Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/636 E. 2022/1065 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/636 Esas
KARAR NO : 2022/1065

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/05/2022
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
TALEP: Davacı vekili 19/05/2022 tarihli Büyükçekmece Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile açtığı dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilin şirketin yetkilileri … ile kardeşi …. olduğunu, müvekkil şirket, kamyon ve iş makineleri alım satım işi yaptığını , müvekkil şirketin yetkililerinden olan …., araç satın almak için internetten araştırma yapmış ve yetkili … bayii ve servisi olan davalı …ne ait … plakalı … model aracı satın almak için şirketin temsilcisi/yetkilisi … ile bu şahsa ait … numaralı telefon üzerinden iletişim kurulduğunu , … ”aracın hiçbir sorunu olmadığını söylediğini, fiyatta anlaştıktan sonra 15.09.2021 tarihinde 25.000 TL kapora davalı şirketin hesabına müvekkil şirketin hesabından transfer edildiğini , 17.09.2021 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi …. ve arkadaşı …. sabah 09:00 sularında aracı almak için davalı şirkete gittiğini , bayi ve servis olmalarının verdiği rahatlıkla araca herhangi bir expertiz yaptırılmadan güvenerek 400.000 TL üzerinden anlaşma sağlandığını ve kalan 375.000 TL davalı şirketin hesabına transfer edildiğini , şirket yetkilisi …. iş yoğunluğu nedeni ile davalı şirketten ayrıldığını , … kendisine verilen vekaletname ile satış için orada kaldığını , noter satışı saat 16:30 sularında yapıldığını ve bayiye dönüşleri saat 17:00 sonrasına kaldığını , … aracı teslim aldıktan sonra yola çıktığını ve yaklaşık bir saat sonra aracın su lambası yandığını , aracı sağa çekip kontrol ettikten sonra davalı … çalışanı … isimli şahıs ile iletişime geçtiğini ”aracın altından bir yerlerden yağ ya da su gibi bir şeyin aktığını” söylemiş ve görüntülü olarak … Bey ile görüştüğünü . …. Bey ”gelen yağın direksiyon pompasından gelen yağ olduğunu, yanan lambayı dikkate almamasını, korkulacak bir şeyin olmadığını söyleyerek yola devam etmesini” söylediğini …. ın Sakarya civarlarında uyumak için konakladığını , sabah kalkıp yola çıkmış, yaklaşık 30-40 km sonra Hendek ilçesi civarında araç kendini korumaya alarak gazı kestiğini , … otoyolda aracı sağa çekip baktığında bir hortumun yerinden çıktığını ve oradan aracın su, yağ ya da su-yağ karışımı bir maddenin aktığını gördüğünü araç müvekkil şirketnın Elazığ ilinde bulunan yerleşkesine ulaştığını , sonrasında müvekkil şirket yetkilileri aracın sorununu tam olarak araştırmaya başladığını , motor suyuna yağ karıştığını roterdar kazanının içeriden patlak olduğunu anlayarak kazanı söküp değiştirdiğini ,dilekçelerinde detaylı açıkladıkları ve resen dikkate alınacak nedenlerle müvekkil şirket tarafından davalı şirketten satın alınan … plakalı …. model …. model araçta bulunan gizli ayıplar nedeni ile meydana gelen ve müvekkil şirket tarafından aracın tamiri için ödenen 220.290,67 TL zararın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkil şirkete verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile;Davacının Akçadağ Sulh Hukuk Mahkemesi …. Değişik İş dosyası kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporunun delil olarak kabul edilemeyecağini, değişik iş dosyasında davalı şirkete savunma hakkı verilmediğini, müvekkili şirketin faaliyet çevresinden uzakta bir serviste dava konusu aracın kontrolleri yapıldığını ve müvekkili şirkete değişik iş dosyası kapsamında herhangi bir tebligat gönderilmediğini, dava dilekçesinin tek taraflı beyanı ile oluşturulan durumun dava dilekçesine aktarıldığını, bu haliyle davacının davasına temel teşkil ettiği raporun davada esas alınmasının hukuka aykırı olacağını, satın alan kişinin aracı satıcıya geri götürmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 400.000 TL bedelle yeni alınan bir aracın satın alındıktan bir saat sonra arıza vermesi halinde satın alan kişinin aracı satıcıya geri götürmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının uyarı lambasının yanması ve aracın su akıtmasına rağmen yola devam ettiğini ve iddiasına göre 3 gün boyunca yolculuk yaptığını, aracı aldığı gün arıza vermesi üzerine aracın satıcıya götürülmemesinin basiretli bir tacirin yapacağı bir davranış olamaycağını, dava konusu aracın söz konusu arızası davalı kaynaklı değil, davacı şirket kaynaklı, yanlış ve hatalı kullanım kaynaklı olduğunu, dava konusu araçta gizli ayıp olmasının mümkün olmayacağını,aracın, davacı tarafından satın alındığı sırada yaşı ve kilometresine bağlı olarak bu tarz sorunlar çıkarabileceğinin kabul edildiğini ispatlamak adına tanık dinleteceklerini, tüm bu hususların teknik olarak mahkemenin tayin edeceği bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine bakacak olursak, ilgili kanunun 23.maddesinin 1-c bendinde; ”Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür.” denildiğini, davaya konu aracın 24/05/2019 tarihinde satıldığını davacının bu tarihten itibaren 8 gün içerisinde aracı inceletip, araçta bir ayıp olması durumunda satıcıya ihbarda bulunmasının gerekeceğini özetle; araçta ortaya çıkan ve iddia edilen arıza davacının kullanım süresi içerisinde aracın yaşı ve kilometresine bağlı olarak ortaya çıkması gayet normal olan bir arıza olduğunu, davacının aracı görerek, bilerek ve kontrol ederek satın almış olmuş olduğunu, aracın yaşı ve kilometresine bağlı olarak ortaya çıkaracağı arızaları kabul ettiğini,davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLER VE GEREKÇE: HMK’nun 115 nci maddesinde ise ” (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.(2) Mahkeme,dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 114/1. md. de dava şartları tahdidi olarak sayıldıktan sonra 2.fıkrada “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” denilmiştir.
7155 sayılı Kanun’un 20 nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A md ile bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak belirtilmiş,Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek olan bazı davalarda,dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı hâline getirilmiştir.
Yine 7155 sayılı Yasa ile değişik 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanu- nu’nun 18/A maddesi hükmünde “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden redde- dileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir.Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Talep incelenmekle; davacının aracın tamiri için ödenen 220.290,67 TL zararın ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte dava konusunun bir miktar paraya ilişkin olduğu ve davacının dava açmadan önce arabulucuya başvurduğuna ilişkin ön inceleme duruşmasına kadar herhangi bir belge sunmadığı anlaşılmış olmakla, 7155 Sayılı yasa ile değişik 6102 Sayılı TTK’nun 5/A ve aynı sayılı yasa ile değişik 6325 Sayılı Kanun’un 18/A md birinci fıkrası gereğince arabuluculuğa başvurulmasına ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6102 sayılı TTK 5/A maddesi gereğince, davadan önce arabulucuya başvuru şartı yerine getirilmediğinden, dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,
3- Davacı tarafça sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
5- Karar kesinleştiğinde bakiye gider avansının davacıya iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK 394/5 ve 341/1 maddesi gereğince tebliğden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 26/10/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza

“iş Bu Evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununun 5. Madde Uyarınca Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmış Olup, 22. Madde Uyarınca Da Islak İmza İle İmzalanmayacaktır.”