Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/845 E. 2023/590 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/845
KARAR NO : 2023/590

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/09/2022
KARAR TARİHİ : 14/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının dosya üzerinde yapılan sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunduğu 23/09/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin ortağı olduğu …’nin 13/06/2022 tarihinde 2 ortaklı olarak kurulduğunu, müvekkili ile ….’nın %50’şer oranında ortak olduklarını, diğer ortağın müvekkilini arayarak ortaklıktan çıkarıldığını belirttiğini, müvekkilinin şirkete girişini engellediğini, müvekkilinin 30/07/2022 tarihinden sonra şirket hesabındaki paraların …’nın hesabına gönderildiğini tespit ettiğini, bu nedenle diğer ortağa noterden ihtar gönderildiğini, müvekkilinin şirketin sermaye taahhüdünü ödediğini, müvekkilinin yayınlanan bir iç önerge ile yönetim kurulu üyeliğinden de çıkarıldığını, bu kararın hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin yönetim kurulu toplantılarında herhangi bir oy kullanmadığını ve imza atmadığını, bu nedenlerle şirkete ait hazirun listesi, genel kurul ve yönetim kurulu toplantı tutanakları üzerinde imza incelemesi yapılmasını, diğer ortak hakkında evrakta sahtecilik iddiasıyla suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili ve ailesinin diğer ortak tarafından tehdit edildiğini, şirket ortaklarının birbirlerine güveni kalmadığından dolayı ve bundan sonra bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığından dolayı şirketin feshini, haklı nedenle fesih ve tasfiyenin sağlanması veya müvekkilinin payının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip müvekkilinin şirket ortaklığından çıkarılmasını, şirketin bütün taşınır ve taşınmaz mal varlıkları ile banka hesaplarına tedbir konulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 13/10/2022 tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Müvekkili şirketin iki ortaklı ve eşit pay sahipli olarak ticari faaliyetine başladığını, mevzuat gereği her ortağın sermaye taahhüdünün %25’i kadarını bankaya bloke etmesi gerektiğini, davacının nakit parası olmadığını, kuruluştan sonra vereceğini beyan ederek tüm bloke tutarının …. tarafından ödenmesini talep ettiğini, şirketin tescilinden sonra paranın tamamının …. tarafından ödendiğini, davacının şirket ortaklığı ve diğer talepleri ile ilgili hiçbir yasal hakkının olmadığını, şirket kuruluşundan sonra ….’nın ayrıca 3.500.000,00 TL tutarında 6 adet araç satın alarak sermaye taahhüdünden fazlasını yerine getirdiğini, bu süreçte davacıya ihtar gönderilerek sermaye taahhüdünden doğan borcunu yerine getirmesinin istendiğini, ancak yerine getirilmediğini, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi kapıların ve şifrelerin değiştirilmediğini, aksine davacıya şirketin işletmesi için verilen araçlardaki takip cihazlarını sökerek müvekkilinden 3 adet araç kaçırdığını, mahkemece şirkete ait tüm araçlara tedbir konulduğunu, bu tedbir kararı gereğince müvekkilinin mağdur olduğunu, davacının araçlar üzerinde hiçbir hissesi ya da hakkı olmadığını, bu nedenle araçlar üzerinde tedbirlerin kaldırılmasını, davacının şirket sermaye borcunu ve diğer hiç bir yasal sorumluluğunu yerine getirmediğinden dava talep ve iddialarının mesnetsiz ve hukuka aykırı olması ve davacının taraf sıfatı olmaması nedeniyle davanın esastan reddine, mahkemece konulan tedbirlerin kaldırılmasını, davacının haksız şekilde uhdesinde tuttuğu araçların davacıdan alınarak müvekkiline teslimine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 531’nci maddesi uyarınca davalı şirketin haklı nedenlerle feshi istemine ilişkindir.
Davacı vekili 13/06/2023 havale tarihli beyan dilekçesi ile tarafların sulh olduğuna dair sulh protokolü aslını mahkememize sunmuştur.
6100 sayılı HMK.nun 313’ncü maddesinde,”Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşme…” olarak tanımlanmış olup aynı Kanunun 315’nci maddesinde de “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” denilmek suretiyle sulhun niteliği ve sulh ile davanın ne şekilde sonuçlandırılacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut uyuşmazlık tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir uyuşmazlık olup taraflar sulhe göre karar verilmesini açıkça talep etmediklerinden davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların birbirlerinden yargılama gideri ve vekâlet ücreti talep etmediklerinden yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Tarafların karşılıklı olarak verdikleri dilekçelere göre sulh oldukları anlaşılmakla, açılan huzurdaki davanın esası hakkında HMK’nun 315/1-son cümle uyarınca KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin beyanı doğrultusunda kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının yaptığı yargılama giderlerinin beyanı doğrultusunda kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Tarafların karşılıklı beyanları üzerine lehlerine ücreti vekalet verilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 550,00 yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda oy birliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 14/06/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪