Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/638 E. 2022/774 K. 18.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/638
KARAR NO : 2022/774

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 08/07/2022
KARAR TARİHİ : 18/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 08/07/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Davacının, 16.06.2021 tarihinde vefat eden, …. TC kimlik numaralı …..’in kızı olduğunu, murisin ölümü ile birlikte geriye mirasçı olarak Murisin eşi …., oğlu … ve kızı (müvekkilem) … kaldığını, davacının ailesi aslen Ardahanlı olduğunu ve eski geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olup, ataerkil aile yapısını halen koruduklarını, davacının babasının ölümünden sonra, veraset ilamına göre davacıya verilmesi gereken miras hak ve hisselerinden feragat etmesi için kendisine çok baskı yapıldığını, feragatname imzalaması için adeta tehdit edildiğini, davalı şirket hissedarları olan diğer aile fertlerinin şirketin yönetiminde bazı suistimaller gerçekleştirduğiğini, baba ….’in ölümünden sonra, bir kısım sahte evrak ve sahte imzalarla devir sözleşmeleri imzalanmış ve kararlar alınarak, Şirketin paylarının baba tarafından oğluna satılmış olduğu şeklinde bir oldu bitti ile şirketin hissedarlık yapısının değiştirildiğini, davacının babasının vefat ettiği sırada Şİrketin %25 hissesi Muris adını kayıtlı idi. Murisin ölümünden 58 gün sonra şirketin hisselerinin oğlu ….’E satılması-devredilmesi imkansız iken, murisin ölümünden sonra bu işlemler yapıldığını, bu durumun müvekkilem ….’nın açtığı miras tespit davasından sonra farkedilince, şirket yönetimindeki diğer aile fertleri olan ortakların cezai yaptırımlardan korkarak, davacının şirketteki hissedarlığını kabul ettiklerini, ancak, bu kez de sermaye arttırımı yoluyla şirketin ortaklık yapısını değiştireceklerini, müvekkilemin şirketteki varlığına sermaye arttırımı yoluyla eriterek son vereceklerini, müvekkilem …’ya kuruş koklatmayacaklarını” her yerde alenen ifade ederek, esasen, tamamen şirkete ait olan mal varlıklarını satıp elde ettikleri gelirleri sanki kendi şahsi varlıklarıymış gibi şirkete sermaye olarak koymayı taahhüt edip, 15.04.2022 tarihli Olağanüstü Genel Kurulda sermaye artış kararı aldıklarının beyan ederek, öncelikle … SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nde hakim ortakların şirketin mal varlığını kendi şahsi uhdelerine geçirmeleri ve Ticaret Kanunu ve yasal mevzuata aykırı davranış ve faaliyetleri nedeniyle ihtiyati tedbir olarak şirkete yönetim kayyımı atanmasını, Usul ve yasaya aykırı olarak toplanan 15.04.2022 tarihli olağanüstü genel kurulun iptaline karar verilmesini, miras yoluyla şirkette azınlık ortak olan Müvekkilem …’nın hisselerini sermaye arttırımını kullanarak eritmek ve şirketteki ortaklığını bitirmek amacıyla 15.04.2022 tarihli yasadışı olağanüstü genel kurulda kötü niyetli ortaklar tarafından alınan sermaye artışına dair çoğunluk kararlarının iptaline karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin dahi karşı tarafa tahmilini talep ve dava etmişlerdir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava,davalı şirketin 15/04/2022 tarihli 2022 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 445 nci maddesi hükmü “446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde olup iptal davası açılabilecek mahkeme belirlenmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 14 ncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü”Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” şeklinde olup yukarıda sözü geçen madde ile bu madde birlikte değerlendirildiğinde genel kurul kararlarının iptali davalarında şirket merkezinin bulunduğu asliye ticaret mahkemesinin yetkisi kesin yetkidir.
İstanbul Ticaret Sicil Odası’nın internet sitesinden alınan davalı şirkete ait sicil kaydı incelendiğinde;davalı şirketin merkez adresinin, “…. Mahallesi, … Caddesi, No:52/1 Arnavutköy/İSTANBUL olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 19 ncu maddesinin birinci fıkrası hükmü “Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir.” şeklinde olup kesin yetkinin söz konusu olduğu davalarda mahkeme yetkili olup olmadığını kendiliğinden araştırmak zorundadır.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde;Davacı vekili, 15/04/2022 tarihli 2022 yılı olağan genel kurulunda alınan kararların iptali istemi ile huzurdaki davayı açmış ise de;davalı şirketin merkez adresinin Mahkememiz yargı sınırları dışında olduğu,açılan davada şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinin yetkisinin kesin oluğu ve davalı şirketin merkez adresinin İstanbul Adliyesi yargı sınırları içerisinde kaldığı anlaşıldığından, davanın, kesin yetki kuralına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1-(ç) ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine,dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davanın genel kurul kararlarının iptali davası olduğu , TTK’nun 445. Maddesi uyarınca bu tür davalar da yetkili mahkemenin şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olduğu anlaşıldığından , kesin yetki kuralına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK’nun 114/1-(ç) ve 115/2. maddesi uyarınca davanın usulden REDDİNE,
2-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
4-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
5-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Adliyesi Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi 18/07/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪