Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/317 E. 2023/337 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/317 Esas
KARAR NO : 2023/337

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/04/2023
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
K.YAZIM TARİHİ : 10/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu şirket hakkında Bakırköy …. İcra Dairesi ….. E. dosya numarası ile açmış olduğumuz icra takibine borçlu tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazlarının haksız olup, borçlunun itirazınında kötü niyetli olduğunu, müvekkili …. LOJİSTİK A.Ş. yıllardır yurtiçi lojistik başta olmak üzere Uluslararası taşımacılık, enerji ve proje taşımacılığı alanlarında birçok firmaya depolama ve dağıtım hizmeti sunan saygın bir lojistik şirketi olduğunu, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında var olan ticari ilişki nedeniyle davalı şirketin müvekkili şirketten almış olduğu hizmet karşılığında müvekkiline borçlandığını, müvekkili şirket ile davalı/borçlu şirket arasındaki ticari ilişki nedeni ile davalı tarafa taşıma hizmeti verildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen söz konusu taşıma işleri nedeniyle doğmuş 2.768,00 EURO tutarındaki ücret davalı şirket tarafından ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de herhangi bir netice elde ediIememiş ve bunun üzerine davalı tarafa karşı Bakırköy …. İcra Dairesi ….. Esas dosyası tahtında ilamsız icra takibi başlatıldığını, ilgili icra takibine davalı tarafça itiraz edildiğini, taraflar arasındaki anlaşmazlığa ilişkin olarak 23/05/2022 tarihinde arabuluculuğa başvurulmuş ancak davalı tarafla yapılan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde de anlaşmaya varılamadığını, dolayısıyla Arabuluculuk şartı da yerine getirilmiş olup ancak bir sonuç alınamadığını, davalı tarafın borca itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davalı tarafın bu itirazında müvekkili şirkete karşı hiç bir borcu olmadığını savunmuş ve borcun tamamına, alacak aslına, işlemiş faiz, takibe ve tüm ferilerine itiraz etmiş, takibin durdurulmasını talep ettiğini, ancak davalı ile müvekkili şirket arasında gerçekleştirilen ticari işleme karşı fatura ve diğer evraklar mevcut olup, davalı tarafın yapmış olduğu itirazının haksız ve yersiz olduğunu, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen faturalara ilişkin olarak davalı tarafın taşımaya ve bu işe ilişkin faturaya herhangi bir itirazı olmadığını, TTK m.21/2 fıkrasında yer alan itiraz hakkını süresinde kullanmayan kişi fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı açıkça ifade edildiğini, dolayısıyla alacağın varlığı, defter ve kayıtların incelenmesi ile açıkça ortaya çıkacak bir husus olduğunu, müvekkilinin alacağının likit olduğundan davalının haksız ve dayanaksız itirazı neticesinde zarara uğramış olup , kötü niyetli itirazı nedeni ile İİK.’ nun 79. maddesi gereği mağduriyetinin giderilmesi amacı ile takip bedelinin %20’sinden az olmamak üzere icra tazminatına hükmolunmasını ve davalı tarafın, Bakırköy …. İcra Dairesi ….. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 2.768,00 EURO asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine bakiye cari hesap alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği; borçlu tarafından süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz ettiği görüldü.
HMK’nın 115. maddesinde “(1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
İtirazın iptali davası açılabilmesi için öncelikle icra dairesinde usulüne uygun şekilde icra takibinin başlatılması gerekmekte olup itirazın iptali davaları bakımından usulüne uygun bir icra takibinin bulunması HMK’nın 114/2. anlamında özel dava koşuludur.
İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/78 E., 2021/696 K. ve 03/06/2021 tarihli kararına göre;
“İİK’nın 58/3 maddesine göre, icra takibinde, alacağın Türk parası ile tutarının, alacak yabancı para ise hangi tarihteki kur üzerinden alacağın talep edildiğinin gösterilmesi gerekir. Ancak uygulamada yabancı para alacağını gösteren ve ayrıca Türk Parası karşılığını belirten takip talepleri de geçerli kabul edilmektedir. Diğer bir anlatımla Yargıtay alacaklının yabancı para alacağını takip talebinde gösterdikten sonra tahsil tarihindeki kur üzerinden Türk Parası karşılığını talep etmesinin mümkün olduğu, harca esas miktarın belirlenmesi için takip talebinde Türk Parası karşılığının gösterilmesi gerektiği görüşündedir. Görüldüğü gibi Yargıtay yabancı para üzerinden takibin devamına karar verilebileceğini kabul etmektedir. Ancak yabancı paranın aynen ödenmesini içeren ödeme emri İİK’nın 58/3 maddesine uygun olmadığından böyle bir takibin devamına karar verilmez (A. Değnekli, S. Kısa, İtirazın İptali Davaları, 2. Baskı, sh.165)”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; yabancı para alacaklarının tahsiline ilişkin başlatılan icra takiplerine yönelik takip talebinde yabancı paranın Türk Lirası karşılığının gösterilmesi gerekmekte olup yabancı paranın aynen ödenmesini içeren ödeme emrinde Türk Lirası karşılığının gösterilmemesi durumunda takip talebinin İİK’nın 58/3. maddesine uygun olmadığından böyle bir takibin devamına karar verilmez. Davacının yabancı para alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlattığı; dosyamız arasına celp edilen icra dosyasının incelenmesinde takip talebinde ve ödeme emrinde yabancı para alacağının Türk parası karşılığının gösterilmediği tespit edilmekle itirazın iptali davasına konu usulüne uygun bir icra takibinin olmadığının kabulü ile (aynı yönde Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2014/12593 E., 2015/9366 K. ve 24/06/2015 tarihli kararı; İstanbul BAM 17. Hukuk Dairesi’nin 2021/78 E., 2021/696 K. ve 03/06/2021 tarihli kararı; İstanbul BAM 43. Hukuk Dairesi’nin 2021/2153 E., 2021/1638 K. ve 30/12/2021 tarihli) HMK’nın 114/2 ve 115. maddesi uyarınca açılan davanın dava şartı yokluğu nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Açılan davanın dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 699,17 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 519,27‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
6- Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda tarafların yokluğunda karar verildi. 06/04/2023

Katip ….
☪e-imzalıdır.☪

Hakim ….
☪e-imzalıdır.☪