Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2022/654 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/530 Esas
KARAR NO : 2022/654

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/06/2022
KARAR TARİHİ : 15/06/2022
K. YAZIM TARİHİ : 15/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … Sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme gereği davalı şirket sözleşmede belirtilen araçları yine sözleşmede belirtilen şartlara uygun olarak kullanması için müvekkili şirkete teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkili şirket de bu araçları sözleşmeden doğan hak ve sorumlulukları doğrultusunda kullanmayı ve karşılığında sözleşmede belirtilen kira bedelini ödemeyi üstlendiğini, sözleşme kapsamında kiralanan ….. plakalı araç, 01.08.2021 günü maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, meydana gelen kazanın hemen ardından müvekkili şirket çalışanı olan araç sürücüsü ….. tarafından davalı şirketin müşteri hizmetleri telefonla arandığını, akabinde ….. plakalı araç olay yerinde davalı şirket tarafından görevlendirilen ….. isimli çekici firmasına tarafımızca teslim edildiğini ve davalı şirketçe yönlendirilmiş olan servise bırakıldığını, ancak söz konusu araç, davalı şirketin hatalı yönlendirmesi nedeniyle yanlış bir servise bırakıldığını, orada iki gün bekletildikten sonra başka bir servise aktarıldığını, davalı şirketin müşteri hizmetleri ile iletişime geçildiğinde söz konusu durum kabul edilerek hatalı yürütülen işlemlere servisin personel eksikliği gerekçe gösterildiğini, ….. plakalı araç, 01.08.2021 tarihinde kaza anından sonra müvekkili şirket tarafından kullanılmamış olup olay yerinde davalı şirket tarafından görevlendirilen firmaya teslim edildiğini, Kaza tespit tutanağı ve yol yardım bilgi formunda bu hususun açıkça görüldüğünü, kaza tespit tutanağında kazanın 01.08.2021’de saat 17.20’de gerçekleştiği tutanağa geçirildiğini, … firmasınca düzenlenen yol yardım formunda ise çekici firmanın 01.08.2021’de saat 18.25’de çağrıldığı; aracın sürücü ….. tarafından çekici yetkili …..’a teslim edildiği tarafların imzası altına alınarak tutanağa geçirildiğini, aracın tutanaklardan da anlaşılacağı üzere, Çakırlar Mahallesi …. Sokak olan kaza mahallinde, kazadan hemen sonra yetkililere teslim edilerek müvekkili şirket kullanımından çıktığı tutanaklarla sabit olduğunu, taraflar arasında akdedilen … Sözleşmesi’nin 9. maddesinde kiralanan araçların trafik sigortası ve hasar sorumluluğunun kiraya veren şirkete ait olduğu açıkça düzenlendiğini, buna rağmen kaza sonrasında dava konusu araçta meydana gelen hasar dolayısıyla müvekkili şirkete yönelik 16.839,78-TL tutarında ‘hasar yansıtma bedeli’ faturası düzenlendiğini, Ankara …. Noterliği 21.02.2022 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı şirket tarafından düzenlenen … numaralı 30.12.2021 tarihli 16.839,78-TL bedelli işbu faturanın içeriğinin ve borcun kabul edilmediği, sözleşme gereği müvekkili şirketin hasardan sorumlu tutulamayacağı davalı şirkete ihtaren bildirildiğini, tarafına tebliğ edilen ihtarnamenin hemen ardından davalı şirket, Gaziosmanpaşa .. Noterliği’nin 10.03.2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … Turizm Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.’nin müvekkili şirketten alacaklı olması nedeniyle işbu borcun ödenmemesi halinde taraflar arasında geçerli olan sözleşmenin feshedileceğini taraflarına bildirdiğini, davalı şirketin fesih tehdidi ile karşı karşıya kalan müvekkili şirket, sözleşmenin devamını sağlayarak ticari hayatını aksatmadan sürdürebilmek maksadıyla 16.839,78-TL fatura bedelini dava açma hakkını saklı tutacak şekilde ihtirazı kayıt koyarak ödemek durumunda kaldığını, yapılan ödemenin akabinde taraflarınca Altındağ .. Noterliği 30.03.2022 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile Gaziosmanpaşa .. Noterliği’nin 10.03.2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesine cevaben; müvekkili şirketçe ihtarname içeriğinin kabul edilmediği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin sözleşme süresi sonuna kadar aynı şartlarda devam edeceği, müvekkil şirketin ….. plakalı araca ilişkin hasar yansıtma bedeli ile ilgili borcu olmadığı ve davalı şirket tarafından düzenlenen faturanın kabul edilmediği, müvekkili şirket tarafından dava açma hakkı saklı kalmak kaydıyla ödeme yapıldığı davalı şirkete bildirildiğini beyanla davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00-TL alacaklarının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsil edilerek müvekkili şirkete ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı taraf alacak talebine ilişkin iş bu davayı mahkememizde ikame etmiş ise de ;
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelen- dirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra Asliye Ticaret Mahke- mesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işlet- mesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nun 4/1-a maddesi ile “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği” hususu hüküm altına alınmıştır.
Somut davanın konusunu oluşturan alacağın bir nevi sözleşmeye dayalı kira ilişkisinden kaynaklandığı, davacının ve davalıların kiracı/kiralayan sıfatıyla bu sözleşmenin tarafı oldukları, 6100 sayılı HMK’nun Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevini düzenleyen 4/1-a maddesi tüm kira ilişkilerini kapsayan yasal düzenleme gereğince iş bu davanın Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlan- dırılmasının gerektiği, göreve ilişkin usul kurallarının HMK’nun 114/1-c maddesinde dava şartları arasında sayıldığı , kamu düzeninden olup resen dikkate alınmasının gerektiği gözetilerek mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın görevsizliğine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
6100 sayılı HMK ‘nun 4/1-a md gereğince Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,
5235 sayılı Kanun’un geçici 2’nci maddesine göre , Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurul- masına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/06/2022

Katip ….
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır