Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/529 E. 2023/538 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/529 Esas
KARAR NO : 2023/538

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2023
KARAR TARİHİ : 01/06/2023
K. YAZIM TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı firma arasında 03.01.2022 tarihinde …. sıra numaralı denetim ve tasdik sözleşmesi imzalandığını, işbu sözleşme kapsamında davalı şirketin yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ve bunlara ekli mali tablolar ve bildirimlerin denetim ve tasdik işleri ile ve/veya diğer işlerin 3568 sayılı Kanun ve ilgili diğer kanunlara ve mevzuata göre yapılması konusunda anlaşıldığını, davalı şirketin sahibi …. ile ….’ in eşi olan …’ in sahibi olduğu …. Ambalaj Anonim Şirketi, aynı adreste ticari hayatlarını sürdürdüğünü ve beraber hareket ettiklerini, … Ham Madde A.Ş’ nin sahibi olan …. ve eşi …., …. Ambalaj Anonim Şirketi’ nin çalışanı …. ve … Ham Madde A.Ş.’ nin genel müdürü …. ile 22.02.2022 tarihinde yapılmak üzere bir toplantı organize edildiğini, işbu tarihte müvekkili ve yanında çalışan …. davalı şirketi ziyarete gittiğini, …. Ambalaj Anonim Şirketi’nin personeli ve aynı zamanda …. Ham Madde A.Ş. ‘nin de muhasebe ve finans işlerini yürüten ….’a söz konusu toplantı için müvekkili ve personeli …. tarafından çok kez mesaj atıldığını ve arama yapıldığını, toplantıda vergi mevzuatı açısından teknik bir konu olup olmadığı ve teknik konularla alakalı ek olarak hazırlanma gerektiren bir hususun var olup olmadığı konusunda iletişim kurulmaya çalışıl- dığını, müvekkilinin tüm bu çabasına rağmen …. konu hakkında herhangi bir bilgi vermediğini, müvekkilinin ihtisas alanını ilgilendiren şirket konularını bile isteye gizli tuttuğunu ve telefonda bu tarz konular konuşmadıklarını ileri sürerek keyfi bir tutum sergilediğini, müvekkilinin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirme çabasını engellediğini, işbu toplantıda davalı şirket yetkilileri ile şirketin maddi konuları hakkında istişare yapılırken davalı şirket tarafından müvekkiline açıkça vergi kanunlarına aykırı olarak, mevcut ve gelecek durum için iki şirket ile ilgili vergi matrahının azaltılmasının mümkün olup olmadığı, şayet azaltılma imkanı var ise daha az vergi ödeme yolları konusunda mali müşavir olarak gerekeni yapıp yapamayacağı, iki şirket olarak bu kadar fazla vergi ödemesi yapmaya devam ettikleri taktirde maddi açıdan müşkül durumda kalacakları ve bunu yaşamak istemedikleri, bunca vergi ödemesine katlanmaya devam ederlerse iki şirketin de batabileceğine yönelik kanun dışı bir teklif yapıldığını, müvekkilinin ise inandığı etik değerlere istinaden onurlu bir şekilde yıllardır Türkiye Cumhuriyeti kanunlarına uyarak yeminli mali müşavirlik hizmeti verdiğini belirterek yasalara aykırı fiilleri onaylamasının mümkün olmadığını, böyle bir işlemin vergi kanununa muhalefet dolayısıyla suç kapsamında değerlendirileceğini, şayet böyle bir suçun işlenmesine göz yumması halinde kendisinin de bu suça iştirak etmiş olacağını dile getirdiğini, söz konusu toplantının sona erdirilmesinden hemen sonra müvekkili bu hususta büyük endişelere kapıldığını, hatta personeli ….’ya söz konusu şirketlerin evrak incelemelerine daha da özen göstermeleri konusunda uyarıda bulunduğunu, müvekkilinin 22.02.2022 tarihli toplantıda davalı tarafça yasalara aykırı olarak yapılan teklifi kabul etmemesi üzerine davalı şirketin yetkililerinin müvekkile ve birlikte çalışmakta olduğu ….’ya karşı tavırları değiştiğini, davalı şirketçe mobbing ağırlıklı, bezdirici bir tutum sergilenerek müvekkiline baskı dolu ve psikolojik yıpratma amaçlı bir politika uygulandığını, daha sonraki ay müvekkili, işinin tanımı gereği her ay gerçekleştirilen bu denetim ziyaretleri dolayısıyla 22.03.2022 tarihinde davalı şirkete gittiğinde müvekkiline karşı müvekkilinin de yıllardır tanıdığı ve davalı şirket bünyesinde çalışmasına öncülük ettiği şirket personeli …. tarafından hoş karşılanmayacak belirli tavırlar sergilenerek mobbing politikası devam ettiğini, müvekkilinin yanına gelen firma genel müdürü …. müvekkiline ….’ın psikolojik açıdan zorlandığı bir dönemden geçtiğini belirterek müvekkiline açıklamalarda bulunduğunu, o gün yapılacak denetimi daha sonra yapmasını rica ettiğini, davalı şirket tarafından müvekkili ile aralarında imza edilmiş denetim ve tasdik sözleşmesinin feshedildiğine ilişkin bir protokol imza edilmiş olup müvekkilinin de onaylaması için müvekkiline gönderildiğini, müvekkilinin kendisine gönderilen bu haksız fesih protokolünü kati suretle imza etmediğini, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın sistemi üzerinden söz konusu protokolün davalı şirket tarafından haksız olarak feshedildiği ibaresini ekleyerek sözleşmeyi feshettiğini, müvekkilinin 25.03.2022 tarihinde Çatalca Kestanelik Karakolu’nda vermiş olduğu ifade ile de sabit olduğu üzere müvekkiline iftira atıldığınju, karşı yanın yasalara aykırı teklifi konusunda ılımlı yaklaşmadığı için bezdirme politikası kapsamında iş akdini feshedebilme gayesiyle hareket ettiği kanaatine varıldığını, 25.03.2022 tarihinde Kartal … Noterliği … yevmiye numaralı ihtar ile davalı şirket tarafından müvekkiline şirket bünyesinde çalışan ….’a hakaret ettiği, haksız olduğu, meslek etiğiyle bağdaşmayan davranışlarda bulunduğu ve daha fazla kendisiyle çalışılamayacağı beyan edilerek sözleşmenin feshedildiği bildirildiğini, buna müteakip müvekkilinin de bu haksız feshe karşı itirazlarını dile getirebilmek adına müvekkili şirkete 29.03.2022 tarihli Büyükçekmece …. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarla dile getirilen hiçbir hususu kabul etmediğini, davalı şirketin hukuka ve yasalara aykırı isteklerini yerine getirmemesi dolayısıyla davalı şirketin kendisine iftira atarak haksız sözleşme feshini haklı hale getirme çabası içerisinde olduğunu beyan etmiş, sözleşme gereği üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğinden dolayı 2022 yılına ilişkin kalan brüt 43.346,97 TL’yi talep ettiğini, ancak karşı yan müvekkiline hak ettiği bedeli ihtarda belirtilen süre içerisinde ödemediği gibi 05.04.2022 tarihinde hukuki dayanaktan yoksun Kartal …. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarı ile kendilerinin kanuna aykırı herhangi bir talepte bulunmadığını, bu iddiaların kabul edilemez olduğunu, müvekkilinin kendi suçunu kapatma çabasında olduğunu ve sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğini bildirerek kendisine herhangi bir ödeme yapılmayacağını, müvekkilinin Şubat-2022 dönemi KDV ve muhtasar beyannameleri uzerinde denetim görevini yerine getirmediğini ileri sürerek ayıplı ifa dolayısıyla şubat ve mart ayı bedellerinin iadesini talep ettiğini, …. tarafından yapılan şikayete ilişkin hukuki süreç devam ederken ve davalı yanca kendisine iş akdinin feshedildiğine ilişkin çekilen haksız ihtarlar dolayısıyla müvekkili, iş akdinin haksız yere feshedildiğini belgelendirebilmek adına başvurular yaptığını, 23.03.2022 tarihinde İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’na iş sözleşmesi haksız yere feshedildiğinden bahisle kendisine sözleşmeden doğan ve sözleşme kapsamında üzerine düşen tüm yükümlülükleri yerine getirdiğini beyan ederek her iki şirket için de kalan 9 aylık hizmet bedelinin ödenmesi hususunda hakem heyetine yönlendirilme talebinde bulunduğunu, devamında İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası tarafından …. hakem olarak görevlendirildiğini, bu husus müvekkiline bildirilerek kendisinin de hakemlik kurulu için bir hakem seçmesi istendiğini, müvekkili de kurul için ….’nu hakem olarak tayin ettiğini, müvekkilinin haksız feshin çözümüne ilişkin İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’na başvurduğu bildirilerek davalı şirkete de oda tarafından yazı yazıldığını, hakem bildirmesi istenmiş olmasına rağmen davalı şirket tarafından herhangi bir hakem bildiriminde bulunulmadığını, davalı şirket ve davalı şirketin çalışanları tarafından kötü niyetli tutumların ardı arkası kesilmemiş 24.03.2022 tarihinde şirketin genel müdürü …. tarafından Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’ne taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkilinin personel ….’a ettiği hakaretler dolayısıyla feshedildiği bildirildiğini, 24.03.2022 tarihinde şirketin genel müdürü …. tarafından Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliği’ne yazılan yazı) daha da ileri gidilerek davalı şirket tarafından 27.03.2022 tarihli yazı ile İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası’na başvurulduğunu, müvekkilinin hakkı olan hizmet bedeli kendisine ödenmediği gibi davalı yanca haksız olarak müvekkilinin meslekten men edilmesi için kötü niyetli süreçler başlatıldığını beyanla müvekkili ile davalı firma arasında akdedilen 03.01.2022 tarihli denetim ve tasdik sözleşmesi uyarınca fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere eksik ödeme tutarı olan 43.346,97 TL alacağın, 2022 yılının nisan ayından itibaren işleyecek ticari faizi ile davalı yandan tahsilini, öncelikle hüküm altına alınacak alacağın tahsil edilememe riskine karşılık davalının taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine cebri icra yoluyla satışı ve 3. Şahıslara devri engelleyici nitelikte “İhtiyati Tedbir” şerhi konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar iş bu dava ticari dava niteliği taşıdığından bahisle mahkememizde ikame olunmuş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Yargılamaya konu somut olaya gelince ; davacı tarafın mali müşavir olması, mali müşavirin “tacir” tanımına uymadığı, eldeki uyuşmazlığın da yukarıda tanımlanan “ticari dava” nitelik arz etmediği, uyuşmazlığın çözümünde mahkememizin değil Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevi hususunun HMK 114/1-c md de dava şartları arasında düzenlendiği , taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak görevi ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle usulden redde dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2- Taraflardan birinin,6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince ,
-Bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden ,
-Görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten,
-Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren
2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiği, aksi taktirde mahkememizce dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
3-HMK’nun 20 md gereğince, kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlen- dirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,
5- Yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

Tarafların yokluğunda 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere dosya üzerinde verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır