Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/787 E. 2022/838 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/787
KARAR NO : 2022/838

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 07/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkili şirket ile …. Tic. Ltd. Şti. arasında İstanbul İli, … İlçesi, … Mah. … Mevkii, … sayılı parselde bulunan 3.621,20 metrekare arsa üzerinde onaylanmış projelerine uygun olarak inşa edilmesine yönelik bir inşaat sözleşmesi imzalandığını, ilgili sözleşmenin müvekkili şirket tarafından Kartal …. Noterliğinin 29/07/2022 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile feshedildiğini, fesih bildiriminin de müteahhit firmaya 02/08/2022 tarihi itibariyle tebliğ edildiğini, inşaatın devamı ve temel atılması için … Belediyesine müracaat edildiğini ve ruhsat devrinin yeni müteahhide geçirilmesinin talep edildiğini, Belediye tarafından iş sahibi sözleşmenin feshi kararının Mahkemece ibraz edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, müvekkili şirket ile müteahhit arasında yapılan 25/06/2021 tarihli inşaat sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından Kartal …. Noterliğinin 29/07/2022 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ihtarnamesi ile feshedilmiş olduğunun, fesihle ilgili herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmayacağının tespitine, mahkemece kabul görmemesi halinde fesih iradesinin tek taraflı beyanla sonuç doğurması nedeniyle hukuki menfaat yokluğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Davacı vekilinin talebi sözleşmenin feshedildiğinin tespiti niteliğindedir.
HMK’nın 114/1 nci maddesinde dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra anılan maddenin ikinci fıkrasında da “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü ile diğer kanunlarda dava şartlarına ilişkin düzenlemelerinde dikkate alınması gerekliliğine vurgu yapılmıştır.
Sözü geçen Kanun’un 115 nci maddesi hükmü de “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
(2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde olup buna göre Mahkeme’nin dava şartı noksanlığı hâlinde yapacağı işlemler düzenlenmiştir.
Dava tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6100 sayılı HMK’nın 106. maddesinde tespit davaları düzenlenmiştir. Sözü edilen maddenin birinci fıkrasında; tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edilebileceği, ikinci fıkrasında ise; tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunması gerektiği belirtilmiştir.
Aynı Yasa’nın 114/1-h maddesinde de; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunması gerektiği dava şartları arasında sayılmıştır. Bu husus olumlu bir dava şartı olup, varlığının mahkemece re’sen araştırılması gerekir. Hukuki yararın varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir (HGK 2013/22-56 Esas,2013/734 Karar). Şayet davacı, açacağı bir eda davasında iddia olarak ya da aleyhine açılan bir davada savunma olarak ileri sürebileceği hususları tespit davasıyla ileri sürmüşse korunmaya değer güncel bir hukuki yararının varlığından bahsedilemez. Tespit davaları ise ancak, korunmaya değer güncel bir hukuki yararın bulunması ya da eda davasının açılamayacağı hallerde açılabilir.
“…Bu durumda mahkemece, idarenin tek taraflı olarak yaptığı feshin geçerli olup, fesih için tarafların anlaşmasına veya mahkeme kararına ihtiyaç bulunmadığından bu feshin geçersizliğinin tespitine karar verilmesinin talep edilemeyeceği ve feshe bağlı hakların ödenmesi talebini yani eda istemini içermeyen davanın açılmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartlarından olan hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi yerine bu husus gözden kaçırılarak yukarıda belirtilen gerekçelerle esastan reddine karar verilmiş olması doğru olmamış, bu sebeple davacı vekilinin istinaf başvurusunun dairemizce kabulü gerekmiştir.. (Yargıtay Kapatılan 15.H.D.’nin 2013/5355-2014/4458 Karar ve 2017/1819 Esas-2017/3827 Karar sayılı ilâmları).
Dosya tüm deliller, ilgili yasa hükümleri ve yukarıda bahsi geçen Yargıtay kararları ile birlikte değerlendirildiğinde; davacı vekili dava dilekçesinde dava dışı … Tic. Lts. Şti. Arasındaki inşaat sözleşmenin feshedildiğinin tespiti, fesihle ilgili herhangi bir mahkeme kararına ihtiyaç duyulmayacağının tespitine, fesih iradesinin tek taraflı beyanla sonuç doğurması nedeniyle hukuki menfaat yokluğunun tespitine talep etmiş ise de fesih tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile hukuki sonuç doğuracağından, iş sahibi tarafından sözleşmenin feshi halinde feshin haksız olduğu, fesih gerekmeyip tasfiye gerektiği ve bunun sonuçları ile ilgili eda davası açılması mümkün olup, bu davanın da hasımlı olarak açılması gerekmekte olup ıslah suretiyle dahi davaya taraf eklenemeyeceği, davanın ilgili şirketi hasım gösterilerek açılması gerekli olup hasımsız olarak açılması mümkün olmadığı, davacının bu davayı açmakta korunmaya değer güncel bir hukuki yararının da bulunmadığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın taraf teşkiline ve hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,
3-Davacı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine YER OLMADIĞINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.08/09/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”