Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/83 E. 2023/282 K. 24.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/83
KARAR NO : 2023/282

DAVA : İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2023
KARAR TARİHİ : 24/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine sunmuş olduğu 26/01/2023 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; Davalı firma aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın haksız bir şekilde itiraz ederek takibi durdurduğunu, bunun üzerine arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, Bakırköy Arabuluculuk Bürosu …. nolu tutanakla anlaşmaya varılamadığını, itirazın iptalinin gerektiğini, müvekkilinin davalı firmanın bulunduğu caddede tekstil ticaretiyle uğraştığını, günlük nakit akışının yüksek olduğu bu sektörde nakit akışını sağlamak üzere sermaye ve sahibi olduğu nakit ve altınlarını davalı firmaya emaneten bıraktığını, ihtiyacı olan nakdi günlük olarak davalı firmadan aldığını ve her gün bu sirkülasyonun gerçekleştiğini, ruhsatlı ve resmi döviz bürosu olan davalı firmanın kasasının da sağlam ve güvenlikli olması nedeni ile müvekkilinin nakdini bu şekilde muhafaza ettiğini, müvekkilinin bankaların her daim yüklü miktarda nakit ödeyememesi ve sıra beklenmesi nedeni ile davalı firma yetkilisi …’le olan samimiyetin etkisiyle böyle bir harekette bulunduğunu, yirmi yıla yakın bir zaman böyle devam eden bu ilişkinin bir gün davalı firmanın döviz bürosunu kapatıp kaçmasıyla nihayete erdiğini, müvekkilinin davalı şirketin yetkilisi ile …. üzerinden yaptığı yazışmalarda alacağını istediğini davalı şirket yetkilisinin ise pandemi nedeni ile büyük krize girdiğini, piyasadan alacaklarını toplayamadığını ama mutlaka parasını ödeyeceğini söylediğini, tamamen güvene dayanan ve davalı şirketin yetkili ve resmi döviz bürosu olmasına güvenen müvekkilinin çok büyük mağduriyet yaşadığını, bu nedenlerle yargılama esnasında görülecek nedenlerden dolayı davalı tarafın Bakırköy … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasına yaptığı haksız itirazının iptaline, %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili sunmuş olduğu 21/02/2023 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Davacının bir takım soyut ve hayatın olağan akışına uygun olmayan iddialarla ve yaratılan delillerle işbu davayı ikame ettiğini, davacının iddia ettiği borcun kaynağının makul bir şekilde ortaya koyup borcun niteliğinin eksik borç olup olmadığının davacının iddiaları itibariyle irdelenemeyip sadece bu nedenle davacının soyut ve mesnetsiz davasının reddedilmesi gerektiğini, bir an için davacının anlattığı olayların gerçek olduğu kabul edilse dahi davacının iddialarında yer alan ….’in hali hazırda müvekkili şirket ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, davacının bu iddiasının da bir an için doğru olduğu kabul edilse dahi senetle ispat zorunluluğu günümüz itibari ile 14.800 TL olduğundan davacının iddiasını bu yönüyle de reddetmek gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının gerçek kişi tacir kaydının olmadığı,vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta ise,davacının mükellef olmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gerekli olup,davacı vekili,davalıya nakit ve altınları emaneten bıraktığını,ancak davalının verdiği nakit ve altınların iade edilmediğinden bahisle nakit para ile altınların parasal karşılığının iadesini talep etmiştir.Davanın,TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davacının tacir sıfatının bulunmadığı,diğer anlatımla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığı, nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi.24/03/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”