Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/558 E. 2018/316 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/558
KARAR NO : 2018/316

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 08/09/2015
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ :10/04/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı ile davalı arasında inşaat metal işlerinin müvekili tarafından yapılacağına ilişkin 06/8/2013 tarihli sözleşme olduğunu, müvekkili bu inşaatın alt yüklenici firma konumunda olduğunu, söz konusu sözleşme uyarınca müvekkilinin sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve müvekkili tarafından 4 adet faturanın tanzim edildiğini, davalının düzenlenen faturalara itiraz etmediklerini, ve müvekkili firmaya kısmi ödemeler yaptığını, ancak müvekkili firmanın davalıdan 13.087,45 TL bakiye fatura alacağı kaldığını, söz konusu alacak nedeniyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’ nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ancak davalının bu yapılan icra takibine itiraz ettiğini, davalının itirazının haksız olduğunu, yapılan itirazın iptalini ve takibin devamına karar verilmesini, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işlenerek davalıdan tahsilini, davalının haksız ve kötü niyetli olarak yaptığı itiraz sebebiyle %20 ‘ den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkili ile davacı arasında sözleşme imzalandığını, ancak davacının müvekkiline örnek dairede gösterdiği işleri asıl inşaat projesinde eksik ve hatalı işler yaptığını, Örnek dairede gömme süpürgelik davacı tarafından yapılmış ve müvekkiline gösterilmesine rağmen inşaatta dik süpürgelik kullanmak istediğini, bu nedenle davacının davasında haksız ve kötü niyetli olduğunu, davacının edimini eksik ifa ettiğinin farkında olduğunu buna rağmen haksız alacak talep ettiğini, davanın reddine karar verilmesini, %10′ dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına ve % 20′ den az olamamk kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava taraflar arasındaki imalat ve montaj sözleşmesi kapsamındaki sözleşme bedeli için yapılan takip sonucunda İİK nın 67 maddesine ilişkin itirazın iptali davasıdır.
Dosyaya delil olarak davacı tarafından düzenlenen 01/11/2015 ve 21/07/2014 tarihli iki adet fatura, Bakırköy …. İcra müdürlüğünün… esas sayılı icra dosyası taraflar arasında düzenlenen 06/08/2013 tarihli sözleşme ve dava dışı şirketle imzalanan 09/04/2014 tarihli montaj ve imalat sözleşmesi Bakırköy …. Noterliğinin ihtarnamesi tarafların ticari defter ve kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Davacı ( alacaklı ) tarafından davalı ( borçlu) aleyhine Başlatılan İcra Takibi: Davacı şirket, davalı şirket hakkında 13078,25 TL asıl alacağın ve 110,66 TL işlemiş faizin ve 134,42 TL ihtarname masrafı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek yıllık %10,50 avans faizi ve değişen oranlardaki faizi ile, icra giderleri, avukatlık ücreti ile birlikte BK 100. Maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsubuyla tahsili talebiyle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E.sayılı dosyasından takip tarihi itibariyle fatura alacağından kaynaklanan alacağı için genel haciz yolu ile takibe geçtiği görülmüştür.
Davacı vekilinin yasal bir yıllık süre içinde davalının itirazının iptali için İİK 67 maddesine göre itirazın iptali davası açtığı, uyuşmazlığın davalının davacıya takibe konu alacaktan dolayı borcunun olup olmadığı hususunda olup, dosyada deliller toplandıktan sonra dosyada HMK 266.madde uyarınca çözümü teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle mali müşavir bilirkişi ile inceleme yaptırılmıştır. Mali müşavir raporunda tarafların ticari defterlerini incelemesi sonucunda her iki tarafın ticari defterlerini birbirini doğruladığını, davanın icra dosyasındaki iki faturayı da defterine kaydettiğini buna karşılık ödeme yapılmadığını bu sebeple davalı şirkete davacının fatura bedelleri olan 13.078 TL alacaklı olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davalının sorumluluğuna göre davacının yüklenici olması sebebiyle eksik hatalı işler yaptığını örnek dairede radüslü süpürgelik olmasına rağmen davacının inşaatta dik süpürgelik kullandığını bu hatalı imalatlar sebebiyle sözleşmeler kapsamında eksik ve kusurlu ifada davacı bulunduğu için davacının hak edişinden söz konusu bedellerin kesildiği eksik ifa sebebiyle haksız talepte bulunduğunu beyan etmesi üzerine taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olması sebebiyle davacının eksik ayıplı iş meydana getirmediği davalının hak edişlerde kesinti yapmakta haklı olup olmadığı hususlarda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Davaya Eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup TMK’nın 6. maddesine göre; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” Dava 818 sayılı BK’nın 355. (TBK’nun 470.) ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda; işin yapılıp teslim edildiğini ve iş bedeline hak kazanıldığını kanıtlama yükü yükleniciye; iş bedelinin ödendiğini ispat külfeti ise, iş sahibine düşer. Davacı bakiye sözleşme bedelini talep etmiş davalı ise davacının eksik ayıplı işleri sebebiyle masraf yaptıklarını başka firma tarafından yapıldığını savunmuş olup sözleşmenin niteliği gereği yapılan imal ve montajın sözleşmeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı hususunda inşaat bilirkişi ile birlikte yapılan keşif sonrasında inşaat bilirkişisi ek ve kök raporunda yapılan sözleşmeye göre imalat dik panelle yapılması gerekirken rapor ekindeki fotoğraflardan da görüldüğü üzere radüslü olarak süpürgeliklerin yapıldığı görülmüştür. Yapılan iş, bedellerinin faturalara uygun olduğu yönünde rapor düzenlemiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller ve taraflar arasındaki sözleşmeye göre davalı taraf her ne kadar sözleşme kapsamında belirtilen imalatın sözleşmeye aykırı yapıldığı anlaşılmış ise de mahkemede dinlenen tanık beyanına göre davalı şirketin yetkilisinin sonraki beyanına göre bu şekilde radüslü yapıldığı davacı tarafından düzenlenen faturaların itirazsız bir şekilde davalı tarafça defterlere kaydedilmesi ve makul süre içinde bu zamana kadar ayıplı veya hatalı imalat hususlarında süresinde ayıp ihtarında bulunmadığı dikkate alındığında davalının mutfak tezgahı imalatı ve montajı sözleşmesi kapsamında davacının bilirkişi tarafından denetlenen imalatlar ve fatura içeriklerine göre davacının hak edişten kesmesine kendi beyanı doğrultusunda yapılan imalatlar sebebiyle yersiz olduğu dikkate alınarak ser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıklarda ayıplı imalât halinde açık ayıplarda 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesinde iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin doğal akışına göre imkan bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, 477. maddenin 1. fıkrasında eserin açıkça veya örtülü kabulünden sonra yüklenicinin her türlü sorumluluktan kurtulacağı, gizli ayıplarda da aynı maddenin son fıkrasında eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı hükmü getirilmiştir.Söz konusu olayda da süpürgelik imalatının kendisine tesliminden ve ayıplı olduğunu öğrenmesinden itibaren makul sayılabilecek süre çok geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunmamak suretiyle eseri mevcut haliyle zımnen kabul etmiş sayılacağı ve süresinden sonra yaptığı ayıp ihbarı hukuki sonuç doğurmayacağından davalının sadece daçılan davada ileri sürdüğü eksik ayıplı iş savunması makul sürenin aşılması sebebiyle yerinde görülmeyerek davacının sözleşme kapsamında hak edişten dolayı bakiye alacağını talep hakkı olduğu knaatine varılarak davacının icra dosyası kapsamında faturalardan dolayı alacaklı olduğu anlaşıldığından davanın asıl alacak yönünden kabulüne ve 6098 sayılı TBK 117.maddeye göre temerrüt faizi talebi için taraflar arasında yazılı bir sözleşme, teamül haline gelmiş faiz uygulaması ve alacaklının borçluyu temerrüde düşürücü her hangi bir ihtarının bulunmadığı gözetildiğinde davacının olan işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiştir.Bu durumda davacının davalıdan takip ( temerrüt ) tarihi itibariyle 13.078,25 TL tutarınca asıl alacağının bulunduğu ve bu tarihten borç tamamen ödeninceye kadar takipte faiz türü ve oranı açık belirtilmediğinden asıl alacağa yasl faiz uygulanmasına ve İİK’nin 67 maddesi uyarınca da davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABUL-KISMEN REDDİNE,
2-Davalı borçlunun Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacak olan 13.078,25 TL yönünden aynen devamına,
3-Davacının fazlaya ilişkin talep etmiş olduğu işlemiş faiz talebinin reddine,
4-Hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
5-Hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
6-492 sayılı Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 893,38 TL nispi karar harcından peşin alınan harçtan 227,53 TL mahsubu ile bakiye 665,84 TL ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 2180 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 244,82 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-6100 sayılı HMK’nın 326/1 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan 27,70 başvurma harcı, 4,10 TL vekalet harcı ve 22753 TL peşin harç olmak üzere 259,33 TL toplam harç nedeniyle yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 254,56 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-6100 sayılı HMK’nın 326/2 maddesi gereğince davacı tarafından yapılan tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.177,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul red oranına göre 1155,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine
-Gider Avansından kalan miktarın 6100 SY nın 333 md göre karar kesinleşince davacıya iadesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/03/2018 12:43:25

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır