Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/520 E. 2023/508 K. 29.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/520 Esas
KARAR NO : 2023/508

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2023
KARAR TARİHİ : 29/05/2023
K. YAZIM TARİHİ : 30/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …. arasında; Kırkhan … Noterliği’nin 03/08/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı araç satış sözleşmesine istinaden 149.000,00 TL bedel karşılığında … Plakalı … model … marka otomobil satışı gerçekleştiğini, müvekkili dava konusu aracı internet üzerinden gördüğü bir araç satış ilanı yoluyla bulmuş olup, yakını …. vasıtası ile ilan sahibine ulaştığını, ilan sahibine araç ile ilgili sorular yönelttiğini, ilan sahibi de aracın orijinal olduğunu ve her türlü sorgulama işlemini yapabileceği şeklinde kendisine geri dönüş yaptığını, bunun üzerine müvekkili aracı satın almadan önce araca ilişkin tramer sorgusu yaptığını, yapılan tramer sorgusunda araca ait en son hasar kaydının, 08/03/2021 tarihli 4.462,50 TL bedelli “Sel-Su Baskını” sebepli bir kaza kaydının olduğu görüldüğünü, bunun üzerine ilan sahibine ve tramer sorgusuna güvenen müvekkili, ifade edildiği gibi dava konusu aracın noter huzurunda satın aldığını, davacı müvekkili söz konusu otomobili satın aldıktan sonra aracı satmak istediğini, aracı satan almak isteyen yeni alıcı ile birlikte aracın tramer kaydına bakıldığında ise aracın 27.000,00 TL değerinde ağır hasar kaydı olduğunu gördüğünü, bunun üzerine alıcı arabayı satın almaktan vazgeçtiğini, müvekkilinin, davaya konu aracın satın alınmadan önce ağır hasarlı olmasına ve davalı şigorta tarafında bir hasar raporu açılmasına rağmen bu durumun tramer kayıtlarına işlenmediğini, aracı satın aldığı tarihten altı (6) gün sonra ağır hasar kaydının düşürüldüğünü, hem satıcı …. hem de davalı sigorta şirketi tarafında kasıtlı olarak araçtaki hasarın gizlendiğini öğrendiğini, tramer sorgusuna bakıldığında dava konusu aracın satış işlerinden önce 08/03/2021 tarihinde 31.701,00 TL bedelli kazaya karıştığı görüldüğünü, söz konusu hasar kaydının gerçek bedelinin hile ile gizlenerek müvekkilinin iyi niyetinden yararlanılarak ağır hasar kayıtlı aracın gerçek bedelinin çok üzerinde bir rakamla müvekkiline satışı sağlandığını, söz konusu olayda; aracın satışını gerçekleştiren ve araçtaki ayıbı hile yoluyla gizleyen, …. ile … Sigorta Şirketi’nin asli kusurlu olduğunu, söz konusu hileli işleme karşı davalılara yönelik olarak 25/01/2023 tarihinde Kırkhan(HATAY) Cumhuriyet Başsavcılığı’na TCK Madde 157 kapsamında “dolandırıcılık” suçundan şikayette bulunulduğunu, anılan dosyada soruştur- manın halen devam ettiğini beyanla açılan davanın kabulünü, müvekkilinin hile ile yanıltılarak ayıplı araca değerinden fazla ödeme yaptığı ve aracın satılması halinde piyasa değerinin çok altında satılmak zorunda kalınacağından müvekkilimin gizli ayıplı malın satışından dolayı uğradığı zararın tazmini için fazlaya dair dava ve talep hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL tazminatın satış tarihi itibarıyla işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalıların mal varlıkları ve banka hesapları üzerine tensiben ihtiyati haciz konulmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı vekili iş bu davayı mahkememizde ikame etmiş ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra aynı kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlenmiş,ayrıca Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Diğer yandan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve Kanun’un 87. maddesi uyarınca, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüke- ticiye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın 3. maddesinde;
– Mal: “Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektro- nik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar”,
– Satıcı: “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi”
-Tüketici: “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”,
-Tüketici işlemi: “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının satın aldığı aracın ayıplı çıkmasından ve sigorta şirketi tarafından veri girişi yapılmaması nedeniyle uğradığı zarardan dolayı dava açtığı, sigorta şirketine karşı açılan davanın ZMM sigortası ile ilgisi olmadığı, bu hususta bir ihtilaf bulunmadığı, sigorta şirketinin veri girişi hatası nedeniyle ayıplı hizmetten dolayı dava açıldığı, 6502 sayılı TKHK’nun 73.md gereğince tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan görevle ilgili düzenlemelerin taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince davanın usulden reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre, Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verildi. 29/05/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır