Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/524 E. 2023/58 K. 23.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/524 Esas
KARAR NO : 2023/58

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 23/01/2023
K. YAZIM TARİHİ : 01/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili …’ın yetkili vekaletnameye sahip eşi … aracılığı ile sahip oldukları galeride satılması amacıyla … plakalı … marka … model … motor numaralı aracı davalıdan 05.07.2021 tarihinde Bakırköy …. Noterliği … Yevmiye Numaralı Araç Satış Sözleşmesi ile 93.169,00 TL bedeli ödeyerek satın aldığını, araç satın alınırken müvekkili öncesinde tramer sorgusunu yaptırdığını, ekspertize soktuğunu, … muayenesine ilişkin araştırmaları yaptığını, araçta gerekli inceleme ve araştırmayı yaparak üstüne düşen özeni basiretli tacir olarak gösterdiğini, satış esnasında noter tarafından herhangi bir satışa engel durum olmadığını bildirildiğini, araç satın alındıktan müvekkilinin sahip olduğu galeride satışa çıkarıldığını, yine galerici olan … aracılığı ile … isimli kişiye 16.07.2021 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği … Yemiye numaralı “Araç Satış Sözleşmesi” ile 93.500,00-TL bedel ile satılıp teslim edildiğini, araç müvekkilince alıcı …’a satılırken de gerekli özen gösterildiğini, ekspertize sokulduğunu, … sorgusu yapıldığını, … muayenesi kontrol edildiğini ve satış işlemi gerçekleştirildiğini, satış işlemi sırasında satışa engel bir şerh olmadığı satışın yapılabileceği müvekkiline noter tarafından bildirildiğini, … isimli kişi aracı aldıktan bir süre sonra polis tarafından aracın çalıntı olduğu gerekçesiyle araç çekildiğini, aracın gerçekte … model olduğu, çalıntı olduğu ve devredilemez şerhi olduğu belirtildiğini, polis tarafından aracın çalıntı olduğu bildirilerek çekilmesi üzerine … aracı satın aldığı taraflarına ayıplı araç satımı sebebiyle bildirimde bulunduğunu, bedel iadesi talep ettiğini, müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, aracın davalıdan alımında ve … isimli şahısa satımında müvekkiline izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmamakta olup gerekli özen ve araştırma müvekkilince yapılmış olup aracın çalıntı olduğu ve aslında … model olduğu şeklinde gizli ayıp müvekkilince bilinebilecek durumda olmadığını, buna rağmen müvekkili arabayı satmış olduğu … isimli kişiye, dava süresinde mağdur olmaması için ve kendisine karşı dava yöneltilmemesi için ve bu satış işlemleri silsilesinde tek kötüniyetli hareket eden kişi olduğu düşünülen arabayı satın almış olduğu … isimli kişiye biran önce zapta karşı tekeffül hükümlerine karşı başvura bilmek için aralarında … isimli kişi ile protokol imzaladığını, zararını karşıladığını, davalıya zararın giderilmesi için Beyoğlu …. Noterliği 03.02.2022 tarihli … yevmiye numaralı ihtarname ile zararın giderilmesi için başvurulduğunu fakat süresi içerisinde ödeme yapılmadığından iş bu huzurdaki davanın açılma zorunluluğu doğduğunu beyanla satıcının satılanın zaptından doğan doğrudan zararlarından sorumluluğu (Zapta karşı tekeffül borcu) sebebiyle aracın müvekkilince satılmış kişinin zararının karşılanması sebebiyle ödenen araç satış bedelinin HMK m.109’a binaen artırılmak üzere şimdilik 9.000,00 TL’sinin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, satıcının satılanın zaptından doğan dolaylı zararlarından sorumluluğu (Zapta karşı tekeffül borcu) sebebiyle dolaylı olarak yapmış olduğu noter masraflarına ilişkin olarak 500,00 TL’sinin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Her ne kadar davacı vekili iş bu davayı mahkememizde ikame etmiş ise de; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra aynı kanunun 5.maddesinde Ticaret Mahkemeleri’nin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlenmiş,ayrıca Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Diğer yandan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28/11/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanmış ve Kanun’un 87. maddesi uyarınca, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüke- ticiye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Yasanın 3. maddesinde;
– Mal: “Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektro- nik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi mallar”,
– Satıcı: “Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi”
-Tüketici: “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”,
-Tüketici işlemi: “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi”olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden; 6502 sayılı TKHK’nun 73.md gereğince tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemeleri’nin görevli olduğu, kamu düzeninden sayılan görevle ilgili düzenlemelerin taraflarca ileri sürülmese dahi yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği dikkate alınarak göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince davanın usulden reddine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle, HMK 114/1-c ve 115/2 md gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Bakırköy Tüketici Mahkemesi’nin görevli olduğuna,

2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahke- memize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerekti- ğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,

3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne gönderilmesine,

4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin ihtarına,

5- Yargılama gideri ve harçların nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine dair,

Davacı vekili vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/01/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır