Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/479 E. 2019/763 K. 11.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/479
KARAR NO : 2019/763

DAVA : İstihkak
DAVA TARİHİ : 11/06/2009
KARAR TARİHİ : 11/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstihkak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, dava dışı borçlu … San ve Tic.AŞ’nin … Bankasından 30.12.2005 tarihinde 889.000 Euro kredi kullandığını, kredinin teminatı olarak 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni tesis edildiğini, dava dışı borçlunun borcunu ödememesi üzerine kefil olarak müvekkili şirketin 1.056.476,87 Euro ödeyerek … Bankasının haklarına 7.3.2008 tarihli yazı ile BK’nun 496 maddesi gereğince halef olduklarını, dava dışı şirketin davalı … Dairesine olan vergi borcu nedeniyle 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehnine konu menkullerinin davalı idare tarafından 25.12.2007, 3.5.2006, 19.3.2008, 31.12.2006 tarihli haciz tutanakları ile haczedildiğini, 24.3.2008 tarihli istihkak iddialarının davalı İdare tarafından 31.3.2008 tarihide reddedildiğini belirterek, 6183 Sayılı AATUHK’nun 66 maddesi gereğince istihkak iddiasının kabulüne, Aynı Yasanın 21/2 maddesi gereğince rehin haklarının saklı tutulmasına, rehin kapsamındaki malların davalı idare tarafından satışı halinde 74/2 maddenin dikkate alınarak satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine, satış bedelinin rehinli alacaklarının ve takip giderlerini geçmemesi halinde satışın tehir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İdare vekili, Bakırköy Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, davanın süresinde açılmadığını, haczin borçlu şirket yetkililerinin adresinde ve huzurunda yapıldığını, istihkak iddiasınında bulunulmadığını, davacı tarafından açılan menfi tespit davası nedeniyle eldeki davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini,bu talebin kabul edilmemesi halinde iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini %10 tazminatın davacıdan tahsilini talep etmiştir.

Dava 6183 Sayılı kanunun 66 maddesi gereğince açılmış istihkak istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki davanın daha önce Bakırköy …. . ATM’de yapılan yargılaması sonrası anılan mahkemece 13/06/2013 gün ve …. E-…. K sayılı kararı ile özetle “İddia, savunma toplanan delillere göre, istihkak konusu menkullerin tespiti amacıyla dava dışı iş yerine keşfe gidildiği ancak işyerinin kapalı olması nedeniyle keşif yapılamadığından menkullerin tespit edilemediği, dosyadaki mevcut delillerden dava konusu malların davacıya ait olup olmadığının belirlenemediğinden ancak keşif ile belirlenmesi mümkün olacağından mevcut yargılama aşamasında davacı taraf davasını ispat edemediği” gerkçesiyle sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. H.D.sinin 17/03/2015 gün ve …. E-… K sayılı kararı ile özetle:” Davacı vekili, davalı idare tarafından 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehnine konu menkullerin haczedildiğini belirterek 6183 Sayılı AATUHK’nun 66 maddesi gereğince istihkak iddiasında bulunmuş, Aynı Yasanın 21/2 maddesi gereğince rehin haklarının saklı tutulmasına,rehin kapsamındaki malların davalı idare tarafından satışı halinde 74/2 maddenin dikkate alınarak satış bedelinden öncelikle rehin alacağının ödenmesine, satış bedelinin rehinli alacaklarının ve takip giderlerini geçmemesi halinde satışın tehir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının iddiasının değerlendirilmesi amacıyla davalı idare tarafından bildirilen dava konusu mahcuzların bulunduğu dava dışı borçlu … San ve Tic.AŞ’nin adresine 8.2.2013 tarihinde keşfe gidilmiş ancak adres kapalı olduğu için keşif yapılamamıştır.Davacı vekili 29.4.2013 ve 30.5.2013 tarihli dilekçeleri ile yeni keşif gönü tayin edilerek keşif gününün keşif adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere HMK’nun 291/3 maddesi gereğince bildirilmesini istemiş ancak mahkemece bu konuda işlem yapılmadan dava 13.6.2013 tarihli duruşmada yazılı gerekçe ile reddedilmiştir.
HMK’nun 288,290 ve 291 maddelerinde keşif,keşfin yapılması ve keşfe katlanma zorunluluğu düzenlenmiştir. Özellikle HMK’nun 291/3 maddesinde keşfin 3.kişi için uygun
zamanda yapılmasını, keşif zamanı ve yerinin 3.kişiye bildirilmesini, geçikmesinde zarar umulan hallerde bildirim yapılmaksızın keşfin icra edilebileceğini ,keşfe karşı konulması halinde Hakimin, 3.kişiyi karşı koymanın sebep olduğu giderlerle 500 TL’dan 500.000 TL’sına kadar disiplin para cezasına mahkum etmesi gerektiğini, zor kullanılmasına karar verebileceğini, ancak 3.kişinin tanıklıktan çekinme sebeplerine dayanarak keşfe katlanma yükümlüğünden kaçabileceğini hükme bağlanmıştır. Bu durumda anılan keşfin davacıya ait adreste yapılmaması da gözönüne alınarak davacı vekilinin 29.4.2013 ve 31.5.2013 tarihli dilekçeleri doğrultusunda HMK’nun 288,290 ve 291/3 maddesindeki yasal düzenleme gereğince haciz adresinde faaliyette bulunan dava dışı şirketlere belirlenecek keşif gün ve saatinin bildirilmesi, mahcuzların bulunduğu adreste keşif yapılması dava konusu mahcuzların 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.
Kabule göre de; 1136 Sayılı Avukatlık Kanunun 168.maddesinde değişiklik yapan 5904 Sayılı yasanın 35.maddesi “6183 sayılı Yasanın uygulanmasından doğan her türlü davalarda vekalet ücreti tutarı maktu olarak belirlenir”.hükmünü içermektedir.Somut olayda davalı idare yararına anılan yasal değişiklik gereğince maktu vekalet ücreti takdiri gerekirken nisbi vekalet ücreti takdiri de doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Dosyanın Yargıtayda bulunduğu safhada dava dosyası Ticaret mahkemelerinin yeniden yapılandırılması nedeniyle dava dosyası mahkememize devredilmiş ve belirtilen yeni esasına kaydedilmiştir.

Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma kararına uyulmasına karar verilerek yargılama sürdürülmüştür. Uyulan Yargıtay bozma kararı uyarında dava konusu mahcuzların 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılarak uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmasına karar verilmiştir. Ne var ki, usulüne uygun tebligatlara rağmen dava konusu mahcuzların bulunması ve incelenmesi mümkün olmadığından bu hususta rapor alınamamıştır.
Dava konusu mahcuzların 6183 Sayılı kanun gereğince davalı idaresi haczedildiği ve gerçek kişilere yediemin olarak teslim edildiği saptandığından bu yedieminlere mahcuzları keşif için hazır etmeleri hususunda tebligat yapılmış;ancak sonuç alınamamıştır. Bu kez davalı vekiline: “Dava konusu emtianın davalı idarece haciz ve muhafaza altına alınarak yedi emine teslim edildiği ve tüm uğraşlara rağmen yedieminlerin bulunamadığı anlaşıldığından davalı idareye yedi eminde bulunan dava konusu malların keşif ve bilirkişi incelemesine hazır edilmesi ve bu hususu mahkememize bildirmeleri için süre verilmiş; ancak davalı idare tarafından yedieminlerin bulunamaması nedeniyle aleyhlerine tazmin davası açıldığı bildirilmiştir.
Davanın açıldığı zamandan bu güne kadar dava konusu mahcuzların bulunamaması ve bulunmasının da fiili olarak imkansız olması nedeniyle Yargıtay bozma kararı gerekçesi gereğince dava konusu mahcuzların 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi mümkün olmamıştır.
Hal böyle olunca dava konusu mahcuzların 1.6.2006 tarihli ticari işletme rehni kapsamında olup olmadığının belirlenmesi mümkün bulunmadığından önceki karar gibi ispat edilemeyen davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 8.100,00 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile YARGITAY nezdinde TEMYİZ yolu açık olmak üzere hazır taraf vekillerinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 11/09/2019 10:23

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …