Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/678 E. 2018/461 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/678 Esas
KARAR NO : 2018/461

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 15/10/2015
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2018
Davacı vekili tarafından açılan Menfi Tespit davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Davacı … ile davalı … Ltd. Şti. arasında 2015 yılı içerisinde mermer alışverişi ticareti olduğu, bu ticaret mukabilinde davacının davalıya muhtelif tarih ve numaralı 87,500 TL tutarında 5 adet çek verdiğini, davalı yanın ise davacı yana muhtelif tarih ve numaralı 87,500 TL tutarında 7 adet fatura kestiğini, ancak …. numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların, … numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların, …. numaralı faturanın dayanağı olan …, …, …., … numaralı irsaliyelerdeki malların ve …. numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların başka farklı firmalara teslim edilerek kendilerine teslim edilmediğini bu nedenle işbu irsaliyeleri kabul etmediklerini, kendilerine teslim edilmeyen malların tespitinin mümkün olmadığını ayrıca mermer birim fiyatlarının 100 TL olması gerekirken değişken birim fiyat kullandıkları, bu nedenle teslim almadıkları mallar nedeniyle bir kısım çeklerin ödemesini yapmadıklarını bu nedenle haklarında icra takibi yapıldığını, borçlu olmadıkları halde borçlu konumuna düşürüldüklerini iddia ederek huzurdaki davanın açıldığı, davanın kabulü ile Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespitini ve takip konusu meblağın %20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini, mahkemenin uygun göreceği teminat mukabilinde vereceği ihtiyati tedbir kararı icra takibinin durdurulmasına karar verilesini, icra takibinin durdurulması kararı mukabilinde icra dosyasına yatırılan paranın alacaklı davalıya ödenmemesini, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisinin mahkememize vermiş olduğu cevap dilekçesi ile; Davalı şirket davacı yanla mermer ticareti yaptıklarım, bu ticaret mukabilinde davacı tarafından sipariş edilen mermerlerin davalı tarafından sevk irsaliyelerinin kesilerek teslim edildiği ve anlaşılan birim fiyatlar üzerinden faturalarının kesildiği, yine anlaşılan rakamlar üzerinden de davacının çekleri keşide ettiği, davacının yasal süresi içerisinde faturalara itiraz etmediği ancak yasal süresi geçtikten 2 ay sonra faturalara itiraz ederek 20.05.2015 tarih … yevmiye numaralı Tokat …. Noterliğince ihtarname çekerek itiraz ettiği, bu nedenle davacı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davacının yapılan icra takibine Bakırköy … icra Hukuk Mahkemesine … lööesas sayılı dosya ile imza ve yetki itirazında bulunduğu ancak mahkemece yetki itirazı yönünden yetkisizlik kararı nedeniyle imza itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek icra takip dosyasının yetkili Tokat icra dairesine gönderildiği bu safhada da davacı borçlunun icra takip dosyasına takip borcunu ödediği akabinde ihtiyati tedbir talepli işbu menfi tespit davasını açtığı, Mahkemenizce ihtiyati tedbir kararının verildiği, açılan bu davanın menfi tespit davası olduğu, bu nedenle senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacının çekten dolayı borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiğinden ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak haksız açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunduğu, davanın reddine, şirketlerinin daha fazla zarara uğramaması için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, alacaklarına kavuşmaları engellendiği için davacı borçlu aleyhine %40 danaşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yapılan yargılama sonucu dosya Mahkememizce kül olarak değerlendirildiğinde; dava hukuki niteliği itibariyle menfi tespit davası olup, dosyada deliller toplandıktan sonra davacının defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması için Tokat ….Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmış, talimat ile alının 28/02/2017 havale tarihli raporda; ………….Davacı tarafa ait defterlerin TTK.’nun 64/3 VUK.’nun220,221,222 maddelerine uygun olarak zamanında ve usulüne uygun şekilde yapıldığı, Davacı tarafa ait 2015 yılına ait defterler zamanında Noterden TTK.’nun 70. Maddesi gereği kapatma (görülmüştür) işlemi yapıldığı, Davacı tarafın muhasebe defter kayıtlarından anlaşıldığı üzere, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğu, Davacı, birim fiyatların yaptıkları anlaşmaya aykırı olarak faturaların farklı birim fiyatları üzerinden kesildiğini iddia etse de dosya münderecatında taraflar arasında anlaşmaya varılan birim fiyatlara ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı, bu nedenle faturaların farklı birim fiyatı üzerinden kesildiği iddiasına yönelik incelenmesinin mümkün olmadığı, Dava konusu edilen fatura ve irsaliyelerin davacının resmi defterlerine işlendiği, ilgili vergi dairesine beyan edildiği ve bu fatura ve irsaliyelerin davacıda olduğu, Davacının resmi defterlerine kayıtlı KDV dahil toplam fatura tutarının 87,109,01 TL olduğu, Her ne kadar davacı bir kısım mallan teslim almadığını ve bu malların farklı firmalara teslim edildiğini iddia etse de; TTK’nun 23. maddesi gereği 8 günlük yasal süresi içinde itiraz edilmeyen faturaların kayda alınıp beyan edilebileceği dikkate alındığında,ancak yasal süresi içinde itiraz edilmeyen faturanın kayda alınıp beyan edilebileceği, Buna göre, davacının teslim almadığım iddia ettiği malları yasal süresinde itiraz etmeyerek faturaları kayıtsız şartsız kabul ettiği ve yasal süresi geçtikten sonra faturalara itiraz edemeyeceğinin açık olduğu, keza dava konusu faturaları resmi defterlerine kaydedip beyan ettiği, yine bu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin ve sevk fişlerinin davacıya ait belgelerin arasında olduğu görüldüğünden davacının bu yöndeki iddiaları ilgili mevzuata, resmi defter kayıt bilgi ve belgelerine uygun olmadığı, açıklanmış, davalının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişinin 05/09/2017 havale tarihli raporunda; ………İncelenen davalı şirkete ait 2015 yılı defterlerinin açılış ve dönem sonunda yaptırılması gereken kapanış (görülmüştür) tasdiklerinin yasal süresinde olduğu, (Yeni TTK Md.64/3) davalı şirkete ait ticari defterlerin yeni TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş ve kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varılmıştır. (HMK Md.222/2).
Davalı şirketin incelenen 2015 yılı ticari defterlerinde davacı yana 87.109,01 TL tutarında 7 adet fatura düzenlediği ve karşılığında 87.500,00 TL tutarında 5 adet çek alındığı, alman bu çeklerden 32.500.00 TL tutarındaki 2 adet çekin ödenmediği, ödenmeyen bu çekler için ilgili bankadan çek sorumluluk bedeli olarak 3.322,58 TL, Tokat …. icra Müdürlüğü’nden 32.355,76 TL tahsilat yapıldığı, takip ve dava tarihi itibariyle davacı yanın 3.569,33 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir. (2015 yılı yevmiye defterinin 432. Sayfasındaki 31.12.2015 tarih ve … yevmiye numaralı kapanış maddesinde davacı yanın 3.569,33 TL alacaklı olduğu görülmüştür.)
Davacı ticari defterleri: Davacı yan Tokat ilinde yerleşik olduğundan davacının ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi Talimat yoluyla Tokat …. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yaptırılmıştır. 28.02.2017 havale tarihli bilirkişi raporunun sonuç bölümünde, Davacı tarafa ait defterlerin TTK.’nun 64/3, VUK.’nun 222, 221, 222 maddelerine uygun olarak zamanında ve usulüne uygun şekilde yapıldığı, Davacı tarafa ait 2015 yılına ait defterler zamanında noterden TTK.’nun 70. Maddesi gereği kapatma (görülmüştür) işlemi yapıldığı, Davacı tarafın muhasebe defter kayıtlarından anlaşıldığı üzere, taraflar arasında ticari bir ilişki bulunduğu, Davacı, birim fiyatların yaptıkları anlaşmaya aykırı olarak faturaların farklı birim fiyatları üzerinden kesildiğini iddia etse de, dosya münderecatında taraflar arasında anlaşmaya varılan birim fiyatlara ilişkin yazılı bir sözleşme olmadığı, bu nedenle faturaların farklı birim fiyatı üzerinden kesildiği iddiasına yönelik incelenmesinin mümkün olmadığı, Dava konusu edilen fatura ve irsaliyelerin davacının resmi defterlerine işlendiği, ilgili vergi dairesine beyan edildiği ve bu fatura ve irsaliyelerin davacıda olduğu, Davacının resmi defterlerinde kayıtlı KDV dahil toplam fatura tutarının 87.109,01 TL olduğu, Her ne kadar davacı bir kısım malları teslim almadığını ve bu malların farklı firmalara teslim edildiğini iddia etse de; TTK.’nun 23. Maddesi gereği 8 günlük yasal süresi içinde itiraz edilmeyen faturaların kayda alınıp beyan edilebileceği dikkate alındığında, yasal süresi içinde itiraz edilmeyen faturanın kayda alınıp beyan edilebileceği, Buna göre, davacının teslim almadığını iddia ettiği malları yasal süresinde itiraz etmeyerek faturaları kayıtsız şartsız kabul ettiği ve yasal süresi geçtikten sonra faturalara itiraz edemeyeceğinin açık olduğu, keza dava konusu faturaları resmi defterlerine kaydedip beyan ettiği, yine bu faturalara ilişkin sevk irsaliyelerinin ve sevk fişlerinin davacıya ait belgelerin arasında olduğu görüldüğünden davacının bu yöndeki iddiaları ilgili mevzuata, resmi defter kayıt bilgi ve belgelerine uygun olmadığı, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacı yanın ticari defterleri üzerinde yerel Mahkeme tarafından yaptırılan incelemede davalı şirketin düzenlediği tüm faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacının davalı şirkete verdiği çekler kadar mal almadığı iddiası ticari defter kayıt ve belgeleri ile doğrulanmamıştır. Davalı şirket davacıya 87.109,01 TL tutarında mal satmış ve karşılığında 87.500.00 TL tutarında 5 adet çek almıştır.
Yapılan mali inceleme neticesinde davalı şirketin ticari defterlerinde davacı yanın 3.569,33 TL alacaklı olduğu, ancak bu alacağın Tokat 2. İcra Müdürlüğü’nden tahsil edilen çeklerin tazminatının tahsilatından kaynaklandığı,
Davacı yanın T.C. Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından davacı yanın alacaklı davalıya borçlu olmadığı talebinin verinde görülmediği. T.C. Bakırköy …. İcra Dairesi …E. No.lu dosyasından takibe konulan 55.000,00 TL tutarındaki çekler nedeniyle ilgili bankanın çek sorumluluk bedellerinin düşülmesi sonrasında davacı yanın davalı şirkete 51.400,00 TL borçlu olduğu, davacı vekili tarafından çek tazminatı, çek komisyonu, tahsil harcı ve diğer giderler ile birlikte 19.10.2015 tarihinde takip dosyasına 63.020,00 TL ödendiği, Sayın Mahkeme tarafından 19.10.2015 tarihli ara karar ile paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, Davacı yanın davalı şirkete T.C. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasından borçlu olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının yerinde olacağı, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdiri içinde kaldığı, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davalı şirketin davacıya 87.109,01 TL tutarında mal sattığı ve karşılığında 87.500 TL tutarında 5 adet çek aldığı, davacı yanın davalı şirkete 51.400 TL borçlu olduğu anlaşıldığından subut bulmayan davanın reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Davalı vekilinin talep ettiği kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile, dava konusu miktar üzerinden %20 tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacının yapmış olduğu masrafların üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının yaptığı 500,00.-TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Alınması gereken 35,90.-TL karar harcından 556,73.- TL peşin alınan, 92,20.-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 648,93.-TL harcın mahsubu ile bakiye 613,03.-TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) Davacı vekili Av. … yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda verilen karar, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.19/04/2018
Katip …

Hakim …