Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/680 E. 2023/368 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/680
KARAR NO : 2023/368

DAVA : İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
DAVA TARİHİ : 27/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 27/07/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ;
EPDK’nın 09.07.2020 tarihli ve … sayılı kararı ile davalı firmaya elektrik enerjisi tedarik lisansı verildiğini, davalı firmanın bu lisans kapsamında müvekkiline elektrik enerjisi satmaya başlamasına rağmen, 2020 yılı Ekim ayında davalı firmanın maddi yükümlülüklerini yerine getirmemesi sebebiyle … tarafından elektrik enerjisi tedarik sözleşmesinin iptal edildiğini, müvekkilinin Konya … İcra Müdürlüğünün …. E. sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının itirazı neticesinde Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve … E., … K. sayılı ilamı ile itirazın iptaline karar verildiği itirazın iptali davasında hazırlanan tensiple verilen ihtiyati haciz kararı kapsamında icra takip dosyası olan Konya .. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında haciz işlemleri başlatıldığını, bankalar tarafından haciz müzekkerelerine verilen cevaplardan takipten önce banka hesaplarının boşaltıldığının anlaşıldığını, yine icra dosyasından … ve ….’a yazılan müzekkerelerin cevaplarında da davalının söz konusu firmalarda herhangi bir teminat alacağının kalmadığının görüldüğünü, yine icra dosyasından yazılan yazılar neticesinde, davalı firma adına herhangi bir gayrimenkul ve taşıt da bulunmadığının görüldüğünü, en son 30.06.2021 tarihinde davalı şirketin merkez adresine hacze gidildiğini, ancak davalı şirketin adreste olmadığının tespit edildiğini, EPDK tarafından davalı firma hakkında eksik teminatın tamamlanmadığı gerekçesiyle 31.01.2021 tarihinde soruşturma başlatıldığını, davalı firmanın lisansının iptal edilip edilmediğinin EPDK’dan sorulmasını talep ettiklerini, davalı hakkında çok sayıda icra takibi başlatıldığını, davalı şirket yönünden İİK m.177’deki şartların hepsinin gerçekleştiğini belirterek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Dava dilekçesi ve ekleri ile tensip zaptının davalıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalının cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, ,İİK’nın 177. madde hükümlerine dayalı davalı şirketin doğrudan iflası istemine ilişkindir.
İİK’nun 166/2. Maddesi ve fıkrasındaki usulle Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ve tirajı 50.000’in üzerinde ve yurt düzeyinde dağıtım yapılan gazetelerden birinde iflâs talebi ilan edilmiş, gazete nüshaları dosyaya ibraz edilmiş, yargılama sırasında bir kısım alacaklılar davaya müdahil olmuştur.
25.000,00 TL iflâs avansı davacı tarafça yatırılmıştır.
Davalı şirketin ticaret sicil kaydı celp edilmiş incelenmesinde;firmanın sicil kaydının faal olarak devam ettiği, firma adresi itibariyle davaya bakmanın mahkememiz yetki alanında kaldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler … ve Prof. Dr. … tarafından düzenlenen 06/03/2023 havale tarihli bilirkişi raporunda ; Davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerini de incelemeye ibraz etmediği, davacının Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18.05.2022 tarih ve … E., … K. sayılı (kesinleşmiş) ilamına dayalı olarak davalı şirketten alacaklı olduğu, dolayısıyla davacının iflas davası açılabilmesi için gerekli olan “alacaklı” sıfatını haiz olduğu, davalı şirketin malum yerleşim yerinin bulunmadığı, bu nedenle şirketin İİK m.177, (.1, bent.l hükmüne göre iflasına karar verilebileceği, Davalı şirket aleyhine 2020 yılından bu yana başlatılmış 13 icra takibi bulunduğu, 2021 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde 2021 yılı toplam net satış tutarının 72.934,83 TL gibi cüzi bir tutar olduğu, ayrıca davalı şirketin 2022 yılı Ocak ve Ağustos ayı KDV beyannamelerini boş olarak verdiği, davalı şirket aleyhine başlatılan takipler ile celp edilen beyannameler üzerinden tespit edilen verilerin, şirketin ödemelerini tatil ettiğinin emareleri olduğu, ancak şirketin malum yerleşim yerinin bulunmamasına bağlı olarak İİK m.177, f.1, bent.1 hükmüne göre iflas koşulları zaten oluştuğundan, İİK m.177, f.1, bent.2 hükmüne göre ödemelerin tatili sebebine dayalı iflas kararı verilmesine gerek görülmeyebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Davacı şirket İİK m.177 hükmüne göre davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
Bilindiği gibi, İK m.177 uyarınca doğrudan doğruya iflas davası açılabilmesi için, davacının “alacaklı” sıfatını haiz olması gerekmektedir. Yukarıda belirtildiği üzere, davacı tarafından davalı aleyhine Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açılmış, yargılama sürecinin sonunda 18.05.2022 tarih ve …. K. sayılı ilam ile “…Davacının kısmen kabulü ile Konya …. İcra Müd. … E. Sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin asıl 492.065,55 TL asıl alacak ,alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 faiz ile devamına…298.413,11 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline..” karar verilmiş, söz konusu karar 16.06.2022 tarihinde kesinleşmiştir. Yani davacı taraf, kesinleşen mahkeme ilamına istinaden davalı şirketten alacaklıdır. Bu nedenle davacının, iflas davası açılabilmesi için gerekli “alacaklı” sıfatını haiz olduğu açıktır.
Davacının iflas istemine dayanak yaptığı İİK m.177 hükmünde iflas sebepleri şu şekilde sıralanmıştır:
“1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadiyle kaçar, alacaklıların haklarını ihlal elen hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoliyle yapılan takip sırasında mallarını saklarsa;
2- Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa;
3- 308 inci maddedeki hal varsa
4- İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse”
Görüldüğü üzere, İİK m.177, £.1, bent. | hükmünde, borçlunun malum yerleşim yerinin olmaması, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçması, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması veya bunlara teşebbüs etmesi yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklaması halinde borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verileceği düzenlenmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, 30.06.2021 tarihinde davalı şirketin merkez adresine hacze gidildiğinde davalı şirketin adreste olmadığının tespit edildiğini belirtmiştir. Dosyada mevcut Emniyet Müdürlüğü yazısı da davacının bu iddiasını doğrular niteliktedir. Nitekim ilgili yazıda, şirketin merkez adresine gidildiğinde şirketin merkez adresinde olmadığının tespit edildiği belirtilmiştir. Dolayısıyla, şirketin malum yerleşim yerinin bulunmadığı sabit olduğundan, şirketin İİK m.177, £, bent.1 hükmüne göre iflasına karar verilebilecektir.
İİK’nın 177. maddesinin 1. fıkrasının 2. bendinde öngörülen iflas sebebi ise ödemelerin tatili sebebiyle iflastır. Bilindiği gibi, ödemelerin tatil edilmesi, borçlunun muaccel borçlarını sürekli ve genel nitelikte ödeyememesi durumudur. Ödemelerin tatilinden söz edebilmek için genellik ve süreklilik gerekmektedir. Borçlu muaccel ve çekişmesiz borçlarını ödeyemiyor ve bu husus geçici bir duruma dayanmıyor ise, borçlu ödemelerini tatil etmiş demektir’. Ödemelerin tatil edildiğinin kabulü için, borçlunun borca batık olmasına da gerek yoktur.
Aciz haliyle benzeşen ödemelerin tatilinde borçlu borcu ödeyecek nakit kaynaklardan yoksundur. Borçlu ödemelerini tatil ettiğini alacaklılara açıkça bildirebileceği gibi,borçlunun ödemelerini tatil ettiği çeşitli olaylardan da anlaşılabilir. Borçlunun ödemelerini tatil etmiş olup olmadığının takdiri hâkime ait olup hâkim buna her münferit durumu göz önünde tutarak karar verecektir”. Mesela borçluya karşı yapılan ve devam eden icra takipleri çoğalmışsa, birçok senedi protesto olmuşsa veya borçlunun mallarının büyük bir kısmına haciz konulmuş ise, borçlunun ödemelerini tatil ettiği anlamı çıkarılabilir.
Bilirkişi raporunun mali incelemeler kısmında belirtildiği üzere, davalı şirket aleyhine 2020 yılından bu yana başlatılmış 13 icra takibi bulunmaktadır. Davalı şirket aleyhine başlatılan bu takipler, şirketin nakit darboğazı içerisinde olduğuna işaret etmektedir. Yine yukarıda belirtildiği gibi, 2021 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde 2021 yılı toplam net satış tutarı 72.934,83 TL gibi cüzi bir tutardır.
Ayrıca yine yukarıda belirtildiği gibi, davalı şirket 2022 yılı Ocak ve Ağustos ayı KDV beyannamelerini boş olarak vermiştir.
Davalı şirket aleyhine başlatılan takipler ile celp edilen beyannameler üzerinden tespit edilen veriler, şirketin ödemelerini tatil ettiğinin emarelerindendir. Ancak; şirketin malum yerleşim yerinin bulunmamasına bağlı olarak İİK m.177, f.1, bent.hükmüne göre iflas koşulları zaten oluştuğundan, İİK m.177, f.1, bent.2 ine göre ödemelerin tatili sebebine dayalı iflas kararı verilmesine dahi gerek bulunmamaktadır.
İİK’nın 177. maddesinin 1. fıkrasının 3. bendindeki iflas sebebi, konkordatonun tasdiki
talebinin reddi halinde; İİK’nın 177. maddesinin 1. fıkrasının 4. bendindeki iflas sebebi ise icra emrinin yerine getirilmemesi halinde iflas koşullarını düzenlemektedir. Ancak dosya kapsamında bu iflas sebeplerinin varlığına dair veri bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre,Davalı şirket aleyhine başlatılan takipler ile celp edilen beyannameler üzerinden tespit edilen verilerin, şirketin ödemelerini tatil ettiğinin emareleri olduğu, ancak şirketin malum yerleşim yerinin bulunmamasına bağlı olarak İİK m.177, f.1, bent 2. hükmüne göre iflas koşulları zaten oluştuğundan, davalı şirketin İİK m.177, f.1, bent.2 hükmüne göre iflasına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜNE,
2- İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde … sicil numarası ile kayıtlı ve muamele merkezi “… Mahallesi, … Caddesi … Blok No:9/1 İç Kapı No:404 Bahçelievler/İstanbul ” olan …. ANONİM ŞİRKETİ’nin 13/04/2023 günü saat: 10:04 itibariyle İFLASINA,
3- İflas ile ilgili olarak Bakırköy Nöbetçi İflas Müdürlüğüne müzekkere YAZILMASINA,
4- İflas ile ilgili olarak İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne BİLDİRİMDE BULUNULMASINA,
5- İflasın, iflas müdürlüğü tarafından İİK’nun 166.maddesinde yazılı usullere göre İLANINA,
6- İflas avansının Bakırköy İcra ve İflas Müdürlüğü’ne AKTARILMASINA,
7-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcın peşin alınan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,

8-Davacı tarafından ödenen 80,70 TL Başvurma Harcı , 80,70 TL Peşin Harç, 11,50 TL vekalet harcının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Davacı tarafından yapılan 12 tebligat + posta ücreti 76,00 TL , ilan masrafı 1413,12 TL, bir bilirkişi ücreti 7.000,00 TL ile 25.000,00 TL iflas avansı olmak üzere toplam 33.489,12 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
10-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
11-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafından peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun 164/2 nci madde hükmü uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 13/04/2023

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”