Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/129 E. 2023/505 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/129
KARAR NO : 2023/505

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 09/02/2023
KARAR TARİHİ : 26/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA:
Davacı Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 09/02/2023 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; SGK Başkanlığını hasım göstererek Bakırköy …. İş Mahkemesi nezdinde …. esas sayılı dosya ile hizmet tespit davası açtığını, ancak yapılan yargılamada çalışmış olduğu …. vergi kimlik numaralı Tasfiye Halinde …. Şirketi’nin tasfiyesinin tamamlanarak kapandığını ve sicilden terkin edildiğini öğrendiğini, bu şirketin merkez adresinin Zeytinburnu olduğunu, Bakırköy …. İş Mahkemesinin davada taraf teşkilinin sağlanması için bu davayı açması için kendisine süre verildiğini, ihyası istenen şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinden husumeti ticaret sicil müdürlüğüne yönelttiklerini, bu nedenlerle bahse konu şirketin ihyasına karar verilerek tasfiye memuru atanması ile tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğünün TTK. M.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının alacaklıların haklarını korumakla görevli olduklarını, Olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, müvekkili yönünden açılan davanın reddine, müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 320/1.maddesi hükmü gözönüne alınarak taraflar duruşmaya davet edilmeyerek dosya üzerinden karar verilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle; 6102 sayılı TTK’nın 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden celp edilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …’nın son tescilini 31/07/1991 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesine karar verildiğinin 31/07/1991 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi hükmü “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.” şeklinde olup ek tasfiye için alacaklı tarafından açılacak ihya davasının ilgili sicil müdürlüğü ve tasfiye memuru hasım gösterilerek açılması yeterli ve gerekli olup ,davacının sadece sicil müdürlüğü aleyhine dava açması üzerine Mahkememizce,ihyası talep edilen şirketin tasfiye memurunun mirasçıları aleyhine dava açıp bu davanın Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi amacıyla davacıya kesin süre verilmesine rağmen davacının tasfiye memuru mirasçıları aleyhine dava açmadığı, buna göre taraf teşkilinin sağlanamadığı anlaşıldığından davanın taraf teşkiline ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın,taraf teşkiline ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nın 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00.-TL ücreti vekâletin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 710,00-TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 26/05/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”