Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/249 E. 2023/267 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/249 Esas
KARAR NO : 2023/267

DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 16/03/2023
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
K. YAZIM TARİHİ : 22/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Zayi Belgesi Verilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … ve …’ın şirket yetkilisi ve sahibi olduğu müvekkili …; ‘… Mah. …. Sk. … Sit. A4 Blok Apt. No: … Başakşehir/İst.’ adresinde asansör parçaları üretimi yaptığını, ayrıca yine …’ın şirket yetkilisi ve sahibi olduğu diğer bir şirket ise … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi olduğunu, müvekkiline …’nin resmi evrak ve ticari defterleri; şirketin anlaşmalı muhasebecisi olan Serbest Muhasebeci Mali Müşavir … ve …’ın ‘…. Mah. … Cad. … Sok. No: 1 … Apt. Kat: 6 D: 27 Antakya/Hatay’ adresindeki işyerinde bulunduğunu, … şirketinin de tüm resmi evrak ve defterleri aynı şekilde zayi olmuşsa da söz konusu şirket merkezi Antakya/Hatay olduğunu, 06.02.2023 tarihinde 10 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli deprem sebebiyle, müvekkili şirket muhasebecisinin bulunduğu işyerine ilişkin dokuz katlı bina çöktüğünü, çöken binada enkaz altında kalan kişilerden sağ olarak kurtarılanlar olmuşsa da, binanın tamamen çökme tehlikesinden dolayı binaya girilemediğini, 25.02.2023 tarihinde enkaz kaldırma çalışmaları başlamışsa da, çöken bina enkazından herhangi bir resmi evrak ve belgenin kurtarılması mümkün olmadığını, enkaz kaldırma çalışmaları halen devam etmekte olup, enkazdan müvekkili şirkete ait evrak ve belgelerin teminin imkansız hale geldiğini 06.02.2023 tarihi itibarıyla öğrenildiğini, 06.02.2023 tarihinde müvekkili şirket muhasebecisinin işyerinde meydana gelen bu deprem sebebiyle gerek müvekkilin ticari işletmesine ilişkin tüm resmi evrak ve belgeler gerekse de muhasebe ofisinin çalışmasına ilişkin evraklarının tamamının zayi olduğunu, bunun yanında tüm resmi evrak ve ticari defterleri de kullanılamaz hale geldiğini, herhangi bir parçası dahi kurtarılamadığını,
…’nin zayi olan resmi belge ve defterlerin;
1-Genel Kurul Defteri 8-2021 Yılı Defteri Kebir
2-Yönetim Kurulu Defteri 9-2021 Yılı Yevmiye Defteri
3-Ortak Pay Defteri 10-2021 Yılı Envanter Defteri
4-Damga Vergisi Defteri 11-2022 Yılı Defteri Kebir
5-2020 Yılı Defteri Kebir 12-2022 Yılı Yevmiye Defteri
6-2020 Yılı Yevmiye Defteri 13-2022 Yılı Envanter Defteri
7-2020 Yılı Envanter Defteri 14-2023 Yılı Envanter Defteri şeklinde olduğunu, zayi olan ticari defterlerin noter onayları Büyükçekmece …. Noterliği’nde mevcut olup, işbu noterlikten celbi gerektiğini beyanla müvekkili …’nin ticari defter ve belgelerinin zayi olması, şirket yetkilisinin deprem sebebiyle büyük kayıplara uğraması ve bu sebeple de genel kurul yapıla- maması, şirketin de 3 yıllık genel kurul süresinin dolması, imza sirkülerinin hükümsüz hale gelmesi, şirketin ihracat ve ithalatları dahil ticari faaliyetlerinin devamına esas olmak üzere müvekkili şirket yetkilisi … (Kimlik No:….) ve … (Kimlik No:….)’ın sahibi ve yetkilisi olduğu …’ne yeni bir genel kurul yapılana kadar tedbiren kayyım olarak atanmasını, deprem felaketi sebebiyle müvekkili şirkete ait resmi evrak ve defterler zayi olması sebebiyle müvekkil …ne ait;
1-Genel Kurul Defteri 8-2021 Yılı Defteri Kebir
2-Yönetim Kurulu Defteri 9-2021 Yılı Yevmiye Defteri
3-Ortak Pay Defteri 10-2021 Yılı Envanter Defteri
4-Damga Vergisi Defteri 11-2022 Yılı Defteri Kebir
5-2020 Yılı Defteri Kebir 12-2022 Yılı Yevmiye Defteri
6-2020 Yılı Yevmiye Defteri 13-2022 Yılı Envanter Defteri
7-2020 Yılı Envanter Defteri 14-2023 Yılı Envanter Defterlerinin zayi olduğunun tespiti ile zayi olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, TTK 82/7 maddesi hükümleri gereğince açılan zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
TTK 82/7 maddesi gereğince”Tacir, ticari defterlerini, envanterleri, finansal tablo, bilanço ve faaliyet raporlarını, aldığı mektupları (bir ticari işe ait yazışmaları), gönderdiği mektup suretlerini, kayıtlara esas olan belgeleri, sınıflandırılmış şekilde saklamakla yükümlüdür.
TTK m.64/2. maddeye göre ise “Tacir, işletmesi ile ilgili olarak gönderilmiş olan her tür belgenin fotokopi, karbonlu kopya, mikrofiş, bilgisayar kaydı veya benzer şekilde bir kopyasını, yazılı, görsel veya elektronik ortamda saklamakla yükümlüdür.” denilerek, böylece, söz konusu belgeleri, yazılı olarak saklama yanında, teknolojinin diğer imkânları ile saklama da kabul edilmiştir.
Saklama süresi 10 yıl olup sürenin başlangıcı da kanunda belirtilmiştir (TTK m.82/5-6). Defter ve belgelerin saklanması yükümü, gerçek kişi tacirlerde ticaretin terk edilmesinden sonra sürdüğü gibi, tacirin ölümü halinde mirasçılar bakımından da devam eder. Mirasın resmi tasfiyesi veya tüzel kişiliğin sona ermesi durumlarında, defter ve belgeler Sulh Hukuk Mahkemesince saklanır (TTK m.82/8).
Saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir. Kanun’da “isteyebilirler” denmiş ise de bu bir zorunluluk niteliğindedir. Zayi belgesi için açılan dava, çekişmesiz yargı konusudur (TTK m.82/7).
Kaybolma ve yitme anlamına gelen zayi olma; genel olarak çekin kullanılamaz hale gelmesi ya da çek elde bulunmakla birlikte içeriği anlaşılmayacak derecede yıpranmış olması hallerini kapsar. (GÜLTEKİN Özkan; ‘Öğretide ve Uygulamada Kıymetli Evrakın Ziyaı ve İptali’ Ankara 2009, s. 49.) Çekin zayi olması; sel, deprem gibi doğal bir felaket ya da çalınma, yağmalama gibi bir olay sonucu çek zilyetliğinin kaybedilmesi veya yanma, yırtılma, karalanma gibi bir nedenle çekin kullanılamaz hale gelmesidir. (SEZER Ahmet; ‘Kıymetli Evrakın Zayi Olması ve İptal Davası’ Kasım 2007, s. 82)
“…Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, dosya içerisinde mevcut savcılık soruşturma evrakında davacı şirket yetkilisinin hırsızlık olayını en geç 11/04/2014 tarihi itibarı ile öğrendiği, şirket yetkilisinin beyanında büro malzemeleri ile bilgisayar hard disklerinin alındığını belirttiği, bu durumda davacı şirket yetkilisinin basiretli bir tacir olarak hırsızlık sonucu kaybolan diğer belge ve defterleri de araştırarak buna göre önlem alması gerektiği, davacı şirket yetkilisinin yine basiretli bir tacir olarak kaybolduğunu belirttiği defterler ile ilgili 11/04/2014 tarihi itibarı ile bilgi sahibi olması gerektiği, bu tarih ile davanın açıldığı 09/05/2014 tarihi arasında 1 aya yakın bir sürenin geçtiği, 6102 sayılı TTK’nın 82/7 maddesinde bahsi geçen 15 günlük hak düşürücü süresinin geçirildiği gerekçesiyle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA…” T.C. YARGITAY …. Hukuk Dairesi, … Esas, … Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; TTK madde 82/7 açık hükmü gereğince, saklanması gereken defter ve belgeler, saklama süresi içinde, yangın, deprem, su baskını gibi bir afet veya hırsızlıktan dolayı zayi olursa, tacirin (ölmüşse mirasçılarının), durumu öğrendikten itibaren on beş gün içerisinde işletmenin olduğu yerdeki mahkemeye başvurarak zayi belgesi alması gerekir.
Dava dilekçesinde 06/02/2023 tarihli deprem sonrasında davacı şirketin dava konusu defterlerinin bulunduğu muhasebecisinin binasının çökmesi sebebiyle zayi olduğu, bu tarihin dava dilekçesinde de belirtildiği; huzurda görülen davanın ise deprem olayının meydana geldiği tarihten sonra yasa ile belirlenen 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra 16/03/2023 tarihinde açıldığı, hak düşürücü sürenin re’sen dikkate alınması gerektiğinden açılan davanın davanın reddine karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜREDEN REDDİNE,
1-Peşin harcın mahsubu ile bakiye harç tayinine yer olmadığına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
3-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır