Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/661 E. 2018/1122 K. 28.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/661
KARAR NO : 2018/1122

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2014
KARAR TARİHİ : 28/11/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkillerinin murisi olan …’ın 02/11/2013 tarihinde davalı sürücü …’nin sevk ve idaresinde olan …. plakalı aracın, kaza mahallinde yakıtının bitmesi nedeniyle orta şeritte duran park halindeki davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında öldüğünü, murisin hasarlı araç alıp satma işiyle uğraştığını ve 6.000,00 TL net gelir elde ettiğini, müvekkillerinin eş ve çocuğu olan davacıların bu ölümle eş ve babasının desteğini yitirdiğini, kazanın meydana gelmesinde her iki sürücünün de kusurlu olduğunu, davalılardan …… şirketinin davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın maliki olduğunu, davalı …’nin ise davalı sürücü …’nin sürücüsü olduğu …. plakalı aracın maliki olduğunu, davalı …. sigorta şirketinin …. plakalı aracın, diğer davalı … şirketinin ise … plakalı aracın ZMM sigortacısı olduğunu ileri sürerek davacı eş … için 5.000,00 TL maddi ve 300.000,00 TL manevi, davacı … için ise 5.000,00 TL maddi ve 200.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle (davalı … şirketleri yönünden maddi tazminatın limit kapsamıyla sorumlu tutularak) müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı … şirketi vekili, kazaya karışan … plakalı aracın ZMM sigortası ile kendilerine 250.000,00 TL limitle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, davacılara 20/01/2014 tarihinde toplam 53.353,80 TL ödeme yapıldığını, ödemenin güncellenerek dikkate alınması gerektiğini, davanın yetkili Bakırköy ATM’lere gönderilmesi gerektiğini, davacıların kaza nedeniyle elde ettikleri gelirlerin düşülmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı … şirketi vekili, kazaya karışan …. plakalı aracın ZMM sigortası ile kendilerine 250.000,00 TL limitle sigortalı olduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, sorumluluklarının kusur ve limit ile sınırlı bulunduğunu, davacılara 30/04/2014 tarihinde toplam 54.218,39 TL ödeme yapıldığını, ödemenin güncellenerek dikkate alınması gerektiğini, davacıların kaza nedeniyle elde ettikleri gelirlerin düşülmesi gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı……şirketi vekili, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesiyle kaza mahallinde yakıtının bitmesi nedeniyle orta şeritte durduğu sırada diğer …. plakalı aracın çarpmasına maruz kaldığını, ölen davacı desteklerinin de bu çarpan araç içinde iken yaralanıp öldüğünü, asli kusurun bu araçta olduğunu, müvekkilinin sigortasının davacılara ödeme yaptığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiş ve inkarcı konumunda bulunmuşlardır.
Dava, Trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacıların eş ve babası olan müteveffa …’ın 02/11/2013 tarihinde davalı sürücü …’nin sevk ve idaresinde olan ve diğer davalı …’nin maliki ve diğer davalı … şirketinin ZMM sigortacısı olduğu …. plakalı aracın, kaza mahallinde yakıtının bitmesi nedeniyle orta şeritte duran park halindeki davalı …’ın sürücüsü olduğu ve davalı ……. şirketinin işleteni ve dav maddi zararının 21.200,21 TL olduğu, bunun 11.344,30 TL’sinin davalı … şirketinden bakiyesini ise davalı … şirketinden talep edebileceği” bildirilmiştir.
Davacı bilirkişi raporuna istinaden davasını ıslah ederek destekten yoksunluk maddi tazminatını davacı … için 102.694,35 TL’ye davacı … için ise 21.200,21 TL’ye yükseltmiştir.
Bilirkişi raporunun düzenlenmesinden sonra davalı … şirketleri davacılara bir takım ödemeler yapması nedeniyle destekten yoksunluk tazminatının yeniden hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınmış; aktüarya bilirkişisi 30/11/2017 tarihli raporunda özetle: ” Davacı …’un yapılan ödemelerin güncellenmesi sonucunda davalı … şirketinden talep edebileceği maddi zararının 12.312.43 TL, davacı …’ın ise 6.013,70 TL olduğu, davacı …’un davalı … şirketinden talep edebileceği bir zararının kalmadığı, davacı …’ın ise davalı … şirketinden talep edebileceği zararının 1.927,72 TL olduğu, davacıların davalı … şirketi hakkındaki davadan feragat etmeleri nedeniyle davalı … şirketi ile davalı … ve davalı … şirketi yönünden davanın konusuz kaldığı, … sigorta şirketinin ise davacılarca ibra edilmesi nedeniyle ve sigorta şirketince zararlarının %99 oranında karşılanması nedeniyle ibranamenin geçerli olduğu” bildirilmiştir. Alınan rapora itiraz üzerine aynı bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Bilirkişi 22/03/2018 tarihli ek raporunda önceki görüşünü tekrarlamıştır. Bilirkişi raporu hükme esas alınmaya değer görülmüştür.
Gerçekten de davanın devamı sırasında davalı … şirketleri davacılara destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapmış, davacılar vekili yapılan ödeme nedeniyle davalı … sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini beyan etmiştir. Yine davalı … şirketi de ödeme nedeniyle davacılara ait ibraname sunmuştur.
Bilindiği üzere KTK.nun 91. Maddesinde işletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğu getirilmiştir. Aynı yasanın 85. Maddesi ile aracın işletilmesi sırasında 3. şahısların bedeni ve maddi zarara uğratılmasından işleten doğrudan sorumlu tutulmuş, 97. madde gereğince de, zarar görenin, zarara neden olan aracın zorunlu trafik sigortacısından doğrudan talep ve dava hakkı bulunduğu belirtilmiştir. Ancak, zorunlu trafik sigortacısının zarardan sorumluluğu 93. madde gereğince belirlenen ve poliçede belirtilen teminat miktarı ile sınırlıdır.
İşleten ve zorunlu trafik sigortacılarının 3. kişilere karşı sorumluluklarının niteliği ise kanundan doğan müteselsilen sorumluluk olup, alacaklı, müteselsil borçluların tümünden veya birinden borcun tamamen veya kısmen tahsilini isteyebilir. Borcun tamamen tahsiline kadar bütün borçlulularm sorumluluğunun devam edeceği de açıktır.
Müteselsil borçlulardan birinin alacaklıya karşı sürebileceği def’iler varsa bunu diğer borçlulardan bağımsız olarak ileri sürmesi mümkün olup, bu defi sonucu kurtulduğu borç miktarını diğer müteselsil borçlulara karşı da ileri sürebilir. Bu şahsi ilişkiler veya müteselsil borcun sebep veya konusundan doğan def’iler olup bunların dışında ileri sürülen def’iler müteselsil borçlular arasındaki rücu hakkını kaldırmaz.
BK’nun şimdiye kadar sözü edilen düzenlemeler alacaklıya karşı dış ilişkilerle ilgili olup, borcun ödenmesinden sonra müteselsil borçlular arasındaki iç ilişkilerde ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre müteselsil borçlular arasında aksine bir sözleşme bulunmadığı takdirde borçlulardan biri diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. Dış ilişkide alacaklıya karşı sonuç doğurabilen böyle bir işlem, iç ilişkide rücu hakkını kısmen veya tamamen kaldırıcı etkiye sahip değildir.
Diğer taraftan davadan feragat, öncelikle bir usul işlemidir. Dava konusu olayda, davalılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan davacı tarafın davalılardan birisi hakkındaki feragati usul hukuku bakımından diğer davalı aleyhine bir sonuç doğurmaz ise de, davadan feragat aynı zamanda bir maddi hukuk işlemi olduğundan, davalı … şirketi hakkındaki feragatin, rücu hakkı bulunan diğer davalıyı etkileyip etkilemediğinin üzerinde durulması gerekir.
Yukarıda açıklandığı üzere, davalılar alacaklıya karşı borçtan müteselsilen sorumludurlar. BK.nun müteselsil sorumlulukta borçluların iç ilişkilerini düzenleyen hükümleri gereğince, müteselsil borçlulardan biri alacaklıya borcu ödediği takdirde, diğer müteselsil borçlulara rücu hakkı bulunmaktadır.
Bunun yanında, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde diğerleri bu oranda borçtan kurtulur. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri için alacaklının bil fiil tatmin edilmiş olması gerekir.
Bunun aksinin kabul edilebilmesi için alacaklının açıkça davadan feragat etmiş olması veya böyle bir feragatin durumdan kesin olarak anlaşılması lazımdır. Yine rücu hakkından yararlanan müteselsil borçlulardan her biri ödediği miktar oranında alacaklının haklarına halef olacağına ve alacaklının diğerleri zararına müteselsil borçlulardan birinin durumunu iyileştirdiği takdirde bu fiilin neticelerini şahsen tahammül edeceğine dair hükmüne havidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında; dava açıldıktan sonra davalı … şirketi davacılara ödeme yapmış, bakiye zararları olduğu halde davacılar vekili davalı … şirketi yönünden davadan feragat etmiştir. Bu durumda, davacıların, davalı … şirketinin, yaptığı ödemenin üzerindeki bakiye teminat limitinden zimnen feragat ettiğinin kabulü gerekir. Böylelikle davacı taraf, davalı … şirketinin durumunu iyileştirirken diğer müteselsil davalıların (borçluların) iç ve dış ilişkideki durumlarını ağırlaştırmıştır. Davacıların feragati ile davalı … şirketinin tüm borçtan kurtulduğu anlaşılmakla, davalı …, davalı … şirketinin de teminat limiti kadar borçtan kurtulduğunun kabulü gerekir. Davacıların tüm zararı yani isteyebilecekleri destekten yoksunluk zararı poliçe limiti içinde kaldığı halde davacıların davalı … şirketi hakkındaki davadan feragati nedeniyle davalılar …. ve davalı … şirketi hakkındaki maddi tazminat davası bu nedenle ret edilmiştir.
Davallar …. sigorta şirketi ile diğer davalılar Mehmet ve Hülya’nın durumuna gelince davalı … şirketi davacılara destekten yoksun kalma tazminatı ödemesi yapmış, ve davacılardan aldığı ibranemeyi sunmuştur. Davacıların bu davalılardan isteyebileceği tazminat miktarının, sigorta poliçe limiti içinde kaldığı ve davalı … şirketinin, zararı %99 oranında ödediği anlaşılmaktadır. Davacılar da bu ödeme karşılığında davalı … şirketini ibra etmiştir. Yapılan %99 oranındaki ödeme nedeniyle verilen ibranamenin, aşırı bir orantısızlık söz konusu olmadığından geçerli olduğu sonucuna varılmış ve az yukarıda açıklanan ilkeler gereğince bu ibra ile diğer müteselsil borçluların durumu ağırlaştırılmakla diğer davalıların da borçtan kurtulduğu sonucuna varılmıştır. Bu durumda davacıların maddi tazminat talepleri yerinde bulunmamıştır.
Davacılar destekten yoksunluk tazminatı dışında manevi tazminat talebinde de bulunmuşlardır. Tarafların mali ve sosyal durumları, olayın oluş şekli, paranın satın alma gücü, davacıların ölenle olan akrabalıkları ve duydukları elem ve ızdırap karşısında sigorta şirketi dışındaki davalılardan manevi tazminat isteyebilecekleri sonucuna varılarak her bir davacı yararına manevi tazminata hükmedilmesi gerekmiştir.
Hal böyle olunca aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacıların maddi tazminat davası yönünden:
1-Davalı … şirketi hakkındaki davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Diğer davalılar hakkındaki davanın reddine,
B-Davacıların manevi tazminat davaları yönünden:
1-Davanın kısmen kabulü ile davacı … yönünden 15.000,00 TL, diğer davacı … yönünden 10.000,00 TL olmak üzere toplam 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 02/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılar …, …, ve davalı ……. LTD.ŞTİ’den müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Manevi tazminat miktarı yönünden alınması gereken 1.707,75 TL karar harcından daha önce yatırılan 1.741,95 TL peşin ve 619,47 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 653,67 TL ‘nin davacılara iadesine,
3- Hükmolunan manevi tazminat talebi yönünden hesap edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, …, ve davalı ……. LTD.ŞTİ’den müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
4-Ret edilen manevi tazminat yönünden hesap edilen 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılar …, ……. LTD.ŞTİ’ne verilmesine,
C-Davacılar tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı 1.707,75 TL karar harcının davacılara verilmesine,
D-Davacılar tarafından yapılan ve aşağıda dökümü yapılan 3.116,20 TL yargılama giderinin davalılar …, …, , …. Sigorta A.Ş. ve davalı ……. LTD.ŞTİ’den müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
E-Kullanılmayan yargılama gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin ve davalının yüzünde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 28/11/2018 10:08

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …

YARGILAMA MASRAFLARI
DAVACILAR
69 Tebligat- 812,00 TL
7 Müzekkere – 54,20 TL
Bilirkişi Ücreti – 2.250,00 TL
Toplam = 3.116,20 TL