Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/368 E. 2022/409 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/368 Esas
KARAR NO : 2022/409

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARARIN YAZILDIĞI TARİH :12/05/2022
Davacı vekili tarafından açılan alacak davasının Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonucunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı,…Limited Şirketi, davacı şirketin eski gümrük firması olduğunu, davalı … Müşavirliği Limited Şirketi, davacıdan gümrük vergileri ödeneceği gerekçesi ile 61.000,00 TL talep ettiği ve davacı firmanın da 11/02/2011 tarihinde söz konusu ödemeyi gerçekleştirdiğini, ancak söz konusu bedel ile davacının gümrük vergileri ödenmediğini, davacının ödediği para davacıya iade de edilmediğini, davalı şirketin ticari defterlerinin incelenerek 61.000,00 TL para girişinin akıbetinin tespitini talep ettiklerini belirterek; davacıdan haksız olarak tahsil edilen 61.000,00 TL’nin ödeme tarihi olan 11/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini ve yargılama masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …. Ltd. Şti. Yurt dışından ithalat veya yurt dışına ihracat yapmak isteyen firmalara gümrük işlemlerini takip etme konusunda hizmet veren bir firma olduğunu, davacı …nin gümrük işlemleri, “24/02/2010 tarih ve 6811 sayılı Bakırköy ….. Noterliğinden alınan süresiz vekalete” istinaden davalı … firması tarafından yapılmakta olduğunu, davaya konu meblağ gümrük vergileri ödenmesi için davacının, davalı … müşavirliği firmasına verildiğini, bu meblağ daha sonra … adlı şahıs tarafından elden alındığını, …, davacı …nin gayri resmi ortağı olduğunu, 2010 yılından bu yana gümrük işlemleri için gerekli olan tüm evrak ve bilgiler bu şahıs tarafından davalı … firmasına iletildiğini, bunun üzerine davacı yan ve davalı arasında davaya konu meblağın asıl borçlusunun … olduğu yönünde protokol imzalandığını, protokol evrakının aslı davacıda bulunduğunu, bunun beraberinde davacı, davaya konu meblağı ödemesi için …’a 5 adet senet imzalattığını, davacının daha sonra davaya konu alacak için … adlı kişiye imzalamış olduğu senetleri tahsili için ödeme emri gönderdiğini, …, ödeme emrine karşı Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğüne yaptığı mal beyanında imzayı ve davaya konu borcu kabul ettiğini, sunulan ödeme emri ve mal beyanın doğrultusunda davaya konu meblağın asıl borçlusunun … olduğunu, davalının hiçbir borcunun bulunmadığını belirterek; usule ve esasa aykırı davanın reddi ile yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına, vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının eski gümrük firması olan davalıya gümrük vergilerinin ödenmesi için ödenen paranın davalı tarafça gümrük vergilerinin ödenmemesi sebebiyle iadesine ilişkindir.
Mahkememizce celbedilen Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Arşiv Memurluğu’nun …. Soruşturma no, … Karar No sayılı dosyası celp edilmiş, incelemesinde; davacının davalı şirket yetkilileri hakkında davalı tarafça dava konusu paranın gümrük vergilerinin ödenmemesi ve davacı tarafa iade edilmemesi sebebiyle şikayette bulunulduğu, yapılan soruşturma sonucunda ihtilafın hukuki ihtilaf olması sebebiyle davalı şirket yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce celbedilen Bakırköy … Ağır Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından gümrük işlemlerini yapan davalı şirket yetkilileri hakkında gümrük işlemlerinin yapılması sırasında usul ve yasaya aykırı işlemler yaptıkları için suç duyurusunda bulunulduğu, davalı şirket yetkilileri hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından iddianame düzenlendiği ve Mahkemece iddianamenin kabulüne karar verilmesi üzerine kovuşturma aşamasında geçildiği ve yargılamanın devam ettiği görülmüş, ceza dosyasında yapılan yargılamanın Mahkememiz dosyasına konu alacak ile ilgisi olmadığından sonucu beklenmemiştir.
Mahkememizce celbedilen Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından dava dışı … aleyhine 15/06/2011 tarihli protokolün iptali için dava açıldığı, söz konusu yargılamanın devam ettiği, Mahkememizce söz konusu dosyanın sonucu beklenmiş ise de davamızın tarafları ve konusu dikkate alındığında Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …. esas sayılı dosyasının sonucunun beklenmesinin esasa etkili olmayacağı anlaşıldığından Mahkememizce dosyanın sonucunun beklenmesinden vazgeçilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce celbedilen Gaziosmanpaşa … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirket tarafından dava dışı … aleyhine 15/06/2011 tarihli protokole dayalı olarak verilen beş adet senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip başlatıldığı ve takibin devam ettiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan 15/06/2011 tarihli protokolün incelenmesinde; davamızın konusu olan ve davacı şirket tarafından gümrük işlemlerini yapan davalı şirkete gümrük vergilerinin ödenmesi için gönderdiği 61.000,00-TL bedelin gümrük vergilerinin ödenmediği ve gönderilme amacına aykırı yerlere harcandığının kabul edildiği, 50.000,00-TL bedelin beş adet senet ile dava dışı … tarafından davacıya ödeneceğinin ve 5.900,00-TL bedelin davalı şirket tarafından davacıya iade edileceğinin dava dışı … tarafından taahhüt edildiği ve dava dışı … tarafından imzalandığı, davacı şirket ve davalı şirket tarafından imzalanmadığı görülmüştür.
Somut davada; taraflar arasında davalının davacının gümrük işlemlerini yapmasına ilişkin hizmet sözleşmesi olduğuna ve bu sözleşme kapsamında davacı tarafından gümrük vergilerinin ödenmesi için davalıya 61.000,00-TL verildiğine ve bu paranın davacının gümrük vergilerinin ödenmesi için kullanılmadığına dair bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf bu paranın davalı şirket tarafından mı yoksa borcu ödeme taahhüdünde bulunan dava dışı … tarafından mı davacıya iade edileceği hususundadır. Davalı tarafça dava konusu paranın davacı tarafından kendilerine gümrük vergilerinin ödenmesi için gönderildiğini, ancak söz konusu paranın daha sonra davalı şirketin gayri resmi ortağı tarafından elden alındığını, davacı ve davalının paranın asıl borçlunun dava dışı … olduğuna dair protokol imzaladığını ve …’dan bu alacağa ilişkin senet aldığını ve senetleri icra takibine koyduğunu, dava konusu borçtan davalı şirketin borçlu olmadığı savunmasında bulunmuştur. Davacı şirketin gümrük işlemlerinin yapılması için davalı şirket ile aralarında sözleşme akdedildiği ve bu sözleşme kapsamında dava konusu paranın davalıya gönderildiği hususu davalı tarafın kabulündedir. Davalı şirket her ne kadar dava konusu paranın kendisine gönderildikten sonra davalı şirketin gayri resmi ortağı olan … tarafından paranın alındığını ve asıl borçlunun … olduğunu iddia etmiş ise de davalı şirket ile gayri resmi ortağı arasındaki ilişki davacıyı bağlamaz. Dava konusu parayı iade etmekle yükümlü asıl borçlu davalı şirkettir. Davalı her ne kadar dosyanın asıl borçlunun dava dışı … olduğunda dair taraflar arasında 15/06/2011 tarihli protokolün imzalandığını ileri sürmüş ise de; söz konusu protokol incelendiğinde davacı ve davalının imzalarının protokolde yer almadığı, sadece …’ın imzasının yer aldığı ve …’ın söz konusu borcu ödemeyi taahhüt ettiği görülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nun 195 ve 196. maddelerinde borcun iç üstlenmesi sözleşmesi ve borcun dış üstlenmesi sözleşmesi düzenlenmiştir. 6098 Sayılı TBK’nun “İç üstlenme sözleşmesi” başlıklı 195. Maddesi “Borçlu ile iç üstlenme sözleşmesi yapan kişi, borcu bizzat ifa ederek veya alacaklının rızasıyla borcu üstlenerek, borçluyu borcundan kurtarma yükümlülüğü altına girmiş olur.Borçlu, iç üstlenme sözleşmesinden doğan borçlarını ifa etmedikçe, diğer taraftan yükümlülüğünü yerine getirmesini isteyemez. Borçlu, borcundan kurtarılmamışsa, diğer taraftan güvence isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Yine 6098 Sayılı TBK’nun “Dış üstlenme sözleşmesi” başlıklı 196. Maddesi “Borçlunun yerine yenisinin geçmesi ve borcundan kurtarılması, borcu üstlenen ile alacaklı arasında yapılacak sözleşmeyle olur. İç üstlenme sözleşmesinin, üstlenen veya onun izni ile borçlu tarafından alacaklıya bildirilmesi, dış üstlenme sözleşmesinin yapılmasına ilişkin öneri anlamına gelir. Alacaklının kabulü açık veya örtülü olabilir. Alacaklı, çekince ileri sürmeksizin üstlenenin ifasını kabul eder veya onun borçlu sıfatı ile yaptığı diğer herhangi bir işleme rıza gösterirse, borcun üstlenilmesini kabul etmiş sayılır.” hükmünü içermektedir. Yine 6098 sayılı TBK’nun “Borca katılma” başlıklı 201. Maddesi “Borca katılma, mevcut bir borca borçlunun yanında yer almak üzere, katılan ile alacaklı arasında yapılan ve katılanın, borçlu ile birlikte borçtan sorumlu olması sonucunu doğuran bir sözleşmedir. Borca katılan ile borçlu, alacaklıya karşı müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmünü içermektedir. Borcun nakli halinde borç ilişkisinin borçlu tarafı değişerek asıl borçlunun yerini yeni borçlu almaktadır. Bu nedenle borcun naklinden sözedebilmek için eski borçlunun açık ve net olarak borçtan kurtarılmış olması gerekmektedir. Borca katılmada ise katılan kişi borçlunun yanında borca katılmakta ve alacaklıya karşı borçlu ile birlikte müteselsilen sorumlu olmaktadır.
Somut davamında dava dışı … tarafından imzalanan 15/06/2011 tarihli protokol incelendiğinde dava dışı …’ın dava konusu borcun 50.000,00-TL sinin kendisi tarafından ödeneceğine ve 5.900,00-TL miktarın davalı şirket tarafından ödeneceğine dair taahhütte bulunmuş, ancak davalının borcunu üstlendiğine dair ve davalıyı tamamen açık ve net bir şekilde borçtan kurtardığına dair bir taahhütte bulunmamıştır. Davacı da borcun üstlenmesine ilişkin açık bir şekilde borcu üstlenen ile borcun üstlenmesi sözleşmesi akdetmemiştir. Her ne kadar borcun üstlenmesi sözleşmesi bir şekle tabi değil ise de iç üstlenmeye bir rıza göstermediği gibi dış üstlenme yönünden de iradesinin bu yönde olduğuna dair bir rıza beyanı göstermemiştir. Bu nedenle somut davamızda borcun nakli söz konusu olmayıp, borca katılma söz konusudur. Dava dışı … vermiş olduğu taahhüt ile davalı borçlunun borcuna katılmış ve davalı ile birlikte alacaklıya karşı müteselsil sorumlu hale gelmiştir. Bu durumda davalının borcu sona ermemiştir. Bu nedenle davalının dava konusu borçtan sorumluluğu devam ettiğinden açılan davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın KABULÜ İLE;
-Davalı tarafça davalıya iade edilmesi gereken 61.000,00-TL’nin dava tarihi olan 28/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, (Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmaması şartıyla)
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 4.166,91 TL nispi karar ve ilam harcından daha önce mahkememiz dosyasına yatırılan 905,85 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.261,06 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini davada vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.730,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 905,85 TL peşin harç olmak üzere toplam 927,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 163,85 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan yargılama gider avansının 6100 Sayılı HMK 333. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesine müteakiben yatırana iadesine,
7-Mahkememiz kararının kesinleşmesine müteakiben dosyamız arasında bulunan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı Arşiv Memurluğu’nun …. Soruşturma sayılı dosyasının mercine İADESİNE,
Dair, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 vd. maddeleri gereğince (5235 sayılı Kanunun 2. maddesi de dikkate alınarak) davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek veya başka bir mahkeme aracılığıyla gönderilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır.

Hakim …
¸e-imzalıdır.