Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/808 E. 2022/911 K. 23.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/808 Esas
KARAR NO : 2022/911

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2022
KARAR TARİHİ : 23/09/2022
K. YAZIM TARİHİ : 23/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalının maliki olduğu … Mah. … Cad. …. Sitesi A1 Blok Apt. adresinde bulunan alana müvekkili banka tarafından ATM cihazının kurulumu amacıyla müvekkili davalı arasında 10.03.2018 tarihinde 3 yıl 8 aylık ATM Yeri Kira Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme müvekkili tarafından 10.11.2019 tarihinde Sözleşme’nin “… Kiracı, herhangi bir sebep göstermeksizin de Kira Sözleşmesi süresi içerisinde dilediği herhangi bir zamanda, bir ay önceden Kiraya Veren’e yazılı olarak bildirim yapmak kaydıyla Kira Sözleşmesi’ni feshedebilir ve Kiralanan’ı tahliye edebilir …” şeklindeki 9. maddesine uygun olarak feshedildiğini ve ATM yeri Davalı’ya teslim edildiğini, sözleşme’nin 5. Maddesi’nin son cümlesinde “… Sözleşme süresi dolmadan sözleşme fesih edilirse kullanılmayan süre oranında kabin ücreti Kiracı’ya geri ödenecektir …”, sözleşme’nin 9. Maddesi’nin son cümlesinde “… Tahliye tarihinden sonraki bakiye süre için Kiracı’nın peşin olarak ödemiş olduğu kira bedellerinin bulunması halinde Kiraya Veren, tahliye tarihinden itibaren en geç 3 (üç) gün içerisinde Kiracı’ya nakten ve defaten iade edecektir …” düzenlemesi yer aldığını, kira ödemeleri yıllık ve peşin olarak ödendiğinden, fesih tarihi itibariyle kullanılmayan süreye ait 4 aylık Kira Bedeli olan 11.760,00-TL ve Sözleşme’nin 5. Maddesinde belirtilen kullanılmayan süre Kabin Ücreti olan brüt 4.505,00-TL olmak üzere toplamda 16.265,00-TL’nin Sözleşme’nin 9. maddesine istinaden müvekkiline hesabına iadesi gerekmektedir. davalı tarafından Kabin Ücreti iadesi olarak 3.817,00-TL, Kira Bedeli iadesi olarak da 4.000,00-TL ödeme yapılmış ancak Bakiye 8.448,00-TL müvekkiline iade edilmediğini, davalı’ya birçok defa şifai ve mail ile hatırlatılmış olmasına rağmen herhangi bir ödeme alınamadığını, bakiye 8.448,00-TL’nin iadesi amacıyla davalıya Üsküdar …. Noterliği’nin 18.01.2021 Tarih ve … Yevmiye No’lu ihtarnamesi keşide edildiğini, ancak savalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, söz konusu ihtarnameye cevap verilmediğini beyanla 8.448,00-TL’nin 14.11.2019 tarihinden itibaren söz konusu alacağın geç elde edilmesinden kaynaklı kar payı/mahrumiyeti ile birlikte davalıdan tahsiliyle müvekkiline ödenmesini, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmilini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak ilişkin iş bu davayı mahkememizde ikame etmiş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelen- dirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahke- mesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılıTTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işlet- mesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi ile “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği” hususu hüküm altına alınmıştır.
Somut davaya dayanak alacağın ATM Yeri Kira Sözleşmesinden kaynaklandığı,şoförlü kiralama olmadığından akdi ilişkinin hizmet satım niteliği arz etmediği, 6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesindeki tüm kira ilişkilerini kapsayan yasal düzenleme gereğince iş bu davada Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesinde dava şartları arasında sayıldığı , kamu düzeninden olup resen dikkate alınmasının gerektiği gözetilerek mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVA- NIN USULDEN REDDİNE,
6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a md gereğince Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesine göre , Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurul- masına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır