Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/880 E. 2021/1111 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/880
KARAR NO : 2021/1111

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2014
KARAR TARİHİ : 01/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkili ile davalı arasında 2010,2011 ve 2012 yıllarını kapsayan ticari ilişki olduğunu, müvekkilinin davalıya mal ve ürün satıp ve teslim ettiğini, müvekkilinin aldığı mal bedelini banka yolu ile veya çekler ile ödediğini, yine müvekkilinin de davalıdan mal satın aldığını ve bedelini banka veya çekler ile ödediğini, müvekkilinin davalıdan alacağı mallar karşılığında davalıya bir takım çekler verdiğini, ancak davalının banka yoluyla aldığı ödemeler ve çek bedellerini tahsil etmesine rağmen mal teslimi yapmadığını, ödeme taleplerini de karşılıksız bıraktığını,müvekkilinin 2010,2011,2012 yılları cari hesaplarında davalıdan toplam 3.178.850,45 TL alacaklı gözüktüğünü, ancak davalının ödeme taleplerine ihtarla cevap vererek 2.131.459,57 TL bedellinde mal teslimi yapılmadığını ve yapılmasını, aksi halde dışarıdan satın alınmak yoluna gidileceğini bildirdiğini, müvekkilinin bu ihtara iddiaların dayanaksız olduğu cevabının verdiğini, bunun üzerine davalı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi yaptığını, davalının bu icra takibine haksız ve kötüniyetle itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ve takibin devamı ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında bir takım ticari ilişkilerin gerçekleştiğini, bunun sonucunda müvekkilinin davacıdan 418.218,25 TL alacaklı bulunduğunu, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının doğru olmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesinde davacının alacaklı değil borçlu olduğunun görüleceğini, müvekkilinin davacıya avans olarak verdiği, ancak karşılığı malların verilmediği belirtilerek 418.218,25 TL alacağın ödenmesinin istendiği ihtarname gönderildiğini, davacının bu ihtara verdiği cevapla yükümlülüklerinin bulunmadığını bildirdiğini, akabinde de müvekkili hakkında dava konusu icra takibini yaptığını, müvekkilinin haklı olarak itiraz etmesi nedeniyle de iş bu davayı açtığını belirterek davacının davasının reddi ile açtığı karşı dava ile de avans olarak davacı- karşı davalıya ödenen ve karşılığında mal verilmeyen 418.218,25 TL alacaklarının ihtarın tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptaline ilişkin, karşı dava avans olarak ödendiği iddia edilen paranın tahsili talebine ilişkin olup, uyuşmazlık; taraflar arasında ticari ilişkiden dolayı davacının davalıdan takip ve dava konusu edilen miktar kadar, davalı- karşı davacının da davacı- karşı davalıdan dava konusu miktar kadar alacaklı olup olmadığı hususlarındandır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 3.178.850,45 TL asıl alacağı için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, takip dayanağının faturaya dayalı 01.01.2010-31.12.2012 tarihleri arası tüm döneme ait fatura, cari hesap, banka havale eft, çek ödemeleri alacağı olarak gösterildiği, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, davanın süresinde olduğu; davalı borçlununu itiraz dilekçesinde; takip alacaklısı görünen firma ile müvekkili şirketin bir ticari iş kapsamında karşılıklı alışveriş ve borç/alacak ilişkisine girdiklerini, ancak işlerin sonunda karşılıklı mutabakatlarda takip alacaklısının, müvekkil şirkete karşı halen yerine getirmediği edimler olduğunu ve bunun yanında da alacaklı olduğunun tespit edildiğini, akabinde müvekkili şirketçe takip borçlusuna Bakırköy …. Noterliği’nin 03.05.2013 tarih ve …. yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edilerek gönderildiğini, fakat bugüne kadar müvekkilinin oyalandığını, müvekkil şirketin halihazırda takip alacaklısından alacaklı olduğunu, müvekkilin takip konusu alacağa ilişkin olarak hiçbir borcunun bulunmadığını, bu nedenle borcun aslına, faizlerine, tüm ferilerine faiz oranlarına itiraz ettiklerini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında tarafların ticari defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi inceleme günü belirlenerek SMMM …, Bankacı …, Yrd. Doç. Dr. …’ten rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 25/11/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında tespit edilen 3.597.068,70 TL cari hesap farkı bulunduğu, bu farkın 2.067.293,03 TL tutarındaki önemli bir kısmı davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, davacı şirketin düzenlediği faturaların irsaliyeli fatura olduğu, ancak söz konusu irsaliyeli faturalarda teslim alanın isim ve imzası bulunmadığı görüldüğü, buna göre, davacı şirketin ticari defterlerinde görünen 3.178.850,45 TL alacağından davalı şirkete düzenlediği ancak davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 2.067.293,03 TL faturaların alacağından ve ticari defterlerinde eksik gözüken davalı şirketin gönderdiği havalelerin farkı olan 579.707,13 TL’nin düşülmesi ve davalı şirkete verilen çeklerin farkının eklenmesi sonrasında davacı şirketin davalı şirketten 833.275,95 TL alacaklı olduğunun hesaplandığı, davacı şirketin davalı şirkete düzenlediği faturaların, kabul edilmemesi halinde davalı şirketin 833.275,95 TL borçlu olduğu, söz konusu faturaların kabulü halinde ise davalı şirketin 2.900.568,98 TL borçlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 07/06/2017 tarihli duruşmasında “Dosyanın önceki bilirkişi kuruluna tevdi ile alınan bilirkişi raporuna yönelik tarafların itirazları ile önceki bilirkişi raporunun tanziminden sonra dosyaya sunulan bilgi ve belgeler, BA ve BS formları ve bankalardan gelen cevabi yazılar da dikkate alınarak asıl ve karşı dava yönünden tarafların önceki bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını da karşılayacak şekilde denetime ve hüküm kurmaya elverişli ek rapor düzenlemelerinin istenmesine,” karar verilmiş, SMMM …, Bankacı …., Yrd. Doç. Dr. …’ten alınan 02/01/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı/karşı davacı şirket 2012 yılına ait BA (mal ve hizmet alımlarına ilişkin bildirim) formlarına 10.11.2014 darihinde düzeltme beyanı vererek davacı/karşı davalı şirketten aldığı (KDV hariç) 2.841.400,00 TL tutarındaki faturaların (KDV hariç) 1.365.643,00 TL tutarındaki bölümünü kayıtlarından çıkartarak 2012 yılında davacı/karşı davalı şirketten aldığı faturaların toplamını (KDV hariç) 1.475.757,00 TL’sına indirdiği, davalı şirketin İkitelli Vergi Dairesi Müdürlüğüne verdiği BA bildirimlerinin düzeltme gerekçesinde “resmi defterler, kayıtlar ve stoklarımızla form arasında tespit edilen uyuşmazlığın giderilmesi, faturalarla içeriğindeki malların teslim edilmemesi nedeniyle iş bu düzeltmenin yapıldığı” belirtildiği, davalı/karşı davacı şirketin yaptığı bu düzeltme işlemini muhasebenin temel ilke ve prensiplerine aykırı olarak gerçekleştirdiği, böyle bir durumda TTK 23. Md. Uyarınca 8 günlük süre içinde itiraz edilmesi ve aynı süre içinde bu faturalara karşı iade faturası düzenlemesi gerektiği, davalı/karşı davalı şirketin bu faturalara karşı iade faturası düzenlemediği ancak ticari kayıtlarından çıkarttığı, 2-3 yıl sonra da vergi dairesine bu faturalar için düzeltme beyannamesi verdiği, Kök raporda davacı/karşı davalı şirketin düzenlediği faturalardan 2.067.293,03 TL’lik kısmının davalı/karşı davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, kök raporda tespit edilen bu faturaların Sayın Mahkeme tarafından geçerli kabul edilmemesi halinde davalı/karşı davalı şirketin 833.275,95 TL borçlu olduğu, söz konusu faturaların geçerli olduğunun kabulü halinde ise davalı/karşı davacı şirketin 2.900.568,98 TL borçlu olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, bu kez davalı/karşı davacı şirketin davacı/karşı davalı şirkete teslim ettiği yukarıda listelenen çeklerin bedeli olan 410.402,50 TL’nin davalı /karşı davacı şirketin hesaplanan 833.275,95 TL borcundan düşülmesi sonrasında davalı/karşı davacı şirketin 422.873,45 TL borçlu olacağı, diğer halde ise davalı/karşı davalı şirketin davacı/karşı davalı şirkete teslim ettiği yukarıda listelenen çeklerin bedeli olan 410.402,50 TL’nin davalı/karşı davacı şirketin 2.900.568,95 TL borcundan düşülmesi sonrasında davalı/karşı davacı şirketin 2.490.166,45 TL borçlu olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 21/03/2018 tarihli duruşmasında “Alınan bilirkişi rapor ve ek raporuna davalı- karşı davacı tarafından itiraz edildiğinden resen seçilecek bilirkişi kurulundan, tarafların iddia ve savunmaları, tarafların ticari defterleri ile bilgi ve belgeleri, BA ve BS formları ve bankalardan gelen cevabi yazılara ekli çek bilgileri de dikkate alınarak tarafların önceki bilirkişi raporuna ve ek raporuna yönelik itirazlarını da karşılayacak şekilde tüm dosya kapsamı itibariyle ön inceleme duruşma tutanağınının e maddesiyle belirlenen uyuşmazılığın asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmasını sağlayacak şekilde rapor düzenlemelerinin istenmesine,” karar verilmiş, Öğr.Gör. …., Mali Müşavir … ve Bankacı bilirkişi …’tan rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 12/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (24.06.2014) itibariyle davacının davalıdan 3.178.850,45 TL alacaklı göründüğü, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (24.06,2014) itibariyle davalının davacıdan 418.218,25 TL alacaklı göründüğü,
19/02/2018 tarihli dilekçedeki Davalı/Karşı Davacının hesap hareketlerine İtirazların tek tek değerlendirilmesinde;
a) 13.08.2010 tarihinde davacı karşı davalı …. Day,Tük.Mat,Ltd.Şti.’nin gelen havale olarak tahsil ettiği 159.000,00 TL’yi kayıtlarına gönderilen havale olarak kaydettiği, davacı şirketin 159.000-TL borç kaydı ile alacağını artırıcı bir işlem yaptığı, işlemin Gelen Havale’ye uygun bir kayıt olmadığı, ilgili kaydın davalı-karşı davacının kayıtlarında doğru şekilde gerçekleştiği, davacı-karşı davalının ise alacak değil borç kaydetmesi gerektiği, bu nedenle nihai tutardan 159.000×2=318.000-TL tutarında davalı-karşı davalı daha az borçlu gözükeceği,
b) 70.000-TL çek ödemesine ilişkin çift kayıt iddiaların değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalının davalı yanla olan hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde 21.02.2011 tarihli kayıtta 70.000 TL borcunu azaltıcı işlem olduğunun görüldüğü, ancak davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı yanla olan 120.10.085 hesap ekstresinde “18.02.2011 vadeli çek ödemesi” açıklamalı 70.000-TL ödemeye ilişkin ekstra bir kayda rastlanmadığı,
c) 19.995,00 TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı yanla olan hesap ekstresinde 22.02.2011 tarihli kayıtta 19.995,00-TL barç kaydının yer aldığı, davalı-karşı davacının davacı yanla olan hesap ekstrelerinin incelenmesi neticesinde 19.995,00-TL tutarlı herhangi bir alacak kaydına rastlanmadığı,
d) 10.000,00 TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı yanla olan hesap ekstresinde 25.02.2011 tarihli kayıtta 10.000,00-TL borç kaydının yer aldığı, davalı-karşı davacı yan kayıtlarında bu hareket olmamakla birlikte ilgili havalenin başka bir şirkete yapıldığı yönünde davalı-karşı davacının iddiaları yer aldığı, …. müşteri numaralı … hesabından 25.02.2011 tarihinde “…. ….” açıklması ile 10.000- TL EFT ödeme yapıldığı fakat havale açıklmasında …. Paz. ibaresi yer almadığı için bu havalenin davalı-karşı davacı firmaya yapılmadığının kabulü gerektiği,
e) 33.400,00-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; ilgili hesap hareketi her iki tarafında muavin kayıtlarında yer aldığı için ilk hesaplanan nihai toplam borç alacak durumunu değiştirmeyeceği,
f) 23.900,00-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı yanla olan hesap ekstresinde 12.03.2012 tarihli kayıtta 23.900,00-TL borç kaydının yer aldığı, ilgili havalenin … Pazarlamaya değil ….’a gönderildiği, fakat firma ile ilgisi olmadığı ilgili havalenin ….’a yapıldığı bu nedenle davalı-karşı davacı şirketin aldığı bir havale olmadığı kabulü gerektiği,
g) 65.000,00-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; ilgili hesap hareketi her iki tarafın da muavin kayıtlarında yer aldığı için ilk hesaplanan nihai toplam borç alacak durumunu değiştirmeyeceği,
h) 80.000-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; ilgili hesap hareketi her iki tarafın da muavin kayıtlarında yer aldığı için ilk hesaplanan nihai toplam borç alacak durumunu değiştirmeyeceği,
i) 90.000-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; Davalı-karşı davacı| itiraz dilekçelerinde; Davacı karşı davalı şirketin 08.12.2011 de yollamış olduğu 90.000,00 TL havalenin, kendi delillerinde de açıklama kısmında yazdığı gibi, 05.12.2011 vadeli …. nolu davacı karşı davalı … firmasının 90,000.00 TL tutarlı çekini ödemediği için bu çeke karşılık yolladığı havale olduğu belirtilmiş, davacı karsı davalı liman firmasının hem ödemediği çeki hem de havaleyi kayıtlarına girerek haksız. yere müvekkil şirketi 90.000,00 TL borçlandırdığı iddia edilmişse de; …. müşteri numaralı … hesabından 08.12.2011 tarihinde “….NOLU ÇEK” açıklaması ile 90.000-TL havale yapıldığının anlaşıldığı, davacı-karşı davalının davalı-karşı davacı yanla olan 120.10.085 hesap ekstresinde 08.12.2011 tarihli kayıtta 90.000,00-TL borç kaydının yer aldığı, ancak davacı-karşı davacının kayıtlarında 05.12.2011 VADELİ çek açıklamalı herhangi bir 90.000-TL kaydın yer almadığı, 90.000-TL tutarlı çek kayıtlarının hepsine bakıldığı ancak bunların vadelerinin farklı olduğu, bu nedenle herhangi bir mükerrer kayıt tespit edilmediği anlaşıldığı,
j) 117.000-TL ödemeye ilişkin iddiaların değerlendirilmesinde; ilgili hesap hareketi her iki tarafın da muavin kayıtlarında yer aldığı için ilk hesaplanan nihai toplam borç alacak durumunu değiştirmeyeceği,
BA Formlarına ve Faturalara ilişkin Değerlendirmede; TTK 21/2 maddesiyle getirilen hükme göre faturaya itiraz için gerekli süre, bu faturanın alındığı tarihten itibaren 8 gün olduğu, BA Formunda ilk aşamada beyan edilen faturalar bu faturaların alındığına karine teşkil etmektedir. Davalı-karşı davacının faturalara ilişkin herhangi bir itirazı olmadığı, BA formunda önce fatura bildirimi yapılmış ve sonradan düzeltme yapılmış olduğu ve geçen sürede yasal süre olan 8 günün aşıldığı, düzeltmeye ilişkin tarihin 8 günlük yasal süreyi aşmasından dolayı artık faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı kanaatine varıldığı,
Sonuç itibariyle; “a) İtirazlara ilişkin incelemelerden sonra; Davacı-karşı davalı şirketin davalı-karşı davacı şirkete düzenlediği faturaların, kabul edilmemesi halinde davalı şirketin 70.973,45-TL borçlu olduğu, söz konusu faturaların kabulü halinde ise davalı şirketin 2.138.266,48 TL borçlu olduğu,
b) BA Formunda ilk aşamada beyan edilen faturalar bu faturaların alındığına karine teşkil ettiği, BA formunda düzeltme yapıldığı tarihte TTK 21 gereği faturaya itiraz yasal süresinin aşıldığı, davalı-karşı davacının bu nedenle faturanın içeriğini kabul etmiş sayılacağı,
c) Karşı dava açısından; Davalı ve davacı yan muavin kayıtlarındaki incelemelerimiz neticesinde tek bir kalemde 418.218,25 TL avans ödemesi yapıldığına dair bir kayda rastlanmadığı, Ancak davalı-karşı davacı muavin hesap hareketlerinde 31.12.2012 tarihindeki hesap bakiyesi 418.218,25-TL olup, davalı-karşı davacının kayıtlarına göre 2012 sonu itibariyle 418.218,25- TL fazladan ödeme yaparak, davacı-karşı davalıdan alacaklı olduğu, ancak her iki tarafın hesap hareketlerindeki farklılıklar değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı tarafından fazladan bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle Davalı-karşı davacının; karşı dava açısından talebinin yerinde olmadığı,” kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 28/11/2018 tarihli duruşmasında “Alınan bilirkişi raporuna taraflarca itiraz edildiği gibi birinci ve ikinci bilirkişi raporları arasında miktar itibariyle çelişki bulunduğundan yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmasına,” karar verilmiş, Finans Uzmanı …., Bankacı …. SMMM ….’ten rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 09/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “l.) Davacı şirketin davalıya hitaben düzenlediği faturaların 9.444.394,89 TL olarak kabul edilmesi durumunda, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 2.235.295,47 TL tutarınca alacağının bulunduğunun söylenebileceği,
2.) Davacının faturalarının 7.377.101,86 TL ve davacının verdiği çeklerin tutarının 12.789.795,00 TL olduğunu kabulü durumunda, davacının davalıdan 423.002,44 TL alacağının bulunduğunun söylenebileceği,
3.) Dosya içerisinde davalının nakit ödemeleri, davalının yaptığı virmanlar ve davacı şirketin nakit ödemeleri ile ilgili belge sunulmayıp, bu bedellerin istenip istenemeyeceği ile ilgili nihai karar Sayın Mahkemeye ait olmak üzere, bu tutarların cari hesaba dahil edilmesi gerektiği görüşünün benimsenmesi durumunda, davacının davalıdan 148.871,75 TL tutarınca alacağının bulunduğunun söylenebileceği, yukarıda tespit edilen alacaklara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği,” kanaati bildirilmiştir.

Tarafların bilirkişi raporuna itiraz ve beyanları üzerine; mahkememizin 29/05/2019 tarihli duruşmasında 1- Davalı- karşı davacı vekiline, bilirkişi raporunda 2010 yılı açılış bakiyesine ilişkin 1.630,66 TL alacağa ilişin belgelerini sunması, bilirkişi raporunda davacıya yapıldığı bildirilen ve davacı defterlerinde kayılı olmayan 147.950,64TL nakit ödemeye ilişkin belgelerini sunması, bilirkişi raporunda davalı ticari defterlerinde davacıya yapıldığı bildirilen, ancak davacı defterlerinde kayılı olmayan 143.987,41 TL ve 5.100,00 TL miktarlı virmanların belgelerini ve virman gerekçesini sunması için iki hafta kesin süre verilmesine, aksi halde dayanmaktan ve sunmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına karar verilmiş, akabinde dosyanın son bilirkişi kuruluna tevdi ile Davalı- karşı davacı vekilince 1,2,3 nolu ara kararı gereğince sunulan veya sunulmasından vazgeçilen bilgi ve belgeler de dikkate alınarak taraf vekillerinin kök rapora itirazları da irdelenmek ve önceki bilirkişi raporları ve bu raporlara itirazlar da gözetilmek suretiyle asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurumaya elverişli ek rapor tanzim etmelerinin istenmesine,” karar verilmiş, Finans Uzmanı …. , Bankacı …., SMMM ….’ten alınan 09/09/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “l.) Davacı şirketin davalıya hitaben düzenlediği faturaların 9.444.394,89 TL olarak kabul edilmesi durumunda ve Sayın Mahkemenin ek rapor düzenlenmesi için verdiği ara karara göre incelenen belgelere göre, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 1.960.559,24 TL tutarınca alacağının bulunduğunun söylenebileceği,
2.) Davacının faturalarının 7.377.101,86 TL ve davacının rdiği çeklerin tutar 12.789.795,00 TL olduğunu kabulü durumunda ve Sayın Mahkemenin ek rapor düzenlenmesi için verdiği ara karara göre, davacının davalıdan 148. 266,21 TL alacağının bulunduğunun söylenebileceği,
3.)Yukarıda yapılan tespit ve değerlendirmelere göre, davalı … firmasının karşı davadaki taleplerinin yerinde olmadığının söylenebileceği, yukarıda tespit edilen alacaklara takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesi gerektiği,” kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 04/12/2019 tarihli duruşmasında “Tahkikat aşamasında üç adet bilirkişi raporu ve ek rapor alındığı, ancak bilirkişi raporları arasında miktar yönünden çelişki bulunduğu, bu haliyle bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli bulunmadığı, ayrıca davalı- karşı davacı vekilinin son bilirkişi raporlarına da itiraz ettiği anlaşıldığından: dosyanın resen seçilecek bilirkişi kuruluna tevdi ile tarafların bilirkişi incelemesine esas ticari defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak dayanak faturaların ve ödemelerin taraf ticari defterlerinde ve Ba ve Bs formlarında kayıtlı olup olmadığı, taraf ticari defterleri ve Ba ve Bs formlarına göre(düzeltme beyannamesi dikkate alınmadan) tarafların diğer yana ne kadar mal sattığı ve bu satımdan ne kadar alacaklı olduğu, tarafların aldığı mal karşılığı ne miktarda ödeme yaptığı, ticari defter kayıtlarında kayıtlı faturaların, diğer belgelerin ve ödeme kayıtlarının dayanaklarının var ve kabul edilebilir olup olmadığı belirlenmek suretiyle taraf vekillerince dosyaya sunulan veya sunulmasından vazgeçildiği kabul edilen bilgi ve belgeler de dikkate alınarak önceki bilirkişi raporları ve bu raporlara itirazlar da gözetilmek suretiyle asıl ve karşı dava yönünden ayrı ayrı, denetime ve hüküm kurumaya elverişli rapor tanzim etmelerinin istenmesine,” karar verilmiş, Dr.R…, …., Prof. Dr. ….’dan rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda önceki bilirkişi raporlarındaki tespitler de esas alınarak; tarafların düzenledikleri faturalar yapılan ödemeler, banka kayıtları düzeltme beyanları, düzeltme kayıtları vb tüm hususlar değerlendirilmek suretiyle sonuç olarak davacının 2.029.894,56-TL alacaklı olduğu kanaati bildirilmiştir.
Mahkememizin 14/04/2021 tarihli duruşmasında “Tarafların itiraz ve beyanlarının değerlendirilmesi için son bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına” karar verilmiş, Dr.R…, …, Prof. Dr. ….’dan rapor alınmasına karar verilmiş, alınan 08/07/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “
Davacı taraf alacak tutarının tarafların muhasebe kayıtlarındaki hatalar ve farklılıklar incelemeler neticesinde düzeltilerek, gerekli kayıt hataları düzeltilmesi sonucunda ; kök rapor ‘da belirlenen tutarın tespit edildiği kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamı ve toplanan deliller hep birlikte değerlendirilmiştir. Mahkememizce tarafların alacak iddiaları ile ilgili olarak iddia ve savunmalar kapsamında delilleri toplanarak ticari defter ve kayıtları incelenmiştir. Taraflar arasında yıllara yayılan ticari ilişki bulunduğu, cari hesap tutulmak suretiyle yıllık cari hesabın kat edilmesi şekilde çalışılmadığı için tüm dönemlerin ihtilaflı hale geldiği, bu kapsamda uyuşmazlığa konu tüm dönemlerin incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Esasen tüm bilirkişi raporlarında davacı karşı davalının alacaklı olduğu, davalı karşı davacının ise alacak ( yaptığı avans ödemesine rağmen mal teslimi yapılmadığı) iddiasını ispatlayamadığı tespit edilmiştir. Fakat davacının alacak miktarının tespiti konusunda raporlarda farklılıklar bulunmaktadır. İlk bilirkişi raporunda davacı karşı davalının alacağı 2.900.568,98 TL olarak hesaplanmışsa da, taraf itiraz ve beyanları ek rapor ve sonrasında alınan bilirkişi raporları ile değerlendirilmiş ve son raporda, önceki raporlarda yapılan tespitlerde esas alınarak davacının alacağının 2.029.894,56 TL olduğu tespit edilmiştir. Mahkememizce son bilirkişi raporundaki tespitler nazara alınarak asıl davanın bu miktar üzerinden kabulüne, alacak faturaya dayalı olduğundan likit olmakla davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine, karşı davanın ise ispatlanamadığından reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
A) 1-Asıl Davanın kısmen kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının vaki itirazının 2.029.894,56 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 2.029.894,56 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Asıl alacağın %20’si oranında 405.978,90 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 138.662,09 TL karar harcından daha önce yatırılan 38.392,50 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 100.269,59‬ TL karar harcının davalıdan tahsiline,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 100.363,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 73.013,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan 25,20 TL başvurma harcı ile 38.392,50 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
B) 1- Karşı davanını reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının peşin alınan 7.142,15 TL harçtan mahsubu ile bakiye 7.082,85 TL karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap edilen 37.725,28 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
C-Asıl davada davacı tarafından yapılan 3.879,50 TL yargılama giderinin ret- kabul oranına göre 2.444,08 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,

Asıl davada davalı tarafından yapılan 6.800,00 TL yargılama giderinin ret- kabul oranına göre 2.516,00 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
D-Kullanılmayan gider avansı konusunda HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/12/2021 11:38

Başkan …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Üye …
e-imzalıdır.
Katip …
e-imzalıdır.