Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/78 E. 2023/71 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/78
KARAR NO : 2023/71

DAVA : Tanıma Ve Tenfiz
DAVA TARİHİ : 25/01/2023
KARAR TARİHİ : 26/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tanıma Ve Tenfiz davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 25/01/2023 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; 05/01/2018 tarihinde futbolcu temsilcisi ile davalı futbolcu arasında temsilcilik sözleşmesi imzalandığını, taraflar arasındaki temsilcilik sözleşmesi uyarınca futbolcunun her bir transfer sözleşmesi için temsilcisine ödeyeceği komiser ücreti ödemesi belirlendiğini, davalının davacı temsilcinin çalışmaları neticesinde önce … ile sonrasında ise … ile sözleşme imzaladığını ancak temsilcisine ücretini ödemediğini, taraflardan … haklarını … isimli şirkete devir ettiğini, davacı tarafından taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince Belçika Spor Tahkim Mahkemesine alacağının tahsiline karar verilmesi amacı ile başvuru yapıldığını, bu mahkemenin davalıya davayı bildirdiğini, mahkemece verilen karara ilişkin ödenmesine hükmedilen miktarın davalıya bildirildiğini, ancak davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, bu nedenle davacının Brüksel Asliye Hukuk Mahkemesine başvuruda bulunduğunu, Brüksel Asliye Hukuk Mahkemesinin tahkim kararının uygulanabilir ve infaz edilebilir olduğuna kanaat getirdiğini, borçlunun bu süreçte Türkiye’de yerleşik … ile sözleşme imzaladığını ve ikamet ettiğini, 2022 Ağustos ayında … ile sözkeşme imzaladığını, dava tarihi itibari ile …’a kiralık olarak transfer edildiğini, bu nedenler dahilinde tenfiz şartlarının karşılandığı da göz önünde bulundurularak yabancılık unsuru içeren hakem kararının ülkemizde tanınmasını ve icra edilebilirliğini sağlamak adına mahkemeden tenfizini talep etmek durumunda kaldıklarını, ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz talepleri bulunduğunu, işbu dava sonuçlanıncaya kadar davalının Türkiye’de bulunan menkul, gayrimenkul mallarını, hak ve alacaklarını kaçırmasının önüne geçeceğini, açıklanan nedenlerle Belçika Spor Tahkim Mahkemesince verilen 01/03/2021 tarihinde verilen … dava numaralı tahkim kararının tanınmasına ve tenfizine, bu kararın tanıma ve tenfizine karar verilirken işbu Tahkim Mahkemesi kararının uygulanabilir ve infaz edilebilir olduğunu ve New York Konvensiyınuna uygun olduğuna ilişkin Belçika …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/05/2021 tarihli … repertuar numaralı kararının da dikkate alınmasını, davacının kesinleşmiş tahkim kararı ile hüküm altına alınan ve rehinle temin edilmemiş alacağının tahsilinin Türkiye’de güvence altına alınmasını teminen, davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının dava sonuçlanıncaya kadar teminatlı veya teminatsız olarak ihtiyaten haczine, ihtiyati haciz kararı hakkında karar verilir iken davalı borçlunun futbolcu olması ve yargılama devam ederken Türkiye’den her an ayrılma ihtimali olmasından sebep dava dilekçesinde sundukları Yüksek Mahkeme kararlarının da dikkate alınmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava MÖHUK hükümleri gereğince Yabancı Hakem Kararı ve Mahkeme Kararlarının tenfizi istemine ilşkindir.
Dava MÖHUK hükümleri gereğince Yabancı Hakem Kararı ve Mahkeme Kararlarının tenfizine ilişkin bir dava olup,dava dilekçesi ve ekinde sunulan tahkim kararı ve bu tahkim kararının onanmasına ilişkin Belçika ….Asliye Hukuk Mahkemesi’nin onama kararının tercümesinden de anlaşılacağı üzere tahkimce ve mahkemece verilen kararda ve onamada ,davalının,temsilcilik sözleşmesi(menajerlik) uyarınca ödemesi gereken parayı ödemediğinden bahisle bir miktar paranın davacıya verilmesinin hakem heyeti tarafından kararlaştırıldığı ve hakem kararının Belçika ….Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından onandığı,ilgili kararlar incelendiğinde davanın temsilcilim sözleşmesinden kaynaklandığı ve tenfizi gereken kararında Belçika ….Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda hangi mahkemenin görevli olduğunun belirlenmesi için öncelikle taraflar arasındaki ilişkiyi saptamak gereklidir.Buna göre dava temsilcilik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup,yukarıda anılan maddeye dayanılan davanın,TTK’nun 4.maddesinde sayılan diğer anlatımla bu maddede 6098 sayılı TBK’na atıf yapan sözleşmelere ilişkin olmadığından mutlak ticari davalardan olmadığı ve davalının tacir sıfatı bulunmadığı,diğer anlatımla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hukuk davası(nispi ticari dava) niteliğinde de olmadığıve tenfizi istenilen kararın özünde hakem kararı olmayıp mahkeme kararı olduğu nazara alındığında uyuşmazlığın genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Benzer,Yüksek Yargıtay 11 nci Hukuk Dairesinin 01/12/2014 gün ve 2014/15778 esas,2014/18740 karar sayılı ilamı)
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan .davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
6-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebi hakkında görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi. 26/01/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”