Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/9 E. 2018/917 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/9
KARAR NO : 2018/917

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/01/2014
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili şirketin bilişim ve teknoloji sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin de aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, müvekkili ile davalı arasında imzalanan alt yüklenicilik sözleşmesi ile müvekkilinin …. nezdinde kullanılmak üzere bir takım ürettiği program ve yazılımları davalı şirketin kullanımına sunduğunu, müvekkilinin müşterilerden aldığı bilgiler ve yaptığı araştırmalar doğrultusunda davalı şirketin, müvekkili şirketin müşterilerine ve partnerlerine müvekkili şirketin faaliyetlerini ve ticari kapasitesini yanlış ve yanıltıcı açıklamalarla kötülediğini, gerçek dışı açıklamalarda bulunduğunu, müvekkilinin müşterisi olan yabancı şirketlerle doğrudan ilişki çabası içinde olduğunu, davalının bu eylemlerinden müvekkilinin onarılması güç zararları doğduğunu, davalının müvekkilinin yurt dışındaki müşterilerine gönderdiği e-maillerin müvekkilinin bu müşterileri ve patnerleri nezdindeki itibarını yitirmesini sağlamaya yönelik bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek ihtiyatı tedbir ile davalı şirketin haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti ile ref’i ve men’ine, hükmün ilanına, 5.000,00 TL manevi ve şimdilik 1.000,00 TL maddi zarar bedelinin davalı şirketten tazminine karar verilmesini istemiştir.
Buna karşılık davalı vekili, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, haksız rekabete ilişkin iddiaların hilafı hakikat olup, ispatı gerektiğini, delil olarak sunulan yazışmaların davacıyı kötüleme amaçlı olmayıp davacı ile yaşanan sıkıntıları dile getirdiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini ve bu hususta muaraza yaratmaya çalıştığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Dava, Haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile haksız rekabetten doğan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve sağlanan bilgi ve belgeler, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından anlaşılacağı üzere;
Davacı vekili, davalının müvekkili şirketin müşterilerine ve partnerlerine müvekkili şirketin faaliyetlerini ve ticari kapasitesini yanlış ve yanıltıcı açıklamalarla kötülediğini, gerçek dışı açıklamalarda bulunduğunu, müvekkilinin müşterisi olan yabancı şirketlerle doğrudan ilişki çabası içinde olduğunu, davalının bu eylemlerinden müvekkilinin onarılması güç zararları doğduğunu, davalının müvekkilinin yurt dışındaki müşterilerine gönderdiği e-maillerin müvekkilinin bu müşterileri ve patnerleri nezdindeki itibarını yitirmesini sağlamaya yönelik bulunduğunu, davalının bu eylemlerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürerek iş bu davayı açmıştır.
Davalı ise davacı tarafından ileri sürelen iddiaların doğru olmadığını ve zamanaşımı itirazları bulunduğunu savunmuştur. Davalı tarafından ileri süren zamanaşımı savunması 27/09/2016 tarihli oturumda “Her ne kadar davalı vekilince zamanaşımı savunmasında bulunulmuş ise de haksız rekabet iddialarında haksız rekabet teşkil ettiği ileri sürülen vakıaların devam etmekte olması husuna göre zamanaşımı itirazı yerinde görülmediğinden” gerekçesiyle zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış; iddia ve savunmalarının irdelenip değerlendirilmesi bakımından bilirkişi raporu alınmıştır. Bilirkişi kurulu 29/08/2016 tarihli raporlarında oy çokluğu ile özetle:” Davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmediği” bildirilmiştir. Bu rapora diğer bilirkişi kurulu üyesi tarafından özetle.” davalının e- posta gönderiminin TTK 55/1-a-1 maddesi kapsamında gereksiz yere incitici açıklamalarla kötüleme olarak; aynı e postanın dava dışı şirketin erişimine sunmasının ise TTK 55/1/d bağlamında işin sırrını hukuka aykırı olarak ifşası olarak ve haksız rekabet teşkil ettiğinin ve 09/01/2013 tarihinden önce gönderilen e postalar yönünden ise zamanaşımının geçtiğinin kabulü gerektiği” gerekçesiyle ayrık oy kullanılmıştır. Bilirkişi raporunda maddi tazminat hesabı bulunmadığından bu hususta ek rapor alınmış ve bilirkişi ek raporunda ” bilirkişi kurulunda sektör bilirkişi bulunmadığından bir sektör bilirkişisi eklenmesinden sonra bu hususta rapor tanzim edilebileceği” bildirilmiştir.
Davanın devamı sırasında davalı hakkında iflas kararı verilmiş; ancak bilahare yargılamanın devamı sırasında iflas kararının İstinaf tarafından kaldırılmasına karar verilmesi nedeniyle yargılamaya devam olunmuştur.
Alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı gibi davacının maddi tazminat talebinin hesabının yapılması için 22/05/2018 tarihli oturumda davacı vekiline sonuçları da hatırlatılarak kesin süre verilmiş; ancak davacı vekili verilen kesin süre içinde ve sonraki duruşmaya kadar bilirkişi ücreti yatırmamıştır.
Hal böyle olunca davacı davasını ispat edemediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspat edilemeyen davanın reddine,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar harcının peşin alınan harçtan mahsubu ile bakiyesinin talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 gün içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzünde verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 02/10/2018 10:42:49

Katip …

Hakim …