Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/523 E. 2023/223 K. 06.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/523 Esas
KARAR NO : 2023/223

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2022
KARAR TARİHİ : 06/03/2023
K. YAZIM TARİHİ : 21/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; taraflar arasında 17.05.2019 tarihinde … tarihleri arasında gerçekleşecek olan ”… Fuarı”na katılım hususunda sözleşme yapıldığını, müvekkili tarafların belirlediği 7.785,74 USD tutarındaki fuar katılım ücretini anlaşmaya uygun olarak alacaklının kabul ettiği ödeme yoluyla ifa ettiğini ancak davalı taraf işbu tarih itibariyle üzerine düşen edimi yerine getirmemiş olup sözleşmeye konu fuar organizasyonunu gerçekleştirmediğini, bahsedilen fuar uluslararası bir fuar olup dolar kuru bazında katılımcılara kiralandığını, bu sebeple … firmasının farklı tarihlerde yaptıkları sözleşmelerde farklı kur üzerinden değer belirlemesi yapıldığını, davalı tarafın hiçbir haklı nedene dayanmayan oyalama çabaları ve belirsizlikleri nedeniyle müvekkili tarafından Kestel …. Noterliği’nin 14.10.2021 Tarih. … Yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme feshedilmiş olup ödenen bedelin iadesi talep edildiğini, ihtarname sonrası da davalı tarafça sözleşme bedelinin iadesi yapılmadığından Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile davalı aleyhine takibe geçildiğini, ancak davalı tarafın haksız itirazı sebebiyle takip işlemleri durdurulduğunu, davalı taraf gerek müvekkilinin gerekse de diğer fuar katılımcılarının iradesini fesada uğratarak sözleşme yapmalarını sağlamış ancak akabinde çeşitli bahanelerle fuarı gerçekleştirmediğini, sözleşme imzalandıktan sonra … de gerçekleştirileceği bilinen bu fuar davalı tarafından pandemi gerekçe gösterilerek … tarihlerine ertelendiğini, daha sonrasında ise … tarihleri arasında gerçekleşeceği bildirilen fuar tarihinden 10 gün önce yine tek taraflı alınan bir karar ile fuarın Mayıs 2022’ye ertelendiği açıklandığını, bu açıklamadan sonra yeni yapılan duyuruya göre fuar … tarihine ertelendiğini, davalı tarafın ertelemeleri yapmasında haklı hiçbir nedeni bulunamadığını, Davalı tarafın en baştan niyeti zaten bu fuarı söylenen tarihte gerçekleştirmediğini, zira davalı taraf sadece … fuarı değil pek çok fuar organizasyonunu üstlenen bir şirket olduğunu, bu doğrultuda … tarihlerinde gıda fuarı , … tarihleri arasında … fuarı ve yine zamanında … gibi sektörel bir çok fuar gerçekleştirdiğini, dolayısıyla davalı tarafın açıklamalarında yer alan pandemi nedeni ile erteleme gerekçesi dayanaktan yoksun olduğunu, ayrıca, fuarların pandemi nedeniyle ertelenmesinde karar mercii olan T.O.B.B’nin bu yönde bir kararı veya tavsiyesi de bulunmadığını, ekonomik olarak tekstilcilerin de hat safhada etkilendiği bu dönemde piyasaları hareketlendirecek olan ve tekstilciler için bir fırsat olarak görülen bu etkinliklerin söz verilen tarihlerde gerçekleştirilmemesi fuar katılımcılarının tamamının zarara uğramasına sebep olduğunu, sözleşmeye konu olan bu fuar ulusal düzeyde değil uluslararası öneme sahip olan bir fuar olduğunu, bu fuarın tek taraflı keyfi bir uygulama neticesinde ertelenmesi hem ülkemizi hem de müvekkilini ve diğer fuar katılımcılarını oldukça zor durumda bıraktığını, müvekkilinin taraflar arasında akdedilen sözleşmeden beklediği yararı sağlayamadığını beyanla davalı borçlunun haksız ve hukuki dayanaktan yoksun esasa ilişkin itirazının iptali ile takibin devamını, müvekkili firma lehine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekil ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirket; … Holding bünyesinde yurt içi ve yurt dışında, dünya çapınca çeşitli fuarlar düzenleyen organizatör şirket olduğunu, davalı şirket ise tekstil sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında … tarihleri arasında düzenlenecek … Fuarı (…) için “Fuar Katılım Sözleşmesi” akdedildiğini, COVİD-19 salgını nedeniyle fuar, haklı sebeplerle ileri bir tarihe ertelendiğini, yapılan sözleşmede yer alan hükümler gereğince müvekkili şirketin, fuarı haklı gerekçelerle erteleme hakkına sahip olduğunu, yapılan erteleme ile, katılımcıların hakları aynen korunacak olması, aynı şartlarda fuarın gerçekleştirilecek olması nedeniyle fuar katılım bedelinin iade edilemeyeceği hususu da kararlaştırıldığını, söz konusu … fuarı … tarihleri arasında gerçekleştirilmiş olup davacıya fuar alanında yer tahsisi yapılmasına rağmen katılım sağlamadığını, müvekkili şirket mücbir sebep nedeniyle ertelenen fuar organizasyonunu … tarihleri arasında … Fuar ve Kongre Merkezinde gerçekleştirdiğini, davacı … ile fuarın ertelendiğine ilişkin yeni tarih ve yer ile ilgili ihtarat ve bilgilendirme yapıldığını, davacı yan her ne kadar protokol hükümlerine dayansa da protokol müvekkili şirket ile dava dışı … arasında yapıldığını, bununla birlikte protokol süreli olup süresi sona erdiğini, ayrıca dayanılan hükümde, fuar tarihinin değiştirilmesinde mücbir sebepler ayrık tutulduğunu beyanla haksız, kötüniyetli ve hukuki mesnetten yoksun huzurdaki davanın reddini, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı taraf yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Fuar katılım sözleşmesi nedeni ile ödenen katılım ücretini iadesine ilişkin alacak davasıdır.
Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6).
Davacı ve davalı tacir olup TTK 18/2 maddesi uyarınca her iki tarafın da ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli olma yükümlülüğü bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 26’da bir sözleşmenin içeriğinin, bu sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almaktadır. Bu temel kuralın istisnası ise 20. maddede (TBK m. 27) ahlâka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu açıklanmıştır. Sözleşme serbestisi kavramının temeli irade özgürlüğüne dayalıdır. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın irade özgürlüğüne ilişkin hükümleri (m. 12/1, 13, 17/1, 19, 35/1, 48/1, vb.) göstermektedir ki; hukuk sistemimiz kişilerin irade özgürlüğüne sahip olduğunu temel bir ilke olarak benimsemiştir.
Genel işlem koşulları 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’dan önce 818 sayılı BK düzenlemesi içerisinde yer almasa da kamu düzeni, ahlâka aykırılık, kişiliğin korunması, sosyal adalet gibi farklı hukuki dayanaklarla bu husus pek çok yargı kararı ile (örneğin; Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli, 1996/3-717 E., 1996/850 K. sayılı kararı) kabul görmüştür. Yine TBK’nın yürürlüğünden önce mevzuatımızda, oldukça sınırlı sayıda ve dar kapsamda da olsa, genel işlem koşullarına ilişkin bazı hükümler yer almıştır (6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 766, 1266; 5464 sayılı Banka ve Kredi Kartları Kanunu m. 24; Sermaye Piyasası Kurulunun Aracılık Faaliyetleri ve Aracı Kuruluşlara İlişkin Esaslar Tebliği m. 47/3 gibi). Bu düzenlemelerden biri de tüketici hukukunda mevcuttur.
Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; taraflara arasında fuar katılım sözleşmesi bulunduğuna ilişkin herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşme kapsamında fuara katılma bedelinin 7.785,74 USD ödediğini, fuarın iptal edilmiş olmasına rağmen davalının ödedikleri bedeli iade etmediğinden bahisle bu bedelin iadesi talebi ile iş bu alacak talebinde bulunmuş olup davalı Fuarın iptal edilmediğini ertelendiğini, kaldı ki sözleşmenin 2. Maddesinde fuar tarihinin değiştirilmesi hususunun davacı tarafça kabul edildiğini bu nedenle bedelin iadesini talep edemeyeceği yönünde savunmada bulunmuştur. Burada irdelenmesi gereken taraflar arasındaki sözleşmenin 2. Maddesinin geçerli olup olmadığı, haksız şart niteliğinde olup olmadığı, ertelenen fuar nedeni ile ödediği fuar katılım bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığının tespiti gerekmektedir. Yukarıda bahsedildiği gibi sözleşme özgürlüğü, bir akdi yapıp yapmama, içeriğini belirleme, akdin karşı tarafını seçme, akde son verebilme ve akdin şeklini belirleyebilme serbestîsi anlamına gelmekte olup, kimse bir akdi yapmaya zorlanamayacağı gibi istediği bir akdi yapmaktan da alıkonulamayacaktır. Taraflar arasında özel hukuk hükümlerine tabi geçerli bir sözleşme (Fuar Katılım Sözleşemesi) mevcut olup, davacının ve davalının basiretli tacir olarak davranma yükümlülüğüne sahip oldukları hususu ise izahtan varestedir. Bu nedenle de “Fuar Katılım Sözleşmesi” nin 2. Maddesi tarafların serbest iradeleri ile kararlaştırdıkları hüküm olup geçerli olup, haksız şart olarak kabulü mümkün olmayıp tarafları bağlayıcı olduğundan ve madde metin içeriğinden davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin açıkça düzenlendiği, kaldı ki gelen yazı cevaplarından Fuar tarihinin mücbir sebep ile ertelendiği ve ertelenme ve yeni tarih ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin hem internet sitesinden ilan edildiği hem de davacı tarafa mail yolu ile bilgilendirme yapıldığı, basiretli tacir gibi davranması gereken davacı tarafın sözleşmenin imzalanması sırasında sözleşmenin 2. maddesini bildiği, bu hükme göre de ödenen bedelin iadesini talep hakkının olmadığı, ödeme yükümlülüğünün devam ettiği ve ertelemenin taraflara sözleşmenin feshi hakkı da tanımayacağı düzenlenmiş olup açıklanan gerekçelerle açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- DAVANIN REDDİNE,

2-Harçlar Kanunu’na göre hesaplanan ve tahsili gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.445,19 TL harçtan mahsubu ile Hazine’ye irat kaydına, bakiye 1.265,29 ‬TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,

3- Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafça sarf olunmuş yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
Sarf olunmayan gider/delil avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine ,

4- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabulucuk ücretinin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,

5-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine red olunan dava değerine göre hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Av. Kan. ve AAÜT gereğince takdir olunan 18.948,84 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine dair,

Davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 5235 Sayılı Kanun’un geçici 2. maddesine göre Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların … tarih ve … sayılı Resmi Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla 6100 sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 341 ila 360. md hükümleri gereğince mahkememize veya aynı sıfatta başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/03/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır