Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/829 E. 2022/1137 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/829
KARAR NO : 2022/1137

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 07/01/2022
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili, İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 07/10/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili kurum tarafından, … A.Ş. aleyhine açılan ve yetkisizlik kararı verilerek Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasından görülmeye devam olunan alacak davasında, davalı şirketin sicilden terkin edildiğinin öğrenildiğini, mahkemece davalı şirketin ihyası için yetki ve süre verildiğini, şirketin ihyasının gerektiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle dava dışı … A.Ş.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı …. müdürlüğü vekilinin 10/10/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Mahkemece davanın kabulüne kanaat getirilmesi halinde Yargıtay içtihatları gereğince sermaye artırım yükümlülüğünü yerine getirmediği için ticaret sicilinden re’sen terkin edilen şirketin tekrar ticari faaliyetlerine devam edebilecek şekilde ihyasına (ek tasfiyesine) karar verilmesinin mümkün olmadığından, taleple bağlı kalınarak Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin… esas sayılı dosyası ile sınırlı olarak dava konusu şirketin ek tasfiyesine karar verilebileceğini ve tasfiye memuru atanması gerektiği hususlarını mahkemenin takdirine sunduklarını, Ticaret Sicili Müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nun 32. Maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliğinin 34. Maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, müvekkili ticaret sicili müdürlüğünün re’sen terkin işleminin “6102 sayılı kanunun geçici 7. Maddesi”, “münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyelerine ve ticaret sicili kayıtlarının silinmesine ilişkin tebliğin 5. Maddesi”, “6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama şekli hakkında kanunun 20/1 maddesi” ve “Anonim ve Limited şirketlerin sermayelerini yeni asgari tutarlara yükseltmelerine ve kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi anonim şirketlerin belirlenmesine ilişkin tebliğin 7. Maddesi” kapsamında olup tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, … ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … ŞİRKETİ’nin 07/07/2014 tarihinde ticaret sicili kaydının re’sen terkin edildiğinin anlaşıldığını, dava konusu şirketin ticaret sicilinden terkin edileceği hususunun 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun geçici 7/f.4-a maddesi kapsamında bu kapsama giren tüm şirketlerle birlikte 31/03/2014 tarih ve … sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiğini, iş bu ilanın da ihtarın ulaşmadığı durumlarda 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu geçici 7/f.4-a maddesinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat hükümleri yerine geçtiği hükme bağlandığından, müvekkili tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın dava konusu şirketin ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi, müvekkilinin re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle müvekkili sicil müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, iddia ve talebin Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdindeki davanın sonuçlandırılmasına, taraf teşkilinin sağlanmasına dayandığını, bu nedenle müvekkili müdürlük aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığını, gerek re’sen terkin işlemlerinin kanuna uygun olması gerekse de geçici madde 7/2’ye aykırı bir durum bulunmadığı gibi müvekkili müdürlüğün davanın açılmasına sebep olduğundan da bahsedilemeyeceğini, izah edilen nedenlerle müvekkili müdürlük aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava,6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesi uyarınca Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce re’sen terkin edilen anonim şirketin ihyası davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı …. ŞİRKETİ’nin 6102 sayılı TTK’nun geçici 7.maddesi uyarınca ve 30/12/2012 tarih 28513 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ” Münfesih olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicil Kayıtlarının Silinmesine İlişkin tebliğin 7.maddesi uyarınca; sermayesinin yasal tutar altında olan şirketlerin resen terkin edileceğine dair uygulama kapsamında, şirketin 07/07/2014 tarihinde sicilden resen terkin edildiği, il görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Bakırköy ilçesi sınırları içerisinde kaldığı, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde limited şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir.Anılan maddenin 4. fıkrasının a bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’ne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11.bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden resen silineceği düzenlenmiştir.
Somut olayda ihyası talep edilen şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirkete ve yetkililerine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı,sadece tebliğ işlemi ile ilgili bilgisayar çıktısının dosyaya sunulduğu anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın şirkete ve şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır.Davalı,ihtarnamenin tebliğine ilişkin herhangi bir belgeyi dosyaya sunmamaıştır.Davalı tarafından sunulan tebliğe ilişkin belge bilgisayar çıktısı olup davalı sicil müdürlüğünün tebliğ işlemini yerine getirdiğinden bahsedilemez.Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Eldeki dava ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği tarihlten itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra dava açılmıştır. Şu halde davanın açıldığı tarihte anılan madde uyarınca dava açma süresi dolmuş ise de, davalı … Müdürlüğü’nün yasada öngörülen şekilde tebligatların yapıldığı ispat edilemediğinden ve dolayısıyla hak düşürücü süre işlemeye başlamayacağından yasada öngörülen 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; şirketin, sermaye artışının yapılmaması ve bu hali ile TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığının tespiti üzerine, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması için ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamelerin Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı,,ihtarların şirketlere ve şirket yetkililerine usulüne uygun bir şekilde tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir tebliğ evrakının davalı tarafından dosyaya ibraz edilmediği,davalı tarafından dosyaya sunulan bilgisayar çıktılarının yasada belirtilen ihtar zorunluluğunun yerine getirildiğini ispata yeterli olmadığı, ilan ile yetinilerek terkin işleminin yapıldığı, ihtarın usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinin ispat edilemediği,usulsüz yapılan terkin nedeniyle hak düşürücü sürenin başlayamacağından davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığının kabulünün gerektiği,tüm bunlara göre davalı sicil müdürlüğünün işleminin usulsüz olduğu,ihyası talep edilen şirket aleyhine açılan davanın sonuçlandırılması için şirketin ihyasının zorunlu olmasına göre davacının hukuki yararının bulunduğu gözetilerek; davanın kabulü ile davalı Müdürlüğün işleminin kaldırılarak dava dışı resen terkin edilen şirketin ihyasına,ihyası istenilen şirketin terkin sebebi gözönüne alınarak bu şirkete tasfiye memuru atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,yukarıda açıklandığı üzere davalı … sicil müdürlüğü 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin etttiği,bu durumda davalının terkin işlemi usulsüz olmakla birlikte davalı sicil müdürlüğünün yasal hasım olması ve davacı tarafından sadece taraf teşkilinin sağlanması amacıyla ihya talebinde bulunulduğu,davalının ihyası istenilen şirketi usulsüz terkin ettiğine dair davacının bir iddiasının bulunmaması hususları gözönüne alındığında davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen terkin olan … Şirketinin tüzel kişiliğinin Ankara …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı …. ‘un şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride ihya edilen şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı sicil müdürlüğü yasal hasım olup davacı tarafından ihyası talep edilen şirketin usulsüz terkin edildiği ileri sürülmediğinden davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 250,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 22/11/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪