Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/120 E. 2023/112 K. 07.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/120 Esas
KARAR NO : 2023/112

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2022
KARAR TARİHİ : 07/02/2023
K.YAZIM TARİHİ : 01/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının İstanbul Anadolu .. icra Dairesi … Esas dosyasından kendisi ve oğlu aleyhine icra
takibi başlattığını, ödeme emrinin 14.01.2022 tarihinde kesinleştiğini, kazaya sebebiyet verenin …
idaresindeki … plaka sayılı araç olduğunu, yapılan takibin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ile, davanın kabulü ile İstanbul Anadolu … . İcra Dairesi … Esas dosyasından borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptalini, haksız yapılan takip ve icra işlemler nedeniyle %20 icra inkar tazminatı
ödenmesini, yargılama harç ve giderleri ile davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep
etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Usuli itirazlarına halel gelmemek üzere davacının borcu olmadığına ilişkin iddiası gerçeği yansıtmadığını,
müvekkili şirket ile … arasında; “… ” marka, 1998 model, … plakalı aracın
sigortalanması amacıyla … nolu 19.05.2012 başlangıç tarihli 365 gün süreli Karayolu Motorlu Araçlar
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi imzalandığını, 09/06/2012 tarihinde saat 01.35 sıralarında dava dışı
sürücü … , sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile Bahçelievler, … sokaktan …
caddesine çıkış yapması ile sol arka kısımlarıyla, cadde üzerinde seyir halinde bulunan sürücü …
sevk ve idaresindeki … plakalı aracın sağ ön kısımlarına çarpması ile, … plakalı aracın yolun
sağ tarafında park halinde olan … plakalı aracın arka kısımlarına çarpması ve bu çarpmanın etkisi ile
kayarak sol yan kısımlarıyla yine park halinde olan … plakalı kamyonetin sol arka köşe kısımlarına
çarpması sonucu maddi hasarlı zincirleme trafik kazası meydana geldiğini, kazadan sonra resmi makamlarca
düzenlenen kaza tespit tutanağı ve alkol tespit tutanağından anlaşıldığı üzere sigortalı araç sürücüsü ….
olay anında ALKOLLÜ araç kullanmış olup söz konusu trafik kazasına 2918 Sayılı KTK ilgili
maddelerine aykırı hareket etmesi neticesinde kusuru ile neden olduğunu, trafik kazası neticesinde …
plakalı araç hasarlanmış olup söz konusu hasarın karşılanması amacıyla müvekkili şirkete başvurulduğunu, işbu başvurunun karşılanması amacıyla öncelikle ekspertiz raporu alındığını, alınan rapor gereğince dava dışı üçüncü
kişilere hasar tazminat ödemesi yapıldığını, yapılan ödemenin akabinde sigortalı araç sürücüsü …
kusurlu olarak ilgili kazaya karıştığı ve kaza sırasında alkollü olduğu anlaşıldığından Müvekkili Şirket tarafından
dava dışı üçüncü kişilere yapılan ödemenin %25 kusuru oranında Müvekkili Şirkete ödenmesi aksi halde yasal
yollara başvurulacağı davacıya ihtaren bildirildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmadığından alacağın tahsili
amacıyla (Eski Esas: İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … E.) İstanbul Anadolu … . İcra Müdürlüğü
… E. Sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, işbu takibe de davacı taraflarca süresinde itiraz
edilmediğinden takibin kesinleştiğini, davacı araç sürücüsü kusurlu olarak kazaya karışmış olup ilgili kaza
nedeniyle doğan zarardan sürücünün kusurunca davacıların sorumlu olduğunu, sigortalı aracın sürücüsü …., ilgili trafik kazasına 2918 Sayılı KTK 47//b-c-d (Trafik işaret ve kurallarına uyma zorunluluğu) ve 52/a-b.
(Hızın gerekli şartlara uygunluğunu sağlamak) Ve 57-a (Kavşaklarda geçiş hakkı) ve 48 (Alkol, uyuşturucu veya
uyarıcı maddelerin etkisi altında araç sürme yasağı) maddesinde yer alan kuralları ihlal etmesi nedeniyle %25
oranında kusuru ile neden olmuş olup işbu kusuru nedeniyle doğan zararı TBK 49. Maddesinde düzenlenen
haksız fiil hükümleri gereğince karşılamakla yükümlü olduğunu, söz konusu kural ihlali ile kusur atfı ….
İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği tarafından düzenlenen 09/06/2012 tarihli kaza
tespit tutanağı ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi … E. Sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile
sabit olduğunu, Resmi belge niteliğinde bulunan işbu belgelere itibar edilmesi gerektiğini, aynı zamanda araç
sürücüsü kaza anında 0,84 promil alkollü olup müvekkili şirketin davacıya rücu şartları oluştuğunu, davacı araç
sürücüsü kaza anında 0.84 promil alkollü olduğu alkol tespit tutanağı ile sabit olduğunu, davacının kötüniyet
tazminatı taleplerinin kabulü mümkün olmamakla birlikte reddini talep ettiklerini, ihtiyati tedbir şartları oluşmadığını
beyan ile, İhtiyati tedbir ara kararından rücu edilmesini,İlk talebine halel gelmemek üzere usul-i itirazların kabul edilerek davanın usulden reddini, haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini,İİK madde 72/4 uyarınca
alacağının %20’sinden az olmamak üzere davacının tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 27/12/2022 tarihli bilirkişiler … , … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacı sürücü … ’ın(… plaka sayılı araç sürücüsü)%25 (Yüzde
yirmibeş) oranında kusurlu olduğu,
Dava dışı sürücü … ’ın(… plaka sayılı araç sürücüsü)%75 (Yüzde
yetmişbeş) oranında kusurlu olduğu,
Dava konusupark halindeki aracın (… plaka sayılı ….
(109) marka/tip, 2009 modelaraç)olayda kusurunun-etkenliğinin bulunmadığı,
Olay mahallinin yerleşim yeri olduğu, … plaka sayılı araca ait 20m lastik fren izini
takiben çarpışmanın gerçekleştiği,araçların çarpışma sonrası konumları ve diğer park
halindeki dava konusu araç ve diğer dava dışı aracın hasar durumları da dikkate alındığında,İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …. E. Sayılı dosyası
kapsamında bulunan 25/08/2014 tarihli Bilirkişi Heyet Raporunun sonuç kısmındaki
kusur oranlarına tarafımızca uyulduğu( Bu raporda; … plaka sayılı otomobil sürücüsü … ’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu,… plaka sayılı otomobil sürücüsü … ’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu,
meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındakitespitler
dikkate alındığında … plakalı araçta meydana gelen hasar ile uyumlu
olduğu,
Hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu,
Söz konusu aracın toplam hasar tutarının KDV dahil 4.863,45 TL
olabileceği,hesaplanan tutarın serbest piyasa koşullarında kabul edilebilir makul fiyat
aralığında, günün rayicine ve dosya kapsamına uygun olduğu, davacı sürücünün
kusuruna isabet eden tutarın; 4.863,45 TL x %25 kusur oranı = 1.215,86 TL(KDV dahil) olabileceği, davacı araç sürücüsü …’ın 09.06.2012 trihinde yaptığı kaza
anında 1,87 promil alkollü olduğu, alkol etkisiyle güvenli araç sürüş yeteneğini
kaybettiği, kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana gelmediği tespit edilmiştir.
Huzurda görülen dava menfi tespit davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3’ncü maddesinin (l) bendinde “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi,” ifade edeceği belirtilmiş, yine anılan kanunun 83’ncü maddesinin ikinci fıkrasında “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” denilmek suretiyle tüketici işlemi ile ilgili her türlü olayda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un uygulanacağı, aynı kanunun 73’ncü maddesinin birinci fıkrasında ise “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.” denilerek tüketici işlemlerinde tüketici mahkemelerinin görevli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; huzurda görülen davanın davacısı, davalı … tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalı … olup davacının maliki olduğu aracın trafik kazasına karışması sonucu davalı … tarafından üçüncü kişilere yapılan ödemenin araç sürücüsü olan …’ın alkollü olması nedeni ile rücu şartlarının oluştuğu iddiası ile davalı tarafından davacı hakkında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş olup takibin kesinleşmesi üzerine davacı tarafından huzurda görülen menfi tespit davası açılmıştır. Kazaya karışan davacının maliki olduğu araç hususi niteliktedir. Bu itibarla zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi bakımından dava konusu uyuşmazlık; 6502 sayılı TKHK’nin 3/1-k maddesi kapsamında tüketici olan davacı … ile davalı … arasında tüketici işlemi niteliğinde akdedilen sigorta poliçesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle davaya bakma görevi tüketici mahkemesine aittir. (Aynı yönde karar için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin 24/05/2022 tarih; … Esas, 2022/973 Karar numaralı kararı) Davacının 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında tüketici olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın 6502 sayılı Kanun çerçevesinde Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğundan, kamu düzeninden sayılan mahkemenin görevli olmasının HMK’nın 114/1-c maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği, taraflarca ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 07/02/2023

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı