Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/978 E. 2023/120 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/978
KARAR NO : 2023/120

DAVA : Konkordatonun Feshi
DAVA TARİHİ : 03/11/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 20/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Konkordatonun Feshi davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunmuş olduğu 03/11/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; Davalı … San Tic. Ltd. Şti. tarafından ikame edilen konkordato davasndan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası ile 01/07/2021 tarihinde “…. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato talebinin KABULÜ ile;konkordatonun İİK’nın 306 nci maddesi uyarınca TASDİKİNE ,borçlu şirket tarafından borçların %50 tenziratla ve faizsiz olmak üzere;2021 Mart ayından 2022 Mart ayına kadar ilk 1 yıl ödemesiz, 2022 Mart ayından 2023 Mart ayına kadar 1 yıl süre ile aylık eşit taksitler halinde borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine…” karar verildiğini, tasdik edilen projeye göre ödemelerin 2022 Mart ayından 2023 Mart ayına kadar aylık eşit taksitler halinde ödenmesi gerekmesine rağmen davalı tarafından müvekkili bankaya hiçbir ödeme yapılmadığını, davalı tarafın tasdik kararı gereğince müvekkili bankaya karşı edimlerini yerine getirmediğini, konkordatonun kısmen feshi başlıklı İİK 308/e maddesinde “Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir.” düzenlemesinin yer aldığını, bu sebeplerle müvekkili bankaya tasdik edilen proje uyarınca ifada bulunmayan davalının müvekkili banka yönünden konkordato projesinin kısmen feshine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 308/f Maddeleri uyarınca açılan konkordatonun kısmen feshi istemişne ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı şirketin tasdik edilen konkordato projesi gereğince borçlarını ödemediğini belirterek konkordatonun İİK.’nın 308/e maddesi uyarınca müvekkili şirket yönünden kısmen feshine karar verilmesini talep etmiştir.
Konkordatonun, konkordatoya tabi tüm alacaklar için mutlak bağlayıcı nitelikte etki ve güce sahip olması, borçlu açısından fevkalade önemli bir avantaj teşkil eder. Bu sayede borçlu, kazandığı zamanı İyi bir biçimde değerlendirip işletmesini yeniden yapılandırabildiği takdirde, içine düştüğü ekonomik krizin çıkmazından kendisini kurtarıp borçlarını konkordato projesinin sağladığı elverişli imkanlar çerçevesinde ödeyebilme şansına kavuşabilecektir. Bu şansını iyi kullanarak konkordato projesi doğrultusunda borcunu ifa eden borçlu bakiye borcundan da kanunun sağladığı atıfetten yararlanarak kurtulacak ve ticari itibarını ve ekonomik şahsiyetini korumayı başaracaktır.
Konkordatonun borçluya sağladığı bu avantajlar karşılığında alacaklılara büyük külfet yüklenmektedir. Gerçekten, konkordatoya kabul oyu veren alacaklılar bile, başka çareleri olmadığı için, diğer bir deyişle konkordatoyu iflasa göre kendileri ve borçlu için daha yararlı bulmalarından ötürü, borçlunun teklifine karşı olumlu bir tavır takınmayı “ehveni şer” görmüşlerdir. Ancak borçlunun içine düştüğü ekonomik zorlukların ve borçlarının tümünü ödeme yeteneksizliğinin ortaya çıktığı konkordatoya katlanma yükümlülüğünün de bir sınırı olduğunu kabul etmek gerektiğinde kuşku yoktur. İşte bu sınır, borçlu tarafından konkordato koşullarına göre dahi borçlann ödenmemesi suretiyle tecavüz edilmiş olacaktır. Artık bu noktadan sonra borçlunun alacaklılardan ve kanundan bekleyebileceği hiçbir şefaat kalmamıştır. Alacaklılar için -tabiri caiz ise- bıçağın kemiğe dayanmış olduğu bu noktada, onları artık konkordato ile bağlı tutmaya devam etmenin hiçbir anlamı yoktur.
Bu düşüncelerin sonucu olarak kanunkoyucu kendisine karşı konkordato koşullarını yerine getirilmeyen herhangi bir alacaklıya, alacağı bakımından konkordatonun feshini talep ve dava etme hakkım tanımıştır. Bu durumdaki bir alacaklı, konkordatonun alacağı yününden feshini sağlayarak, kendisini bağlayan bu zorunlu özveri zincirini koparmak olanağına kavuşur. Bu sonuç doğaldır; çünkü mahkeme anlamlı konkordato projesinin ödeme koşullarını yerine getireceğine inanarak borçluya kanunun öngördüğü bu önemli atıfeti sağlamıştır. Borçlu, konkordatoyu ifa etmemek suretiyle, kendisi lehine olan ve mahkemece de onaylanan bu karineyi de çürüterek onama kararının dayandığı temelin çökmesine yol açtığı gibi, konkordatoya kabul oyu veren alacaklıların da güvenlerini boşa çıkarmıştır. Bu yüzden borçlunun mali durumunu düzelterek ödeme yapabileceğine inanan alacaklılar boşuna zaman kaybederek, mağdur duruma düşmüşlerdir. Bu dunundaki borçlu konkordatonun sağladığı himayeyi, alacaklılar aleyhine istismar ettiğinden, herhangi bir alacaklı kendi alacağı açısından konkordatonun feshini isteyerek, alacağının tümünü konkordato hiç akdedilmemişçesine borçludan isteyebilir .
Hukukumuzda iki çeşit konkordatonun feshi türü kabul edilmiştir. Burada yapılan ayrıma temel teşkil eden kriterler de fesih nedenleridir. En temel şekliyle ifade etmek gerekirse, fesih türleri, kendisine karşı konkordato şartlarını ifa edilmeyen alacaklının başvurabileceği kısmen fesih ile (İİK m. 308/e) ile konkordatonun kötüniyetle sakatlanmasından dolayı tüm alacaklılar için konkordatonun tamamen feshinden (İİK m. 308/f) ibarettir .
Yukarıda belirtildiği gibi, konkordatonun kısmen feshi Kanunun 308/e maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddenin ilk fıkrasına göre, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir. Konkordatonun kısmen feshiyle birlikte fesih talebinde bulunan alacaklı, projenin mecburiliğinden kurtulacaktır. Fakat konkordatonun kısmen feshi, yalnızca fesih talebinde bulunan alacaklı açısından sonuç doğurmakta olup konkordatonun etkileri diğer alacaklılar açısından aynen devam edecektir.
Konkordatonun kısmen feshi hakkında yapılan bu açıklamalardan sonra bu noktada, davacı yönünden konkordatonun kısmen feshinin koşullarının oluşup oluşmadığı,istinafın kaldırma kararı doğrultusunda Mahkememizce verilen tasdik kararının sonucunun beklenmesine gerek olup olmadığının incelenmesi gerekmektedir.
Mahkememiz tarafından davalı hakkında verilen konkordatonun tasdikine ilişkin 01/07/2021 tarih … Esas ve … sayılı kararı Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 17/10/2022 tarih … Esas ve … Karar sayılı karar ilamı ile bozulmuş ve Mahkememizin … esas numarasına kaydı yapılan dosyanın 26/01/2023 tarihinde yapılan duruşmasında bozma ilamına uyulmakla tasdik edilen konkordato ortadan kalktığı, tasdik kararı verilecek olsa dahi verilecek tasdik kararının yeni bir revize proje ve ödeme planı çerçevesinde verilecek olup bağlayıcı hale gelecek olan yeni tasdik kararı olacak olup eskiden verilen tasdik kararının bağlayıcılığı kalmadığından ilgili dosyanın kesinleşmesinin beklenilmesine gerek bulunmamaktadır. Tasdik kararı Yargıtay kararı ile ortadan kalktığına göre artık feshedilecek bir konkordato da bulunmamaktadır.Buna göre Mahkememizin … esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenilmesine gerek bulunmadığı gibi dava da konusuz kalmış olup davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve dosyadaki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı şirket hakkında mahkememizce verilen tasdik kararının Yargıtay tarafından bozulduğu ve Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verildiği anlaşıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından ödenen 80,70 Başvurma Harcı, 80,70 TL Peşin harç,11,50 TL TL vekalet harcı olmak üzere toplam 172,90 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 8 adet tebligat + posta ücreti ücreti olan 235,50.-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00.-TL ücreti vekâletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 550,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 308/(e) maddesinin ikinci fıkrasıs hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı,davalının yokluğunda oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 09/02/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”