Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/428 E. 2018/78 K. 29.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/428 Esas
KARAR NO : 2018/78

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/07/2015
KARAR TARİHİ : 29/01/2018
GEREKÇELİ KARAR YAZIMI
TARİHİ : 09/02/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalılardan …. A.Ş. Tarafından üretilen ve diğer davalı … Ltd. Şti. Tarafından davacı müvekkiline satılan ayıplı mal olması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 54.398,00 TL tutarlık zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tazminine, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, ticari satışlarda maldaki ayıp sonradan ortaya çıkan ayıptan dolayı açılacak her dava malın alıcıya tesliminden itibaren 6 ay içerisinde açılamaması halide zaman aşımına uğradığını, davacının delil listesinde sunduğu faturalarda yasal süre geçtikten sonra dava açıldığı için zamanaşımına uğradığını, davalı müvekkilinin boru üreticisi olup uygulamadan sorumlu olmadığını, hasarın nedenin kesin olarak belli olmadığını, zararın söz konusu olması durumunda davacının sorumluluğu bulunduğunu, talep edilen tazminat miktarlarının haksız ve fahiş olduğunu, davanın usulden reddine karar verilmesini, yargılama giderlerleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
CEVAP; Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle, davanın usul yönünden zaman aşımına uğradığını bu yüzden davanın reddini, söz konusu zararın tamamen malzeme üretiminden kaynaklandığını bu durumda bunun sorumlusunn ve muhattabının müvekkili şirket olmadığını, üreticinin …olduğunu, bu nedenle müvekkiline aleyhine tazminat talebinde bulunulmasının maddi ve hukuki hiçbir gerekçesi olamayacağını, yine davanın reddi ile vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Deliller ve Yargılamanın Özeti
Dava taraflar arasındaki satım sözleşmesine göre ayıplı mal nedeniyle zararın tazmini talebine ilişkin açılmış alacak davasıdır.
Dosyaya delil olarak Bakırköy … Noterliği 09,04,2014 tarih … yevmiye 5 28.05,2014 tarih … yevmiye numaralı ihtarname, Büyükçekmecc …. Noterliği 23.06.2014 tarih … yevmiye, Bakırköy …, Noterliğinin 20 05,20! 4 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri, Ticari defler ve kayıtlar, Fatura suretleri, Fotoğraf ve tutanaklar, celp ve ibraz edilmiştir.
Taraflar arasındaki sözleşeme kapsamın da satılan ürünlerin ayıplı olup olmadığı kusur durumu ve zararın tespiti HMK 266.maddesine göre çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi sebebiyle yapılan bilirkişi incelemelerine göre Özetle,
Dosyada yapılan incelmede dirsek ve çatal atık su borularının ek yerlerinden çatlayarak kırıldığı görülmektedir. Bu çatlakların aşırı zorlama olması, boruların akması, ve yükün dirsek ve çatallara binmesi durumunda ancak olabileceği kanaati hasıl olmuştur. Bunun için tesisatın iyi kelepçelenmediği, kelepçe aralıklarının uygun olmaması ve tam askıya bağlanmadığı ve ağırlığın zorlanmaların dirsek ve çatallara yüklendiği ve gerilime sebep olduğu değerlendirilmiştin Aynca tesisat yapımında / montajında boru eksenleri , çatal ve dirseklerin birbirini tem eksenli olarak karşılaması gerekir Aksi takdirde çatalda ve dirsekte zorlamalar olacaktır. Yerinde yapılan İncelemede tesisat kesişme yerleri ve bağlanma yerlerinde ek kavuşturma parçaları kullanıldığı, boru eksenlerinin birbirini tam karşılamadığı, ve bunların iyi kelepçelenmediği anlaşılmaktadır. Tesisat montajının sanıldığının aksine basit olmadığı çok önemli olduğu ve ehil kişilerce yapılması gerekir. Dosyada tesisat montajını yapan firma ve ustalarının tecrübe belgeleri ile ustalık belgeleri görülememiştir.Davacının İstanbul ili, Esenyurt ilçesi, … projesi kapsamındaki inşaatın temiz su ve atıksu boru ve tesisatlarında kullanılan malzemelerin; Üretici firmasının … A.ş Olduğu, Satıcı Bayi …. Ltd. Şti olduğu, Tesisat boru ve ek parçalarında meydana gelen kırılma ve çatlamaların uygulama/montaj hatasından kaynaklanmış olabileceği değerlendirilmiştir. Mahkememizce dosya daha sonra başka bir makina mühendisi bilirkşiye tevdi edilmiş Bilirkişi tarafından hazırlanan 10.04.2017 tarihli ön raporda, söz konusu boruların TS EN 1451 standardı kontrollerinin yapılması için dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi Malzeme Laboratuvarında analizlerinin yapılması gerektiği belirtilmiştir. Bilahare, Mahkeme tarafından talep edilmesi üzerine 22.09.2017 tarihli rapor ile hangi hususların tespit edilmesi gerektiği Bilirkişi tarafından belirtilmiştir.
Davacı tarfaça söz konusu satın alınan borular hazır edilmediğinden ve çıkarılan tebligata rağmen mahkemeye ibrqazedilmeidğinden incleem yapılamamıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davcı ile davalı bayi arasında satım sözlşemesi olduğu sabittir.Diğer davalı ise üretici firma olup doğrudan sözleşme ilişkisi içinde olmayıp ancak üretim ahatsı var ise sorumluluğu gündmee gelem ihtimali olan davalıdır.
Dosyaya sunulan deliller ve gelen bilirkişi raporlarına gö taraflar artasındaki uyuşmazlık noktası satın alınan boruların ayıplı olup olmadığı ayıbın montaj yada kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklamadığı mı gizli mi açık ayıp mı olduğu davalıların bundan sorumlu olup olmadığı noktasındadır.
Davaı taraf zarar uğradığı boru numulerini hazır etmediği gibi taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesine göre davalıların zamanaşımı itirazları incelendiğinde, Davacı tarafın delil listesinde sunulan faturalarda, taraf boruları 21/06/2010 – 29/03/2012 – 04/04/2012 – 17/04/2012 tarihlerinde diğer davalı …Ltd. Şti. ’den almış olduğu sabittir.
Davacı taraf 2010 ve 2012 Haziran ayında almış olduğu atık su ek parçalarında yaşamış oldukları sorunu davalı şirkete 2013 yılında bildirmiş Ancak davacı tarafından boruların test edilmeis hususunda ya da delil tespiti raporu gibi mahkemeye böyle bir başvuruda bulunulmamıştır. 28/05/2014 tarihinde Bakırköy …. Noterliği tarafından … yev. Numaralı ihtarname ile davalı şirketin üretmiş olduğu borulardaki ayıp nedeni ile oluşan zararın tazmini talep edilmiştir.
Davacı yüklenici tacir olup davacının aldığı ürünü muayene ve denetleme mükellefiyeti ve bundan sonra ortaya çıkan ayıbı ihbar mükellefiyeti, Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 ve 23. maddelerinde anlatılmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 18/2 maddesine göre, “Her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekir.”
Davacı taraf, ayıp ile ilgili müvekkile yasaya uygun bir derhal ihbar yapıldığını da ispat etmelidir. Davacı satın aldığı dava konusu boruların kendisine teslimini müteakip muayene ve tesisatın döşenmesi sırasındaki denetleme mükellefiyetini yerine getirmeyerek Ticaret Kanunu 23 hilafına davranmış ve bu konudaki muayene mükellefiyetini yerine getirmemekle Türk Ticaret Kanunu md. 18/ 2 icabı basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerekmektedir.
6102 sayılı TTK’nun 23/3 maddesi hükmü gereğince ; “ticari satışlarda, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse, alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.”6098 sayılı BK’nun 200.maddesinde ise; “Alıcıyı iğfal etmiş olan satıcı ayıbın kendisine vakdinde ihbar edilmemiş olduğunu ileri sürerek mesuliyetten kurtulamaz.” hükmüne yer verilmiştir.Bu yasal düzenlemeler karşısında 6762 sayılı TTK’nun 25/3 maddesinde öngörülen ayıp ihbar sürelerinden muaf tutulmak ancak ayıp konusunda alıcının iğfal edilmiş olması koşuluna bağlıdır. İğfal durumu kanıtlanmadıkça yasada öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulmadığı takdirde 6098 sayılı BK’nun 198/2 maddesi uyarınca; satılan, mevcut haliyle kabul edilmiş sayılır.
Davacının ürünü aldığı fatura tarihlerine göre davalılara yasal süresi içerisinde böyle bir bildirimde bulunulmamıştır. Davacı tacir vasfını haizdir ve bu nedenle TTK 18/2 maddesi gereğince basiretli bir tacir gibi hareket ederek aldığı malzemeleri muayene ve denetleme mükellefiyeti ve bundan sonra ortaya çıkan ayıbı ihbar mükellefiyetini TTK’ye uygun bir şekilde yerine getirmediği gibi söz konusu ayıbın süresinde olduğu düşünülse dahi davacı ayıbın türünü ispatı bakımından sözm konusu üürn üzerind einclemeye esas ürün ibraz etmediği gibi zararını tam olarak somut şekilde ispat edememiş ve ortaya çıkan zararın da davalıların sorumlu olacak şekilde delillerini sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce toplanan deliller, mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi heyet raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı tarafından davacıya satılan borularda üretimden kaynaklanan ayıp olduğu tespit edilememiş ise de; 818 sayılı Borçlar Kanununun 207. maddesi ve 6098 sayılı Borçlar Kanununun 231. maddesi gereğince davalının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna ilişkin 1 yıllık ve 2 yıllık yasal süreler dolmuş olduğundan ve davalı satıcının ağır kusuru ile alıcı olan davacıyı iğfal ettiği ispatlanamadığından davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığı gibi zarara davalıların uğrattığı hususunu da ispat edimediğinden davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-492 sayılı harçlar yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar harcından daha önce yatırılan peşin harçtan mahsubu ile bakiye harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine
4-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. hükümleri uyarınca 6.333,78 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
6-HMK’nun uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereği talep halinde gerekçeli kararın tebliğine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekili ve davalı Cemre Mekanik ve davalı Dizayn vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/01/2018
Katip …
E- imzalıdır.

Hakim …
E- imzalıdır.