Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/525 E. 2022/211 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/525 Esas
KARAR NO : 2022/211

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/07/2010
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :06/04/2022
Davacı vekili tarafından açılan itirazın iptali davasının Mahkememizde yapılan açık
yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … Şubesinin …. nolu hesap müşterisi olduğunu, müvekkilin hesabına 05/02/2010 günü … tarafından 359.700 TL ödeme yapıldığını, 08/02/2010 günü müvekkilin sabah erken saatte ….bank Şubesine gittiğini, mevcut hesabından 20.000 TL nakit çekip 498.79 TL ise kredi kartı borcunu ödediğini, müvekkilin aynı gün bankaya hiç uğramamasına rağmen hesabında bulunan 294.000 TL nin 40 dk sonra hesabından çekildiğini, müvekkilin bu durumu daha sonradan öğrendiğini, hesabının boşaltıldığını öğrenen müvekkilinin hemen ….bank Şubesine gittiğini, hesabındaki paranın kimin tarafında ve nasıl çekildiğini sorduğunu, ancak kendisine kaçamak cevaplar verildiğini, karakola giderek olay ile ilgili tutanak tutturduğunu Bakırköy Cumhuriyet Savcılığının …. hazırlık dosyasında soruşturma dosyası açıldığını, davalıya ödeme emri gönderdiğini, davalının İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi için davalı aleyhine itirazın iptali davası açmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yetkili mahkemenin icra takibinin yapıldığı yer olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, zira icra takibinin yapıldığı yerine İstanbul … icra müdürlüğü olduğunu, davacıya ait hesaba 03/02/2010 tarihinde … İnşaat ile … tarafından 359.700 TL lik havale yapıldığını, aynı tarihte 3 adette toplam 43.700 TL nin nakit olarak çekildiğini ve ilgili dekontlar üzerinde …’ın imzasının mevcut olduğunu, yine aynı tarihte kişinin 12/02/2009 da takip hesaplarına intikal eden kredi kartı borcunun ana para tutarı olan 1.458,00 TL nin bir sonraki iş günü olan 08/02/2010 da da bahse konu takip riskine ilişkin 498 TL nin tahsil edilmek sureti ile takip bakiyesinin kapatıldığını, hemen ardından hesaptan sırası ile 20.000 TL ve 294.000 TL nin nakit olarak çekildiğini, 2 tediye dekontunda da müşteri …’ın imzasının olduğunu, dava konusu işleme ait tediye dekontu üzerindeki imzanın müvekkil banka çalışanları huzurunda davacı tarafından bizzat atıldığını, dava konusu işlemlerin tamamen davacının bilgisi dahilinde olduğunu, davacının muhtemelen dava dışı … ile aralarında uyuşmazlık çıkması sonucu dava konusu tutarı bankadan tahsil etme gayreti içerisinde olduğunu, müvekkil banka aleyhine açılan davanın reddine, davanın … ve …’ya ihbar edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının bilgisi olmadan davalı bankada bulunan hesabından çekilen bedelin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacının, davalı bankanın …. şubesindeki hesabından, herhangi bir talimat olmaksızın, 294.000,00 TL meblağın 94,000,00 TL’lik kısmının nakit ve 200.000,00 TL “lik kısmının ise üçüncü kişi hesahına tratsfer edilip edilmediği, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranıp davranmadığı, davalı bankanın …. şubesindeki adı geçen personeli ile güvenlik görevlisinin talimat almaksızın yapmış oldukları işlemleri sebebiyle sorumlu olup olmadığı hususlarındır.
İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası Uyap üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı toplam 303.134,14 TL’nin tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu, süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas, … karar sayılı dosya aslı celp edilmiş incelenmesinde; davamızın davacısı …’ın bilgisi olmadan davalı banka hesabından para çekilmesi sebebiyle şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatıldığı, soruşturma sonucunda …’ın müşteki olduğu, davalı Banka müdürü …., davalı Banka güvenlik görevlisi …., davalı Banka nakit sorumlusu …., davacı eski ortağı …, ….’in kayınvaldesi ….ı’nın şüpheli olarak haklarında güveni kötüye kullanma, hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık, imzanın kötüye kullanılması suçlarından iddianame düzenlendiği ve sanık olarak haklarında yargılama yapıldığı, yargılama sonucunda sanık … hakkında hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği ve bu kararın 17/04/2015 tarihinde kesinleştiği, yine sanık … hakkında bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan hapis ve adli para cezasına mahkumiyet hükmü kurulduğu, bu hükmün Yargıtay tarafından onandığı ve 07/10/2021 tarihinde kesinleştiği, … hakkında güveni kötüye kullanma suçundan beraat kararı verildiği, ancak Yargıtay aşamasında zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği, …,…,…,…. hakkında açığa imzanın kötüye kullanılması suretiyle hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirerek kullanmak, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçlarından delil yetersizliğinden beraat kararı verildiği ve bu kararın Yargıtay aşamasında zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verildiği ve kararın 07/10/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizce davalı Banka’dan dava konusu para çekilmesine ilişkin tüm evraklar celbedilerek incelenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularında dosya üzerinde bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 12/05/2011 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; davalı bankanın …. Şubesi nezdinde davacı … adına …. IBAN ve …. müşteri nolu, öz vadesiz mevduat hesabı bulunduğu, 05/02/2010 yılı , saat 14:08 de …-…. İnş Ltd Şti nden havale yolu ile 359.700 TL nin hesaba gönderilmiş olduğu, mevduat hesabı bakiyesi gelen havale tutarı 359.700 TL olup bu tutardan davacının 20.000 TL nakit çekip, 498,79 TL kredi kartı borcunu ödediği, ihtilaf konusu 294.000 TL lik nakit çekilişinin dekont fotokopisi incelendiğinde müşteri imzasının alınmış olduğu, davacı tarafından çekilmediği, talimatı olduğu halde 200.000 TL nin tahsil edildiği dava dışı …’ya ait …. nolu mevduat hesabında 08/02/2010 tarihinde 17:20 de işlem ile alacak kayıt edilen 200.000 TL den 09/02/2010 tarihinde saat 17:00 de nakit çekilen açıklaması ile 10.300 TL nin ödenmiş olduğu, cd kayıtları incelemesinde 08/02/2010 tarihinde 20.000 TL nin işlem saatinin dekont üzerinde …. hesap ekstresinde 09.09, 294.000 TL nin işlem saatinin dekont üzerinde …, hesap ekstresinde ise … olduğunun görüldüğü, dolayısıyla davacı hesap sahibinin bu saatlerde 2 kez bankaya gelerek önce 20.000 TL, sonra 294.000 TLlik dekontları imzalamış olması gerektiği, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı … hazırlık sayılı soruşma dosyasında davacı …’ın 08/02/2010 tarihinde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, dekont asılları üzerinde yapılan incelemede 08/02/2010 tarih saat 09.50.32 de …. nolu mavi renkli, 2007 (402) yan nolu dekont ile davacı … ıslak imzası ile 294.000 TL nakit ödemede bulunulduğu, ancak dekont üzerine teamül halini almış olduğu şekilde para küpür dökümlerinin yapılmamış olduğu, dekont arkasında …’a ait sürücü belgesi fotokopisinin eklendiği, ıslak imzasını inkar etmeyen davacının ıslak imzası ile dekontu bilerek ve okuyarak imzalamış olması nedeni ile sorumlu olduğu, davalı bankanın herhangi bir bankanın kusurunun bulunmadığı, kanaati bildirilmiş, rapora itiraz üzerine dosyada hukukçu bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, 15/11/2011 havale tarihli alınan bilirkişi raporunda özetle; Davalı bankanın …. Şubesindeki hesabından herhangi bir talimat olmaksızın 294.000 TL meblağın, 94.000 TL lik kısmının nakit ve 200.000 TL lik kısmının ise 3.kişi hesabına transfer edildiği, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmaması, personeli ile güvenlik görevlisinin talimat almaksızın yapmış oldukları işlemleri sebebi ile, davacıyı mağdur ettikleri iddiasının davalı bankanın personeli ile güvenlik görevlisinin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığında vermiş oldukları ifadelerinde 08/02/2010 tarihli dekonttaki 294.000 TL lik meblağın dekontun düzenlendiği anda değil, sonradan parçalar halinde ödendiği iddiaları yer aldığına göre, bu ödemelerin diğer bir deyişle parçalar halinde hak sahibine teslim ile verildiğinin ispatı yükünün davalı taraf üzerinde olduğu, aksi takdirde davacı tarafın davalıdan 294.000 TL mevduat alacağının bulunduğu, kanaati bildirilmiş, bu rapora da itiraz üzerine dosyada 3.kez bankacı ve hukukçu bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 24/01/2012 havale tarihli alınan bilirkişi heyeti raporunda özetle; bankanın paranın ödenmesini kanıtlayıcı belge olarak elinde 294.000 TL dekont mevcut olup, bu paranın 94.000 TL lik kısmı kasadan nakit çıkış yapılmak sureti ile ödenmiş, kalan 200.000 TL lik kısım ise, çekme yatırma yapmak sureti ile yapılmış, baka personelinin bu işlemi müşterinin talimatı ile yaptığını kanıtlayıcı imza veya yazılı talimat almadığını, dava konusu meblağın 94.000 TL lik kısmı ile ilgili davacının talebinde haksız olduğu ancak, 200.000 TL lik bölüm ile talebinde yatırma dekontuna imza almayarak bankacılık kurallarını tam olarak yerine getirmedikleri, davalı bankadan 200.000 TL lik kısmını talep edebileceği, kanaati bildirilmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin …. esas …. karar sayılı kararı kabulüne karar verilmiş, davalı vekilinin temyizi üzerine, Yargıtay …. Hukuk Dairesi … esas … karar sayılı ilamıyla, ” Mahkemece her ne kadar 294.000 TL.dekontta davacının imzası var ise de, banka personeli hakkında ceza davası açıldığı ve banka personelinin usulsüz işlem yaptığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın ıslah edilen miktar ile birlikte kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir. Davacı, davada banka personelinin usulsüz işlem yaptığını ileri sürmüş ve mahkemece de açılan ceza davası gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki banka personeli aleyhine açılmış bulunan ceza yargılaması davam etmekte olup, henüz banka personelinin usulsüz işlem yaptığı yolunda kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı veya maddi olgu bulunmamaktadır. Bu nedenle öncelikle ceza yargılamasının sonucunun beklenilmesi gerekmektedir. Öte yandan dava itirazın iptali davası olup, takip hukuku ile sıkı sıkıya bağlıdır. İİK.nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası itirazın tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılır. Dava kısmi olarak açılmış ise, hakkında dava açılmayan miktar yönünden hak düşürücü süre işlemeye devam eder. Davalı banka vekilinin davacının ıslah istemine yönelik itirazı değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Ayrıca, icra takibinde oran belirtilmek suretiyle alacağa % 9 faiz işletilmesi talep edildiği ve bu talebin davada arttırılamayacağı ve icradaki talep ile bağlılık ilkesi gözetilmeden hüküm kurulmasında kabul şekli ile doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Somut davada; davacı vekili tarafından davacının davalı Banka hesabına 05/02/2010 tarihinde 359.700,00-TL para gönderildiğini, davacının bilgisi dışında 08/02/2010 tarihinde banka hesabından 294.000,00-TL paranın çekildiği ve bilgisi dışında para çekilmesinden dolayı davalı Banka’nın sorumlu olduğunu, çekilen paranın iadesine karar verilmesini talep edilmiştir.
Mahkememizce sonucu beklenen Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas ve … karar sayılı ilamında; dava dışı …’in davacı ile ortak inşaat işi yaptıkları, olay tarihinden önce … ye yapılan inşaat işleri nedeniyle …bank …. Şubesine davacının hesabına 359.000 TL yatırıldığı, davacının aynı gün hesaptan 20.000 TL para çektiği, dava dışı ….’ın davacının 2007 yılından kalma imzasının bulunduğu boş banka dekontunu ele geçirerek davacının hesabının bulunduğu banka şubesine gidip önceden tanıdığı davalı banka çalışanı güvenlik görevlisi ….’a “davacının alacaklılardan kaçtığı için bankaya gelemediğini, hesaptaki parayı çekmek istediğini” bildirerek boş imzalı dekontu verdiği, …’in dekontu gişe görevlisi ….’a götürdüğü, ….’nin önce paranın tamamını çekilmiş gibi işlem yaptığı, ancak gün sonunda kasada ödeme yapmaya yeterli para kalmayınca bu kez hesaptaki 200.000 TL yi dava dışı …’ın kayınvalidesi olan sanık …nın hesabına aktarıldığı, bankacılık kuralları ve yönetmelik gereği başka hesaba para aktarılmasında hesaba para yatıran kişinin kimliğinin dekonta yazılması gerektiği halde yazılmadığı ve gün sonunda dava dışı …’a 94.000 TL paranın nakit olarak verildiği, …’ın bu parayı da önceden 200.000 TL nin yatırdığı kayınvalidesi …’nın hesabına yatırdığının anlaşıldığından dava dışı parayı çeken ….’ın hukuka aykırı olarak ele geçirilen belgeyi hukuki sonuç doğuracak hale getirme suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, bilişim sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçundan hapis ve adli para cezasına mahkumiyet hükmü kurulmuştur. Banka personeli …,… ve …. hakkında ise her ne kadar eylemlerinin banka yönetmelik ve talimatlarına uygun olmasa da parayı çeken …’ın eylemlerine iştirak ettiklerine dair somut delil bulunmadığından delil yetersizliğinden beraat kararı verilmiş ve Yargıtay incelemesi sırasında haklarındaki dava zamanaşımı nedeniyle düşmüştür. Her ne kadar Ceza Mahkemesi kararları Hukuk Mahkemelerini bağlamıyor ise de olayın oluş şekline, maddi vakıalara ve eylemin hukuka aykırılığının tespitine ilişkin Ceza Mahkemesi kararları Hukuk Mahkemeleri’ni bağlamaktadır. Ayrıca sonucu beklenen Ceza Mahkemesi kararları Hukuk Mahkemesi açısından kesin delil teşkil etmektedir.
Somut olayda da kesinleşen Ceza Mahkemesi kararı ile de sabit olduğu üzere; olay tarihinde davacının hesabına yatırılan para davacının eski iş ortağı olan … tarafından davalı Banka’nın güvenlik görevlisi aracılığı ile davacının 2007 yılından kalma imzasının bulunduğu boş banka dekontunu davalı bankanın çalışanı güvenlik görevlisine verdiği, kendisinin dışarıda arabada beklediği, davalı banka çalışanı güvenlik görevlisinin boş dekontu bankanın çalışanı gişe görevlisine götürdüğü ve gişe görevlisinin de paranın tamamını çekilmiş gibi işlem yaptığı, ancak gün sonunda kasada ödeme yapmaya yeterli para kalmayınca bu kez hesaptaki 200.000 TL yi dava dışı …’ın kayınvalidesi olan dava dışı …’nın hesabına aktardığı, gün sonunda dava dışı …’a 94.000 TL paranın nakit olarak verildiği, …’ın bu parayı da önceden 200.000 TL nin yatırdığı kayınvalidesi …’nın hesabına yatırdığı anlaşılmış ve davacıya ait paranın davacı tarafından çekilmediği ve davacının talimatı ile dava dışı …’nın hesabına aktarılmadığı anlaşıldığından davalı tarafın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiştir. Davalı banka çalışanları güvenlik görevlisi ve gişe sorumlusu davacıyı ve kimliğini görmeden, davacı ve kimliğini karşılaştırmadan, huzurlarında yazılı ve imzalı talimat almadan davacının hesabındaki parayı çekerek başkasına ait hesaba aktardıkları ve bir kısım parayı da nakit olarak dava dışında …’a elden vermişlerdir. Banka çalışanlarının bankanın işleyiş kurallarına, yasala mevzuata uygun davranmadan hareket ettikleri kendilerinin yargılandıkları Ceza Mahkemesi yargılamasında vermiş oldukları savunmaları ile de sabittir.
6098 Sayılı TBK’nun 66. Maddesi; “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Adam çalıştıran, çalışanını seçerken, işiyle ilgili talimat verirken, gözetim ve denetimde bulunurken, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse, sorumlu olmaz. Bir işletmede adam çalıştıran, işletmenin çalışma düzeninin zararın doğmasını önlemeye elverişli olduğunu ispat etmedikçe, o işletmenin faaliyetleri dolayısıyla sebep olunan zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir.
Davalı banka çalışanları tarafından bankanın rutin ve genel işleyişine, genel kurallarına ve banka mevzuatına aykırı olarak hesap sahibini görmeden, kimlik istenilmeden, kimlik ile işlem yapmak isteyen kişi karşılaştırılmadan ve huzurda işlem yapmak istediği hususta yazılı talimat ve imza alınmadan davacının banka hesabındaki para çekilmek suretiyle hak sahibi ve hesap sahibi olmayan davacının eski iş ortağı dava dışı … isimli şahsa verilmiş ve bu şahsın kayınvalidesinin hesabına aktarılmıştır. Üstelik davacıya ait para banka içerisinde dahi verilmeyip banka dışında bekleyen … isimli şahsa güvenlik görevlisi aracılığı ile elden verilmiştir. Tacir olan ve basiretli davranmakla yükümlü olan davalı bankanın çalışanlarının eylemlerini bu kadar basit bir güvenlik önlemi yönünden dahi denetlememesi ve gereken özeni göstermemesi sebebiyle banka çalışanlarının eylemlerinden ve davacının oluşan zararından sorumludur. Davalı banka tarafından gerekli özeni gösterdiği ispatlanamamıştır. Bu nedenle davacının bilgisi ve talimatı dışında çekilen 100.000,00-TL asıl alacak ve işlemiş faiz üzerinden takibin devamına, alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davacı vekili tarafından dava ilk olarak 100.000,00-TL asıl alacak üzerinden harcı yatırılmak suretiyle açılmış, ancak daha sonra ıslah dilekçesi sunulmak ve harcı tamamlanmak suretiyle 294.000,00-TL üzerinden takibin devamına karar verilmesi talep edilmiştir. Ancak dava tarafından sunulan ıslah dilekçesine karşı davalı vekili tarafından zamanaşımı definde bulunulmuştur. 2004 Sayılı İİK’nun 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası borçlunun itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmektedir. Somut davamızda davalı borçlunun itirazı davacı alacaklıya tebliğ edilmemiş ve davacı tarafından itirazın iptali davası hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Ancak ıslah edilen kısım için davacı en geç dava açıldığı tarihte itirazı öğrendiğinden dava tarihinden itibaren ıslah tarihine kadar hak düşürücü süre işlemeye devam etmiş ve ıslah tarihi itibariyle 1 yıllık hak düşürücü süre dolmuştur. Bu nedenle davacının fazlaya ilişkin 194.000,00-TL alacağı yönünden açılan davanın hak düşürücü süreden sonra açılması sebebiyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 100.000,00-TL asıl alacak ve 3.106,85-TL işlemiş yasal faiz üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin kaldığı yerden aynen devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın % 20 oranında (20.000,00-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 7.043,22 TL nispi karar harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 17,15 TL peşin harç ile 2.880,90 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 2.898,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.145,17 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 13.745,15 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davalı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca red edilen miktar üzerinden hesaplanan 21.812,52 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 17,15 TL başvurma harcı, 17,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 34,30 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 367,15 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan ( haklı çıkmış olduğu orana göre ) 721,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiyesinin davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
9-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, davacı, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.01/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.