Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/468 E. 2022/1290 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/468 Esas
KARAR NO : 2022/1290

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/05/2022
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
K.YAZIM TARİHİ : 26/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ….. Sigorta A.Ş. ’ye 31.03.2020 – 31.03.2021 başlangıç ve bitiş tarihli,
….. numaralı Nakliyat Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile sigortalı
bulunan … Sanayi A.Ş. ’nin İngiltere’de yerleşik … (…)
Ltd. firmasına ihraç ettiği emtialarının Türkiye’den İngiltere’ye kara yolu ile nakliyesi işi davalı
tarafça 12.10.2020 tarihli, … numaralı navlun faturası karşılığında
üstlendiğini, uyuşmazlığa konu olayda zarar gören sigortalı emtialar, dava dışı sigortalı şirketin tesislerinden 08.10.2020 tarihinde, Türkiye’den İngiltere’ye ihraç edilmek üzere yola çıktığını, davalı şirketin malik/ işleteni olduğu … plaka numaralı nakliye aracındaki sigortalı
emtialar, 21.10.2020 tarihinde nihai alıcı sıfatına haiz olan İngiltere’de yerleşik …
Ltd. Şti. firmasının deposuna ulaşmış ve sigortalı emtiaların araçtan tahliyesi öncesinde yapılan
kontrol ve denetim esnasında, 2 paket sigortalı emtianın hasarlı olduğu tespit edildiğini,
21.10.2020 tanzim tarihli Hasar Tespit Raporu’nda, sigortalı emtialar arasında 2 adet
emtianın ezilip hasara uğradığının açıklandığını, davalı şirketin taşıma işini üstlendiği …
plaka numaralı nakliye aracı şoförü, yukarıda anılan 21.10.2020 tanzim tarihli Hasar Tespit
Tutanağını imza altına almış, sigortalı emtiaların nakliye sırasında zarar gördüğünü açıkça ikrar
edildiğini, müvekkili şirkete yapılan hasar ihbarı üzerine, …. numaralı hasar dosyası
kapsamında görevlendirilen alanında uzman sigorta eksperince düzenlenen 29.12.2020 tanzim
tarihli Nakliyat Hasar Kesin Ekspertiz Raporu’nda; “Sigortalı firma tesislerinden yükleme
sonrası 08.10.2020 tarihinde yola çıkan … plakalı nakliye aracı 21.10.2020 tarihinde
nihai alıcı “ ….” firmanın İngiltere’de olan deposuna vardığı, araçtan tahliye
öncesi yapılan kontrolde 2 palet emtianın hasarlı olduğu tespit edildiği,
araç şoförü tarafından da imzalanan Hasar Tespit Raporu, tanzim edildiğini, buna göre
alıcı tarafından yapılan araç içi ön tespitte 2 Palet 9.000 Adet _ 1.943,10 GBP emtianın hasarlı
“Ezik, Yırtık” olduğu tespit edilmiş olduğu, toplam hasar bedelinin sovtaj bedeli düşülmekle
toplam 1.106,48.-EUR olduğunu, hasarın rücu muhatabının nakliyeci firma olan …. Ltd. Şti. firması olduğu” şeklinde, sonuç ve kanaatine varıldığını, müvekkili ….. Sigorta A.Ş. uyuşmazlığa konu olay nedeni ile dava dışı sigortalısına
29.06.2021 tarihinde 1.106,48.-EUR’ sigorta tazminatı ödemiş. Müvekkili ….. Sigorta A.Ş.,
yapmış olduğu bu ödeme ile TTK 1472 maddesi uyarınca, sigortalının haklarına hukuken halef olduğundan davalı tarafın sorumluluğunu karşılayan 1.106,48. EUR’nun TL cinsinden değeri
olan 11.468,22. TL alacak için zarar sorumlularına rücu hakkı doğduğunu, uluslararası taşımalarda uygulanacak olan CMR Konvansiyonu’nun “Taşımacının Sorumluluğu” başlıklı 17. maddesinin 1 numaralı bendinde “Taşımacı, yükü teslim aldığı
andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan
sorumludur.” düzenlemesi hüküm altına alındığını, Uyuşmazlığa konu maddi hasarlı olay, uluslararası karayolu eşya taşımacılığına ilişkin
olduğundan CMR konvansiyonu hükümleri çerçevesinde sorumsuzluğu gerektirir bir halin
varlığı davalı tarafça ispat edilmedikçe davalının sorumluluktan kurtulmasının mümkün
olmadığını, dava konusu somut olayda, sigortalı emtialar üzerinde doğan zarar, davalı
taşımacının sorumluluk sahası içinde meydana gelmiş olup davalı taraf kusuru ile sebebiyet
verdiği zarardan sorumlu olup, doğan zararı tazminle mükellef olduğunu, dava konusu maddi hasarlı olay nedeni ile ödenen tazminatın, Nakliyat Hasar Kesin
Ekspertiz Raporu’nda belirtildiği üzere sorumlu olan davalı/borçludan tahsili amacı ile davalı
şirkete gönderilen rücu ihtarının sonuçsuz kalmasına istinaden Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün
… E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatılmış ise de, yapılan
icra takibine davalı/borçlunun itirazı üzerine icra takibi durmuş olduğundan ve zorunlu ticari
arabuluculuk görüşmelerinden de sonuç alınamaması üzerine müvekkili şirkettin alacağının tahsili
için işbu itirazın iptali davasının açılma zaruretinin doğduğunu, uyuşmazlık konusu maddi hasarlı olaydan dolayı sorumluluğu aşikâr olmasına karşın,
davalı/borçlunun aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile
başlatılan icra takibine karşı herhangi bir haklı sebep göstermeksizin itiraz etmiş olması,
davalı/borçlunun kötü niyetini ortaya koyduğundan, davalı/borçlu aleyhine % 20’den az
olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin
davalı/borçludan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın, dava dilekçesinde sigortalısına ait emtianın taşınmasının sigortalandığını,
sigortalısı dava dışı … Sanayi Anonim
Şirketi’ne 1.106,48 EUR tutarında sigorta tazminatı ödediğini ve sigortalısının haklarına
TTK’nın 1472. hükmü kapsamında halef olduğunu, bilindiği üzere Türk Ticaret
Kanunu madde 1472 kapsamında sigortacının halefiyetinden söz edebilmek için geçerli bir
sigorta sözleşmesi bulunması, Sigortalının dava hakkı bulunması ve Sigorta bedelinin ödenmiş
olması gerektiğini, bunlardan bir tanesinin yokluğu, halefiyet iddialarını geçersiz kılacağını, davacı taraf sigortalısı …. Sanayi
Anonim Şirketi adına Nakliyat Blok Abonman Sigorta Poliçesi tanzim ettiğini, Kanun gereği davacı tarafın sigortalısından kaynaklı halefiyet hakkını elde edebilmesi
için sigortalısının zarara uğraması gerektiğinden, sigortalısının işbu taşıma nezdinde zarara uğradığının davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı tarafın delil listesinde yer alan mal
faturası incelendiğinde anlaşılacağı üzere, davacının sigortalısının, alıcı … (…) Ltd. adına
mal faturası düzenlediği görüleceğini, eğer davacının sigortalısı … işbu
mal faturası neticesinde taşınan malın bedelini alıcı firmadan tahsil ettiyse yük üzerinde
mülkiyet hakkı ve bu nedenle oluşan zarara katlanma yükümlülüğü bulunmadığından, yük
üzerinde korunacak herhangi bir menfaatinin de kalmadığı, yük ile hiçbir ilişkisi kalmayan
sigortalısının işbu taşıma ve iddia edilen hasar nedeniyle hiçbir zarara uğramadığı ortada olacağından, sigortacıya geçen herhangi bir halefiyet hakkının da olmayacağını, mal bedelinin alıcı
tarafından sigortalı …’a ödenmiş olması halinde, davacı tarafından
sigortalıya yapılan ödeme sebepsiz zenginleşmeye yol açacak olup ex gratia (lütuf ödemesi)
niteliği taşıyacağını, yasaya aykırılık teşkil eden bu durumda da davacı sigorta şirketinin rücu
hakkının bulunmayacağını, somut uyuşmazlıkta, davacı tarafın sigortalısı olan satıcının mal bedelini alıcıdan tahsil
edip etmediğinin anlaşılamadığını, ancak işbu taşıma DAP teslim şeklinde yapıldığından, alıcının
satıcıya mal bedelini ödediği karinesi olduğunu, işbu davaya konu taşıma için satıcının alıcı adına
düzenlediği mal faturasında, “….” kaydının yer aldığının görüleceğini, DAP teslim şekli uyarınca mallar, taşıma
aracının üzerinde boşaltılmaya hazır vaziyette alıcıya teslim edildiğini, satıcının malları belirlenen
varma yerine gelen taşıma aracından boşaltma işlemi yapılmaksızın alıcının tasarrufuna
bırakılması anında hasar ve yararın alıcıya geçeceğini, bu nedenle satış sözleşmesi uyarınca yükte
meydana gelecek hasar veya kayba katlanma yükümlülüğü, Borçlar Hukuku anlamında mal
varlığının aktifinde eksilme oluşan alıcıya ait olduğunu, huzurdaki davaya konu taşımada
emtianın boşaltma yeri olan İngiltere’de emtia üzerinde hasar ve yarar malın alıcısı … (….)
Ltd.’ye geçtiğini bu halde, emtiaya ilişkin hasar ve yarar alıcıya geçtiğinden satıcının
herhangi bir kaybı veya zararı söz konusu olmayacağını, satıcının emtiaya ilişkin hukuki bir
menfaati kalmamasına rağmen emtiaya ilişkin hasar bedelini davacı taraftan talep etmiş ve
davacı taraf da ilgili bedeli malın satıcısı ve gönderici olan sigortalısı ….’a ödemiş olduğunu, burada dikkat edilmesi gereken husus, yukarıda açıklandığı gibi
satıcı hukuken zarara uğramış sayılamayacağından, davacı tarafından satıcıya ödenen bedel
müvekkili şirkete rücu edilebilir bir tazminat bedeli olmadığını,
yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde, davacı taraf işbu taşımada iddia edilen
hasardan zarar görenin sigortalısı olduğunu ve sigortalısının zarara uğrayıp uğramadığı hususlarını yazılı delille kanıtlayamadığını ve yukarıda ifade edildiği üzere alıcının satıcıya mal
bedelini ödemiş olduğu karine olduğundan ve işbu taşıma DAP teslim şekline uygun
yapıldığından davacı tarafın işbu davayı açmakta aktif husumet ehliyetinin haiz olmadığını, ayrıca davacı tarafından düzenlenen sigorta poliçesinin abonman sigorta sözleşmesi
niteliğinde olduğunun dava dilekçesinde beyan edildiğini, abonman
poliçelerinin çerçeve sözleşme olması nedeniyle, kural olarak sigorta edilen menfaat somut hale geldikten sonra o sigortalı mal için sigorta teminatının doğacağının kabulü gerekir ve spesifik
poliçe düzenlenmemiş ise işbu dosyada aktif husumet ehliyeti bulunmayan, geçerli bir sigorta
sözleşmesine dayanmayan davacının davasının usulden reddinin gerektiğini, yukarıda açıklanan hususlar çerçevesinde, davacı taraf işbu taşımada iddia edilen
hasardan zarar görenin sigortalısı olduğunu ve sigortalısının zarara uğrayıp uğramadığı
hususlarını yazılı delille kanıtlayamadığı için aktif husumet ehliyetini haiz olmadığını, dolayısıyla, işbu davanın aktif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesi
gerekli olduğunu, yine davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin geçerli bir sigorta ilişkisinin
varlığına dayanıp dayanmadığı, menfaat yokluğu ex gratia (lütuf ödemesi) niteliği taşıyıp
taşımadığı, sigortalı tarafından ilk primin ödenip ödenmediği bu sebeple de halefiyetin söz
konusu olup olmadığına ilişkin olarak davacının sigortalısı tarafından ilk primin ödendiğine
dair davacı tarafından herhangi bir delilin dosyaya sunulmadığını, zira sigorta sözleşmelerinde
sigortacının ve sigortalının bazı yükümlülüklerinin olduğunu, davacı taraf sigortalısının bu
yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine dair hiç bir delili dosyaya sunmadığını, bu
aşamadan sonra da davalının bu delili sunmasına muvafakatlerinin olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle işbu davanın aktif husumet ehliyeti eksikliği nedeniyle
reddine karar verilmesi gerektiğini,
CMR Konvansiyonu madde 32 uyarınca “Bu anlaşma gereğince yapılan taşımalardan
doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.” hükmü kapsamında uluslararası kara yolu
taşımasına konu taleplerde taşıyana bir yıl içinde başvurulmadığında talep edenin talepleri
zaman aşımına uğrayacaktır.” işbu davaya konu taşımada ki taleplerin de bu kapsamda zaman aşımına
uğradığını, İddia Olunan Hasarın müvekkili Şirketin Sorumluluğundan Kaynaklanmadığını, huzurdaki davaya konu taşıma Türkiye’den İngiltere’ye yapılan uluslararası kara taşıması
olduğundan olayı, ilgili taşımayı düzenleyen kurallar da CMR Konvansiyonu hükümleri
olacağını, CMR (Convention Marchandise Routier) Uluslararası karayolu taşımacılığında
koşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen bir sözleşme olduğunu, bu
sözleşme 1978 yılında Cenevre’de yazılmış ve 1979 yılında Birleşmiş Milletler tarafından
imzalanması için Dünya devletlerine gönderildiğini, Ülkemizin 1995 yılında bu sözleşmeyi
imzalayarak Uluslararası Karayolu nakliyesini bu Sözleşmenin yükümlülükleri altında
gerçekleştirmeye başlamış ve ilgili konvansiyon Anayasa md. 90 uyarınca bir iç hukuk kuralı
haline geldiğini, CMR Konvansiyonunun 17. maddesi taşıyıcının sorumluluğunu düzenlemekle birlikte
aynı zamanda taşıyıcının sorumluluktan kuruluş sebeplerini de düzenlendiğini, CMR
Konvansyonu md.17/2 “Eğer kayıp, hasar veya gecikme istek sahibinin hatası veya ihmalinden,
taşımacının hatasından değilde, istek sahibinin verdiği talimattan yüke has bir kusurdan yahutta
taşımacının önlemesine olanak bulunmayan durumlardan ileri geliyorsa, taşımacı sorumlu
tutulamaz.” şeklinde olduğunu, işbu davada ise yükün taşındığı araca yüklemenin davacının sigortalısı gönderici tarafından
yapıldığını, zaten işbu davaya uygulanacak CMR Konvansiyonu ve ilgili mevzuat göz önüne
alındığında, yükleme ve boşaltma ile ilgili olarak kanunda yer alan hüküm şu şekildedir:
“Sözleşmeden, durumun gereğinden veya ticari teamülden aksi anlaşılmadıkça; gönderen,
eşyayı, taşıma güvenliğine uygun biçimde araca koyarak, istifleyerek, bağlayarak, sabitleyerek
yüklemek ve aynı şekilde boşaltmak zorundadır.” İşbu madde kapsamında göndericinin
sorumluluğunun açık bir şekilde belirtildiğini, bu hususla ilgili olarak aksi konuda davacı tarafından
dosya kapsamına herhangi bir bilgi ve belge sunulmamış olduğundan taşıyanın işbu taşıma
kapsamında yükleme ve istifleme konusunda herhangi bir sorumluluğunun olmadığı ve
yükleme-istifin tamamen davacı gönderici tarafından yapıldığının aşikar olduğunu, tüm bu açıklamalarımıza ilaveten, davacı tarafın dosyaya sunmuş olduğu sigorta
poliçesi incelendiğinde de görüleceği üzere, ilgili poliçenin 8. Sayfasında “Not 30:” başlığı ile
yer alan açıklama ile ambalaj ve/veya istifleme hatalarından kaynaklanan hasarların sigorta
bedelinin %20’si ile teminat altına alındığını, meydana geldiği iddia olunan hasarın
ambalajlama ve istifleme hatası olduğu aşikar olup bu durumda davacı sigorta şirketinin
sigortalısına yapmış olduğu ödemenin geçerli bir ödeme olup olmadığı ve, hiçbir şekilde
müvekkili şirketin sorumluluğunu ve davacı tarafın geçerli bir ödeme yaptığını kabul anlamına
gelmemek kaydı ile, bu ödemenin hangi kısmının da rücu edilebilir olduğu hususlarının Sayın
Mahkemece tespitinin gerektiğini, ambalajlamayı, yüklemeyi ve istiflemeyi yapan malın üreticisinin, emtia için en uygun
koşulları bilecek kişi olacağını, davcının sigortalısı gönderici taşınan emtianın üreticisi olduğunu, kendi ürettikleri ürünün nasıl korunması gerektiğini en iyi bilecek kişinin yine kendileri olduğunu, taşıyan ya
da sürücüsü yükün ambalajında ve araç içine yüklenmesinde bulunmadığı gibi emtialar araca
yerleştirilirken ve istiflenirken içini bile görmediğini, burada tüm sorumluluğun dava dışı
göndericiye ait olduğunu, dava konusu iddia olunan hasarın oluşmasından tamamen davacının sigortalısı
gönderici sorumlu olup müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğu bulunmadığı, davacı ve
sigortalısı tarafından neye göre hesaplandığı belli olmayan talebinin tarafımızca kabulünün
mümkün olmadığını mahkemenin dikkatine sunulduğunu, davacı tarafın zarara uğrayıp uğramadığı hususu ispata muhtaç olmakla birlikte, her
halükarda meydana geldiğini iddia ettiği hasardan ancak gerçek zararı talep edebileceği
ortada olduğunu, “CMR Konvansiyonu madde 23/1 gereğince “Bu anlaşmanın hükümleri gereğince bir
taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu
tutulduğundan, bu tazminatın yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine
göre hesaplanır.”
davacının talebinin gerçek zarar olup olmadığı, CMR Konvansiyonu 23/1’e uygun olup
olmadığı ve sovtaj bedelinin zarardan düşülüp düşülmediği, hesaplanan sovtaj bedelinin hangi
şartlarda hesaplandığı hususları dikkatle gözden geçirilmeli ve hesaplamalar buna göre
yapılmalı, sovtaj bedelinin özellikle tetkik edilmesi gerektiğini, hiçbir şekilde müvekkili şirketin sorumluluğunu ve davacının rücu edebileceği
herhangi bir tazminat bulunduğunu kabul ettiğimiz anlamına gelmemek kaydıyla, taşıyıcının
taşıma sırasında taşınan emtiada meydana gelen hasardan sorumluluğu CMR Konvansiyonu
madde 23 ve devamı maddelerinde sınırlandırıldığını, işbu sebeple davacının CMR
Konvansiyonu madde 23 ve devamı maddelerinde yer alan sınırlı sorumluluk miktarının
üzerindeki fazlaya ilişkin taleplerinin reddinin gerekli olduğunu, Hasar Bildirimi CMR Konvansiyonu uyarınca yasal süresi içerisinde
gerçekleştirilmemiş olmakla usulüne uygun olarak yapılmadığını, CMR 30/f.1 maddesi uyarınca
“Alıcı, taşımacı ile beraber durumlarını kontrol etmeden, veya ziyan ve hasarın
açıkça görüldüğü hallerde teslim anında veya açıkça görülmediği hallerde teslimden yedi gün
içinde (pazar günleri ve resmi tatiller hariç) durumu kendisine bildirmeden malı tesellüm
ederse, bu husus onun yükü sevk mektubunda belirtildiği şekilde alındığına kanıt oluşturur.
Açıkça gözükmeyen ziyan veya hasarlarda bildirme yazılı olarak yapılacaktır.”
dava konusu taşıma uluslararası karayolu taşıması gereğince yapıldığından CMR
Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, yukarıda anılı hüküm tahtında
davacı tarafından dosyasına sunulmuş olan dava dışı sigortalı tarafından Müvekkil Şirkete
yapılan herhangi bir hasar bildirimi yoktur. Yine CMR üzerine düşülmüş herhangi bir hasar
şerhi de bulunmamaktadır. CMR Madde 30 gereğince hasar halinde yükün alıcıya tesliminden
sonra 7 gün içinde ihbarda bulunulması, aksi halde taşımacıdan tazminat talep edilemeyeceğinin düzenlendiği; süresi içerisinde ihbarda bulunulmadığı; yukarıda sayılan sebepler doğrultusunda haksız davanın öncelikle usulden reddine, esasa girilmesi durumunda da esastan reddin karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 11.468,22 TL asıl alacak, 594,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.062,92 TL alacak üzerinden borçlu aleyhine ilamsız icra takibi başlattığı, ödeme emrinin borçluya 24/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu tarafından 28/01/2022 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği görüldü.
Dosyaya sunulan 26/07/2022 tarihli bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; Davacının dava dışı sigortalısına ödediği sigorta bedelinin davalıdan talep edilmesi bakımından, yük ilgilisi gönderene halefi olması hasebiyle TTK m.1472 gereği rücuen tazminat talep ve davası ikamesi hususunda aktif husumet ehliyetinin bulunduğunun değerlendirildiği, davalının üstlendiği taşıma başlangıcında hiçbir itiraz ileri sürülmeksizin taşımaya alınan yükün varma yerinde hasarlı olduğunun şoför katılımı ile tutulan tutanak ile tespit edildiği, CMR m.30 gereği bildirim şartı aranmayacağı, bu noktada CMR m.17/1 gereği taşımaya konu malların taşıma sürecinde hasara uğradığının değerlendirildiği, söz konusu hasardan davalının sorumluluktan kurtulma için bir savunma ortaya koyamadığı, bu nedenle sovtaj ve sair hususlar gözetilerek CMR m.23-25 hükümlerine göre hesaplanan zarardan sorumlu tutulabileceği, taşınan emtianın ambalaj malzemeleri olduğu ve zarar tespitinde gerekli zarar tespit kriterlerine uygun sigorta ekspertiz raporu ile tespitlerde bulunulduğunun tespit edildiği, bu çerçevede davacı tarafından sigortalısına ödenen tutarın kadri maruf olduğunun değerlendirildiği, davacının asıl alacağının 11.468,22 TL tespit edildiği, zararın gerçekte yabancı para cinsinden olmasına karşın, davacının ancak bu belirlenen TL miktarı üzerinden takip ve dava yoluna gidebileceğinin değerlendirildiği, alacağın zamanaşımına uğrayıp uğramadığı hususunun yüce mahkemenin hukuki niteleme ve değerlendirmesini gerektirdiği, davacının alacağının rücuen tazminat alacağı olduğu, sorumluluk ve tazminat hususunda yargılamayı gerektirdiği gözetilerek icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı hususlarında yüce mahkemenin değerlendirmesini gerektirdiği kanaatine varıldığı beyan edilmiştir.
Huzurda görülen dava itirazın iptali davası olup, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan normal bir eda davasıdır.
Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde vereceği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi davanın kabulü halinde borçlu da alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır. Bu nedenle mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından Nakliyat Blok Abonman Sigorta Poliçesi ile güvence altına alınan dava dışı davacı sigorta şirketinin sigortalısı … Sanayi A.Ş.’ye ait bir kısım emtiaların Türkiye’den İngiltere’ye kara yolu ile taşınması sırasında bir kısım emtiaların hasara uğraması nedeni ile davacı tarafından sigortalısına ödenen tutarın rücuen tazmini istemli olarak huzurda görülen dava açılmıştır. Davacı tarafından dava dışı sigortalısına dava konusu miktar ödendiğinden halefiyet ilkesi gereğince davacının huzurda görülen davada aktif husumet ehliyetinin bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Her ne kadar davalı vekili tarafından uyuşmazlığa konu alacağın zamanaşımına uğradığı iddia edilmiş ise de hasara ilişkin tutanağın tutulduğu 21/10/2020 tarihinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde icra takibinin açılarak zamanaşımının kesilmiş olması; yine davanın icra takibinin açılmasından sonra 1 yıllık süre içerisinde açılmış olması karşısında davalının zamanaşımı definin reddine karar vermek gerekmiştir. Mahkememizce uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda; davalının üstlendiği taşıma başlangıcında hiçbir itiraz ileri sürülmeksizin taşımaya alınan yükün varma yerinde hasarlı olduğunun şoför katılımı ile tutulan tutanak ile tespit edildiği, CMR’nın 30. maddesi gereği bu durumda bildirim şartının aranmayacağı, bu noktada CMR’nin 17/1. maddesi gereği taşımaya konu malların taşıma sürecinde hasara uğradığının değerlendirildiği, söz konusu hasardan davalının sorumluluktan kurtulma için bir savunma ortaya koyamadığı, bu nedenle sovtaj ve sair hususlar gözetilerek CMR’nin 23-25. madde hükümlerine göre hesaplanan zarardan sorumlu tutulabileceği, davacı tarafından sigortalısına ödenen tutarın kadri maruf olduğunun değerlendirildiği kanaatine varıldığı belirtilmiştir. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olduğu tespit edilen bilirkişi raporu doğrultusunda açılan davanın asıl alacak bakımından kabulüne, CMR hükümleri değerlendirildiğinde davacının takip öncesi faiz talebi ile alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 11.468,22 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere CMR’nin 27. maddesi uyarınca yıllık %5 oranında işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 783,39 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 145,70 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 637,69 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
6-Davacı tarafından sarf olunan 3.000,00 TL bilirkişi masrafı + 51,75 TL posta ücreti tebligat, müzekkere masrafından ibaret toplam 3.051,75 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%95,70 kabul oranı) hesaplanan 2.920,52 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 11,50 TL vekalet harcı, 80,70 TL başvurma harcı ve 145,70 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 594,70 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.560,00 TL’nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 76,91 TL’sinin davacıdan; 1.483,09 TL’sinin ise davalıdan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip ….
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı