Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/753 E. 2021/88 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/753 Esas
KARAR NO : 2021/88

DAVA : İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2015
KARAR TARİHİ : 28/01/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 05/02/2021
Davacı vekili tarafından açılan İstirdat davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; müvekkili şirket aleyhinde, davalı şirket tarafından 18.219,84 tl elektrik tüketim faturası bedeline binaen bakırköy .. icra müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyası ile icra takibine geçildiğini ve ödeme emrinin 12/12/2014 tarihinde şirket çalışanları tarafından tebellüğ edildiğini. 17/11/2014 tarihînde ise müvekkili firmanın icraı imleme maruz kalmama adına; rhtrrazi kayıt altında ve dosyanın tamamını kapsar şekilde 20,796,84.-tl icra dosyasına ödeme yapıldığım, dosyanın infaz olduğunu, davalı kurumun buna rağmen İki ay sonra 21.01.2015 tarihli fatura içerikli kesme ihbarnamesini düzenleyerek fatura adresi dışında müvekkilinin işçilerinden birine ulaştırdığı ihbarname ile müvekkilden 18.949,48.-tl’nın ödenmesini aksi takdirde firma hakkında icrai işlemler yapacağını bildirdiğini, davalı tarafın icra yoluyla tahsil ettiği 20.05.2014 tarihli faturada İlk okuma tr.26,06.2013 son okuma tarihi 20.05.2014 olarak görüldüğünü, ancak daha önce müvekkili firma çalışanları tarafından davalı kuruma varsa borç tutarının öğrenilmesi için birçok kez başvurulduğunu ve sistemde gözüken herhangi borç veya fatura bilgisi olmadığından bahisle her defasında borçlu olunmadığı yanıtı verildiğini, davalı tarafın herhangi bir fatura veya kesme ihbarnamesi/ihtar» tebliğ etmeksizin icra takibine geçerek haksız yere müvekkilini icra baskısı altrnda bıraktığım, müvekkili firmanın mağdur olmaması adına istirdat ve tespit dava hakları saklı kalmak kaydıyla ödemeyi yapmalarına rağmen yine davalı kurum yaklaşık iki ay sonra tekrar borcun ödenmesi adına ihtarda bulunduğunu, davalı kurumun icra kanalıyla tahsil ettiği tutara dair daha önce müvekkiline gönderdiği bu şekilde bir ihtar ve kesme ihbarnamesi de bulunmadığını, öncelikle müvekkilinin, basiretli tacir yükümlülüğüne uygun davrandığını ve olası borcunu takip ettiğini, müvekkiline herhangi bir borcunun olmadığını bilgilendirmesine rağmen davalı elektrik kurumu, mesnetsiz bir borç tahakkuk ettirdiğini, herhangi bir ihtar, ihbar göndermeksizin takibe geçtiğini, sonrasında yapılan resmi tahsilata rağmen yeniden borç ödeme ihtarı ve icra tehdidinde bulunduğunu, ödeme ihtarında borcun Ödeme gününden günümüze kadar olan zamanınada faiz yürütülerek, talepte bulunduğu görüldüğünü, davalı tarafın, kanunsuz edimler silsilesi içerisinde işlemler yaptığını, takibe konu borcun Ödenmesi hususunda müvekkili firmadan kaynaklanan bir gecikme olmadığı gibi, adreste davalı tarafça sayaç değişikliği yapıldığının öğrenildiğini, bu nedenle kullanılan elektrik gücünün, sayaç değişikliği hususunun ve değişen sayaçlara ait kullanım durumunun vs. de tespitinin gerekeceğin), bununla beraber müvekkili firma aleyhine icra takibine geçilmeden borç ihtarı, kesme ihbarnamesi vs. olsaydı haksız yere icra masrafları ve vekalet ücreti ödemek durumunda da bırakılmayacağını, davacıdan kaynaklanan kusurların da değerlendirilmesi; sayaç değişikliği ve diğer işlemlerin de incelenmesi gerektiğini, davalı kurumun ne sayacın uzun süre kontrolünü yaptığını ne de müvekkilinin kayıtlı abonesi olmasına rağmen aylık düzenli faturalandırma işlemini yaptığını, bu nedenle davacı kurumun kusuru ile davaya konu miktarın artışına sebep olduğunu, nitekim yüksek yargıtaym bu konudaki kararian da nazara alınması gerektiğini, T C. YARGITAY 7.hukuk dairesi esas: 2012/9388 karar: 2013/703 karar tarihi; 31.01.2013 özet: dava, elektrik tüketim bedelinin tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir, dosya kapsamına göre, davalının sayacının imalat hatası nedeniyle sarfiyat kaydetmediği ve davalının aboneliğinin olduğu sabittir, bu haliyte davacının da abonesi olan davalının sayacında periyodik şekilde kontrol yapması gerekir, oysa ki, davacının 21.04.2003’den 12.09.2Û07’ye kadar bu şekilde bir inceleme yapmadığı ve dolayısıyla dava konusu miktarın artmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır, hal böyle olunca, davacının müterafik kusurunun olduğu kabul edilipeksik tüketim bedeli nedeniyle hesaplanan alacak miktarı üzerinden uygun bir miktar indirim yapılması gerektiğini, öncelikle müvekkilinin davalı kuruma gerçekte ne kadar borcunun bulunduğunun tespiti ile davalı kurumun kusurunun borcu arttırıcı etkisinin hesabı ile talep edilen tutardan tenzilini, davalı kurumun müvekkiline karşı herhangi bir ihbar ve ihtar göndermeksi2İn icra takibi yapması karşısında takip öncesi müvekkili firmayı ihtar/ıhbar edipetmediğinin ve icra dosyası İnfaz edilmesine rağmen müvekkili firmaya ihtar göndermesi karşısında müvekkiline yöneltilecek başkaca biralacağrn bulunup-bulunmadığrnın tespitini, haksız icra takibi yapılmış olması ve/veya fazla ödeme yapılmış olmasj halinde şimdilik 100 – tl fazla ödenen bedelin ödeme tarihi itibariyle yasal faizi iJe birlikte davalıdan alınması/istirdatmı talep etme zorunluluğu doğduğundan, huzurdaki davayı açma zaruretlerinin doğduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize cevap dilekçesi sunmamıştır.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle İİK 72 maddesinde düzenlenen istirdat ve menfi tespit davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, elektrik mühendisi bilirkişiden 09/10/2017 havale tarihli rapor alınmış, davacı vekilinin rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi için bilirkişiden 04/04/2018 havale tarihli ek rapor alınmış, dosyada yeni seçilecek elektrik mühendisi bilirkişi ile yeniden inceleme yaptırılmış, bilirkişiden 27/06/2018 havale tarihli rapor alınmış, rapor denetime ve hükme elverişli ve raporun sonuç kısmı açık ve net olmadığından denetime ve hükme elverişli gerekçeli ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişiden 09/10/2018 havale tarihli ek rapor alınmış, davacı tarafından Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığından yeni bir bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişinin 23/05/2019 havale tarihli raporunda; ………..1.Herşeyden önce taraflar arasında elektrik aboneliği sözleşmesi bulunduğu bu sözleşmeye istinaden 18.219,84 ve 18.949,48 TL bedelli iki adet fatura düzenlendiği, bu faturalardan 18.219,84 TL bedelli faturanın Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu edildiği ve davacının bu takip nedeniyle 20.796,84.-TL ödeme yaptığı hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Davacının iddiası, davalı tarafından düzenlenen 18.219,84 ve 18.949,48 TL bedelli iki adet fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
2.Sözleşme ilişkisinin varlığı tek başına alacağın doğması için yeterli diğildir. Hatta sözleşme ilişkisine dayanılarak fatura düzenlenmesi, faturanın karşı tarafa tebliğ edilmesi, faturaya sekiz gün içinde itirazda bulunulmaması dahi alacağın doğması için yeterli görülmemektedir. Alacağın varlığı için sözleşmede kararlaştırılan mal veya hizmetin ifa edildiğinin aynca kanıtlanması gerekmektedir. Gerçekten de Yargıtay vermiş olduğu bir kararında bu hususu şu şekilde dile getirmiştir: “Davacı taraf, davalının göndermiş olduğu malların ( 62.684.600 ) TL.lik bölümünü teslim almadığını iddia ettiğine göre davalının teslime ilişkin savunmasının HUMK.nun 288. maddesi uyarınca kesin delillerle kanıtlanması gerekir.
Davalı tarafça düzenlenen faturalar, fatura içeriği malın davacıya teslim edildiğinin kanıtı olamaz. Kaldı ki, bu mallarla ilgili sevk irsaliyelerinde teslim alanın isim ve imzasının da bulunmadığı, mevcut bilirkişi raporlarından anlaşılmaktadır.
Diğer yandan, davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinde söz konusu malın teslim alınmış olduğuna dair bir kayıt bulunmadığına göre, davalı defterindeki kayıtların TTK.nun 85. maddesi uyarınca davalı lehine delil teşkil etmeyeceği de kuşkusuzdur.
O halde mahkemece, bu yönler ve malın teslimi ilişkin kanıt yükümlülüğünün davalı tarafta olduğu gözetilerek, bu konuda davalının varsa başka delilleri toplanmak, aksi halde savunmayı kapsar şekilde davacıya yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılmak ve davacının 25.9.1992 tarihli dilekçesindeki beyanı da dikkate alınmak suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmak gerekirken, davalı ticari defterlerindeki tek yanlı kayıtlara dayanılarak oluşturulan son bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir” (Y. 19. HD.nin E. 1992/2335 K. 1992/6296 sayı ve 30.11.1992 tarihli karan).
Yargıtay vermiş olduğu bir başka kararında da bu görüşünü şu şekilde ifade etmiştir: “Davacı iki adet faturaya dayalı ve takipten önce yapılan kısmi ödemeyi de düşerek icra takibi yapmış, davalı iş sahibi 03.11.2004 tarihli faturadaki işin yapıldığını kabul ederek kısmi ödemede bulunmuş, 20.09.2004 tarihli faturaya dayalı takibe itiraz etmiştir. Yanlar arasında işin kapsamı ve bedeli konusunda yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. 20.09.2004 tarihli fatura 26.01.2005 tarihli ihtarname ekinde davalıya tebliğ edilmiş olup davalı yanca itiraz edilmemiş ise de; TTK nun 23/11. maddesi uyarınca itiraz edilmeyen fatura içeriği kesinleşmiş olmakla birlikte faturaya itiraz edilmemiş olması işin yapılıp teslim edildiği ve alacağın varlığını kanıtlamaya yeterli değildir. Faturada yazılı işin yapılıp teslim edildiğinin yüklenici tarafından usulüne uygun biçimde kanıtlanması gerekir. Bu durumda mahkemece 5.410.300.000 TL.lık fatura ile ilgili işin yapılıp teslim edildiği konusunda davacıya delilleri ibraz ettirilip toplanmak, dava dilekçesinde sair deliller denilmek suretiyle yemin deliline de dayanılmış olduğundan yemin teklifine hakkı olduğu hatırlatılıp işin yapıldığının kanıtlanması halinde sözkonusu faturadaki miktar esas alınarak davanın sonuçlandırılması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir” (Yargıtay, 15. HD.’nin E. 2006/1981, K. 2007/2571 sayı ve 19.4.2007). Dolayısıyla davlının taraflar arasındaki sözleşme uyarınca dava konusu faturaları düzenlediğini geçerli delillerle ispat etmesi gerektiği açıktır.
Yine ispat kuralına ilişkin MK. m. 6 hükmüne göre: “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkım dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür”, HMK. m. 190/1 hükmüne göre: “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir Bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. Dolayısıyla anılan hüküm uyarınca da, davalının taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak dava koşunu faturaları düzenlediğini ve faturalara konu mal ve hezmeti ifa ettiğini geçerli delillerle kanıtlaması gerektiği açıktır.
3.Faturalara konu elektriğin davacıya verilip verilmediğinin tespiti uzmanlık alanımızın dışında kalmaktadır. Ancak dosyayadaki bilgi ve belgelerden;
Dava konusu fatura kayıtlarına geçen … marka … seri numaralı elektrik sayacının 26.06.2013 tarihinde tesisata takılmış olduğu, Davacı şirkete ait abonelik başlangıç tarihinin 04.07.2013 oldduğu tespit edilmiştir.
Endeks döküm kayıtlan üzerinde yapılan incelemelerde;
21.05.2014- 26.06.2014 tarihleri arasındaki 934 kwh. lik tüketim kayıt bilgileri yer almaktadır.
TL. Bazında Tüketim Ekstre Kayıtlarında;
2014/05 dönemine ait 16.774,40 TL. tutarındaki elektrik faturası ile
2014/06 dönemine ait 337,90 TL. tutarındaki elektrik faturalarının davacı şirket adına tahakkuk ettirilmiş oldukları davacı şirket adına başkaca tahakkuk ettirilmiş fatura bulunmadığı tespit edilmiştir.
Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosya içeriği;
Alacaklının davalı … A.Ş.
Borçlunun davacı ….San.ve Tic.Ltd.Şti.
Asıl alacak 16.771,86 TL.
Gecikme cezası 1.227,10 TL.
K.D.V. si 220,88 TL.
TOPLAM 18.219,84TL elektrik borcu üzerinden takibin başlatılmış olduğu tespit edilmiştir.
Tahsilat makbuz örneğinden, Davacı vekilince 17.11.2014 tarihinde 20.796,84 TL. tutarında ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Dosya kapsamına davacı vekilince sunulan elektrik fatura örnekleri;
20.05.2014 tarihli elektrik faturası;
İşareti
26.04.2013
0
20.05.2014
46515 kwh.
46515 kwh. lik tüketim dikkate
İlk okuma tarihi Son okuma tarihi Fark
alınarak 16.774,40 TL. tutarında fatura tahakkuk ettirilmiştir.
26.06.2014 tarihli elektrik faturası;
İşareti 46515 kwh.
20.05.2014
26.06.2014
47449 kwh.
934 kwh. lik tüketim dikkate
İlk okuma tarihi Son okuma tarihi Fark alınarak 337,90 TL. tutarında fatura tahakkuk ettirilmiştir.
Bu bilgiler ve dosyaya sunulan teknik bilirkişi raporunda yer alan “davacı şirketçe Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına 17.11.2014 tarihinde yatırılan 20.796,84 TL. tutarındaki ödeme, davacı şirketin 26.04.2013 – 20.05.2014 tarih aralığını ihtiva eden 46515 kwk lik tüketimi doğrultusunda tahakkuk ettirilen 16.774,40 TL. tutarındaki normal tüketim faturasına karşılık gelmekte olduğundan davacı şirketçe ödenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır ” yönündeki tespit dikkate alındığınd; davacının icra takibine konu edilen 18.219,84 bedelli ilk faturadan dolayı sorumlu olması gerektiği ancak daha sonra düzenlenen 18.949,48 TL bedelli faturanın ise taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, dolayısıyla bu fatura bedelinden davacının sorumlu olmaması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
4.Davalı tarafından düzenlenen ilk fatura olan 18.219,84 TL bedelli faturanın da uzun bir zamandan sonra düzenlenerek davacıya gönderildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay vermiş olduğu bir kararında “…davalının sayacının imalat hatası nedeniyle sarfiyat kaydetmediği ve davalının aboneliğinin olduğu sabittir. Bu haliyle davacınında abonesi olan davalının sayacında periyodik şekilde kontrol yapması gerekir. Oysa ki, davacının 21.04.2003’den 12.09.2007’ye kadar bu şekilde bir inceleme yapmadığı ve dolayısıyla dava konusu miktarın artmasına sebebiyet verdiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, davacının BK’nun 44.maddesi anlamında müterafık kusurunun olduğu kabul edilip eksik tüketim bedeli nedeniyle hesaplanan alacak miktarı üzerinden uygun bir miktar indirim yapılmalıdır ” demek suretiyle, periyodik bakım yapılmaması ve faturaların düzenli gönderilmemesi nedeniyle hizmet sağlayacının (davalının) müterafık kusurunun bulunduğunu ifade etmiştir (7. HD’nin 2012/9388, K. 2013/703 sayı ve 31.1.2013 tarihli karan).
Müterafık kusuru düzenleyen TBK. m. 52/1 hükmüne göre, “zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir”. Anılan hüküm ve Yargıtay içtihatı dikkate alındığında, davalının düzenlenen ilk fatura nedeniyle de %25 oranında kusurlu olduğu dolayısıyla davacının bu fatura nedeniyle icra dairesine 17.11.2014 tarihinde ödemiş olduğu 20,796,84 TL’nin %25’i olan 5.200-TL’yi davalıdan talep edebileği sonucuna varılmaktadır.
a)Davacının icra takibine konu edilen 18.219,84 bedelli ilk faturadan dolayı sorumlu olması gerektiği ancak daha sonra düzenlenen 18.949,48 TL bedelli faturanın ise taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak düzenlendiğinin davalı tarafından kanıtlanamadığı, dolayısıyla bu fatura bedelinden davacının sorumlu olmaması gerektiği,
b)Periyodik bakım yapılmaması ve faturaların düzenli gönderilmemesi nedeniyle hizmet sağlayacının (davalının) müterafîk kusurunun bulunduğu,
c)Davalının düzenlenen ilk fatura nedeniyle de %25 oranında kusurlu olduğu dolayısıyla davacının bu fatura nedeniyle icra dairesine 17.11.2014 tarihinde ödemiş olduğu 20.796,84 TL’nin %25’i olan 5.200-TL’yi davalıdan talep edebileceği, açıklanmış, dosyada alınan 09/10/2017 tarihli, 27/06/2018 ve 22/05/2019 tarihli bilirkişi raporlarında açıklandığı üzere, davalı tarafından davacı şirkete düzenlenen 25/01/2015 tarihli 18.949,48 TL bedelli faturanın hangi tüketim değerine göre yapıldığının belli olmadığı, tüketim ekstresi incelendiğinde böyle bir tüketimin olmadığı, dolayısıyla davacının bu faturadan dolayı davacıya borçlu olmadığı, yine davacı tarafından davalıya düzenlenen 18.219,84 TL lik faturanın da davalı tarafından uzun bir zamandan sonra düzenlenerek davacıya gönderildiği, dolayısıyla dava konusu miktarın arttığı, BK 44 maddesine göre davalının müterafik kusurunun bulunduğu, TBK 52/1 maddesi de göz önüne alındığında bu faturadan dolayı davalının %25 oranında kusurlu olduğu, davacının icra dairesine ödemiş olduğu 20.796,84 TL nin %25 miktarı olan 5.200 TL yi davacıdan talep edebileceği, davacı vekilinin 11/12/2019 tarihli dilekçesi ile davasını ıslah ettiği, ıslah talebi doğrultusunda davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu istirdat ve menfi tespit davasının KABULÜ ile, davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu 5.200 TL nin ödeme tarihinden itibaren davalıdan yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya verilmesine,
2-Davalı tarafından davacıya düzenlenen 21/01/2015 tarihli 18.949,48 TL bedelli faturadan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacı lehine takdir edilen 4.080,00.-TL vekalet ücreti ile davacının yaptığı 1.838,30.-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 1.649,72.-TL karar harcından peşin alınan 27,70.-TL, tamamlama harcı 353,45.TL, ıslah harcı 90,00 TL olmak üzere toplam 471,15.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.178,57.-TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
5-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. …, Davalı vekili Av. … yüzüne karşı verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.28/01/2021

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.

Davacı Yargılama Giderleri
59,50.-TL İlk masraf
1.550,00.-TL Bilirkişi ücreti
+ 228,80.-TL Yargılama gideri
1.838,30.-TL