Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/817 E. 2023/173 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/817
KARAR NO : 2023/173

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Davalının müvekkili şirkete olan borcunu ödememesi üzerine taraflarınca 06/05/2022 tarihinde Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne … E. Sayılı dosyası kapsamında ilgili borcun davalıdan tahsiline ilişkin icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın mevcut borç bulunmadığından bahisle borca itiraz ettiğini ve Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün 16.06.2022 tarihli karar tensip tutanağı ile takibin durdurulmasına karar verildiğini, davalı şirket ile müvekkili arasında hizmet alımına dair ticari ilişki bulunduğunu, davacı tarafın işletmiş olduğu gelinlik mağazasındaki elektrik tesisatında arıza çıkmış daha sonrasında bu arızanın tespit ve onarımı için aralarında müvekkili şirketinde bulunduğu firmalardan teklif alındığını, müvekkili şirketin davalı tarafa yapılacak iş ve işlemler ile alakalı hep davalı tarafın nişanlısı üzerinden iletişim kurduğunu, davalı tarafın nişanlısının müvekkil şirketin 25.12.2021 tarihinde hazırlamış ve ıslak imzalı, kaşeli şekilde teslim ettiği fiyat teklifini içeren çalışmanın görselini müvekkili şirket ile 2022 Nisan ayının ilk haftası paylaştığını, fatura kesilebilmesi adına “….” firmasının adresini ve vergi numarasını içeren kaşesinin görselini müvekkil şirket ile … üzerinden gönderdiğini, bu durumun ürün ve fiyat bilgisini içeren teknik şartnamenin kabulü anlamına gelmesiyle birlikte müvekkil şirketin de davalı şirketin mail adresini talep ettiğini, davalı tarafın nişanlısına hem … üzerinden hem de davalı tarafın nişanlısının paylaşmış olduğu mail adresine ve onaylanan teklifi e-fatura olarak düzenleyip davalıya 82.949,87 TL tutarında hizmeti ıslak imza tarihi olan Aralık ayında vermiş olmasına rağmen herhangi bir ön ödeme vs. Alamadığını ve işi tamamen kendi öz sermayesi ile bitirdiğini, taraflar arasındaki diyaloğun verimli şekilde ilerlememesi üzerine fatura kesilmesi için kendileriyle bir türlü iletişime geçilememiş; en nihayetinde EK-3 de görselleri paylaşılan görüşme nihayetinde işbu hizmete ilişkin 06.04.2022 düzenlenme tarihili … fatura numaralı fatura kesilmiştir. (EK-4) Davalı (borçlu) söz konusu tutarı müvekkile ödemediğini, davalı tarafın aleyhine başlatılan icra takibinde davalı taraf borca itiraz konulu dilekçesinde “Müvekkilinin dükkanının 90 m2 olduğu dolayısıyla bu bedelle bir elektrik tesisatına yönelik döşeme alanı olmadığını, malzemelerin de nereye döşendiği ve ne kadar m2 döşendiğini bilmediklerini, müvekkilin malik olmadığını ve yangına sebep olmadığını, yangına sebep olanlardan bu bedelin talep edilmesi gerektiğini..” hususlarını iddia ettiğini, ürün ve fiyat listesini içerir belgeyi ve faturayı onayladıklarını kabul etmediklerini, verilen hizmet sırasında montaj personellerinin işi yaptığı sırada çekilmiş olan fotoğrafları da mevcut olduğunu, davalı tarafın iddia ettiği gibi bir bilmeme durumu mevcut olmadığını, taraflar arasında ıslak imzalı, kaşeli, mail adresli ve e-faturalı bir konuşmanın olması ile işin yapıldığına dair fotoğrafların olması bu işin olduğunu ve hatta davalı tarafın bunu bildiğini açıkça ortaya koyduğunu, müvekkilinin alacağı ile alakalı bağlantı kurulabilecek bir husus olmadığını, davalı tarafın kira ilişkisinin sadece kiraya veren ile kiraya verilene bağlayan bir özel hukuk ilişkisi olduğunu, davalı tarafın kiracısı olmasının taşınmaza verdiği zararı tazmin etme gereğinden imtina etme hakkını kendine tanımayacağını, davalının kiracısı olduğu taşınmazın davacının kira ilişkisinin devam ettiği süre zarfının içerisinde zarar gördüğünü bu zararın mal sahibi tarafından değil kiracı tarafından karşılanması gerektiğini, davalı tarafın itirazında iddia ettiği bir yangının olması ve bu yangına kendisinin sebebiyet vermediğini bu nedenle ücretin yangına sebep olandan tahsil edilmesi gerektiğinin hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili şirketin bir yangın olup olmaması yahut yangına kimin sebebiyet verdiği ile ilgilenmediğini, zararın meydana geldiği yerden mesul ve mükellef olan davalı taraf ile yapacağı işe dair kendilerine teklif götürdüğünü sonrasında teklifine yazılı onay aldığını ve işe başladığını, müvekkil şirketin, işi yapmış olduğu taraf olan davalı taraftan ödemenin yapılmasını istediğini, müvekkilin yangının failleri yahut müsebbipleri ile herhangi bir anlaşması, ticari ilişkisi bulunmadığını, Küçükçekmece Arabuluculuk Bürosuna başvurulmuş ve 24.08.2022 tarihinde yapılan oturumda davacı müvekkil ile davalı arasında anlaşma sağlanamadığından işbu davayı açtıklarını, sonuç olarak fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla;Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’ne … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin devamına, takip konusu bedelin 3095 sayılı yasa gereğince en yüksek temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline,İİK 67. Maddesi ve yerleşik Yargıtay içtihatları gereğince takibe haksız olarak ve kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine %20’den az olmamak kaydıyla en yüksek icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline, Karar verilmesini arz ve talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkili aleyhine açılan dava ile, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamında başlatılan takibe müvekkil tarafından yapılan itirazın haksız olduğu iddia edilerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edildiğini, müvekkili aleyhine başlatılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamındaki icra takibi, müvekkile aleyhine davacı tarafından kesilen 06.04.2022 tarihli faturaya dayandırıldığını, bu faturanın asıl muhatabının müvekkili olmadığını, kesilen faturada yapıldığı iddia edilen işlerin bir çoğunun müvekkilinin sahibi olduğu işletmede yapılan işler de olmadığnıı, bu nedenle müvekkilinin Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosya kapsamında kendisine gönderilen ödeme emrine itiraz ettiğini, müvekkilinin … Mah. … Sok. …, No:… …/İstanbul adresindeki gelinlik ve düğün organizasyonu alanında faaliyet gösteren işletmenin sahibi olduğunu, 22/12/2021 tarihinde bir yangın meydana geldiğini, olaya ilişkin olarak düzenlenen İtfaiye raporunda, zemin üzeri tek katlı binanın zemin katında işyerinin girişine göre sol duvarda bulunan elektrik panosun içerisindeki iletken kablolardaki elektrik enerjisinin bir nedenle ısı enerjisine dönüşmesiyle yangın olayının meydana geldiği saptandığını, müvekkilinin, sonrasında bu yangının çıkış nedeninin saptanabilmesi için Elektrik Mühendisi Bilirkişi … tarafından düzenlenen bir Teknik Tespit Raporu aldığını, söz konusu raporda, sunulan video kayıtları, geçmişte … Sigorta tarafından açılan su klozlu hasar kaydı, fotoğraflar ve … yazışmaları doğrultusunda, olay öncesinde defaten üst kattan tespite konu gelinlik mağazasına su sirayeti gerçekleşmiş olduğu, gelinlik mağazasına ait panodaki kısa devreyi su akıntısının(atık su borusu ve balkon) tetiklediği tespit edildiğini, bu tespitten önce, hem de iş bu tespitten sonra müvekkilin işletmesinin üst katında bulunan restaurantın sahibi olan …San.Ve Tic.Ltd.Şti. Yetkilisi ile istişarelerde bulunulduğunu, söz konusu restaurantın sahibinin yangının kendilerinden kaynaklı çıktığını kabul ettiklerini ve hasarın da kendi sigorta şirketlerince karşılanacağını beyan ettiklerini, kendileri ile … Sigorta arasındaki işyeri sigorta poliçesi de müvekkil ile paylaşıldığını, bu kapsamda her iki işletmeye sirayet eden yangında oluşan hasarın giderilmesi için … tarafından fiyat teklifleri alındığını, davacının olduğu 3 ayrı firma tarafından … cafe’ye hitaben düzenlenen fiyat teklifleri sunulduğunu, dava dilekçesinde iddia edildiği gibi müvekkil tarafından alınan bir fiyat teklifi olmadığını, teklifi alan …. şirketi olduğunu, bu kapsamda en düşük teklifi veren firma olan davacı ile anlaşan da yine … şirketi olduğunu, yapıldığı iddia edilen işlere ilişkin faturanın da …. şirketine kesilmesi gerekir iken, faturanın müvekkiline kesilmesi haksız ve kötü niyetli bir eylem olduğunu, davacı tarafından nisan ayının başında müvekkilin nişanlısını gönderilen fiyat teklifi yazısı … cafe’ye hitaben düzenlenen 25.12.2021 tarihli fiyat teklifi yazısı olduğunu bu nedenle 25.12.2021 tarihli teklif yazının 4,5 ay sonra müvekkilin nişanlısı ile paylaşılmış olmasının müvekkile yönelik bir teklif olarak addedilmesi son derece anlamsız ve hukuken de yanlış bir görüş olduğunu, söz konusu teklif yazısının paylaşılmasının nedeninin, teklif de belirtilen “anfilatör ses sistemi”nin müvekkil tarafından ayrıca istenerek teklife dahil edilmesi, dolayısıyla bu kalemin müvekkil tarafından ayrıca karşılanacak olmasından ibaret olduğunu, müvekkilinin nişanlısı ile davacı arasındaki görüşmelere neticesinde söz konusu ses sistemi için dava dışı … şirketine kesileceği söylenen faturadan ayrı bir fatura kesilmesi hususunda anlaşılmışdığını ve bu kapsamda da müvekkilin kaşesi davacı ile paylaşıldığını, davacının söz konusu fatura da bulunan iş bu ses sistemine karşılık gelen 3.800 TL’ye dahi hak kazanmadığını, öncelikle davanın …Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti.’ye ihbar edilmesine, dava konusu takibin ve dayanağı olan 06.04.2022 tarihli faturanın, müvekkile ait işletmede 22.12.2021 tarihinde meydana gelen yangın sonrası oluşan zararın giderilmesi kapsamında verilen hizmete ilişkin olduğu belirtilmiş ise de, söz konusu yangının dava dışı …Tur.San.Ve Tic.Ltd.Şti.’ye ait cafeden kaynaklanan sızıntı nedeniyle meydana gelmesi, dolayısıyla tüm zarardan bu şirketin mesul olması, şirketin bu mesuliyeti kabul etmiş olması, bu doğrultuda davacıdan hizmet alımı noktasında kendileriyle şirket yetkilisinin temas kurmuş olması, davacı tarafından yapılacak işlere ilişkin fiyat teklifinin iş bu şirkete yönelik düzenlenmiş olması, müvekkil ile davacı arasında dava konusu edilen fatura ya da yapılacak işlere ilişkin olarak hiçbir anlaşma olmaması, bununla birlikte dava konusu fatura kapsamındaki işlerinde müvekkil açısında yapılmamış olması göz önüne alınarak haksız dava için icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlen- dikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
“…VUK 177.1.madde de (2018 yılı itibariyle ) satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarı 190.000-TL veya satışlarının toplamı 260.000-TL yi aşanların 1.sınıf tacir sayılacağı düzenlenmiştir. Ticari ilişkinin başladığı ve devam ettiği 2013-2014 yıllarında bu miktarlar 2013 ve 2014 yılı için yıllık alımların 150.000-TL satımlar ise 200.000-TL dir. Davanın açıldığı 2015 yılında ise Maliye Bakanlığınca belirlenen asgari had alımda 160.000-TL satımda ise 220.000-TL dir. Vergi Dairesinden davalının yıllık gelir vergisi beyannameleri getirtilmiş olup incelendiğinde 2014 yılı alımları 52.210-TL satışları 84.872-TL olduğu ,2015 yılı dava tarihi itibariyle ise alımları 39.385-TL ,satışları ise ; 48.811 -TL dir. Esnaf ve sanatkâr ile tacir ve sanayicinin ayrımına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı ile ; “5362 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi ve 63 üncü maddesi ile 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 12 nci ve 17 nci maddelerinin uygulaması bakımından; Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunun tespit edeceği ve Resmî Gazete’de yayımlanacak esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedeni çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre deftere tabi olanlar ile vergiden muaf bulunanlardan 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 177 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) ve (3) numaralı bentlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, (2) numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve sanatkâr sayılmaları ile esnaf ve sanatkâr siciline ve dolayısıyla esnaf ve sanatkarlar odalarına kaydedilmeleri,” karara bağlanmıştır. Anlatılanlara göre davalının faaliyetinin VUK 177.madde 1 bent dahilinde olan restoran işletmesi olduğu ve işletme defteri tuttuğu , 2.sınıf tacir sayılabilmesi için yıllık alım ve satımlarının yukarıda yazılı miktarların yarısını aşması gerektiği, ; davalının ise bu tutarların yarısını aşan ölçüde olmadığı anlaşılmakla ;esnaf ölçülerinde olan davalının tacir bulunmaması nedeniyle asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna ilişkin hükme yönelik olarak ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.” İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi, … Esas, … Karar.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde;Davacının takip ve dava tarihi itibariyle elektrik tesisat hizmetine ilişkin fatura nedeni ile davacının alacaklı olup olmadığı, tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda toplandığı dava konusu itibari ile mutlak ticari davalar arasında olmayıp, mahkememizin görevli olması için her iki tarafında tacir ve dava konusunun tarafların ticari işinden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Davacı tüzel kişiliğe haiz şirkettir, davalı bakımından ise tacir araştırması yapılmış, Ticaret Odası yazı cevabından davacının tacir kaydının olmadığı bildirilmiştir, davacının tacir olup olmadığının tespiti İçin Vergi Dairesine yazılmış, yazı cevabından davacının işletme usulüne göre defter tuttuğu yönünde tespitte bulunularak son 5 yıla ait beyannameleri gönderilmiştir, beyannameler incelendiğinde, tacir sayılabilmesi için yıllık alım ve satımlarının yukarıda yazılı miktarların yarısını aşması gerektiği, ancak davalının ise bu tutarların yarısını aşmadığı , davalının tacir bulunmaması nedeniyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeni ile mahkememizin görevsizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİ’NE, dava dilekçesinin görevsizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Görevsizlik kararı verilen dava yönünden tarafların kararın kesinleşmesinden itibaren HMK 20 gereğince 2 hafta içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2-1.cümlesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
4-Yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece verilecek nihai kararı ile birlikte değerlendirilmesine,
Dair davacı vekilinin üzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/02/2023

Katip …
☪e-imzalıdır.☪

Hakim …
☪e-imzalıdır.☪

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”