Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/654 E. 2023/202 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/654 Esas
KARAR NO : 2023/202

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/07/2022
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
K. YAZIM TARİHİ : 02/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davalı taraf ve müvekkili şirket arasında yapılan sözleşme ile … Fuarının … tarihleri arasında gerçekleştirileceği kararlaştırıldığını, ancak davalı taraf hiçbir gerekçe göstermeden haksız biçimde tek taraflı olarak işbu fuar tarihini, tarih belirtmeksizin ileri bir tarihe ertelediğini bildirdiğini, anılan fuar için müvekkilince yüksek bütçeli koleksiyonların, fuar stantlarının hazırlanması kiralanan alanların ücretlerinin ödenmesi, seyahat ve konaklama rezervasyonlarının gerçekleştirilmesi gibi bir çok masraf yapıldığını, yakın tarihlerde başka fuarlar düzenlenmesi ve davalının müvekkilinin katılacağı fuarı ertelemesinde hiçbir hukuki gerekçe bulunmaması nedeniyle davalı taraf ile müvekkili arasındaki fuar katılım sözleşmesini haklı nedenle feshetme zarureti hasıl olmuş olup bu husus Denizli … Noterliği 05.10.2021 Tarih Ve … Yevmiye Nolu İhtarnamesi ile davalı tarafa bildirildiğini ve ek olarak taraflarınca ödenen bedelin taraflarına iadesi talep edildiğini, ancak ihtarname sonrası ödenen bedel ihtarnamede belirtilen sürede ödenmediğini, bu nedenle işbu alacağın temini için davalı taraf aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile takibe girişildiğini, borçlu davalının haksız ve kötüniyetli itirazıyla işbu takip durduğunu, … Derneği (…) ile … Derneği (…) arasında yapılan anlaşma ile ortak paydaları olan ev tekstili konusunda yılın belirli zamanlarında yapılmak üzere fuar düzenlenilmesi kararlaştırıldığını, dernekler ile … Anonim Şirketi arasında (…) arasında 06.12.2005 tarihinde Protokol isimli sözleşme akdedildiğini, akabinde … ve … arasında, 20.11.2007 tarihinde Birleşme Protokolü imzalandığını ve bu protokole bağlı olarak … kendini feshederek … ‘ye devrolduğunu, … ‘nin adı … Derneği (…) olarak değiştirildiğini, böylece bu tarihten itibaren …, 06.12.2005 tarihli fuar düzenlenmesi konusundaki Protokol’ün tarafı haline geldiğini, 2005 yılından bu yana adı geçen protokolün uygulanması sürecinde değişikler olduğunu, bu nedenle de ek protokoller düzenlendiğini, davalı taraf müvekkili şirket ile aralarındaki katılım sözleşmesini gözeterek taraflarından ya da gerekli yerlerden onay almadan, haklı bir sebep göstermeden mezkur fuar tarihini ertelediğini, böylece müvekkili şirketin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, üstelik davalı tarafça fuar gerçekleşeceği tarihlerde eş zamanlı olarak … tarihlerinde gıda fuarı, … tarihinde … fuarı, yine …, … gibi sektörel fuarlar düzenlendiğini beyanla İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki davalının yaptığı haksız itirazının iptalini, icra takibinde belirtilen talepleri doğrultusunda takibin devamını, itirazın kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine takip tutarının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama masraf ve vekâlet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket; … Holding bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirketi olduğunu, davacı şirketin ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek … Fuarı (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahipt olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, davacı, … ile yapılan protokolün çerçeve sözleşme olduğunu, bu nedenle katılım sözleşmelerinin ilgili maddelerinin geçersiz olduğunu iddia ettiğini, ayrıca davacı tarafından ödemelerin yapıldığına ilişkin iddialarına açıkça itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin, fuarın tarihini değiştirme hakkı bulunduğunu, fuar tarihinin değiştirilmesi katılımcılara sözleşmeyi fesih ve ödenen bedelin iadesi hakkı vermediğini beyanla haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, tüm yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir
Dava, İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
UYAP ortamından celp olunan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının tetkikinde; davacı/ alacaklı tarafından davalı/ borçlu aleyhine bedeli ödenen ve gerçekleşmeyen fuarlardan kaynaklanan cari hesap alacağından kaynaklanan 43.006,06 TL diğer + 3.288,49 TL işlemiş faizden ibaret toplam 46.294,55 TL alacağın tahsili istemiyle ilamsız takibe girişildiği, ödeme emrini tebellüğ eden borçlunun vekili aracılığıyla ibraz ettiği dilekçe ile ” alacaklı görünen tarafa her hangi bir borcunun bulunmadığı”ndan bahisle borca , faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itiraz ettiği, İİK 66 md gereğince İcra Müdürlüğü’nce takibin durdurulmasına karar verildiği, itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, alacaklı vekilinin yasal süre içinde mahkememize müracaatla iş bu davayı ikame ettiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 46.294,55 TL suretiyle ödediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine iş bu itirazın iptali talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 559,13TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 379,23 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA ,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa ödenmesine dair,

Davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve … tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/02/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır