Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/847 E. 2023/251 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/847 Esas
KARAR NO : 2023/251

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2022
KARAR TARİHİ : 14/03/2023
K.YAZIM TARİHİ : 16/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; öncelikle davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın ruhsat bilgilerinin sorgulanarak, araç sahibinin davalı olarak mahkeme dosyasına eklenmesini talep ettiklerini ,… plakalı davalı …’in sevk ve idaresindeki hususi otomobilin 11.01.2022 tarihinde saat 09.39 sıralarında ve …/… mevkiinde, müvekkili …’un kullanmakta olduğu ve maliki bulunduğu … plakalı hususi aracına, müvekkilin geçiş hakkı üstünlüğü bulunmasına rağmen aracın sağ yan tarafına vurmak suretiyle maddi hasar meydana getirdiğini, davalı …’in kazadan sonra tutulan “maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı”nda %100 kusurlu olduğunu ikrar ettiğini, müvekkilinin geçiş üstünlüğü hakkını ihlal ederek trafiği tehlikeye soktuğunu , kusurlu ve tedbirsiz davrandığını, meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkili …’un maddi ve manevi yönden mağdur olduğunu, aracının zarar gördüğünü ve aracından uzun süre mahrum kaldığını, eczacılık yaptığını ve evi ile işyeri arasında 16km olduğunu, bu durumda taksi kullanmak zorunda kaldığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin aracında meydana gelen şimdilik 50,00 TL değer kaybının ve şimdilik 50,00 TL araç mahrumiyet bedelinin davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber tahsili ile her türlü yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun ticari uyuşmazlık olmadığını, bu nedenle görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu, tacirler arasındaki uyuşmazlığın da ticari uyuşmazlık olduğu durumlarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olacağını, gerçekleşen trafik kazasından kaynaklı bir alacağın söz konusu olmadığını, davanın asliye hukuk mahkemesine açılması gerektiğini, davanın sigorta şirketine karşı açılması halinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olabileceğini , görev konusunda itirazları doğrultusunda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, yapılacak yargılama giderleri ve masrafların davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davada ticari uyuşmazlık söz konusu olmadığını, görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi değil asliye hukuk mahkemesi olduğunu, ttk hükümlerinde açıkça bir şekilde belirtildiği üzere tacirler arasındaki uyuşmazlığın da ticari uyuşmazlık olduğu durumlarda görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi olacağını, gerçekleşen trafik kazasından kaynaklı bir alacağın söz konusu olmadığını, iş bu davanın asliye hukuk mahkemesinde açılması gerektiğini, davanın sigorta şirketine açılması halinde asliye ticaret mahkemesinin görevli olabileceğini , görev bakımından itiraz ettiklerini ve dosyadan görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE:
Huzurda görülen dava trafik kazasına dayalı tazminat davasıdır.
Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5. maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
HMK’nın 2. maddesine göre; “(1) Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. (2) Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.”
Dosya ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasındaki uyuşmazlık haksız fiil nedeni ile tazminat talebine ilişkin olup, haksız fiile dayalı açılan davalar, mutlak ticari dava niteliğinde değildir. Mahkememizce kazaya karışan … ve … plaka sayılı araçların trafik tescil kayıtları dosyamız arasına celp edilmiş olup her iki tarafın da trafik tescil kaydında hususi kullanıma mahsus olduğu tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı ve davalılardan Komedya tacir ise de kazaya karışan araçların hususi kullanıma tahsis edilmiş olması; dosya kapsamında söz konusu araçların tarafların ticari işletmesinde kullanıldığı yönünde herhangi bir iddia veya delil olmamasından dolayı söz konusu araçların tarafların ticari işletmesiyle ilgili olduğunun kabulünün mümkün olmaması nedeniyle huzurda görülen davanın nispi ticari dava olarak kabulünün mümkün olmaması; (aynı yönde karar için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin E. …, K. …) dava konusu talebin haksız fiil nedeni ile tazminat davası olması karşısında HMK’nın 2. maddesi hükmü de göz önünde bulundurulduğunda işbu davada görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeni ile açılan davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, uyuşmazlığın çözümünde Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, uyuşmazlığın çözümünde Küçükçekmece Asliye Hukuk Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,
2-6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmeleri gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
3-HMK’nın 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Küçükçekmece Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra usulüne uygun talepte bulunulmaması nedeniyle davaya görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’nın 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARINA,
5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekili ile davalılar vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/03/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪