Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/165 E. 2019/809 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BAKIRKÖY
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESASA İLİŞKİN NİHAİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/165
KARAR NO : 2019/809

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/05/2015
KARAR TARİHİ : 18/09/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı şirket yetkilisi, dava dışı ….LTD.Şti.’den sattığı mazot nedeniyle alacaklı olduğunu ve alacağının ödenmediğini, dava dışı bu şirketin davalı ile arasındaki ortaklık anlaşmasından kaynaklanan alacağının bulunduğunu, dava dışı bu şirketin davalıdan 6.560.000,00 TL alacaklarını 12/02/2015 tarihli adi yazılı temlik sözleşmesi ile kendilerine temlik ettiğini ve keyfiyetin noter aracılığı ile borçlu davalıya bildirildiğini ancak ödenmediğini ileri sürerek ihtiyati tedbir ile temlik konusu alacaktan fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 300.000,00 TL’lik kısmının davalıdan alınarak taraflarına verilmesini istediği, bilahare davacı şirket temsilcisinin 06/11/2015 tarihli dilekçesiyle İİK 177/1. maddesi gereğince davalı şirketin iflasına karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı vekili, dava dilekçesinde eksiklikler bulunduğunu, bu nedenle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıyı tanımadığını, davacının delillerini sunmadığını, davacının taraf ehliyetinin bulunmadığını, hukuki ve meşru yararı bulunmadığını, davanın temlik edene karşı da açılması gerektiğini, temlik eden ve alan arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının dayandığı ortaklık sözleşmesi ve temlik söleşmesi kapsamında bu sözleşmenin taraflarına herhangi bir borcunun bulunmadığını, buna mukabil müvekkilnin dava dışı … şirketinden alacaklı bulunduğunu, temlik sözleşmesinde adı geçen şirketlerin temlik sözleşmesinde imzalarının bulunmadığını, ortaklık sözleşmesine göre … şirketinin müvekkilinden talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini dilemiştir.
Dava, alacak davası olarak açılmış; bilahare davanın görülmesi sırasında ıslah edilerek İİK 177/1 maddesine dayalı olarak doğrudan doğruya iflas davasına dönüştürülmüştür.
Davanın 06/11/2015 tarihinde ıslahen doğrudan doğruya iflas davasına dönüştürülmesi nedeniyle davaya iflas davası olarak devam edilmiştir.

Tarafların iddia ve savunmaları, sunalan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsımından anlaşılacağı üzere;
Davacı, davalı şirket hakkında İİK 177/1. maddesine dayalı doğrudan doğruya iflas kararı verilmesi talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere doğrudan doğruya iflas İİK 177 vd. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin 1. fıkrasında borçlunun yerleşim yerinin belli olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla kaçması, borçlunun alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması veya teşebbüs etmesi, borçlunun haciz yolu ile yapılan takip sırasında mallarını saklaması halleri doğrudan doğruya iflas nedeni olarak sayılmıştır. Diğer yandan aynı madde gereğince davalı şirketin yetkilisinin duruşmaya davet ile dinlenmesi de şarttır.
Davalı şirket yetkilisi İİK 177. maddesi gereğince dinlenmek üzere duruşmaya çağrılmıştır.
Hemen belirtilmesinde yarar vardır ki, İİK 177/1. maddesindeki nedenlerle iflas kararı verilebilmesi için davacının davalıdan her halde muaccel olmuş bir miktar alacağının bulunması ve ödenmemiş olması; yine davalının iflasa tabi kişilerden olması da şarttır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler ile tüm dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bilirkişi kurulu raporlarında özetle:” Davacının temlik alacaklısı olduğu, temlik sözleşmelerinin geçerli bulunduğu, ancak temlik edenin davalı şirketten alacaklı bulunmadığı, aksine temlik edenin davalı şirkete borçlarının bulunduğu, davalı şirket yönünden iflas koşullarının bulunmadığı” bildirilmiştir. Bilirkişi raporu gerekçesine nazaran kabule şayan bulunmuş ve hükme esas alınmıştır.
Az yukarıda değinildiği gibi dorudan doğruya iflas talebinde bulunulması için davacının davalıdan muaccel olmuş bir alacağının bulunması şarttır. Alınan bilirkişi raporu kapsamında davacının davalı şirketten muaccel bir alacağının bulunduğu hususu ispat edilememiştir.
Bir an davacının davalı şirketten belirli bir miktar muaccel alacağı bulunduğu kabul edilse bile İİK 177/1. maddesinde belirlenen doğrudan doğruya iflas nedenlerinden birinin gerçekleştiği hususu ispat edilememiştir.
Hal böyle olunca davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar harcının peşin alınan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davacıya iadesine,,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 45,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde oybirliği ile verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 18/09/2019 saat 11:20

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …