Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/19
KARAR NO : 2021/211
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/01/2014
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin envanterinde bulunan makine ve teçhizatların bir kısmının kendilerini … isimli firmanın ortakları olarak tanıtan davalı ve dava dışı … ile 15.000,00 TL’si çek, 14.000,00 TL’si nakit olmak üzere anlaştığını, davalının soy adını … olarak bildirdiğini, 27/01/2012 tarihinde davalı ve ortağının kamyon ve bir vinç ile gelerek satıma konu eşyayı kamyona yüklediklerini, ancak peşin verilmesi gereken 14.000,00 TL’yi kar yağışı nedeniyle arkadaşlarının gelemediğini, ertesi sabah getireceklerini söyleyerek 15.000,00 TL bedelli çeki vererek ayrıldıklarını, bir daha da kendilerinden haber alınamadığını, müvekkilinin şikayeti üzerine davalıların yargılanıp ceza aldığını, bunun üzerine davalılar hakkında K.çekmece … İcra müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, çekin tahsil edildiğini, ancak 14.000,00 TL için davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu, diğer dava dışı ortağı hakkında takibin kesinleştiğini ve devam edildiğini, davalının itirazı üzerine Bakırköy …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, ancak davalının soyadının yanlış olması nedeniyle davanın ret edildiğini, bunun üzerine davalı hakkında K.çekmece …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası ile yeniden icra takibi yapıldığını, ancak davalının itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile % 40’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına ve alacağın avans faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: davalının davaya cevap vermemiş ve inkarcı konumunda bulunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarındadır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … E sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 14.000,00 TL asıl alacak, 2.590,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 16.590,77 TL alacağın tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmediği, davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacının şikayeti üzerine davalılar hakkında başlatılan soruşturma sonucunda Küçükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesinde Dolandırıcılık suçundan açılan kamu davası mahkememizce bekletici mesele yapılmıştır. Mahkemenin 06/07/2018 … Esas , … Karar sayılı ilamı ile sanıkların ( dosyamız davalılarının ) mahkumiyetlerine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin 16/04/2020 tarihli ve … Esas, … Karar sayılı ilamı ile; “Sanıkların suç tarihinde katılan şirkete geldikleri ve katılan şirketten 29.000 TL’lik mal aldıkları, malın karşılığı olarak 15.000 TL’lik çek verip 14.000 TL’yi ise nakit olarak ödeyeceklerini söyledikleri, makinaları gece geç saatte yüklettikleri bu sırada iş yerinde yöneticilerin kalmadığı, iş yeri çalışanlarına parayı yarın getireceğiz diyerek iş yerinden ayrıldıkları, parayı getirmedikleri ve sanıklara ulaşılamadığının iddia edildiği olayda, Sanık … ’nun savunmasında, ayakkabı üretim makinaları üretimi ve yan sanayisinde çalıştığını, bu konuda aracılık ve danışmanlık yaptığını, sanığa alışveriş konusunda yardımcı olduğunu, sanığın katılan şirkete 20-25 kadar adet makine satın almak için başvurduğunu, hukuki bazı sorunlar nedeniyle mülkiyet devrini hemen gerçekleştiremeyeceklerini söyledikleri, katılan firmanın muhasebecilerinin normal fatura kesemeyeceğini, yalnızca irsaliye faturası verebileceğini söyledikleri, makineleri alıp araca yüklediklerini ve on beş bin TL bedelli çeki katılana verdiklerini, alışverişin 16.000.00 TL bedelli olduğunu savunduğu, diğer sanık …’ın savunmasında ise, sanık …’nun bu işte ortağı olmadığını, komisyoncu olarak hareket ettiğini, katılan ile yaptığı görüşme sonunda alım satıma konu malın tamamını aldığını, katılana 31/04/2012 düzenleme tarihli ve 15.000.00 TL bedelli çeki ciro ederek verdiğini ve çekin muhatap banka şubesinden tahsil edildiğini, alım satıma konu malın 15.000 TL tutarında olduğunu savunduğu; her ne kadar katılanın alınan beyanında, sanıkların alış veriş öncesinde kendilerini “…” isimli ortaklığın ortağı ve yetkilisi olarak tanıttıkları, sanık …’ün soy ismini “…” olarak tanıttığı, alım satımı konu makinelerin değerinın onaltı değil yirmidokuz bin lira olduğu, aralarındaki anlaşmaya göre bedelin onbeş bin liralık kısmı çek ile kalan kısmın ise nakit para ile ödenmesinin kararlaştırıldığı, sanıkların kalan kısmı ertesi gün vereceklerini söyleyip ayrıldıkları, ardından kendilerine ulaşamadıklarını belirtmişse de, tanık …’in alınan beyanında, sanık …’ın kuzeni olduğunu, katılan ortaklık ile yapacağını bildirdiği bir alış veriş için çek istediğini, kendisine çeki ciro edip verdiğini, ayrıca adına fatura kestirmek için de izin istediğini ve kendisine fatura düzenlettirmesi hususunda rıza gösterdiğini belirttiği, yine sanık …’nun kendisini … soyadı ile tanıttığı hususunda dosyada bir delil bulunmadığı, kaldı ki bu hususun basit yalan olmaktan öteye geçemeyeceği anlaşılmakla, sanıkların tüm deliller ışığında baştan itibaren dolandırıcılık kastı ile hareket ettiklerine ilişkin mahkumiyetlerine yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla, atılı suçtan beraatlerine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükümleri kurulması,… gerekçesiyle sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulduğu, daha sonra mahkemece,30/09/2020 tarihli ve … Esas … karar sayılı kararla sanıkların beraatlerine karar verildiği anlaşılmıştır.
Ceza dosyasındaki Yargıtay bozma ilamı ve bozla ilamına uyularak mahkemece verilen beraat kararı nazara alınarak, bozma sonrası verilen bu kararın kesinleşmesinin beklenmesine gerek olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf dosyamız davalısı … ile dava dışı … ‘ın birlikte hareket ederek davacıdan makine ve teçhizatları aldıklarını, tarafların 29 Bin TL ye; 15.000,00 TL’si çek, 14.000,00 TL’si nakit olmak üzere anlaştığını, davalının soy adını … olarak bildirdiğini, 27/01/2012 tarihinde davalı ve ortağının kamyon ve bir vinç ile gelerek satıma konu eşyayı kamyona yüklediklerini, ancak peşin verilmesi gereken 14.000,00 TL’yi kar yağışı nedeniyle arkadaşlarının gelemediğini, ertesi sabah getireceklerini söyleyerek 15.000,00 TL bedelli çeki vererek ayrıldıklarını, bir daha da kendilerinden haber alınamadığını ileri sürmektedir. Taraflara arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Satım konusu malların teslim edildiği konusunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Satım bedelinin ne kadar olduğu, tamamen ödenip ödenmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır. Davalı tarafın davacıya 15.000,00 Tl bedelli çekle ödeme yaptığı da sabittir. Davalı taraf satım bedelinin 15.000,00 TL olduğunu ileri sürmektedir. Tam iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde, karşılıklı edimlerin aynı anda ifası karinesi vardır. Aksini ispat iddia edene düşer. Davalı tarafın teslimde 15.000,00 TL ödeme yaptığı sabit olup, satım bedelinin daha fazla olduğunu ispat külfeti burda davacı tarafa düşmektedir. Yukarıda anlatıldığı üzere davacı taraf bu iddiasını ceza dosyası kapsamında ispatlayamamıştır. Davacı taraf satıma konu makine ve teçhizatın değerinin dosyaya sunulan faturalar ile belli olduğunu, gerekirse bilirkişi incelemesi yapılmasını beyan ve talep etmişse de, bu faturaların söz konusu makinelerin davacı tarafça satın alınmasına ilişkin olup 2007, 2008, 2009 ve 2010 tarihli oldukları, dolayısıyla dava konusu ürünler davalıya satıldığı 2012 yılında ikinci el oldukları, makineler ikinci el oldukları için davalının iddiasını aksini ispat kabilinde bilirkişi incelemesi ile sözleşme bedelinin tespitinin mümkün olmadığı, davacının bu şekilde ispat külfetini yerine getiremeyeceği değerlendirilmiştir. Dava konusu ürünlerin teslimine ilişkin sevk irsaliyesi incelendiğinde dava dışı …’ın isim ve imzasının bulunduğu, fakat sunulan faturada teslim alan olarak isim ve imza bulunmadığı gibi davalı tarafça kabul edildiğine ilişkin başka delil de sunulamamıştır. Hal böyle olunca davacının dava konusu malların satım bedelinin yapılan 15.00,00 TL lik ödeme miktarından daha fazla olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davanın reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcının davacıdan tahsiline,
3-Yürürlükteki AAÜT gereğince hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4- Davacının adli yardım talebinin kabulü nedeniyle resen yapılmak zorunda kalınan 66,70 TL yargılama giderinin davacı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/03/2021 11:17:48
Katip …
e-imzalıdır.
Hakim …
e-imzalıdır.