Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/903 E. 2022/1127 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/903 Esas
KARAR NO : 2022/1127

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/10/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
K. YAZIM TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ve davalı şirket, kara taşımacılığı işiyle iştigal etmekte olduklarını, dava dışı …. A.Ş. ünvanlı şirket, 2013 yılında kendisine ait iplik cinsi eşyanın Çorlu’dan Topkapı’ya taşınması için müvekkili şirketten talepte bulunduğunu, müvekkili şirketin, o an için taşımaya uygun aracının bulunmaması nedeniyle dava dışı şirkete taşımayı yapamayacağını bildirdiğini, müvekkili şirketin, dava dışı şirketin ısrarlı talebi üzerine, yardımcı olmak ve işin yapılmasını sağlamak amacıyla, davalı şirketten söz konusu taşıma işini yapmasını talep ettiğini, müvekkili şirket, davalı şirket müvekkilinin talebini, kabul etmiş, söz konusu taşıma işini yapmak üzere (…..) plakalı çekici ve dorse araçlarını temin etmiş, araçları ve araç sürücüsü….. isimli kişiyi de taşımayı talep eden dava dışı ….. A.Ş.’ne göndermiş olduğunu, söz konusu eşya, davalı tarafından temin edilen (…..) plakalı araçlarla taşınırken, teslim yeri olan Topkapı’ya ulaşmadan, gerçek kimliği henüz belirlenemeyen kişiler tarafından çalındığını, taşıma konusu eşyanın sigortacısı olan dava dışı ….. Şirketi tarafından; “çalınan eşyaların ….. no.lu Nakliyat ….. Poliçesi ile sigortalı olduğu, eşyaların çalınması nedeniyle meydana gelen zarar karşılığında dava dışı sigortalı …… A.Ş.’ne 134.122,00 TL hasar tazminatı ödediği” gerekçesiyle, söz konusu hasar tazminatının rücuen tahsili amacıyla, müvekkili şirket aleyhinde Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirketin takibe itirazı üzerine bu kez, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhinde itirazın iptali davası açıldığını, müvekkili şirket tarafından söz konusu itirazın iptali davasına cevap verildiğini, ayrıca cevap dilekçesi ile birlikte; dava konusu taşıma işinin davalı ….. Şti. tarafından temin edilen çekici ve dorse tarafından yapılması, müvekkilinin asıl taşıyıcı olduğunun kabulü halinde, taşıma işini yapan aracı ve sürücüsünü temin eden davalı şirketin alt taşıyıcı konumunda olacak olması, dava sonucunda müvekkili şirketin hasar tazminatı ödemek durumunda kalması halinde, alt taşıyıcı durumundaki davalı şirkete rücu hakkının doğacak olması, nedenleriyle, H.M.K.’nun 61. maddesi kapsamında davanın davalı şirkete ihbarının talep edildiğini, davanın davalı şirkete ihbarı üzerine, davalı şirket ihbar dilekçesine ve davaya karşı sunduğu dilekçede özetle; taşıma yapan araç ve sürücünün kendisi ile herhangi bir bağı bulunmadığını, kendisinin sadece, nakliyecilerin kullanmış olduğu “…..” adlı bir siteden ….. isimli bir şahsı sigortalı şirkete yönlendirdiğini,(İtirazın iptali davasının davalısı olan) müvekkili şirketin, ….. Şti. tarafından sigortalı şirkete yönlendirilen çekici ve dorsenin plakasını (…..), aracın sürücüsünü, malı teslim alacak kişi olarak ….. ismini, ayrıca araç sürücüsünün telefonu olarak (…..) no.lu telefonu, eşyanın göndericisi olan sigortalı şirkete bildirdiğini, kendisi tarafından, araç sürücüsü ve malı teslim alacak kişi olarak malın göndericisine ismi bildirilen ….. adlı kişiye malın teslim edilmemiş olması halinde, taşıma ilişkisinin kurulmuş olduğunun kabul edilemeyeceğini, ileri sürerek, ihbar talebinin ve davanın reddine karar verilmesini talep ettiğini, dava dışı …. Sigorta şirketi tarafından davacı müvekkili aleyhine açılan itirazın iptali davası sonucunda Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen ….. Esas, ….. Karar sayılı, 12.05.2017 tarihli kararda özetle; “Olayda taşıma sözleşmesinin kurulmuş olduğu, davalının, aracı temin eden kişinin ve taşımayıcı yapan kişilerin taşıyıcı ve taşıma işleri komisyoncusu olarak sorumlu olduğu, davacının T.T.K. m. 1472 ve T.B.K. m. 183 ve devamı hükümlerine göre sigortalısına halef olduğu, taşıma sürecinde gerçek gönderen ….. firması olmasına karşın, T.T.K. m. 868 hükmüne aykırı bir şekilde emir ve talimatlarla boşaltma adresi değişikliği yapıldığı, taşıma sürecinde pervasızca – zarar meydana gelme bilinci içinde hareket edildiği, bu nedenle olayda üç yıllık zamanaşımının uygulanacağı, davalı tarafın kusurundan bu olayın meydana geldiği, davacı sigortalının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı tarafın meydana gelen zararın tamamından sorumlu olduğu” gerekçesi ile “davanın kabulüne, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının iptaline, takibin devamına, faize ve ayrıca davacı lehine yargılama giderlerine” karar verildiğini, davalı şirket tarafından temin edilen araç ve sürücü aracılığıyla yapılan dava konusu taşıma işinde, müvekkili ve alt taşıyıcı olarak davalı ….. şirketini sorumlu kabul eden mahkeme kararı ve icra takibi gereğince, müvekkilinin dava tarihi itibariyle şimdilik toplam 171.444,65 TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, icra dosya borcu, ödenen miktardan daha fazla olmakla birlikte, huzurdaki davada şimdilik ödenen bedelin alt taşıyıcı olan davalıdan rücuen tahsili talep edildiğini, ödenecek diğer bedeller bakımından müvekkilinin davalıya rücu haklarının saklı olduğunu, Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı davasında verilen itirazın iptaline dair karardan ve bu kararın icrasına dair Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı icra takibinden dolayı alacaklı tarafa dava tarihi itibariyle ödenen şimdilik 171.444,65 TL’nin, dava konusu taşıma işindeki kusuru ve sorumluluğu gereğince davalıdan rücuen tahsili talep edildiğini, ödenecek diğer bedeller bakımından müvekkilinin davalıya rücu haklarının saklı olduğunu, açıklanan ve resen dikkate alınacak nedenlerle, müvekkilinin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkili tarafından dava dışı sigortacıya ödenen şimdilik toplam 171.444,65 TL’nın, son ödemenin yapıldığı 27.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, tüm yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini Sayın Mahkemeden saygıyla vekaleten talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davacı vekilinin 27/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, müvekkil şirketin merkezi …./…. olduğundan davanın Kahramankazan Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerekirken Bakırköy Asliye Ticaret mahkemelerinde açılması hatalı olduğunu, bu nedenle davaya yetki itirazlarını bulunduğunu, zaman aşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle dava edebilme niteliğinden yoksun kılan kavram olduğunu, zaman aşımı, doğmuş ve var olan bir hakkın istenmesini ortadan kaldıran bir savunma olgusu olduğunu, bu aşamada davacı tarafa müvekkilene bildirim yapılıp yapılmadığını, yapıldıysa tebliğ tarihini ve bildirim içeriğinin sorulmasını ve dosyaya kazandırılmasını talep ettiklerini, 3 aylık bildirim süresine uyulmuş olması halinde (ki maddi vakıalar çerçevesinde davacı tarafça bu yükümlülük yerine getirilmemiştir.) rücu talep hakkı 855/3 maddesi gereğince, bu sürenin öncelikle kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı belirtildiğini, Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. E, …. K. Sayılı 12.05.2017 tarihli kararı 24.10.2019 tarihinde kesinleşmiş olup, bu tarihten itibaren zamanaşımı süresinin hesaplanması gerektiğini, rücu konusu yapılan ödemenin tamamının ödendiği tarih değil kararın kesinleştiği tarih dikkate alınması gerektiğini, bu tarihe göre de 1 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği açıkça görülmekte olduğunu, davacı tarafın belirtmiş olduğu ….. / …… plakalı araçlar müvekkili şirkete ait olmadığını, ilgili aracın sürücüsü müvekkili şirket çalışanı olmadığını, hepsinden de önemlisi müvekkili şirket tarafından temin edilmiş bir araç değildir müvekkilinin herhangi bir komisyon yada bu taşıma nezdinde ücret alma durumu söz konusu olmadığını, aşağıda maddi vakıaların gelişimi detaylı şekilde izah edildiğinde görüleceği üzere müvekkilinin T.T.K m 850 ve 921 gereği taşıyıcı olarak nitelendirilemeyeceği işbu nedenle davanın o dönem ….. / ….. plakalı araç maliki ve/veya işleteni olan ve ilgili taşıma işini gerçekleştiren ….. Şti. (….. Mah. ….. Cad. …… İşhanı …. Blok No:…. …./….) şirketine yönlendirilmesi gerekirken müvekkili şirkete yönlendirilmesi nedeniyle aktif husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davacı taraf müvekkili şirketten dava dışı ….. A.Ş’e ait emtianın taşınması hususunda talepte bulunduğunu, bu talepleri sonucunda müvekkili şirket tarafından davacı tarafa bir araç temin edilebileceği ve ikinci aracın temin imkanının olmadığı beyan edildiğini, buna karşılık davacı tarafın ısrarlı beyanları doğrultusunda müvekkili şirketin ve birçok nakliye şirketin takip ettiği “…..” adlı siteden nakliye için gerekli araçları bulabileceklerini söylediklerini, bunun akabinde aynı site içerisinde nakliyeye ilan veren ….. isimli şahsında iletişim bilgilerini davacı tarafa ilettiğini, ….. isimli şahıs müvekkilinin çalışanı olmadığını, ….. ile müvekkili arasında herhangi bir alt/üst taşıyıcı yada işveren konumu olmadığını, …. ile müvekkili şirket arasında herhangi bir tanışıklık ve iş yapma durumu olmadığını, …… plakalı araçlar müvekkili şirkete ait olmadığını, müvekkili şirketin, davacı taraf ile ….. arasında kurulan nakliye anlaşmasından doğan bir komisyon, yüzde vs. her ne isim altında olursa olsun alacağı bulunmadığını, öyle bir talebi de olmadığını, müvekkili şirket davacı taraftan talep olunan iki taşımadan sadece birini yerine getirmiş onu da kusursuz ve hasarsız bir şekilde belirtilen varış noktasına teslim edildiğini, …. isimli şahısla ilgili müvekkilinin yaptığı tek şey birçok nakliyecinin kullanmış olduğu “…..” isimli siteden iletişim bilgilerini davacı tarafa vermek ve devamında dilerseniz görüşün anlaşın nakliye hizmeti alabilirsiniz demekten ibaret olduğunu, bu durumda da müvekkilinin kanun, vicdan ve hukuk önünde sorumluluğunun bulunmadığı kanaatine olduklarını, davacı tarafın delil olarak sunduğu mail yazışmalarına bakıldığında da müvekkili şirket çalışanının atmış olduğu mailde de sadece taşıyıcı kişinin iletişim bilgileri yer almakta olduğunu, müvekkili şirketin komisyon ya da taşıma taahhüdüne havi-taşıyıcı sayılmasını gerektiren ve taşıma sürecini organize eden konum da bulunma durumu söz konusu olmadığını, kesinleşen Bakırköy ….. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. E, ….. K. Sayılı 12.05.2017 tarihli kararının 3 sayfasının 3. Paragrafında davacı tarafın dava dışı …… A.Ş ile iki ayrı taşıma ile anlaşma sağladığı, bunlardan bir tanesinin taşımasının gereği gibi tamamlandığı ve ücretinin ödendiğini, her taşıma için 700 TL + KDV şeklinde sözleşme yapıldığını ve bir taşımanın gerçekleşmesi sonucu ücretinin alındığı bu nedenle davacı tarafın her iki taşıma içinde sorumluluğunun olduğu belirtildiğini, davacı tarafın dava dışı …… A.Ş ile böyle bir anlaşmasının olduğunun ortada olduğunu, davacı tarafın iki aracı da müvekkilinden temin ettiği iddiasının doğru olmadığını, zira müvekkili şirket tarafından davacı tarafa tek araç temin edilmiş ve bu araçta sorunsuz şekilde yükü teslim almış ve varış noktasına teslim etmiş olduğunu, Kesinleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi ….. E, ….. K. Sayılı 12.05.2017 tarihli kararında da belirtildiği üzere dava dışı ….. Sigorta A.Ş davacı taraftan 29.07.2013 tarihli ihtarnamesi ile 134.122,00 TL tutarı talep etmiş olduğunu, bu tutarı haklı gerekçesi olmamasına rağmen davacı taraf, ödememiş devamında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü …. E. Sayılı dosyası açılmış ve bu tutara icra masrafları ve icra vekalet ücretinin eklenmesine sebep olduğunu, devamında icra dosyasına da itiraz etmiş ve itirazın iptali davasının açılmasına sebebiyet vererek yargılama giderleri ve ilam vekalet ücretinin eklenmesine sebep olduğunu, Hal böyle iken zarara konu tazminat 134.122,00 TL iken davacı taraf bu dava ile 171.444,65 TL’yi taraflarından talep ettiklerini, kati surette kabul anlamına gelmemekle birlikte sayın mahkemenin rücu talebini kabul etmesi halinde müvekkilinin kusuru ile sebep olmadığı, ilgili ihtarname, İcra Takibi ve İtirazın İptali Davaları sonucunda asıl zarar tutarının (134.122,00 TL) davacı tarafın keyfi ve gereksiz itirazları sonucunda arttığını ve buna istinaden icra takibi ile itirazın iptali davasındaki yargılama masraf ve ferilerinden sorumlu tutulmamamız gerektiğini sayın mahkemenin takdirlerine sunduğunu, sebebi olmadığı İcra ve dava masraflarından müvekkilinin sorumlu olmasının hakkaniyete, hukuka ve yasal mevzuata aykırı olduğu kanaatinde olduğunu, yukarıda sayılanların yanında sayın mahkenmenin resen dikkate alacağı hususlar ile, öncelikle haksız davanın zaman aşımına uğraması nedeniyle reddine, sayın mahkeme aksi kanaatte ise davanın yukarıda sunmuş olduğumuz haklı gerekçeler çerçevesinde esastan reddine, dava dışı ….. Sigorta A.Ş – ….. ve …… Şti. ‘ne davanın ihbar edilmesine, yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılarak, lehimize vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini saygılarımla vekaleten talep ederim.
Davacı vekili 15/11/2022 talep dilekçesinde özetle; mahkemede görülmekte olan huzurdaki davada taraflar arasında yapılan sulh görüşmeleri ve davacı müvekkilinin talebi üzerine, vekaletnamemizdeki feragat yetkisi kapsamında davadaki tüm talepler bakımından davadan feragat ettiklerini, açıklanan nedenlerle ve HMK 307. vd. Maddeleri gereğince; dava konusu tüm talepler hakkında feragat beyanı kapsamında karar verilmesini talep ve arz etmiştir.
Her ne kadar davacı vekilince davalı aleyhine tazminat talepli iş bu dava ikame olunmuş ise de ; davacı vekili Av. ….. ve AV. ….. 15/11/2022 tarihinde UYAP ortamından gönderdikleri dilekçe ile ” taraflar arasında sağlanan sulh gereğince dava konusu alacağın tahsil edildiği ,davadan feragat ettikleri, davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmedikleri”ni beyan ettikleri, davalı vekili AV. …..’ nın da 15/11/2022 tarihli dilekçesinde ” feragat beyanına göre hüküm tesisni istedikleri ve yargılama gideri ile vekalet ücretine dair taleplerinin bulunmadığı”nı belirttiği, HMK 307 md.de ” davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi “şeklinde tanımlanan feragatin karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatına bağlı olmaksızın (HMK 309 md) davayı sona erdiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi sonuç doğurduğu (HMK 311.md) hususu gözetilerek vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Vaki feragat nedeniyle DAVANIN REDDİNE,

2- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.927,85 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 2.847,15‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,

3-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- Talep bulunmadığından, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,

5235 Sayılı Kanunun geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanununun 341 ila 360. madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi.16/11/2022

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪