Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2023/442
KARAR NO : 2023/495
DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 02/05/2023
KARAR TARİHİ : 24/05/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Davalı Müflisin müvekkiline taşınmaz satışından kaynaklanan borcu bulunduğunu, işbu alacağın tahsili amacıyla Bakırköy … İflas Dairesi’nin … İflas sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yapıldığını, işbu alacak nedeniyle iflas masasına kayıt talebine davalı tarafından itiraz edilmiş ve taleplerine ilişkin sıra cetvelinde kayıt görülemediğini, davalının itirazını kabul etmediklerini, Bakırköy … . İflas Dairesi’nin alacağın tamamının reddedildiğine dair kararı e-tebligat yolu ile 16.04.2023 tarihinde tebliğ edildiğini, işbu sebeplerle alacağın tamamının sıra cetveline kaydının ve kabulünün yapılabilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Davanın İİK’nun 235 maddesi gereğince açılan kayıt kabul istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
İflas idaresine yaptığı alacak kayıt başvurusu tamamen veya kısmen reddedilen alacaklının alacağının masaya kaydı için sıra cetveline itiraz ettiği dava uygulamada “kayıt kabul” davası olarak adlandırılmaktadır.
Alacak davası, bir para alacağı doğuran sübjektif hakkının ihlal edildiğini düşünen kimse (davacı) tarafından, bu hakkı ihlal ettiğini ileri sürdüğü kimseye (davalıya) karşı devlet mahkemelerinden hukuki korunma ve bu bağlamda alacağının tahsiline karar verilmesini istemesidir. Alacak davası sonucunda verilecek hüküm “eda hükmü” niteliğindedir ve davanın tarafları arasında, aynı konu ve hukuki sebep çerçevesinde kesin hüküm teşkil eder (HMK m.303). Dava sonunda davacı, mahkemenin verdiği ilamı icra takibine koyarak alacağını tahsil etmeye çalışır.
Sıra cetveline itiraz davalarının alacak davasından farklı olduğu tartışmasızdır.
Sıra cetveline itiraz davalarını diğer alacak (ve itirazın iptali) davalarından ayıran husus, bu davaların iflas sıra cetvelinin düzenlenmesinden sonra açılmasıdır. Davanın İcra ve İflas Kanunu’nda tanımlandığı sistematik konum da (m.235) bu saptamayı doğrulamaktadır. Burada kayıt sözcüğü “kaydetmek” bağlamında bir fiili değil, (tapu kaydı, trafik kaydı gibi) sıra cetvelinin her bir satırını ifade etmekte ve alacaklı bu dava ile tahsilden ziyade belirli bir tutardaki alacağının o iflas tasfiyesinde bir kayıt numarası altında pay almasını sağlamak maksadıyla bu davayı açmaktadır.
İflasın derdest davalara etkisi İcra ve İflas Kanunu’nun 194’üncü maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin birinci fıkrasına göre:
“Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.”
Bu ilkeler ve yasal düzenlemelerin bir arada değerlendirilmesinden ortaya çıkan sonuç şudur: Derdest bir alacak (veya itirazın iptali) davası bulunan alacaklı davalının iflası üzerine (alacağını masaya yazdırmak zorunda olmaksızın) davasına devam edebilir ve dilerse alacağının masaya kaydı için de başvurabilir. Davacının masaya başvurması başlı başına davayı konusuz bırakmaz; bu alacağın ancak nizasız olarak masaya kaydıyla mümkündür.
Davacı davasına devam etmek istiyorsa mahkeme yargılamayı ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar ertelemelidir. Nitekim İcra ve İflas Kanunu’nun 224’üncü maddesinde birinci alacaklılar toplanmasının görevleri arasında “muallak davalar” hakkında acele karar verilmesi de sayılmıştır. Esasen derdest davaların ikinci alacaklılar toplanmasından on gün sonrasına kadar duracağına dair yasal düzenleme ile (İİK.m.194/I) masa tarafından neticelendirilmesine lüzum görülmeyen iddiaların ve bu arada müflisin davacısı olduğu derdest davaların takibinin, ikinci alacaklılar toplanmasında hakkı isteyen alacaklıya devrolunmasına dair düzenleme (İİK.m.245) birlikte değerlendirildiğinde, anılan davaların olduğu gibi devam edeceğinin yani sıra cetveline itiraza dönüşmeyeceği hususunun yasa koyucu tarafından da benimsendiği anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin maksadı şudur: İkinci alacaklılar toplanması derdest davanın haklı olduğunu ve daha fazla gidere sebebiyet verilmemesi için bunun cetvele kabulüne karar verebilir. Beklemenin amacı da bu iradenin ne şekilde oluştuğunun görülmesidir.
Alacaklı eğer alacağını masaya yazdırmak için iflas idaresine başvurmuşsa iflas idaresi bu alacak hakkında red kararı vermeyip, bunu masaya “nizalı alacak” olarak kaydetmelidir zira ortada zaten derdest bir dava bulunmaktadır ve müflisin yerine iflas idaresince takip edilecek bu dava sonucunda verilecek karar doğrudan masaya etki edecektir. Davanın kabulü halinde niza kaydı silinecek ve bu tutar masaya kabul edilmiş olacak, davanın reddi halinde ise alacak tamamıyla sıra cetvelinden çıkartılacaktır. Bu çerçevede varılan sonuç iflas tarihinde derdest bulunan ve konusu masayı ilgilendiren bir mal ya da hak olan davaların aynen (=tür değiştirmeksizin) devam edeceğidir.
Bu noktada derdest davanın sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği ve dönüşmeyeceği olasılıkları çerçevesinde yapılacak yargılama ve davanın sonunda verilecek hükmün niteliği ile bunun masaya ne şekilde kaydedileceği üzerinde de durulmalıdır.
Konusu para alacağı olan derdest davaların sıra cetveline itiraz davasına dönüşeceği kabul edildiğinde ortaya çıkan ilk sorun mahkemenin görevi noktasında olacaktır. Sıra cetveline itiraz davalarında görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi iken dava diğer mahkemelerde görülürken davalının iflası halinde söz gelimi sulh hukuk ya da tüketici mahkemesi görevsizlik kararı veremeyecektir.
Ortada derdest bir alacak davası varken borçlu iflas ettiğinde alacaklı masaya başvurmuş ve iflas idaresi alacağı nizalı yazmak yerine reddetmişse bu noktada alacaklı yeni bir sıra cetveline itiraz davası açmak durumunda değildir. Zira iflas idaresi yeni bir hasım olmayıp, iflas masasının yasal temsilcisi olması sıfatıyla davacının karşısında konumlanmıştır. Geniş haklar bahşeden bir alacak davası varken, aynı hukuki sebebe ve aynı konuya dayalı açılacak ve aslında daha az hak bahşeden sıra cetveline itiraz davası açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi, 22/03/2023 tarih, 2023/604 Esas, 2023/546 Karar; Yargıtay 23.Hukuk Dairesi, 07/03/2019 tarih, 2016/3076 Esas, 2019/918 Karar)
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Davacı tarafın, Bakırköy … Tüketici Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasına konu edilen talep yönünden işbu davayı açtığı, devam eden dava dosyası mevcut iken aynı alacağın bu kez de sıra cetveline itiraz davasına konu edilemeyeceği, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi, 22/03/2023 tarih, … Esas, … Karar; Yargıtay .. Hukuk Dairesi, 07/03/2019 tarih, ….Esas, …. Karar sayılı ilamlarının da benzer nitelikte olduğu, bu kapsamda davacının aynı alacağa ilişkin derdest davasının da bulunduğu anlaşılmakla davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmakla açılan davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN HUKUKİ YARAR YOKLUĞU NEDENİYLE REDDİNE,
1-Peşin harcın mahsubu ile bakiye harç tayinine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Karar kesinleştiğinde davacı tarafından yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine,
Dair davacının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 24/05/2023
Katip ….
¸
Hakim …
¸
“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”