Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/757 E. 2023/260 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/757
KARAR NO : 2023/260

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/08/2022
KARAR TARİHİ : 15/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili dava dilekçesi ile Müvekkili şirket nezdinde …. no.lu …. Kasko Poliçesi ile …. Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ ne ait ….. plakalı otomobil sigortalandığını, 23.07.2020 tarihinde sürücüsü … olan ….. plakalı aracın müvekkili sigorta şirketine sigortalı ….. plakalı araca ön kısımdan çarpmasıyla maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı şirkete ait aracın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kaza sonucu yapılan ekspertiz incelemesi sonucunda, sigortalı araçtaki hasar nedeniyle ortaya çıkan parça değişimi ve işçilik masrafı sebebiyle, sigortalıya 31.12.2020 tarihinde 20.597,40 TL ödeme yapıldığını, alacağın tahsili amacıyla davalılara karşı Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü ….. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak borçlu davalılar tarafından takibe itiraz edildiğini, davanın kabulü ile davalıların itirazların iptali ile haksız ve mesnetsiz olarak itiraz eden davalıların %20 kötüniyet tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Sigorta Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesi ile söz konusu dosyada müvekkili tarafından sigortalı olan araç kusursuz olması sebebiyle davacının taleplerinin reddi gerektiğini, meydana gelen trafik kazası her ne kadar 2 aracın karıştığı bir kazada olsa araçlar birbirlerine yüksek şiddette çarpmadığını ve büyük çaplı hasar oluşmadığını, bu nedenle araçta davacı sigorta şirketinin talep ettiği miktarın fahiş olduğunu, müvekkili şirketin yalnızca teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu, tramer sisteminde kusur durumunun hatalı tespit edilmesi sonucu ödenen tutarların tenzili gerektiğini, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, aleyhe karar verilmesi halinde kusur incelemesi için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: Taraflara usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü ….. Esas Sayılı dosyası ile … Sigorta, Türkiye Noterler Birliği müzekkere cevapları dosyamız arasına alınmıştır.
Dava İtirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67.maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Uyuşmazlığın çözümü için ispatın hukukî niteliği üzerinde de durmakta fayda bulunmaktadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü tutulmuştur.
İspat yükünü düzenleyen 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 190. maddesi “(1) İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
(2) Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir” şeklindedir.
Her somut olaydaki maddi vakıaya göre lehine hak çıkaran taraf ve ispat yükü şekilleneceğinden, maddî hukuk kuralına ilişkin bu vakıaların doğru ve net bir şekilde belirlenerek ortaya konulması gerekmektedir. Maddede aksine düzenleme olmadıkça ibaresi eklendiğinden, kanunda ispat yükü ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verildiğinde, ispat yükü genel kurala göre değil de kanunda belirtilen özel düzenlemeye göre belirlenecektir.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı sigorta şirketinin kaza nedeni ile hasar bedelini davalıdan talep hakkının olup olmadığı, araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı, bu nedenle rücu hakkının olup olmadığı, davacının talep edebileceği miktarın ne olduğu, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin, uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu, icra-inkar tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı olup tespit edilen uyuşmazlık kapsamında ispat yükü davacı üzerinde olup bu hususta bilrkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulmuş ise de masrafın yatırılmadığı, bu hali ile bilirkişi deliline başvurmaktan vazgeçmiş sayılmış olup, dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmadığı anlaşılmakla ispatlanmayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
AÇILAN DAVANIN REDDİNE,
1-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 258,16 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 78,26 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
2-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,

6-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair davacı vekilinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 15/03/2023

Katip ….
¸

Hakim …
¸

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”