedenle haksız ve hukuka aykırı olarak birleşen davanın reddine, haksız ve mesnetsiz açılan asıl davanın müvekkili uğrattığı madden ve manen zararlara ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, haksız, hukuka aykırı ikame edilen işbu davanın yargılama giderleri ve vekalet ücreti davacı tarafa yükletilmek üzere REDDİNİ karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, alacak davası olarak açılmış; bilahare davanın görülmesi sırasında ıslah edilerek İİK 177/1-4. maddesine dayalı olarak doğrudan doğruya iflas davasına dönüştürülmüştür.
Davaların ıslahen doğrudan doğruya iflas davasına dönüştürülmesi nedeniyle davaya iflas davası olarak devam edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunalan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsımından anlaşılacağı üzere;
Davacı, gerek asıl ve gerekse birleşen davalarda davalılar hakkında doğrudan doğruya iflas kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere doğrudan doğruya iflas İİK 177 vd. maddesinde düzenlenmiştir. Bu madde gözetildiğinde birinci olarak borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, borçlunun alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması veya teşebbüs etmesi, olarak borçlunun haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklaması, ikinci olarak borçlunun ödemelerini tatil etmiş bulunması, üçüncü olarak İİK 308. (eİİK 301. m.) maddesindeki halin mevcut bulunması ve son olarak ilama bağlı bir alacağın icra emri ile istendiği halde ödenmemiş olması doğrudan doğruya iflas nedeni olarak sayılmıştır. Diğer yandan aynı madde gereğince borçlunun duruşmaya davet ile dinlenmesi de şarttır.
Davalılar İİK 177. maddesi gereğince dinlenmek üzere duruşmaya çağrılmıştır.
Hemen belirtilmesinde yarar vardır ki, İİK 177. maddesindeki nedenlerle iflas kararı verilebilmesi için davacının davalılardan her halde muaccel olmuş bir miktar alacağının bulunması ve ödenmemiş olması; yine davalıların iflasa tabi kişilerden olması da şarttır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporlarında özetle:” Davalı …’ın …nin ortağı olduğuna ilişkin bir tespitin yapılamadığı, davacının dayandığı senetle davalı … ve birleşen dava davalısı … ile bir ilişkisinin bulunmadığı, dava konusu dayanak senedin davacı şirketin ortağı olan diğer davalı … tarafından teminat amacıyla düzenlendiği, bono üzerindeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığının belirlendiği, davacının…’nden alacaklı olmadığı, aksine mahkeme kararı ile 72.878,80 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, davalılar yönünden iflas koşullarının bulunmadığı” bildirilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçesine nazaran kabule şayan bulunmuş ve hükme esas alınmıştır.
Az yukarıda değinildiği gibi dorudan doğruya iflas talebinde bulunulması için davacının davalılardan muaccel olmuş bir alacağının bulunması şarttır. Alınan bilirkişi raporu kapsamında davacının asıl ve birleşen davalarda davalı şirketlerden muaccel bir alacağının bulunduğu hususu ispat edilememiştir.
Her ne kadar asıl ve birleşen davalarda davalı şirketler, sermaye şirketi olarak iflasa tabi kişiler ise de davalı gerçek kişilerin tacir oldukları ve bu nedenle iflasa tabi kişilerden olduklarının ispatı da şarttır. Ne var ki, gerçek kişi davalıların iflasa tabi kişilerden olduğu da davacı tarafça ispat edilmiş değildir.
Bir an gerçek kişi davalıların iflas tabi kişilerden oldukları, davacının davalılardan belirli bir miktar muaccel alacağı bulunduğu kabul edilse bile İİK 177. maddesinde belirlenen doğrudan doğruya iflas nedenlerinden hiç birinin gerçekleştiği hususu ispat edilememiştir.
Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Asıl dava yönünden:
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 486,71 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
B-Birleşen dava yönünden:
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
C-Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
D-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/09/2019 saat 11:15

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …