Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/74 E. 2022/889 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/74 Esas
KARAR NO : 2022/889

DAVA :İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2022
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
K.YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirkete yemek hizmeti sunduğunu, fakat davalı şirketin yemek bedellerini ödemediğini, davalı şirketin takibe konu olan faturaların bakiye kısmını müvekkil şirkete ödemediğini, davalı bu güne kadar ödeyeceğim diyerek müvekkil şirketi oyaladığını, davalı şirket borcunu ödememesi üzerine Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ….. E. sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan icra takibine borçlu şirket vekili aracılığıyla itiraz dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiğini, takibe konu borcun kaynağı fatura ve cari hesap alacağı otuşturduğunu, müvekkil şirket davalıya yemek hizmeti sunduğunu, takibe konu fatura bedellerinden, takibe konu olan bakiye kısmını ödemediğini, neticeten; davanın kabulü ile Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmak üzere icra inkar tazminatının davalıdan alınarak tarafça ödenmesine, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yasal sürede açılmadığını, davanın süre yönünden reddi gerektiğini, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacı taraf, fatura alacağının olduğunu ileri sürerek huzurdaki davayı ikame etmişse de, faturanın tek başına bir alacak iddiasını kanıtlayan bir belge olmadığını, dolayısıyla salt faturanın kesilmesinden iş veya hizmetin de yapılmış olduğunun kabul edildiği anlaşılmayacağı gibi fatura konusu işin de yapılarak iş sahibine teslim edildiğinin davacı tarafından kanıtlanmış olması zorunlu olduğunu, davacı tarafın kestiğini iddia ettiği faturalara yönelik müvekkil şirketin hiçbir şekilde bilgisi olmadığını, faturalar ilgili mevzuat uyarınca yasal süresinde kesilmemiş olup müvekkilin haberi dahi olmadığı faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, belirtilen sebeple süresinde tanzim edilmeyen ve müvekkilin haberi dahi olmadığı faturalara ilişkin müvekkilin herhangi bir borcu bulunmadığımı, maddi gerçek ticari defter ve belgeler ile BA/BS formlarının ilgili veri dairesinden celbinde anlaşılacağını, belirtilen sebeplerle de davanın reddi gerektiğini, neticeten; usule ilişkin itirazları dikkate alınarak davanın usulden reddine, sayın mahkemece esasa girilecek olursa davanın esastan reddine, davacı tarafın asıl alacağın %20sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ite vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 6.888,20 TL asıl alacak üzerinden borçlu aleyhine fatura alacağı dayanak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 22/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından süresi içerisinde 17/11/2021 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 01/08/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. tarafından düzenlenen raporda; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacının 2021 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (17.11.2021) itibariyle davacının davalıdan 6.888,20 TL alacaklı olduğu, Davalı şirket ile ilgili olarak; davalı şirketin Sayın Mahkemece belirlenen incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Davacı şirket tarafından davalı şirkete 3 adet toplamda 6.888,20 TL fatura düzenlediği ve davalı şirket tarafından mezkur faturalar kapsamında ödeme yapılmadığı, Mezkur faturalar içeriğindeki hizmetin sunulup sunulmadığı hususu ile ilgili olarak; davacı şirket tarafından ….. A.Ş.’den alınan Taşeron Firmaya Sipariş Verilen Yemek Dağılım Puantaj Listesi sunulmuş olmakla birlikte, sunulan liste incelendiğinde Ocak/2021 döneminde 97 personel, Şubat/2021 döneminde 109 personel ve Mart/2021 döneminde 104 personel için yemek dağıtımı yapıldığı, neticeten nihahi takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere; Davacı şirket tarafından mezkur faturalar içeriğindeki hizmetin davalı şirkete sunulduğuna ilişkin davacı şirket tarafından sunulan listelerin Sayın Mahkemece kabulü halinde; davacının davalıdan 6.888,20 TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği; Davacı şirket tarafından mezkur faturalar içeriğindeki hizmetin davalı şirkete sunulduğuna ilişkin davacı şirket tarafından sunulan listelerin Sayın Mahkemece kabul edilmemesi halinde; davacının davalıdan olan alacağının ispata muhtaç olduğunun kabulünün gerekeceği kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının fatura alacağından kaynaklı davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalının itirazı sonucunda işbu davayı açtığı görülmüştür. Her ne kadar davalı tarafından zamanaşımı definde bulunulmuş ise de TBK’nın 146. maddesi uyarınca dava konusu alacağın 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeni ile zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup davalı tarafından yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen ticari defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle sadece davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Davacının ticari defter ve belgeleri incelenerek düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takip tarihi itibariyle davalıdan 6.888,20 TL alacaklı olduğu yönde bakiyesinin göründüğü belirtilmiştir. Yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini ibraz etmemesi nedeni ile HMK’nın 222/3. maddesi uyarınca davalının ticari defter ve belgelerindeki kayıtların davacının ticari defter ve belgelerindeki kayıtlar ile uyumlu olduğunun kabulü ile açılan davanın kabulüne; alacağın likit olması nedeniyle davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile takdiren kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine; şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KABULÜ ile davalının Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 6.888,20 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2. maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Alacağın likit olması nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜ ile takdiren kabul edilen asıl alacak tutarının %20’si oranında hesaplanan 1.377,64 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Şartları oluşmayan davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4- Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 470,53 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 117,92 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 352,61 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5- Davacı tarafından sarf olunan (1.500,00 TL bilirkişi ücreti + 76,10 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret) 1.576,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 117,92 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.888,20 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca dava değeri karar tarihindeki istinaf sınırı altında kalmakla KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip ….
¸

Hakim ….
¸