Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/68 E. 2022/1193 K. 05.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/68 Esas
KARAR NO : 2022/1193

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2022
KARAR TARİHİ : 05/12/2022
K. YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket aleyhine davalı tarafından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, yapılan takibin açıkça hukuka aykırı olduğu gibi davalı tarafından başlatılan söz konusu icra takibine konu alacak iddiasının kesinlikle hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, müvekkilinin böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkil hakkında açılan icra takibinde hiçbir yasal dayanak gösterilmemiş olup takip talebinde borcun sebebi olarak ortaklıktan kaynaklanan alacak olduğunun belirtildiğini, müvekkil şirketin davalı ile herhangi bir otaklık ilişkisinin olmadığını, davalı tarafın haksız kazanç elde etmeye çalışarak ilamsız takip açtığını, neticeten; öncelikle İİK 72/2 maddesi doğrultusunda icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalıya borçlu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davacı şirket arasında icra takibine konu alacağın davacı şirketin müvekkiline hisse devri yapmasına karşılık ödenen hisse devir bedelinin, hisse devri gerçekleşmemesinden kaynaklı olarak geri ödenmesine ilişkin olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında hisse devrinin şartlar mucibince yerine getirilmediğini ve hisse devrinin gerçekleşmediğini, müvekkilinin hisse devri karşılığında davacıya öncelikle 29.04.2021 tarihinde 15.300,00 TL ve 8.000,00 TL bedelli ayrı ayrı … ortaklık ödemesi açıklamalı gönderimleri yaptığını, akabinde 03.06.2021 tarihinde 19.000,00 TL ve 6.000,00 TL bedelli yine iki ayrı transfer …. Ortaklık ödemesi açıklamalı gerçekleştirildiğini, ayrıca kabin için yapılan perde ödemesini 1.000,00 TL olarak yaptığını, sonrasında …. ‘na yine reklam ücreti olarak 6.000,00 TL gönderdiğini, bunların tamamının davacı şirketin satın alınmasına yönelik yapılmış sermaye ödemesi olduğunu, bunların dışında … ile yapılan iş nedeniyle kazanılan meblağın da ortaklık ödemesi olarak şirket yetkilisi …. ‘ın aldığını müvekkiline belirttiğini ve toplamda müvekkilinin 70.000,00 TL para ödediğini, davacının bunca zaman geçmesine rağmen hisse bedelinin tamamı ödendikten sonra dahi devir işlemlerine başlamadığını ve müvekkilini uzun bir süre oyaladıktan sonra devirden vazgeçtiğini, zarar edildiğini, parasını veremeyeceğini,bunu böyle kabul edip hayatına devam etmesi gerektiğini müvekkiline söylediğini, müvekkili tarafından hisse karşılığı ödenen bedelin davacı yanca halen iade edilmediğini, neticeten; davanın reddine, davacının % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddini, borcun tamamının depo edilmesine karşı ancak tedbir talebinin kabulünw, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 72 md ne dayalı menfi tespit talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyaya sunulan 26/07/2022 tarihli bilirkişi SMMM …. ve DOÇ. …. tarafından düzenlenen raporda; dava konusunun, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı icra dosyası kapsamında davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibaret olduğu, davacının 2021 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalı tarafından, davacı şirketin hisselerinin kendisine devri amacıyla birtakım ödemelerde bulunduğunun iddia edildiği, ancak hukuken geçerli bir hisse devrinin mevcudiyeti için TMK m. 595 uyarınca muhakkak yazılı bir sözleşmenin ve bu sözleşmedeki imzaların noter tarafından onaylanmasının gerektiği, dosya münderecatında taraflar arasında bu yönde akdedilmiş bir sözleşmeye rastlanılamadığı, dolayısıyla taraflar arasında usulüne uygun olarak akdedilmiş bir hisse devir sözleşmesinin mevcudiyetinden bahsetmenin mümkün olmayacağı, ancak söz konusu geçersizliğin edimini ifa eden taraf için hakkaniyetsiz sonuçlar doğurabildiği; dolayısıyla edimi ifa eden, tarafın ifa ettiği bedelin iadesini isteyebileceği, davalı tarafından, davacı şirket yetkilisi … hesabına yapılan toplam 42.300,00 TL ödemeye ilişkin olarak; her ne kadar davacı şirket ticari defterlerinde mezkur ödemeler kayıtlı olmasa da dekontların açıklama kısmında “Ortaklık Ödemesi” ibaresi bulunduğu ve davacı şirket yetkilisihesabına yapıldığından mezkur ödemelerin kabulünün gerekeceği, davalı şirket cevap dilekçesinde belirtilen diğer toplam 48.430,00 TL ödemelere ilişkin olarak; her ne kadar davacı şirket ticari defterlerinde mezkur ödemeler kayıtlı olmasa da …. tarafından davacı şirket yetkilisi …. hesabına yapılan ödemelere istinaden dosyaya mübrez … yazışması bulunduğu, yazışma içeriğinde “…. son ödemesini yaptım” mesajının bulunduğu, davalı tarafından … ve …’a yapılan ödemelere istinaden dosyaya mübrez dayanak evrak bulunmadığı, öte yandan Dava dışı … ve … huzurdaki davanın tarafı olmadıklarından bu kişilerin gönderdiği bedeller yönünden husumetin yalnızca davalı …’a yönetilmesi, böylelikle menfi tespit talebinde bulunulması ve dava dışı …. ve …. tarafından gönderilen toplamda 47.430,00-TL’lik bedelin pay devri hukuki sebebine dayalı olarak davacı şirketten talep edilmesinin mümkün olmadığı; davalı tarafından “Kabin Perde Ödeme” açıklamasıyla gönderilen 1.000,00-TL’nin ise pay devri kapsamında ödendiğinin ispat edilemediği, netice itibariyle davalının hisse devri kapsamında davacı şirketin huzurdaki dosya kapsamında davalıya 42.300,00-TL’lik borcu olduğu hususu bildirilmiştir.
Davacı ile davalı arasındaki uyuşmazlık; davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan takipte davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davalı tarafça söz konusu takibin davacı şirket yetkilisi ile şirket hisse devrine ilişkin anlaşma çerçevesinde davacı tarafa gönderilen paralar ve bu amaçla yapılan masraflar ve birlikte organize ettikleri işlerden elde edilen kâr payından ibaret olduğu belirtilmiş, taraflar arasında şirket hisse devrine ilişkin yazılı sözleşme sunulmamış ise de; davalı tarafından davacı şirket yetkilisi … hesabına ortaklık ödemesi olarak yapılan 42.300,00 TL’nin taraflar arasındaki hisse devri anlaşması çerçevesinde yapıldığı kabul edilmiş ve davalının şirket hisse devri gerçekleşmemesi nedeniyle ödediği bu bedeli davacıdan talep edebileceği kabul edilmiş, ayrıca yemin için davet edilen davacı şirket yetkilisinin davacı tarafından gönderilen 1.000,00 TL’nin iş yeri kabin perdesi için gönderildiği,… un davalının kendilerine yönlendirdiğini ve …. ‘a yapılan satıştan 2.030,00 TL’lik satıştan 500,00 TL kâr kaldığını, 39.300,00 TL’lik satıştan 9.500,00 TL kâr kaldığını, bu kârlara ortak olduklarını , instagram fenomeni şahsa gönderilen 6.000,00 TL’nin ortaklık için gönderildiğini beyan etmesi karşısında yapılan işlerden edilen 10.000,00 TL kârın yarısı 5.000,00 TL’nin davalının davacıdan talep edebileceği miktar olduğu kabul edilmiş ayrıca 6.000,00 TL harcamanın yarısı 3.000,00 TL’nin davalıya iadesi gerektiği kabul edilmiş ve iş yeri için ödenen, 1.000,00 TL’nin de davalıya iadesi gerektiği kabul edilmiş, böylece davalının yapılan takipte 42.3000,00 + 1.000,00 + 5.000,00 + 3.000,00 TL olmak üzere toplam 51.300,00 TL alacaklı olduğu, 18.700,00 TL yönünden ise davacının borçlu olmadığı kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE,
Davacının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalıya 18.700,00 TL borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,

2- Harçlar Kanunu gereğince tahsili gereken 1.277,39 TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 1.195,43 TL peşin/nispi harcın mahsubu sonucu bakiye 81,96 TL harcın davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL başvuru harcı + 1.195,43 TL peşin nispi harç + 11,50 TL vekalet harcından ibaret toplam 1.287,63 TL harcın davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan 161,85 TL posta/tebligat/ müzekkereden ibaret yargılama giderinin kabul/red oranına göre 42,08 TL’sinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunan 3.000,00 TL yargılama giderinin red/kabul oranına göre 2.220,00 TL’sinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
Sarf olunmayan gider/delil avansının karar kesinleştikten sonra ilgilisine iadesine,

4-a.) Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine hüküm altına alınan dava değerine göre yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa ödenmesine,
b.)Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tari- hinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00‬ TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,
Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/12/2022
Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır