Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/526 E. 2022/744 K. 01.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/526
KARAR NO : 2022/744

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 07/06/2022
KARAR TARİHİ : 01/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekilinin İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verdiği 07/06/2022 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kurumun alacağını tahsil amacıyla dava dışı …. San. Ltd. Şti. Adlı şirketin hasım gösterilerek dava açıldığını, Bakırköy …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görülen davada anılan dava dışı şirketin tasfiye olduğu ve ticaret sicil müdürlüğü kaydının silindiğinin anlaşıldığını, davada taraf teşkilinin sağlanması açısından bu davayı açmaları için kendilerine kesin süre verildiğini, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün Bakırköy ….. İş Mahkemesine gönderdiği yazıyla ihyasını istedikleri şirketin tasfiyesinin sona erdiği 19/11/2012 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiğinin anlaşıldığını, şirketin tescil edilmeden önceki adresinin Beylikdüzü olduğunu, davayı ticaret sicili müdürlüğü ile son tasfiye memuruna yönelttiklerini, bu sebeplerle bahse konu şirketin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı … Müdürlüğü vekili 24/06/2022 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Ticaret sicili müdürlüğünün TTK’nun 32. Maddesi ve ticaret sicili yönetmeliğinin 34. Maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecindeki yetki ve sorumluluğun tasfiye memurunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı ticaret sicili müdürlüğünün sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili müdürlüğün davanın açılmasına sebep olmadığından yargılama giderleri ile vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili müdürlük aleyhine yargılama giderleri ile vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tasfiye memurunun dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşılmıştır.
Dava,basit yargılama usulüne tabi olması ve HMK’nın 320/1.maddesi gözönüne alınarak taraflar duruşmaya davet edilmeden dosya üzerinden karar verilmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hukukî niteliği itibariyle;6102 sayılı TTK’nın 545 ve devamı maddeleri uyarınca açılmış şirketin ihyası ile ticaret siciline tescili istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünden gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde; … sicil nosunda kayıtlı Tasfiye Halinde …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin son tescilini 19/11/2012 tarihinde yaptırdığı,tasfiyesinin sona erdiğinin de 19/03/1998 tarihinde tescil edildiği ve sicil kaydının terkin edildiği, ortaklar kurulu kararı ile şirkete tasfiye memuru olarak ölü davalı …’ün seçildiği görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından gönderilen sicil kayıtları incelendiğinde ihyası istenen şirketin terkin olmadan önce merkez adresinin Beylikdüzü / İstanbul olduğu, buna göre mahkememizin 6102 sayılı TTK’nun 547/1 maddesi anlamında kesin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, incelenen mahkeme dosyası, ticaret sicil kayıtları birlikte değerlendirildiğinde ; Anonim şirketlerin tasfiyesinde 6102 sayılı TTK. Nun 536 ilâ 548 maddelerinde düzenlenen anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Anonim şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesiyle sona erer. Ancak tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmış ise, tüzel kişilik ticaret sicilden silinmiş olsa bile anonim şirket tüzel kişiliğinin sona erdiği kabul edilemez. Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda bir hukuki işlemdir. Bu karar ve işlemin hataya dayanması halinde gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hata veya kasta dayalı şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasını, gerek o işlemi gerçekleştirenler, gerekse bundan zarar görenler isteyebilirler, ayrıca tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı olan kişinin yapılan ilanlara rağmen alacağını yazdırmaması alacağın düşmesini gerektirmez.
Somut uyuşmazlıkta; davacının açtığı davada taraf teşkilinin sağlanması ve davanın yürütülüp sonuçlanması gerektiğinden davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu, bu davada davalı olan Tasfiye Halinde …. Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin tüzel kişiliğinin tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle sicilden terkin edildiği, davacı tarafından açılan davada taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, şirketin tüzel kişiliğinin yeniden ihyasına ek tasfiye işlemlerini yapması için 6102 Sayılı TTK.nun 547/2’nci maddesi uyarınca eski tasfiye memuru olan davalı …..’ün vefat etmesi nedeniyle şirket ortağı …’ün şirkete tasfiye memuru olarak atanmasına, keyfiyetin karar kesinleştiğinde tescil ve ilanına,davalı …..’ün davadan önce vefat ettiğinin anlaşılması ve ölü aleyhine dava açılamayacağından bu kişi aleyhine açılan davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kısmen KABUL kısmen REDDİNE;
A-)Davalı …..’ün dava açılmadan önce vefat ettiği anlaşıldığından ölü aleyhine dava açılamayacağından bu davalı yönünden davanın REDDİNE,
B-)İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin olan Tasfiye Halinde … SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy …. İş Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA,
2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için şirket ortağı … ‘ün (T.C. NO : ….) davalı şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA,
3-Keyfiyetin karar kesinleştiğinde TESCİL VE İLANINA, tescil ve ilan masraflarının ileride ihya edilen şirketten tahsil edilmek üzere şimdilik davacı tarafça KARŞILANMASINA,
4-Alınması gerekli 80,70 TL başvuru harcı ile 80,70 TL peşin harcın ihya edilen şirketten tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 4 adet posta+tebligat ücreti 75,75-TL yargılama giderinin ihya edilen şirketten tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre hesap edilen 5.100,00.-TL ücreti vekâletin ihya edilen şirketten tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı …. Müdürlüğü’nün yasal hasım olması nedeniyle davalı sicil müdürlüğü aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,,
8-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 440,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oy birliği ile karar verildi. 01/07/2022

Başkan …
☪e-imzalıdır.☪
Üye …
☪e-imzalıdır.☪
Üye ..
☪e-imzalıdır.☪
Katip …
☪e-imzalıdır.☪

“İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR.”