Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/630 E. 2022/901 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/630
KARAR NO : 2022/901

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 21/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin, Bakırköy nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 27/04/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde ; Müvekkili kurumun Esenyurt SGK merkezine bağlı olarak … mah. …. Sokak No :24/A adresinde faaliyet gösteren dava dışı … Yapı A.Ş.’nin asıl işveren … A.Ş.’nin taşeronu olarak Bayrampaşa’da yer alan eski …. yerinde yapılan konut projesi inşaatında müvekkili kurumun sigortalısı …. T.C. Kimlik numaralı ….’ın 06/08/2017 tarihinde geçirdiği iş kazası sebebi ile hak sahiplerine müvekkili kurum tarafından bağlanan gelirlerin ve yapılan diğer ödemelerin kazanın meydana gelmesine kusuru ile sebebiyet verenlerden tazmini için diğer sorumlular ile birlikte belirtilen şirket aleyhine Bakırköy …. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile rücuen tazminat davası açıldığını, ihyası istenen şirketin terkinden önceki resmi ticaret sicilindeki faaliyet adresinin Büyükçekmece’de bulunduğunu, söz konusu davada yapılan yargılamada söz konusu şirketin tasfiye edilerek kapanmış olduğunun tespit edildiğini, bu durum anlaşılınca Bakırköy …. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyasının 24/06/2022 tarihli duruşmasında … İnşaat İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi isimli şirketin ihyası için kendilerine süre ve yetki verildiğini, bu durumda her ne kadar söz konusu şirket tasfiye edilerek kaydı sona erdirilmiş ise de müvekkili kurumun alacağı gözetilmediğinden tasfiyenin tam olarak tamamlanmadığını, müvekkili kurumun açmış olduğu davanın da taraf teşkili sağlanamadığından söz konusu davanın da yürütülemediğini, bu sebeplerle bahse konu şirketin ihyasına, şirkete tasfiye memuru tayinine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … müdürlüğü vekilinin 22/07/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ticaret Sicili Müdürlüğünün TTK’nun 32 maddesi ve ticaret sicili yönetmeliğinin 34. Maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memurunun tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı ticaret sicili müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını bu nedenlerle müvekkili kurum yönünden davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memuruna usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın bu davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 320/1.maddesi hükmü gözönüne alınarak taraflar duruşmaya davet edilmeyerek dosya üzerinden karar verilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili davasıdır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; …. sicil nosunda kayıtlı TASFİYE HALİNDE …. İNŞAAT İÇ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin son tescilini 30/11/2021 tarihinde yaptırdığı, şirketin tasfiyesinin sona erdiğinin ise 30/11/2021 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği,genel kurul kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak davalı gerçek kişinin seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Büyükçekmece / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ;TTK’nun 543’ncü maddesi uyarınca, tasfiye halinde bulunan şirketin tasfiyesinin kapanması ve terkin işlemlerinin yapılabilmesi için tüm borçlarının tasfiye edilmiş olması, TTK’nun 545’nci maddesine göre yapılan sicilden terkin işleminin hukuka uygun bir terkin işlemi sayılabilmesi için tasfiyenin de usulüne uygun olarak sona erdirilmiş olması gerekmektedir. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise , tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile anonim şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve dava ile takiplerin yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde … İnşaat İç ve Dış Ticaret Anonim Şirket’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davalarda taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına, ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …..’nın şirketin tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün .. sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde …. İnşaat İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy .. İş Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan davalı ….’nın (TC No:…) şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride davalı tasfiye memurundan tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcı ile 80,70.-TL başvuru harcının davalı …..’dan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
5-Davalı …. Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle bu davalı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine YER OLMADIĞINA,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin eski tasfiye memuru olan davalı ….’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan 5 tebligat + posta ücreti 98,25 TL yargılama giderinin davalı …..’dan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 595,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi.21/09/2022

Başkan ….
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”